Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21-07-2007, 09:58 PM   #3 (permalink)
ramtha333
Üsteğmen
 
Üyelik tarihi: Jul 2007
Mesajlar: 231
Tesekkür: 0
81 Mesajinıza toplam 396 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
ramtha333 is an unknown quantity at this point
Standart Ynt: OLUMSUZ DÜŞÜNCEYİ OLUMLUYA ÇEVİR ME

Düşünce Gücü........!

"Sen varolan her şeysin...
Düşüncelerin, hayatın, gerçekleşen rüyalarınla
Sen, olmayı seçtiğin her şeysin..."

Hiç düşündünüz mü, nasıl davrandığınız,
ne kadar başarılı olduğunuz gibi konuların ne kadarı
başkalarının şartlamalarına, programlamalarına,
ne kadarı sizin kendi programlarınıza bağlıdır...
Herhangi birimiz için ne kadar önemsiz olursa olsun şartlanmışlıklarımızdan etkilenmeksizin
herhangi bir şey yapmak neredeyse imkansızdır...
Attığınız her adım, yaptığınız her hareket
ya da söylediğiniz her söz,
sizin önceki şartlanmalarınızdan etkilenmiştir.
Herhangi bir eylemde
ne kadar başarılı olacağınız, kendiniz hakkında geliştirdiğiniz kelime ve inançlara bağımlıdır...

İnsan beyni inanılmaz ölçüde güçlü, kişisel bir bilgisayardır...
Ona hangi bilgiyi yüklerseniz bunu olduğu gibi
kabul eder ve yüklediğiniz bilgiye uygun düşünce
ve davranışlar üretir...

Araştırmalar, insanın övgü ve onay niteliği taşıyan davranışlarla hayatının ilk 3 yılı boyunca sık sık karşılaştığını ancak ilk 3 yıldan sonra bu
davranışların giderek artan bir hızla yerini yargı
ve eleştiriye bıraktığını ortaya koymuştur.
Kaldı ki, insan 3 yaş öncesini pek hatırlayamamakta, geçmişe ait anıları
3 yaş sonrası dönemlerle ilgili olmaktadır...

Benliğimizle ilgili algılarımız çevremizin bizi
nasıl gördüğüyle yakın ilişki içindedir.
Çevreden gelen övgü ya da eleştiriler
benliğe mal edilir...
Reddetme, aşağılama, ayırma, yalnız bırakma,
yalıtım, korkutma, yıldırma, tehdit, istismar,
duygusal engelleme ve çocuğa yöneltilmiş
yüksek beklentiler çocuğun olumlu bir benlik
değeri geliştirmesini engeller.
Yeterince sevgi ve onayla karşılanmayan çocuklarda,
"ben sevilmeye layık değilim" düşüncesi
bilinçaltına yerleşir...
"Ben yeteneksizim, ben kötüyüm, varlığımın
bir anlamı yok, vb..."
Bu düşüncelerin bilinç altına yerleşmesini
sağlayan ana etken çevre, bu düşünceyi geliştirense bireydir...

Bu noktada birey iki bilinçsiz çatışma yaşar...
İnsanlara onu sevmedikleri için öfke duyar,
insanlar onu sevgiye değer bulmamışlardır.
Aynı zamanda kendi varlığına da öfke duymaktadır,
çünkü o değersiz bir varlıktır...
Bu durum kişinin bütün ilişkilerindeki tavrını,
dünyaya bakış açısını, yaşam felsefesini etkiler...

Diğer bir çatışma alanı ise bireyin ilişkilerindeki kısır döngüdür...
Bu kişi gerçekten sevilip onaylandığı bir ortamda da mutlu olamaz.
Çünkü yıllarca bilinç altına, "sevilmeye layık değilim" inancını yerleştirmiştir.
Bir tohum gibi bu düşünceyi büyütmüştür.
Dolayısıyla bilinçaltı bu inanca ters düşen
bir ortamla karşılaştığında huzursuz olur...
Farkında olmaksızın kendine, kendisiyle ilgili inançlarını doğrulayan ortamlar yaratacaktır.
Onu iten, yargılayan insanlar kişiyi bir mıknatıs
gibi çekecektir. Onun varlığını reddeden
her insan bilinç altındaki inancı doğrulayan
bir delildir. Böylelikle bireyin benliğine
dönük düşmanca duyguları da doyum bulur.
İlişkilerinde mutsuz da olsa bundan,
mazoşistçe bir haz duyar...

Bilinçsizce yaptığınız ve sizi mutsuz eden
seçimlerinizi bilinçli olarak değiştirmeniz mümkündür...

Bir düşünceye ne kadar uzun süre inanırsanız
o kadar gerçek olur...

Siz en çok düşündüğünüz şeysiniz.
Herhangi bir konudaki başarı ya da başarısızlığınız başkalarından ne kabul ettiğinize ve kendinizle konuşurken ne söylediğinize bağlıdır.
İnsan, kendisi hakkında düşündüklerinden
başka bir şey değildir. Başarı ve gelişme için
eski olumsuzları silmiş, yerine yeni olumlu düşünce
ve inançları koymuş bir bilinç gereklidir...
Bu ise ancak bireyin kişisel çabasıyla gerçekleştirilecektir...

Beyne doğru sözcükler yüklendiğinde, doğru yönergeler, emirler,
doğru resimler verildiğinde o bizim için doğru sonuçları yaratacaktır...

Bizler seçimlerimizin toplamıyız....
Jean Paul Sartre

UZMANLARIN TAVSİYELERİ
Herkesin bir öyküsü vardır...
Uzmanlar gerçek bir değişimin sağlanabilmesi için öncelikle kişinin
kendisiyle ilgili yarattığı hikayenin farkına
varması gerektiğini söylüyorlar...

1. Kendinizi dinleyin...
İnsanın kendi kendine yaptığı iç konuşmalar büyük
ölçüde onun benliğine bakış açısını yansıtır.
Bu konuşmalarda kendinize neler söylüyorsunuz.
".... yapamam." ,
"isterdim ama ...",
"ben asla ...", vb... türden kurduğunuz cümleler
kendinizi yetersiz algıladığınız durumlarla ilgilidir...

2. Hayallerinizdeki rolünüz...
Her insanın hayallerinde kendini algılayış biçimiyle doğru orantılı bir rolü vardır. Kimileri doğrudan kahraman olurken, kimileri onca acıya, çileye
katlanmış mağdur kahraman rolünü tercih eder. Hayallerimiz kendimizle ilgili oluşturduğumuz resimlerdir...

3. Konuşurken diğerlerine söyledikleriniz ...
"işimi sevmiyorum ...",
"okulda başarısızım...",
"ders çalışamıyorum ..",
"insanlar beni anlamıyor...",
"her gün kavga ediyoruz ...", vb.. bilinç altı programlarımızla
yakından ilgili konuşmalarımızdır...
Başarısızlıklarımızla ilişkili yargı belirten
cümleler başarılarımızı doğrudan etkiler...
"ders çalışamıyorum" düşüncesi beyne,
"istesem de yapamıyorum bu konuda yetersizim" mesajını verecektir... Dolayısıyla bir süre sonra ders çalışmak istese bile kişi bunda başarısız olacak, konsantrasyon sağlayamayacak ya da benzeri problemlerle karşılaşacaktır...

OLUMSUZU OLUMLUYA ÇEVİRMEK
Düşünce biyokimyasaldır. Hiçbir düşünce havada yok olup gitmez...
Bizim enerji alanımız içinde kalarak bizi olumlu/olumsuz etkilemeye devam eder.
Yapılanmış bir düşünceyi değiştirmek kolay değildir.
Bu uzun, kararlı bir süreci gerektirir...
Uzmanların bu konudaki düşünceleri şöyle:
"Olumsuz düşüncelerinize karşı daima uyanık ve tetikte olmalısınız...
Herhangi bir konudaki olumsuz düşünceyi
fark ettiğinizde onu hemen olumlusuyla yer değiştirmelisiniz...."
"....yapamam" cümlesinin yerine,
"... yapabilirim. Bunu yapabilecek yeterliliğe sahibim" cümlesini yerleştirmelisiniz...
"... yapmalıyım" gibi gereklilik bildiren cümleler bilinç altına,
"yapmalıyım ama yapamam mesajını verir...
"Ders çalışmalıyım" cümlesi gerçekte,
"canım istemiyor ama çalışmak zorundayım" mesajını taşır...
Bu mesajı kendinize ve çevrenizdekilere vermeniz
eyleme geçmenizi engelleyecektir...

*Düşünceleriniz daima olumlu olsun...
Sonuçlarla ilgili beklentilerinizi olumluya programlayın...

*Başkalarının olumsuz programlarını reddedin...
Her gün başkalarından duyduğunuz olumsuz programlamaların beyninize yerleşmesine izin vermeyin. Her şeyin kötüye gittiğini söyleyen birini onaylamak onun olumsuz progra**** kabul ettiğimizi, dolayısıyla onun gibi düşündüğümüzü gösterir. Bunun yerine, "hiçbir şey kötüye gitmiyor...
Zor koşulları aşabilecek güce sahibim. Bu koşullar
benim daha da gelişmemi sağlayacak" tarzında bir düşünceyle olumsuz programlamayı reddedin...
Yaşa****zın geri kalanında olumlu düşünme kararını vermek bir süre için
iyi sonuçlar verebilir. Ancak bunun kalıcı olabilmesi için kendinize söyleyeceğiniz olumlu cümlelerin kesin ifadesini vermelisiniz...
Yoksa eski olumsuz düşünme alışkanlığınıza
geri dönmeniz uzun sürmez...


__________________
................KENDİMİZ HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSAK OYUZ.........................
ramtha333 isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla