Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Davranışçı Yaklaşım Davranışçı kuramlar, öğrenmenin
uyarıcı ile davranış arasında bir bağ kurularak geliştiğini ve pekiştirme
yoluyla davranış değiştirmenin gerçekleştiğini kabul eder. Ivan Pavlov,
laboratuarda köpeğin salgı sistemi üzerine çalışmakta iken, köpeğin sadece
yiyecek getirildiğinde değil, yiyeceği kendisine getiren kişiyi gördüğünde de
salya akıttığını fark etmesi üzerine geliştirdiği Klasik Koşullanma, Davranışçı
Akımın en çok bilinen öğrenme kuramıdır.Öğrenmeyi Pavlov gibi
koşullanmış tepki olarak açıklayan Guthrie, öğrenmedeki tüm zihinsel öğeleri
reddetmektedir. Ona göre öğrenme, uyaran ve tepki arasındaki ilişkin ibarettir.
Bu uyarana eşlik eden eylem (tepki), söz konusu uyaranın her görülüşünde tekrar
ortaya çıkar. Diğer bir deyişle, belli bir durumda bir davranışta bulunan birey,
benzer durumla karşılaştığında hep aynı davranışı gösterir. Guthrie'ye göre
öğrenmenin oluşabilmesi için ödül veya pekiştirmeye de gerek yoktur. Ona göre
öğrenme, tepkinin uyarana karşı ilk gösterilişinde
gerçekleşmektedir.Davranışçı akımın diğer ünlü çalışması Thondrike
tarafından yapılmıştır. Thondrike, öğrenmeyi bir problem çözme olarak görmüş ve
problemle karşılaşıldığında yapılan çeşitli deneme-yanılma davranışlarıyla çözüm
üretildiğini savunmuştur. Ona göre insanların ve insana yakın hayvanların
öğrenme biçimi deneme-yanılma yoluyla gerçekleşen bir
öğrenmedir.Thorndike'ın yaptığı deneyde, kafese yerleştirilen kedi
dışarıdaki balığa ulaşmak (veya dışarı çıkmak) için yaptığı sağa-sola koşma ve
sıçramalar esnasında tesadüfen kapı mandalına bağlı ipi çekmesi sonucu kapı
açılmış ve dışarı çıkmayı başarmıştır. Bu deney tekrarlandıkça kedinin kafesten
çıkmak için yaptığı deneme-yanılma davranışları azalmış ve kedi mandalın bağlı
olduğu ipi daha kısa sürede çekerek dışarı çıkmayı öğrenmiştir. Thorndike, bu
çalışmadan deneme-yanılma esnasında yapılan davranışların kalıcı olduğu
(öğrenildiği), diğerlerinin ise terk edildiği sonucuna ulaşmaktadır. 1.
Ivan P. PAVLOV ve Klasik Koşullanma:Yiyeceklerin sindirilmesinde
salyanın rolünü inceleyen Rus Fizyoloğu Pavlov, deneylerini daha çok köpekler
üzerinde yapmıştır. Pavlov köpeklerin yalnız yiyecek verildiği zaman değil, boş
yemek tabağını gördüklerinde hatta yemeği getiren kişinin ayak seslerini
duyduklarında da salya çıkardıklarını görmüştür. Böylece doğal tepkilerin
koşullandırılabileceğini ve zamanla tarafsız uyaranlarla oluşturulabileceğini
keşfetmiştir.Pavlov, bu amaçla yaptığı deneylerde, köpeğe yiyecek
vermişken, yiyecekle birlikte ya da yiyecekten biraz sonra zil çaldığında ve bu
durum birçok kez tekrarlandığında bir süre sonra yiyecek verilmediği halde bile
köpeğin salya salgıladığını saptamıştır. Yani zil sesinin yiyeceğin yerini
aldığını görmüştür. Bu durum köpeğin zil sesinden sonra yiyecek geleceğini
öğrenmiş olduğunu ortaya koymaktadır.Başka bir değişle, köpek zil sesine
koşullanmıştır. Zil başlangıçta tarafsız uyarıcı iken, koşullanmadan sonra
koşullu uyarıcı durumuna gelmiştir. Yiyeceğe karşılık salya akmasına doğal
tepki, zil sesine karşı oluşmasına da koşullu tepki denmektedir. Buna aslının
yerini alma ilkesi denir. Burada, tarafsız uyarıcı doğal bir uyarıcı ile
birlikte çok sık tekrarlandığı için onun yerini alabilecek bir duruma gelmiştir.
Tarafsız uyarıcı doğal uyarıcı ile birlikte ne kadar sık tekrarlanırsa o kadar
güçlenir ve pekiştirilir.Köpeğin bu şekilde koşullanmasını üç aşamalı
olarak şöyle gösterebiliriz.1) Koşullandırmadan önce. Yiyecek (DU) ®
Salya (DT)2) Koşullandırma sırasında Zil sesi (KU) Salya Yiyecek (DU)
3) Koşullanmadan sonra Zil sesi (KU) ® Salya (KT)Baymur'a göre,
birçok öğrenme, koşullandırılmış refleksler zincirinden oluşmaktadır. Örneğin
biberonla beslenen bir çocuğa ağladığı zaman biberon verildiğinde susar. Bu,
doğal bir tepkidir. Bir süre sonra, süt şişesini görünce susar ve bekler. Buna
birinci dereceli koşullanma denir. Daha sonra ise, yalnız annesinin sesini
duyunca susar. Buna da ikinci dereceli koşullanma denir. Böylece iyi öğrenilmiş,
koşullu tepkiler daha ileri koşullu tepkiler için doğal, koşulsuz uyarıcı rolünü
oynar ve koşullanmalar zincirleme olarak devam eder; doğal tepkilerde çevre
koşullarına göre değişmeler olur Koşullanmış refleksler zinciri şematik olarak
şöyle gösterilebilir.Biberon dudağa değince U ® T Susar (DT)Süt
şişesini görünce U ® T Susar (BDK)Annesinin sesini duyunca U ® T Susar
(İDK)Kısaca, Klasik koşullanma kuramına göre öğrenme süreci etki
(uyarıcı) ve refleks tepkiler arasında çağrışımlar kurmaya dayanır. Buna göre,
öğrenmeden önceki durum denetim altına alındığı takdirde öğrenme gerçekleşir ve
istenilen davranışlar kazandırılabilir.2. WATSONWatson'a göre,
doğa bilimlerinde olduğu gibi psikolojide de yalnız somut ve gözlenebilir
davranışlar ölçülebilir. Zihin ya da bilinç nesnel bir konu değildir ve bu
nedenle bilimsel yöntemlerle incelenemez. Dolayısı ile psikolojinin uğraşı alanı
herkes tarafından görülebilen davranışlar olmalıdır. Ona göre, konuşma boğaz
kaslarının hareketleri, düşünme sessiz konuşma, duygulanma ise organlardaki kas
eylemleridir. Watson insanların içgüdülerle, zihinsel yetenek ve eğilimlerle
dünyaya gelmediklerini, dolayısı ile de, davranışların gerisinde bu tür
özelliklerinin bulunmadığını ileri sürer. Ona göre, davranışlar koşullanma yolu
ile öğrenilir.Tüm çalışmalarını davranışlar üzerinde odaklaştıran
Watson, davranışların başlangıç noktası olarak refleksleri kabul eder.
İnsanların uyaran tepki bağlarıyla doğduğuna inanır ve bunlara refleks adını
verir. Refleksler nörofizyolojik yapının bir işlevi olarak insanın davranış
kapasitesini oluştururlar. Koşullanan refleksler yeni davranış biçimleri olarak
kazanılırlar ve davranış repertuarını zenginleştirirler.Bu durum, yani
öğrenme klasik koşullanma kurallarına göre oluşur. Ancak, Watson'a göre
koşullanma süreci, yalnız çeşitli uyarıcılara tepkilerde (koşullu tepki)
bulunmayı öğrenme şeklinde değil, aynı zamanda davranış repertuarında bulunmayan
yeni tepkiler vermeyi ve daha karmaşık davranışlarda bulunmayı öğrenme olanağı
sağlar. Watson'a göre karmaşık ve becerili bir davranışta uyarıcı ile tepki
arasında oluşan bağların ardışıklığını sağlayan üç temel vardır[img]images/smilies/frown.gif[/img]a) Bağ
ilkesi:Bu ilkeye göre karmaşık ya da becerili davranışı oluşturan
koşullu uyaranla tepki arasında bir bağın oluşması ve bunun zincirleme olarak
sürmesidir. Bundan dolayı koşullanmış bir dizi uyarıcı-tepki bağları zinciri
oluşmuş olur.(b) Sıklık ilkesi:Belirli bir uyarıcıya karşı daha
sık gösterilen bir tepkinin, aynı uyarıcı ile karşılaşıldığında gösterilme
olasılığının daha fazla olmasıdır.(c) Yenilik ilkesi:Belirli bir
uyarıcıya karşı yapılan en son davranışın, uyarıcı tekrar edildiği zaman, ortaya
çıkma olasılığının daha yüksek olmasıdır.Watson'a göre, her tür
öğrenmeyi bu ilkelerle açıklamak olanaklıdır. Ancak Watson'un becerileri koşullu
reflekslerin ürünü olarak görmesi kurumsal düşüncelerine yöneltilen temel
eleştirilerden birini oluşturmaktadır. Watson, duygusal tepkilerin öğrenilmesi
ile de öğrenilmiştir. Ona göre korku, öfke ve sevgi olmak üzere doğuştan gelen
üç temel duygusal tepki kalıbı vardır. Akılcı olmayan korkular koşullanma ile
ortaya çıkar.3. THORNDIKEThorndike'ın öğrenme kuramına bağ kuram
denildiği gibi, sınama-yanılma yoluyla öğrenme de denmektedir. Thorndike'a göre
en yaygın öğrenme biçimi sınama-yanılma yoluyla öğrenmedir. Belli bir amaca
ulaşma çabası içinde olan organizma, amaca ulaşmak için bir takım tepkilerde
bulunur. Bu tepkilerden biri raslantısal olarak organizmanın amaca ulaşmasını
sağlar. Bundan sonra, amaca götürmeyen tepkiler terkedilirken, amaca
ulaştıranların tekrarlanma olasılığı artar. En sonunda yalnız problemin çözümüne
götüren tepki ya da tepkiler yapılarak öğrenme sağlanmış olur.Thorndike
bu amaçla, kedi , köpek ve maymunlarla deneyler yapmıştır. Kedilerle ilgili
deneylerinde aç bir kediyi kafese yerleştirmiş ve dışarıya bir parça yiyecek
koymuştur. Kafesin kapısı bir mandala basılınca açılacak şekilde düzenlenmiştir.
Kafes içinde kedinin bir takım hareketler yaptığı gözlenmiştir. Hareketlerden
biri kafesin kapısının açılmasını sağlamış ve kedi dışarı çıkmıştır.Hala
aç olan hayvan kafese tekrar konmuş birkaç deneme ve yanılmadan ya da deneme ve
başarı girişimlerinden sonra kapı açılmıştır. Sonraki denemelerde başarılı
hareketler yerleşmiş, başarısız olanlar terk edilmiştir. En sonunda kedi kafese
konduktan kısa bir süre sonra dışarı çıkmayı başarmıştır. Kısaca, ilk
denemelerde hayvanın sorunu çözme zamanı oldukça uzundur; fakat denemeler
ilerledikçe bu süre azalmaktadır. Ancak azalma düzenli olmamakta, öğrenme yavaş
yavaş oluşmaktadır.Thorndike başlangıçta sınama-yanılma yoluyla öğrenme
adını verdiği kuramını sonraları seçme ve birleştirme yoluyla öğrenme olarak
adlandırmıştır. Bir problem durumu ile karşılaşan birey, amaca ulaşmak yada
sorunu çözmek için, olası tepkiler arasından bir kısmını seçer, dener ve
sonuçlarına göre bazı uyarıcı-tepki bağı oluştururken bazılarını eler.
Thorndike'ın açıklamalarına göre, geçmişte kurulmuş olan uyarıcı-tepki bağları
problemin çözümünde büyük bir önem taşır. Thorndike yaptığı birçok denemeden
sonra üç öğrenme ilkesi saptamıştır.a) Etki ilkesi:Etki ilkesi
uyarıcı ile tepki arasındaki bağın güçlenmesini ya da zayıflamasını açıklar. Bu
ilkeye göre bireyin sınama-yanılma davranışları sonucunda başarıya ya da
başarısızlığa, ödül ya da ödülsüzlüğe (cezaya) yol açan en uygun tepkiyi
seçeceği var sayılmaktadır.Thorndike, önceleri ödül ve cezanın öğrenme
olayını aynı şekilde etkilediğini düşünmüş, fakat sonraki deneylerinden ödülün
daha etkili olduğunu görmüştür. Ona göre, ceza; yanlış tepkinin tekrarlanma
olasılığını, ödülün doğru tepkiyi arttırma olasılığı kadar
azaltmamaktadır.b) Alıştırma ilkesiAlıştırma ilkesi tekrara
bağlı olarak alışkanlığın oluşmasıdır. Bu ilke 'uygulama mükemmeli yaratır'
düşüncesine dayanmaktadır. Öğrenme olduktan sonra uyaran-tepki bağının
güçlendirilmesi için alıştırma yapmak gerekir. Alıştırma bu bağın güçlenmesine,
alıştırmanın olmaması ise zayıflamasına yol açar. Bağın güçlenmesi öğrenmenin
sürekliliğini sağlar, zayıflaması da unutmaya neden olur.c) Hazır oluş
ilkesi:Hazır oluş belirli bir konunun, herhangi bir düzeyde
öğretilebilme zamanını belirtir. Thorndike hazır olmayı yalnızca fizyolojik
açıdan ele almaktadır.4. EDWIN R. GUTHERIEGutherie'nin öğrenme
kuramı birçok yönden Pavlov, Watson ve Thorndike'ın öğrenme kuramlarına benzer.
O da 'koşullu tepki' terimini aynı anlamda kullanır ve bu terim temel olarak
kuramını sistemleştirir. Bununla birlikte öğrenme sürecini farklı bir şekilde
yorumlar. Bu benzerlikler ve farklılıklar kuramının özünü oluşturur. Öğrenmede
tüm zihinsel öğeleri reddeden Gutherie'nin kuramı, birbirine bağlı iki temel
ilkeye dayanır. Birincisi 'bitişiklik ilkesi,ikincisi ise 'öğrenme ilk denemede
oluşur ilkesidir.a) Bitişiklik ilkesi:Gutherie'ye göre, uyarıcı
ile tepkinin birbirine bağlanması öğrenmenin temelini oluşturur. Buna bitişiklik
ilkesi denir. Bitişiklik ilkesi bir uyarıcı durumu ile birlikte bulunan bir
hareketin aynı uyarıcı ile karşılaşıldığında yeniden görülmesi olarak
açıklanabilir. Örneğin aç bir kedi için en uygun hareket yiyecek elde etmek
iken, sıkıcı bir durumda olan kedi için bundan kurtulmaktır. Burada uyarıcı ile
tepkinin eş zamanlı olarak birleşmesi söz konusudur, yani öğrenme uygun bir
tepki uygun bir uyaranla çağrışım yaptığı zaman oluşur.b) Öğrenme ilk
denemede oluşur ilkesi:Bir uyarıcı bir tepki ile ilk kez bitiştiği zaman
en yüksek birleştirici, cağrıştırıcı gücünü kazanır. Yani öğrenme ilk denemede
ya hep ya hiç şeklinde oluşur. Bu ilke, her ne kadar alışkanlıkların uygulama
sonucunda geliştikleri gerçeği ile çeliştiği izlenimini veriyorsa da, öğrenme ve
unutma konusunda çok sayıda düşüncenin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Gutherie güdülerin uyarıcı-tepki dizilerini oluşumunda önemli olduğunu
belirtir. Öğrenmede, güdülenmeden daha çok hangi tepkilerin hangi uyarıcılarla
birlikteoluştuğuna dikkat etmek gerekir. Gutherie'nin kedilerle yaptığı bir
deneyde, problem kutusundan çıkan kedilerin çoğunun yiyeceği yemedikleri
saptanmıştır. Çünkü, burada kedi için önemli olan sıkı olan problem kutusundan
kurtulmaktır. Gutherie, davranışların değiştirilmesinde etkili olabilecek üç
yöntemin kullanılmasını salık verir. Bunlar.Eşik Yöntemi: Eşik, bir
tepki oluşturabilecek en düşük değerdeki uyarılmadır. Bu yöntemde uyarıcının
tepkiye yol açmayacak kadar zayıf bir şekilde verilmesi gerekir. Örneğin atları
eğere alıştırırken önce sırtına hafif bir battaniye atılması, sonra giderek
uyarıcının arttırılması gibi. Yorgunluk Yöntemi: Yorgunluk yönteminde,
uyarıcıyı organizmada tepkisel bir yorgunluk oluşuncaya kadar tekrarlamak söz
konusudur. Sonunda, yorulan organizma uyarıcı duruma başka tepkiler vermeye
başlar. Örneğin, aşırı derecede sigara içerek sigaraya karşı olumsuz bir tepki
geliştirmek ve sigarayı bırakmak gibi. Karşıt Uyarıcılar Yöntemi:
İstenilmeyen davranışı yol açan uyarıcılar değişik, karşıt davranışlar
yaratacağına inanılan diğer uyarıcılarla birlikte verilir. Sonra özgün
davranışlar yeni davranışlara bağlanır.
Sosyal Kuralların Psikolojisi (Muzaffer Şerif)Diyabetik Hastada Psikolojik SorunlarPsikolojik Cilk HastalıklarıYaratıcılıkYapısalcılıkSürrealist YaklaşımPragmatik YaklaşımKişisel Modernlik Yaklaşımlarıİşlevselcilikİnşacı YaklaşımFenomenolojik YaklaşımDiferansiyel YaklaşımPsikodinamik YaklaşımBiyolojik YaklaşımBilişsel Öğrenme YaklaşımıVroom'un Beklenti TeorisiTutkulu Aşk TeorisiSosyal Karşılaştırma TeorisiSkript TeorisiSimetri Teorisi Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |