Tekil Mesaj gösterimi
Alt 14-01-2009, 04:55 AM   #1 (permalink)
bluemoon24
Albay
 
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
bluemoon24 is an unknown quantity at this point
Standart biz ne kadar çok öldük

‘biz ne kadar çok öldük

iki gün sonra, takvimler "1 eylül"ü gösterecek. ve biz yine, o gün hiç durmadan tekrarladığımız o "muhteşem kavram"ı tekrarlayacağız: barış...

düşünüyorum da tüm dünyada değil de, ortadoğuda ne kadar çok tükettik bu kavramı! ve bu kavramla birlikte "biz ne kadar çok öldük"...

sanki ne kadar "barış" dediysek o kadar öldük, ne kadar "kardeşlik" dediysek o kadar öldürüldük...

gerçekten, "biz ne kadar çok öldük"...

***

yaşamımın kalbi olan "90lı yıllar"da ölümsüz tek bir gün bile geçmedi. gerillalar öldü, askerler öldü, peşmergeler öldü saf köylüler, mazlum çocuklar, gelinlik kızlar, yaşlı analar ve insanlar, insanlar, insanlar öldü...

her ölümün bir zamanı vardı ama ortadoğuda ölüm hep zamansızdı. orada ölüm, sanki "zaman"ın diğer adıydı. ne zaman geleceği de belli olmazdı gideceği de. çünkü o, hep vardı...

mesela şimdi, 90lı yıllar yok, o zamanın "zaman"ı da...

ama şimdi, başka bir "zaman" var ve bu "zaman"ın yeni ölümleri var...

ortadoğu, şimdi bu "yeni zaman"ın yeni ölümleriyle çalkalanıyor. ve o çalkalandıkça biz "barış" diyoruz, biz "barış" dedikçe o çalkalanıyor...

acaba demesek olmaz mı?

yani "barış" demesek ölmez miyiz?

korkuyorum bu kavramın ve bu kavramın altını dolduran "doğal insan değeri"nin uğursuz bir "tıynet"e sahip olmasından korkuyorum! yoksa niye "barış" dedikçe ölüyoruz?..

boş yere "batıl felsefecilik" ya da "hurafecilik" yapmayalım değil mi? zira hiçbir ölümün ve yaşamın nedeni "kavramların ruhaniliği"yle ilgisi olamaz. böyle bir şey de yok zaten.

o halde, "insan olgusu"nun bizzat kendi "tıynet"ine bakmak lazım. bu nasıl bir varlıktır ki, kendi varlığını mutlaka başkalarının yokluğu üzerine kuruyor? yani nasıl bir düşünce sistematiğine, nasıl bir ruh dünyasına ve "ben kimliği"ne sahiptir ki, yaşamak için öldürüyor, kazanmak için kaybettiriyor, mutlu olmak için mutsuz ediyor?..

bu sorunun yanıtını ben bilemiyorum, kimsenin bildiğini de sanmıyorum! zira bilinse savaşlar olmazdı, bilinse insanlar ömründen önce ölmezdi. çünkü her cevap bir "çözüm", her cevap bir "iyileştirme"dir...

***

iki gün sonra, "ölümü öldürmek" için varedilen bir mantalitenin simgesini tekrarlayacağız: "barış"...

ve biz "o"nu tekrarlarken, başka yerlerde başka insanlar, "o"nun tersine sahip olan diğer insanlar tarafından öldürülecekler.

hatta belki de şimdi ben bu yazıyı yazarken ve belki de siz şu anda bu yazıyı okurken öldürülüyorlar...

bunu hissediyorum!..

bunu, "barışçıl bir insan" olarak yıllardan beri iliklerime kadar hissediyorum!..

öldürülüyorlar...

fakat "barış" ne, "barışçıl insan" ne?

düşünüyorum da ne kadar çok tükettik biz bu kavramları, ne kadar çok karşılıksızlaştırıp anlamsızlaştırdık!..

ama biz mi yaptık bunu, niye suçluyoruz ki kendimizi? yani onlar sürekli savaş istiyor ve yapıyorlarsa biz mi "barış"ı tüketmiş oluyoruz?

demek ki bu da -bir anlamda- sürekli ezilmenin ve suçlanmanın psikolojisi...

***

şimdi bir şarkı dinliyorum...

sözlerini yusuf hayaloğlu yazmış, bestesini ferhat tunç yapmış ve son albümünde okumuş.

hem sözler çok "güzel", bizi çok iyi anlatıyor hem de ferhat tunç çok güzel bir beste yapıp içtenlikle okumuş...

üst üste vurulduk, birer kırmızı güldük

şehirlerde, kırlarda, dağlarda hep biz öldük

delik deşik oldu mermilerle bağrımız

soruyorum size, biz ne kadar çok öldük

***

gerçekten, biz ne kadar çok öldük...

umur hozatlı*



Kaynak: İtüSözlük

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

bluemoon24 isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla