Tekil Mesaj gösterimi
Alt 27-04-2009, 02:46 PM   #52 (permalink)
Belgin ∞

Redflowers
 
Belgin ∞ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 3,010
Tesekkür: 28,441
2,242 Mesajinıza toplam 14,584 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Belgin ∞ has a reputation beyond reputeBelgin ∞ has a reputation beyond reputeBelgin ∞ has a reputation beyond reputeBelgin ∞ has a reputation beyond reputeBelgin ∞ has a reputation beyond reputeBelgin ∞ has a reputation beyond reputeBelgin ∞ has a reputation beyond reputeBelgin ∞ has a reputation beyond reputeBelgin ∞ has a reputation beyond reputeBelgin ∞ has a reputation beyond reputeBelgin ∞ has a reputation beyond repute
Standart Cevap: Işığı Arayanların Karanlık Yanı Kitabından Alıntılar

8/1

IŞIĞINIZIN PARLAMASINA İZİN VERMEK

‘Bizim en derin korkumuz yetersiz olmak değildir. En derin korkumuz ölçüsüz bir biçimde güçlü olmaktır.’ der, Marianne Williamson Sevgiye Dönüş kitabında. ‘Bizi en çok korkutan şey karanlığımız değil, ışığımızdır. Biz kendi kendimize, ‘Ben kimim ki zeki, güzel, yetenekli ve muhteşem olayım?’ diye sorarız. Aslında, siz kimsiniz ki öyle olmayasınız? Siz Tanrı’nın çocuğusunuz. Sizin küçük oynamanızın dünyaya bir yararı olmaz. Diğer insanlar sizin yanınızda kendilerini güvensiz hissetmesinler diye büzülüp sinmeniz aydınlanmış bir davranış değildir. Siz içinizdeki Tanrı’ nın ihtişamını tezahür ettirmek için doğdunuz. O sadece bazılarınızda değil, herkeste bulunur; ve biz ışığımızın parlamasına izin verdiğimizde, bilinçsiz olarak, diğer insanların da aynı şeyi yapmalarına izin veririz. Biz korkumuzdan özgürleştiğimizde, mevcudiyetimiz otomatik olarak başkalarını da özgürleştirir.’

Bu bölüm size tüm ışığınızın parlamasına nasıl izin vereceğinizi, başkalarında gördüğünüz tüm zarafeti ve ihtişamı kendi içinizde nasıl kucaklayıp benimseyebileceğinizi anlatacaktır. Bu sadece karanlık gölgenizi değil, ışık gölgenizi de, yani yadsıdığınız ve başkalarına projekte ettiğiniz her olumlu şeyi sahiplenmek ve benimsemek anlamına gelir.

Biz yeni bir çağda yaşıyoruz. Bu bir kendini açma, şifa bulma ve tekamül etme zamanıdır. O pasif bir şey değildir, ama teslimiyet gerektirir: Ego’muzun ve eski kalıplarımızın teslim edilmesini, onlardan vazgeçmeyi. Charles Dubois’in bir zamanlar dediği gibi, ‘Önemli olan şey her an, olabileceğiniz şey için olduğunuz şeyi kurban edebilmektir.’ Bizim bütün, hakiki benliğimiz olmamızı engelleyen tek şey korkudur. Korkumuz bize hayallerimizi gerçekleştiremeyeceğimizi söyler. Korkumuz bize riskler almamamızı söyler. O bizim en zengin hazinelerimizin keyfini çıkarmamızı engeller. Korkumuz bizim tüm alanı kucaklamak yerine, tayfın ortasında yaşamamıza yol açar. Korku bizi hissiz, hiçbir şey hissedemez bir halde tutar. O bizim yaşamın coşkusunu ve heyecanını yaşamamızı engeller. Korkuyla, hayatımızda kendimize kendi oluşturduğumuz sınırlamaların uygun olduklarını kanıtlayacak durumlar yaratırız. Korkumuzu aşmak için onunla yüzleşmek ve onun yerine sevgiyi geçirmek zorundayız. O zaman onu kucaklayıp benimseyebiliriz. Ve bir kez korkumuzu kucaklayabildiğimizde, artık korkmamayı seçebiliriz. Sevgi bizim o bağı kesmemizi sağlar.

Biz büyüklüğümüzden korkarız, çünkü o bizim çekirdek inançlarımıza meydan okur. O bize söylenmiş olan her şeyle çelişir. Bazıları sadece birkaç armağanını görebilirken, bazılarımız birçok armağanımızı tanıyabiliriz. Ama, ben ışığının tüm parlaklığı ile rahat olan biriyle nadiren karşılaştım. Herkes sahiplenip benimsemekte zorlandığı farklı olumlu özelliklere sahiptir. Çoğumuza kendinden aşırı emin ya da kendini beğenmiş olmamamız söylendiğinden, biz en değerli bazı armağanlarımızı gömmüşüzdür. Bu özellikler bizim ışık gölgemiz olurlar. Biz karanlık gölgemizi taşıdığımız aynı çantanın içinde ışık gölgemizi de taşırız.


Karanlık veçhelerimizi olduğu gibi, ışık veçhelerimizi almak da aynı şekilde zordur. Kendi hakkımızda iyi şeyler söylemek sadece uygun değildir, bu YAPILMASI GEREKEN bir şeydir.

Bir an durup zihninizi sessizleştirin. Birkaç ağır, derin nefes alın ve aşağıdaki listeyi yavaş yavaş okuyun. Her sözcüğe baktıktan sonra, kendi kendinize her bir sözcüğü kullanarak, ‘Ben Öyleyim’ deyin. Örneğin: ‘Ben sağlıklıyım; ben güzelim; ben zekiyim; ben yetenekliyim; ben zenginim.’ Bir kağıda sizi gerçekten rahatsız eden sözcükleri yazın. Buna bir başkasında gördüğünüzde hayranlık duyduğunuz, ama kendi içinizde benimseyemediğiniz şeyleri temsil eden sözcükleri de dahil edin.


Hazır mısınız? O halde başlıyoruz.
__________________
Ben Tanrı'nın bir çocuğuyum ve Dünya denen bu yerde olmaya layığım. Ruhun adına, şifamı birlikte-yaratıyor ve titreşimimin değişmesini seçiyorum. Tanrım, kontratımı gerçekleştirebilmem için bilmemi istediğin şey nedir?
Belgin ∞ isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla