SEVME NİYETİ
''Umut ruhumuza yuva kuran,sessiz şarkılar söyleyen ve asla susmayan tüylü şeydir.''
Emily DİCKİNSON
Arzu bir enerji pınarıdır.Olağanüstü keşiflerin, göz kamaştırıcı sanat eserlerinin kaynağı arzulardır. Ancak değersizleştirilmiş arzular, aynı zamanda şiddete, yıkıma, ihanete hatta savaşlara kaynaklık etmiştir.
Her insan aşkı tatmak ister.Bu, doğuştan gelen bir ihtiyaçtır. Saf bir aşk arzusunu ve sağlıklı bir niyeti bir araya getirebildiğimizde, Evrensel Yasalar'ın gücünü artırır ve çekim gücümüzü yükseltiriz. Saf Arzu Yasası, iyi niyetli olduğumuz ve motivasyonumuzu koruduğumuz sürece, değerli ve mutlu bir sonuca ulaşmamızın garanti olduğunu söyler. Ancak, niyetimizi korkularla, açgözlülükle, olumsuz düşüncelerle, Kazanma hırsıyla zehirlersek, saf arzular ortadan kalkar, geriye ihtiyaç ve umutsuzluk enerjileri kalır.
Gerçekleştirmek istediğiniz her hedefe ulaşmak için, arzuya ihtiyacınız vardır. Arzular hayallerimizi gerçekleştirmemizi sağlayan, biz iten katalizörledir. Esinlenmenin, yaratıcılığın, değişim isteğinin kaynağı hep arzulardır.
Saf Arzu Yasası' nın beş bileşeni vardır.
* Umut,
* Heyecan,
* İnanç,
* Liyakat,
* Teslimiyet.
Belki bütün bunların arzunun kaçınılmaz ve doğal sonuçları olduğunu düşünüyorsunuz. Ancak hayallerinizi gerçekleştirme yolunda bu özelliklerin bazılarından mahrum kalmış olmanız da çok mümkündür.Dolayısıyla her birinin enerjisini anlamanız büyük önem taşır.
UMUT VE HEYECAN
Bir şeyi gerçekten arzularsanız, doğal olarak bunun gerçekleşmesi konusunda bir umut da taşırsınız.Umudun kaynağı, amacınızın sağlayacağı yararları bilmenizdir.Dolayısıyla, umudunuzu tazeleyebilmek, arzularınızı canlandırmak istiyorsanız, kendinize bu yararları sık sık hatırlatın.
Bir şeye, ister olumlu ister olumsuz anlamda ne kadar duygusal anlam yüklerseniz, o şeyin hayatınızdaki gücü de o kadar artar.Bir hedef konusunda heyecan duyarsanız, bunu gerçekleştirebileceğinizi hissedersiniz.Heyecan dolu hayaller kendini gerçekleştirir.
Ancak çelişkili niyetler taşıdığınızda, heyecan -ve onu ytakip eden momentum- kesiliverir. Belirli bir hedef konusunda gerçekten umut taşıyor olabilirsiniz, ancak heyecan yerine başka duygular - kaygı, tasa, hatta gerginlik- yaşayabilirsiniz. Bu duyguların kaynağı, hedefle bağlantılı eylemlere dair düşünceledir. Örneğin, kilo vermek istersiniz, ancak yapmanız gereken egzersizlerden korktuğunuz için, henüz arzuladığınız sonuçlara ulaşamadan, bir yoksunluk hissine kapılabilirsiniz.
Romantizm arzusunda yaşanan, heyecanı artıran kaygılar ve tasalar aynı zamanda çok büyük bir gerginlik de yaratır. Bu kaygıların kökeninde şu sorular vardır:
- Ya yeterince çekici değilsem?
- Ya yanlış bir şey söylersem?
- Ya yanlış insana güvenirsem?
- Ya yine acı çekersem?
- Ya başaramazsam?
Bu tür soruların sadece heyecanınızı değil, umudunuzu ve arzuladığınız sonucu da sabote edeceği kesindir.
Gerçek aşkı yakalamak istiyorsanız, arzularınızın kökeninde çelişkili niyetler olmadığına emin olmalısınız.
Romantizm yaşamak istersiniz ama, potansiyel acılardan da uzak durmak istersiniz. Sğlıklı bir ilişki yaşamak istersiniz ama, bunu yaşamanızı sağlayacak enerji değişimlerini gerçekleştirmekten kaçınırsınız.
Bu tür şeyler, niyetlerinizin çelişmesine neden olur. Çelişkili niyetler de ancak ve ancak çelişkili sonuçlar doğurabilir.
İNANÇ VE LİYAKAT
Samimi arzularınızı gerçeğe dönüştürmek istiyorsanız, mutlak bir inanca sahip olmanız gerekir. Her şeyden önce hedefinizi gerçekleştirebileceğinize inanıyor olmalısınız.Sö konusu olan romantik hedefler ise, sevebileceğinize ve sevilebileceğinize inanmalısınız.
Kendi değeriniz konusundaki inancınızın güçlü olması şu anlama gelir: ''Sevebilirim ve sevilebilirim.Şu halimle sevilmeyi hak ediyorum.''
Sevilmeye layık olduğunuzu inkar etmeniz, en özel ve en ruhani mirasınızı yok saymanız anlamına gelir. Bu da sizi yaşamın temel amaçlarından biri olan aşkı dile getirmek ve hissetmekten alıkoyar. Kendinize ve değerinize olan inancınızı sağlamlaştırmak için, elinizden gelen her şeyi yapın.
TESLİMİYET
Heyecanlı, umutlu, inançlı ve hayallerinize layık olabilirsiniz, ancak hayallerinizin gerçekleşmesini istiyorsanız, kendinizi teslim etmeniz gerekir. Telaştan ve kontrolü elinizde tutma arzusundan kurtulmalısınız. Ancak bunu gerçekleştirmeniz durumunda, güvenli tutumunuz, Evrensel Yasaları harekete geçirebilecektir.
Kendinizi teslim etmediğiniz zaman, akıntıya karşı kürek çekmek, çabalamak, dirençlerle baş etmek ve neden her şeyin bu kadar zor olduğunu anlamaya çalışmak zorunda kalırsınız. Sakın ola bu güçlükler, sizin kendinize duyduğunuz güvenin eksikliğinden ve rahatlamayı, huzur bulmayı reddetmenizden kaynaklanıyor olmasın??
''Cazibenin Sırları'', adlı kitaptan..