Merhaba annecik;) 

Hiç kafanı takma,şimdi içerde olayı dedeme anlatıyorsun...Baya heyecanlı ve sinirli konuşuyorsun,bu kızın seni bu kadar etkilemesinden,sinirlendirmesinden bıktım artık... 
"İnsanlar da ülkelere benziyor 
Sınırları var, yüzölçümleri 
Yasaları var 
Bayrakları, ilkeleri 
Kimi dağlık bir arazidir. 
Kimi kıraç 
Kimi bereketli 
Kimi dardır 
Kimi engin göz alabildiğince 
Kiminin sınırlarından sıkı pasaport denetimiyle girilebilir. 
Elini kolunu sallayarak girersin kiminden içeri 
Sonuçta ne küçümse insanları kızım 
Ne de önemse gereğinden çok 
Ama anlamaya çalış 
Nedir ve ne kadar genişleyebilir yüzölçümleri" 
bu şiiri çok sevdiğini biliyorum...Onunla arana artık resmi çekilen bir sınır koymalısın...Sınırını ve vakarını bilmeli...Çünkü kimse ses çıkarmadıkça,o farkında değilim maskesi ardına saklanarak yapacağını yapıyor...Bunları söylerken sana git ona bağır,çağır şunu yap bunu yap fln demiyorumki bu benim haddime düşmez...Hatta asla bağırıp çağırma...Vakarını koru,ona karşı...Ama ben seni bu kadar sinirlendirmesine ve sınırlarını bilmemesine dayanamıyorum...Birşeyler demek istiyorum ama ben onun gibi biri değilim...Kendime yakıştıramıyorum,söylemek istediklerimi... 
Birde;
Artık hayal kurmaya başla annecim...Emin ol hayal kurmaya başladıkça,hedeflerin oldukça bu tarz şeyler çerez formatında kalıyor...Düşünmüyorsun...
Kitapkafeni düşün...Hisset kokusunu...içinde pişireceğin,pastaları düşün...Satacağın güzel kitapları hisset...Masalarını,sandalyelerini,önünden geçen insanları,gelen insanları,müdavimlerini,oraya gelince olumsuz hissedip,çıkarken huzurla dolan insanları hisset...
Birgün bunları yapacaksın...
Ben eminim...
Sen yaparsın...
Sende emin ol...
Ve eyleme geç 

Böyle abuk subuk insanları,serbest bırak hayatından...Bırak hangi suya akıyorlarsa aksınlar...Ama sınırlarını koy artık...Lütfen...Kendin için yap... 
