Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Çene Ekleminde Ağrı Elinizi kulak kepçenizin önündeki üçgen şeklinde yapının üzerine koyarak bu
eklemi bulabilirsiniz. Parmağınızı birazcık ön tarafa doğru kaydırıp bastırınız
ve ağzınızı açıp kapatınız. Hareketini hissettiğiniz eklem çene ekleminizdir.
Ayrıca serçe parmağınızı tırnağınız arka tarafa gelecek şekilde kulağınızın
içerisine sokup ağzınızı açıp kapattığınızda da bu ekleminizi
hissedebilirsiniz.
Bu işlem çene ekleminde bozukluk olanlarda önemli ölçüde rahatsızlık yaratır
aynı şekilde hekimler de teşhis için aynı yöntemi kullanırlar.
Çene Eklemi Nasıl Çalışır?
Bir şeyi kuvvetlice ısırdığınızda sadece dişlerinize değil aynı zamanda çene
ekleminize de kuvvet uygularsınız. Fizik terimleri ile çene ?kaldıraç? ve çene
eklemi ?dayanma noktası?na benzer. Gerçekte çene ekleminde birim alana uygulanan
basınç çeneye uygulanan birim basınçtan çok daha fazladır. Bu tür kuvvet ve
basınçların üzerinden gelebilmesi için çene eklemi kayar şekilde hareket eden
bir eklem tipidir.
Bundan dolayı çene eklemine uygulanan basınç daha geniş bir alan üzerine
yayılır böylece eklemdeki hasar ve yırtıklar daha çabuk iyileşebilir.
Eklemler hareketin hassas olmasını sağlamak amacıyla lastiksi ve kaygan bir
yapı olan kıkırdak ile döşelidir.
Çene Eklemi Nasıl Bozulur?
Alışkanlık olarak çenenizi sıkıyor, gıcırdatıyor ve kaydırıyorsanız eklem
içerisindeki kıkırdağı zedelersiniz. Birçok insan uyurken dişlerini gıcırdatır
ve oda arkadaşları bunu söyleyene kadar farkında olmayabilir. Aynı şekilde günün
uzun bir zamanını sakız çiğneyerek geçiriyorsanız çene ekleminize, yemekler
arasında kendine gelme fırsatını tanımıyorsunuz demektir. Yemeğinizi hep aynı
çene tarafında çiğniyorsanız bu taraf eklem üzerinde normalden fazla basınç
yaratarak ekleminizi yıpratıyorsunuz demektir. Bu en sık bir tarafta diş
probleminiz varsa veya bir diş tedavisi görüyorsanız gerçekleşir.
Birbiri ile tam oturmayan dişler, suçludur. Buna ?uygunsuz ısırık? denir.
Çenenin bir tarafındaki dişlerin diğer taraftan daha önce kapandığında çene
ekleminizde, basınç farkından dolayı nasıl fazla bir yıpranma olduğunu tahmin
edersiniz.
Yukarıda anlatılan bozuklukların her birinde, eklemde, belli bir noktada
hasar oluşur. Bu hasar sinir ucuna kadar ulaşırsa ağrı duyulur. Travmatik tip
bir eklem bozukluğudur bu. Bu bozukluk ?ağrılı? veya ?yanlış görev? yapan eklem
anlamındadır.
Çene Eklem Rahatsızlığını Nasıl Hissedersiniz?
Her yutkunuşta, esnemede, çiğnemede, konuşmada ortaya çıkan batıcı ve
şiddetli bir ağrı olabileceği gibi, sürekli ve donuk bir ağrı da olabilir. Ağrı,
eklemin yer aldığı, hemen çene önündeki bölgede olabileceği gibi birçok yere de
yansıyabilir. Ağrı, ekleme yapışan kaslarda spazm oluşturarak yüze, başa, kulağa
ve çeneye yansıyabilir. Bazı kişiler migren, sinüs ve boyun ağrılarının sebebini
çene eklemine bağlarlar fakat günümüz bilgisi içinde bu durumu açıklamak kolay
değildir.
Ağrının en sık odaklandığı yer kulaktır. Birçok kimse kulak doktoruna
?kulağında ağrı olduğu? ve ?iltihap kaptığı? endişesi ile başvurur. Kulak ağrısı
ile birlikte işitme kaybı ve kulak zarında bir bozukluk yoksa kulak hekimi
ağrının kaynağı olarak ?çene eklemi?nden kuşkulanır.
Ağrının yanında eklemin yolaçtığı bazı şikayetler de vardır. Ağız iyice
açıldığında bazı kimselerde ?çıt? diye bir kayma veya açılma sesi duyulur. Ağız
açık şekilde kilitli kalabilir veya ileri dönemlerinde ağızın açılmasını iyice
kısıtlanabilir. Birçok kimse kulaklarında çınlama hisseder, bu çenenizi çok
sıktığınızda hissettiğiniz çınlama gibidir.
Çene Eklemi Bozukluğu İçin Ne Yapılabilir?
Şayet hafif bir eklem bozukluğunuz varsa ve erken teşhis edilmişse şu
önerilerden fayda görürsünüz:
1-Çenenizin sağ ve sol tarafını çiğnemede eşit kullanınız.
2-Bilinçli olarak yapıyorsanız dişinizi gıcırdatmayı ve sıkmayı
bırakınız.
3-Sakız çiğnemeyiniz.
4-Sert, zor çiğnenen yiyeceklerden kaçınınız.
5-Günde en az iki kere yarım saat çene ekleminiz üzerine sıcak
uygulayınız.
6-Hekiminizin önerdiği bir ödem çüzücü veya mideniz rahatsız değilse aspirin
kullanınız.
İlk dört madde çene ekleminiz üzerindeki yırtık ve zedelenmeyi azaltmak
içindir. Beş ve altıncı maddeler iyileşme işlemini hızlandırmak içindir. Aspirin
ve diğer ödem çözücü ilaçlar şişliğin azalmasında çok etkindirler zaten bu
yüzden romatizmalı kimseler tarafından çok kullanılırlar. Çene eklemi üzerinde
de çok etkindirler.
Dişlerinizin ve ısırmanızdaki uygunluğunuzun kontrolü yardımcı olabilir.
Çok şiddetli ağrının varlığında bir çene cerrahı veya diş hekiminin
konsültasyonuna ihtiyaç duyulabilir. Diş hekiminiz size uygun bir ağız açıcı ve
kas spazmını önleyici protez yapabilir.
Tükürük Bezleri
Ne Normal, Ne Anormaldir?
Tükürük Bezleri Nerelerde Bulunur?
Bezler ağız ve boğaz çevresinde yerleşmişlerdir. Başlıca tükürük bezleri
parotis (kulak önünde), submandibüler (çene altında) ve sublingual (dil altında)
bezlerdir.
Hepsi de ağız içerisine tükürük salgılarlar. Parotis bezi üst azı dişlerin
yanından, submandibüler bez dilin altında ön taraftan ve sublingual bez ağız
tabanında birçok ufak noktadan tükürük salgılar.
Bu bezlerle birlikte, dudaklar, yanakların iç kısmı ve ağız ile boğazın bütün
yüzeylerinde yüzlerce ufak tükürük bezi bulunur. Tükürük bezleri, ağızınızı
ıslak tutan, sindirimi başlatan ve dişleri çürükten koruyan tükürüğü
salgılarlar.
Anormal Bezlere Ne Yol Açar?
Klinik olarak rahatsızlık oluşturan tükürük bezi anormallikleri şu şekilde
gruplandırılabilir:
1-Tıkanıklık
Tıkanıklık, çoğunlukla taş oluşmasına bağlı olarak parotis ve submandibüler
bezlerde görülür. Şikayetler tipik olarak yemek yerken görülür. Yemek yerken
tükürük oluşması hızlanır fakat tıkanıklıktan dolayı akamaz ve bazen iltihabın
da eşlik ettiği şiddetli ağrı ve şişliğe yol açar.
2-Şişlik, Ödem
Şayet taşlar tam olarak tıkanıklık meydana getirmemişlerse yemek yerken
bezler şişer ve bir süre sonra yavaş yavaş inerler, ta ki bir sonraki yemeğe
kadar. Biriken tükürük içerisinde mikroplar daha kolay ürerler ve daha şiddetli
ağrı ve şişlik oluştururlar. Şayet yeterli sürede tedavi edilmezlerse apse
oluşturabilirler.
Bazı kişilerde tükürük bezlerinin ana kanalları anormal olabilir. Bu kanallar
darlıklar yaratarak tükürük akımını azaltarak iltihap ve tıkanıklık
şikayetlerinin oluşmasına yol açabilirler.
3-İltihap
En sık görülen tükürük bezi iltihabı parotis bezini etkileyen ?kabakulak?tır.
En sık çocuklarda görülmesine rağmen yetişkinlerde de görülebilir. Mamafih bir
yetişkinde parotis bezi bölgesinde bir şişlik olursa bunun tıkanıklıktan veya
tümörden olma şansı daha fazladır.
Kanal darlığından ve tükürük akımının azalmasından kaynaklanan iltihaptan
daha önce bahsedilmişti.
Komşu lenf bezlerinin iltihabından dolayı tükürük bezlerinde de ikincil
iltihap olabilir. Bu lenf bezleri boğazın üst kısmında boğaz ağrısı sonrası
görülen hassas lenf bezleridir. Bu lenf bezlerinin bir kısmı gerçekte parotis
bezinin üzerinde, içerisinde ve altında veya submandibüler bezin yanında
bulunurlar. Lenf bezleri iltihaplandığı zaman kızarıklık ve ağrılı şişlik
oluştururlar. Lenf bezleri tümör ve ödem dolayısı ile de büyürler.
4-Tümörler
Tükürük bezlerinin birincil tümörleri başlangıçta çoğunlukla ağrısız şişme
ile kendilerini gösterirler. Tümörler nadiren birden fazla bezde bulunurlar ve
kulak önü, ağız içi, damak, ağız tabanı, yanaklar ve dudaklar üzerinde
bulunabilirler. Bu şişlikler kulak, burun, boğaz ve baş-boyun cerrahları
tarafından değerlendirilmelidirler.
Büyük tükürük bezlerinin habis tümörleri hızlı büyürler, ağrılı olurlar ve o
taraf yüz hareketlerini engelleyebilirler. Bu şikayetler hemen
araştırılmalıdırlar.
Tükürük bezleri bazı özel hastalıklarda da şişerler. Hastalarda genellikle
göz ve ağız kuruluğu görülür. Buna eklem romatizması eşlik edebilir. Şeker
hastalığı özellikle parotis bezinde şişliğe yol açabilir. Genellikle iki taraflı
parotis bezi şişliği alkoliklerde de görülür.
Doktorunuz Nasıl Teşhis Koyar?
Tükürük bezleri hastalıklarının teşhisi dikkatli bir hikaye, fizik muayene ve
laboratuar testleri ile konur. Büyük tükürük bezlerinde bir taş tıkanıklığından
şüphe edilirse bezin açıldığı ağız uyuşturularak kanalı genişletilip taşın çıkıp
çıkmadığına bakmak gerekebilir. Bu tür bir işlemden önce röntgen filmi ile
kireçlenmiş taşın nerede olduğu tespit edilebilir.
Şayet tükürük bezinde bir kitle tespit edilmişse, bilgisayarlı tomografi ile
buranın röntgeninin çekilmesi yararlı olur. Bu tomografi ile kitlenin gerçekten
tükürük bezinden mi yoksa komşu bir lenf bezinden mi kaynaklandığı bulunur.
Birçok vak?ada muayene odasında yapılabilen ince iğne aspirasyon biyopsisi
yardımcı olur. Bu testin doğruluğu % 80 ile 90 arasındadır. Kitleden cilt kesisi
ile bir parça alarak incelenmesi, muayene odasında tavsiye edilmez. Parotis bezi
ile birlikte seyreden yüz sinirinin hasar görme ihtimalindan dolayı açık biyopsi
operasyon odasında yapılmalıdır.
Tükürük Bezi Hastalıklarının Tedavisi
Başlıca iki bölüme ayrılır: İlaçla ve operasyonla. Tedavi şeklinin seçimi
problemin ne olduğuna bağlıdır. Şayet problem bütün vücut ile ilgili bir
hastalıktan kaynaklanıyorsa bunu tedavi etmek lazımdır. Bu diğer branştaki
hekimlerle konsültasyonu gerektirebilir. Şayet hastalık tıkanıklık ve iltihap
ile ilgili ise antibiyotikler kullanılır. Bazen kanallara müdahale gerekir.
Şayet tükürük bezinin içerisinde bir kitle oluşmuşsa bunun çıkartılması
gerekebilir. Parotis bezi içerisindeki kitlelerin çoğu selimdir. Operasyon
gerekince bu bezin içerisinden geçen yüz sinirine çok dikkat edilmesi gerekir.
Parotis bezi içerisinde habis tümör varsa, yüz sinirinin büyük kısmına zarar
verilmeden kitle çıkartılabilir. Operasyon sonrası sıklıkla radyasyon ctedavisi
önerilir. Bu tedavi operasyondan tipik olarak dört ile altı hafta sonra başlanır
bu sürede dokuların iyileşmesi beklenir.
Ağız ve boğazdaki küçük tükürük bezleri için de aynı prensipler geçerlidir.
Selim hastalıklar en iyi tek olarak başına operasyon ile tedavi edilirler, habis
tümörler ise hem operasyon hem de radyasyon tedavisine ihtiyaç gösterirler.
Şayet kitle tükürük bezinin konşuluğundaki bir lenf bezi kanseri ise o zaman
tedavi şekli elbetti ki değişir. Bu tür bir tedavi yöntemi yine en etkin olarak
kulak, burun, boğaz ve baş-boyun cerrahı tarafından yönetilebilir.
Özet olarak, tükürük bezi hastalıklarının birçok sebebi vardır. Bu
hastalıklar hem ilaçla hem de cerrahi olarak tedavi edilirler. Bu tür tedaviler
bu alanda deneyimli kulak, burun, boğaz ve baş-boyun cerrahı tarafından
gerçekleştirilir.
Antihistaminikler, Dekonjestanlar ve
Soğuk Algınlığı İlaçları
Burun tıkanıklığı, dolgunluğu, sinüs problemleri ve soğuk algınlığı için
kullanılan ilaçlar en sık kullanılan ilaçlardandır. Akıllıca kullanıldıkları
zaman birçok kimseyi hayatları boyunca en az bir kere rahatsız eden ve birçok
kimseye de sürekli sıkıntı veren şikayetlerin önüne geçebilirler.
Bu gruptaki ilaçlar, alerjinin, üst solunum yolu enfeksiyonlarının (soğuk
algınlığı, sinüzit gibi) ve vazomotor rinitin (ruhsal gerginlik, tiroid
hastalığı, hamilelik ve diğer bazı sebeplerle ortaya çıkan burun tıkanıklığı
gibi) şikayetlerinin düzeltilmesinde kullanılırlar. Alerjiyi, enfeksiyonu tedavi
etmezler, sadece hastaya rahatsızlık veren durumları ortadan kaldırarak kişilere
konfor sağlarlar.
Antihistaminikler
?Histamin?, kişinin alerjik olduğu madde ile karşılaştığında veya iltihap
durumlarında ortaya çıkan önemli bir kimyasal ajandır. Antihistaminikler
histaminin etkisini önlerler ve böylece alerjinin oluşturduğu şikayetlere iyi
gelirler. En iyi sonuç için bu ilaçlar alerji şikayetleri ortaya çıkmadan
alınmalıdırlar.
Antihistaminiklerin ortaya çıkardığı en sıkıcı yan etki ?uyku hâli?
vermeleridir. Bu durum gece yatmadan önce alındığında iyi olabilse de gündüz
sıkıntı yaratabilir. Hatta bazen zararlı olabilir. Araba veya tehlikeli
olabilecek makina kullananlara bu ilaçlar önerilmez. İlk dozlar en fazla uyku
verirler, sonraki dozlarda biraz bağışıklık gelişir.
Günümüzde yeni çıkan antihistaminik türleri ile kısmen de olsa bu
şikayetlerin önüne geçilebilmektedir.
Dekonjestanlar
Burun ve hava pasajlarında bulunan dokudaki kan damarlarının şişmesi ile
burun, sinüs ve göğüste oluşan tıkanıklığa ?konjesyon? denir. Buradaki dokularda
çok geniş kan kapasitesine sahip olan damarlar vardır. Daha önce bahsedildiği
gibi ?histamin? buradaki damarları uyararak genişlemelerine sebep olur.
Dekonjestanlar ise kan damarlarının büzülmesine yol açarak hava pasajlarını
yeniden açarlar.
Dekonjestan ilaçların yan etkisi, kişide ?sinirlilik hâli? yaratmalarıdır.
Uykuya dalmada zorluk yapabilirler, kan basıncı ile nabız sayısını
yükseltebilirler. Yüksek tansiyonu, kalp ritm (nabız) bozukluğu ve kalp
rahatsızlığı olan kişilerde dekonjestanlar kullanılmamalıdırlar. Göz tansiyonu
olan kişilerde de kullanılmamalıdırlar. Dekonjestan alan bazı hastalarda idrar
yapmada zorluk olabilir. Hatta, zayıflamak için kullanılan ilaçların içerisinde
dekonjestan maddeler de bulunabilir. Etkileri üst üste eklenmesin diye diyet
ilacı kullananlarda dekonjestanlar veya dekonjestan kullananlarda diyet ilaçları
beraber kullanılmamalıdırlar.
Birlikte Kullanma
Teorik olarak etkileri iyi dengelenirse, antihistaminiklerin verdiği uyku
hâli dekonjestanların verdiği uykusuzluk ile giderilebilir. Bundan dolayı
birlikte üretildikleri ilaçlar piyasada bulunmaktadır.
Bir hasta bir ilaçtan aylar veya yıllar boyunca fayda görebilir fakat artık
etkisi azalmışsa diğer bir ilaca geçerek onun etkisinden faydalanabilir.
Herkesin bu tür ilaçlara verdiği cevap farklı olabileceği için kişi kendine
iyi gelen dozu ayarlayabilir. Meselâ, antihistaminiği akşam, dekonjestanı sabah
alabilir. Veya her ikisini de alır fakat akşamları antihistaminiğin dozunu
artırabilir, gündüz tersini yapabilir.
İLAÇ İYİ GELDİĞİ
ŞİKAYETLER YAN ETKİLERİ
???????????????????????????
Antihistaminikler Hapşırma
Burun akıntısı
Burun tıkanıklığı
Göz kaşıntısı
Konjesyon Sersemlik
Ağız ve boğaz kuruluğu
???????????????????????????
Dekonjestanlar Burun tıkanıklığı
Konjesyon Uyarı
Uykusuzluk
Nabız artışı
???????????????????????????
Birlikte Hepsi Az veya çok hepsi
Soğuk Algınlığı İlaçları
Dekonjestanlar ve antihistaminikler, ?soğuk algınlığı? ilaçlarının
vazgeçilmez içeriğidirler, fakat, kurutucu ajanlar, aspirin (aspirin türevleri)
ve öksürük baskılayıcı maddeler de ilaçlara eklenmiş olabilir. Kişi, kendi
şikayetlerine en uygun gelebilecek içeriği olan ilacı seçmelidir. Şayet ilacın
üzerinde kmyasal maddeler ve neye iyi geldikleri tam olarak açıklanmamışsa, kişi
bunları açıklamasını eczacıdan istemelidir.
Burun Spreyleri
Burun spreyleri, genel olarak iki gruba ayrılmaktadırlar. ?Alerji, vazomotor
rinit veya polip? için son zamanlarda piyasada bulunan ve hekim kontrolü altında
uzun süre rahatlıkla kullanılabilen burun spreyleri vardır. Bizim burada
bahsedeceklerimiz eskiden beri
bilinip kullanılan dekonjestan (burun açıcı) burun spreyleridir. Burundaki
kan damarlarını büzerek ani rahatlama sağlarlar. Fakat ağızdan alınan
dekonjestanların aksine burun damarları üzerinde direkt etki yaptıkları için çok
kuvvetlidirler ve birkaç saat sonra burun damarları refleks olarak tekrar
genişlerler. Buna ?rebound etki? denir. Kişi spreyi tekrar kullanma ihtiyacı
hisseder ve bu kısır döngü devam eder gider.
Yetişkinlerde bu etkinin ortaya çıkması yaklaşık bir hafta alsa da bebeklerde
iki gün içerisinde gelişebilir. Bebeklerde 12 ilâ 24 saat bu damla kesildiğinde
genellikle normale dönüş olur fakat yetişkinler hemen toparlamayabilirler ve
ağızdan alınan dekonjestanlar veya kortizonlu burun spreyleri ile takviye
edilmeleri gerekebilir. Hatta yıllar boyu bu spreyleri kullanan yetişkinlerde
tedavi için burun içerisinden bir operasyon da yapılabilir. Bundan dolayı
spreylerde şuna dikkat edilmesi lazımdır: ?Bu ilacı üç günden uzun
kullanmayınız.?
Dekonjestan özellikli burun spreyleri acil ve kısa süreli durumlarda tercih
edilmelidirler.
(Daha önce de belirtildiği gibi, bahsedilen bu durumlar ?alerji, vazomotor
rinit, polip? gibi durumlarda kullanılan burun spreyleri için geçerli
değildirler.)
Araç Tutması
Araç Tutması Nedir? Bazı kimseler, uçakta, arabada, dönme dolaplarda bulantı
hisseder hatta kusarlar. Birçok kişi botta, gemide aynı rahatsızlığı yaşar.
Araç tutması, çoğunlukla sadece can sıkıcı bir durum olarak ortaya çıkar ve
altında önemli bir hastalık yoktur; bazı yolcular ise kendilerini bu durumlarda
hiçbir şey yapamayacak kadar kötü hissedebilir, hatta bu hisleri yolculuktan
birkaç gün sonraya kadar sürebilir.
Ne Yapabilirsiniz?
1-Seyahat ettiğiniz araçta, vücudunuzun ve iç kulağınızın hissettiği yönü
görmeye çalışınız. Arabada önde oturunuz ve ileriye, yola bakınız; gemide
güverteye çıkarak ufka bakınız; uçakta pencere kenarına oturarak dışarıya
bakınız. Uçakta, hareketin nispeten en az olduğu kanat üzerinde oturunuz.
2-Araç tutmanız varsa, seyahat ederken okumayınız ve gidiş yönünün tersi
yönde oturmayınız.
3-Araç tutması olan yolcuya bakmayınız ve onunla konuşmayınız.
4-Seyahatten hemen önce veya seyahat esnasında, size dokunan, sert kokulu,
baharatlı ve yağlı yiyeceklerden sakınınız. Halk arasında itibar gören ?soda,
gazoz, buzlu kola? gibi içeceklerin faydalı olduğu henüz tıp bilimince
ispatlanmamıştır.
5-Hekiminizin size tavsiye ettiği, araç tutması için olan ilaçlardan
yolculuğa başlamadan önce alınız.
Unutmayınız: Araç tutması vak?alarının çoğu, hafif ve tedaviye cevap veren
türdendir. Fakat, ağır ve gitgide kötüleşen vak?aların, bu konuda uzman, kulak,
burun, boğaz, denge ve sinir sistemi ile ilgilenen hekimlerden yardım alması
gerekir.
ANESTEZİ
Anestezi (Narkoz), hastaların ağrı duymadan ameliyat olmasını sağlayan bir
bilim dalıdır. Anesteziden korkmayınız. Anestezi, bayılmak değil kontrollü
olarak bir anestezi uzmanı tarafından uyutulmak ve ameliyat bittikten sonra yine
kontrollü olarak uyandırılmak demektir. Ameliyatınız süresince anestezi
uzmanınız yanınızda olacak, solunum ve kalp başta olmak üzere tüm hayati
fonksiyonlarınızı takip edecek ve ameliyat bitiminde uyandırıp yatağınıza
gönderecektir.
Ameliyat için gerekli testler, hastanın ve ameliyatın durumuna göre operatör
doktor veya anestezi uzmanınız tarafından istenecektir. Ameliyat olacak kişi
ameliyattan 6 saat öncesinden hiç bir şey yememiş ve içmemiş olmalıdır (aynı
oruç gibi). 5 gün öncesinden sigara içiminin kesilmesinin ameliyat sonrası
şikayetleri azaltacağını unutmayınız.
Anestezi az veya çok; ağır veya hafif değil her zaman hastaya göre ayarlanır.
Hastalar genellikle ameliyathanede ellerine takılacak küçük bir iğneden
verilecek ilaçlarla uyutulur (Narkoz, maske, kara balon v.s. gibi şeylerle
değil).
Anesteziden çıkan hastalar ameliyattan sonra ilk saatlerde verilen ağrı
kesicilerin etkisi ile uykuya eğilimli ancak sorularınıza cevap verecek,
şikayetlerini söyleyebilecek halde olurlar endişelenmeyiniz.
Kan Şekerinin Ölçüm Aletiyle ÖlçülmesiKeton Testi Nasıl Yapılır ?Keton Testi KılavuzuKeton TestiGlikozillenmiş Hemoglobin Testiİdrar Testi Yapılması[img]images/smilies/biggrin.gif[/img]üşük Kan Şekerinin Nedeni Nedir?Düşük Kan Sekeri Nedir?Kan Şekeri Düzenine Göre TedaviGlukagonDüşük Kan Şekeri Nasıl Tedavi Edilir?Diyabet Hastası Olduğunuzun BelirtilmesiDüşük Kan Şekerinin BelirtileriGlukagonun Enjekte Edilmesi:Glukagonun Enjeksiyona Hazırlanması:Glukagon Seti Nasıl Kullanılır?Hiperglisemik KomalarKan Sekerinin Tehlikeli Şekilde Yükselmesi (Diyabetik Komalar)Kan Sekerinin Asın Yükselmesi Nasıl Tedavi Edilir?Kan Şekeri Yükselmesinin Semptomları Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |