Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05-02-2009, 04:19 PM   #2 (permalink)
ECEM18
Üsteğmen
 
ECEM18 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 212
Tesekkür: 1,412
221 Mesajinıza toplam 1,573 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
ECEM18 has much to be proud ofECEM18 has much to be proud ofECEM18 has much to be proud ofECEM18 has much to be proud ofECEM18 has much to be proud ofECEM18 has much to be proud ofECEM18 has much to be proud ofECEM18 has much to be proud ofECEM18 has much to be proud of
Smile

Eleştirenin psikolojisi: Mükemmeli yaratma bağımlılığı

Eleştiri yapanların bu eleştiriyi yapma nedenleride farklılık gösterebilir.
Bunlardan ilki yapanın eleştiriyi kendi , becerikliliğini ve kendi yaklaşımının üstünlüğünü
gösterme fırsatını yakalamasıdır. Ortaya bir ürün çıkmıştır ancak eklenebilecek başka özellikler ile daha mükemmel olabilir.
Ancak unutulmamalıdırki hayat adım adım basmakların tırmanıldığı bir süreçtir. Mükemmele ulaşma kişinin bağımsız çalışması ve kendi keşif duyguları engellenmeksizin gerçekleşmelidir.
Yaratıcı bir eserin ortaya çıktığı andaki övgü ve cesaret verici sözler eleştirinin aksine kişide otomatik olarak zaten farkında olduğu eksik yanları dile getirme ve düzeltme isteğini ve cesaretini doğurur.
Birçok ilişki yıllar boyunca tek bir takdir sözünü bekleyerek geçer. Üstelik zaman içinde bu beklenti kimsenin geri adım atmak istemediği bir inat ile karşılıklı eleştiri ve takdirsizlik savaşına dönüşür.
Trajikomik olan her iki tarafında tek bir takdir alırsa karşı tarafa bunun çok fazlasını vermeye hazır olmasındadır. Ancak belirttiğim üzere bu istek kızgınlık dolu bir inatın altında boğulan bir fantazi olarak kalır.
Kimisi karşı tarafın takdir edilmedikçe ya da eleştirildikçe daha fazla çabalamasından gizli bir çıkar sağlar. Ancak uzun vadede bu bencil insanlar ilişkide oldukları insanı kaybederler. Kayıp ettikleri gün ise büyük bir boşluk ve beceriksizlik içerisinde kızgınlık ya da pişmanlık duygusunu yaşarlar.
Bir çoğumuz yaşamlarını eşlerine anne ya da babalarına kendilerini beğendirme zorlantısı içerisinde geçiririz.
Bu zorlantı kişinin tüm benzer ilişkilerini etkilediği gibi başarısını, maddi durumunu, huzurunu ve sağlığınıda etkileme gücüne sahiptir.

Hepimiz duygusal olarak olgunlaşma yolunda ilerliyoruz. Eleştirinin fazlalığı bu olgunlaşmanın gecikmesin ve kişinin bir çok durumda çocukluk dönemine ait duygusal düğümlerinin devamına yol açabilmektedir.
Her durumda insanların ilişkide oldukları insandan öncelikli olarak beklediği biricik varlıklarının onaylanması, kabulu ve takdiridir.
Eylemlerimiz, düşünce, fikir ve eserlerimiz ile ortaya koyduğumuz biricik varlıklarımız farkedilme, kabul edilme ve takdir edilmeyi beklerler.
Zira varlığımızın fark edilmemesi ya da kabul edilmemesi bizde varoluşsal korku dediğimiz ölüm ve izolasyon korkusunu doğurur. Bu korku her ne kadar tüm yaratıcılığımızın ve eylemlerimizin altındaki gizli motivasyon olsa da bunun fazlasıyla ortaya çıkışı davranış bozukluğuna ve depresyona yol açabilir.

Eleştiri varoluşa tehdittir, bu türden bir tehditin dozu yukarıda da belirttiğimiz üzere iyi ayarlanmadığında sonuçları yıkıcı ve geriletici olabilmektedir.

Anlayış dolu bir ilişkiyi yürütmek bilinç, çaba, cesaret, sabır, dürüstlük, güven, paylaşım ve sevgi isteyen bir süreçtir. Bir ilişki için sarf edilen emeklerin bu değerler üzerinde yoğunlaşması gelişim, mutluluk ve huzuru getirir. İlişkilerini bu noktaya taşıyabilenler varmış oldukları olgunluk ile çevrelerine ve çocuklarına iyi model olma ve ellerinden tutma yetkinliğine sahip olabilirler.
Bu da sevginin en yüksek biçimi olan diğerinin gelişimi için hizmet etmeye dönüşür. Dönüşmüş ve aydınlanmış bir dünya ancak dönüşmüş ve sevgiyi ilişki biçimi yapabimiş bireylerin oluşturduğu bir toplumdan çıkabilir.

Burak AKÇAKANAT
__________________
insanın tüm evrende kesin düzeltebileceği tek bir şey vardır;kendisi
ECEM18 isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla