alaska
 

frigo gibi bir efsaneyi yaratmış dondurma markası.

work&amptravel organizasyonlarında para yığmak üzere giden öğrencilerin mekanıdır.alaskada work&amptravel kapsamında balık temizleme işi yapılır,3 ayda 10.000-15.000$ ile geri dönülür.dolar bu denli artmışken 1.,2. ve 3. sınıf arkadaşlara şiddetle tavsiye edilesi yerdir alaska...

between the buried and me nin üçüncü albumu.

bu sıcakta,insanların nemden nefes alamadıkları ter içinde sokaklarda dolaştığı bir gölgelik olsada bir esse şöyle buzzzz gibi dedikleri bu havada olmak istediğim yer...

bir amerika eyaleti. 19uncu yüzyılda amerika, rusya'dan 7.2 milyon dolara satın almıştır burayı. türkiye'nin yaklaşık iki katı büyüklüğünde olduğunu ve petrol ile altın yataklarınca zengin olduğunu düşünürsek neredeyse bedavaya gelmiştir.

eylülde kar sezonunu açıyolarmış.yaz ayları boyunca ortalama 14 derece civarı hava sıcaklığı.evet gersinde sanıldığı gibi soğuk.bu sene ucuz uçak bileti bulamamıyorsunuz, hayır ben hala anlamıyorum herkes alaska'ya mı gitmek istiyor diye bağırmanız ise hiçbir işe yaramıyor.



amerika nın bir eyaleti, aynı zaman da 2005 yazında work and travel programıyla gidip 3.5 ay bulunduğum yer. en büyük şehri olan anchorage'ta istanbul cafe vardı. bunu öğrenmemle beraber dünyanın her yerinde en az bir türk restoranı olduğuna ciddi ciddi inanmaya başladım diyebilirim. şehirden şehire coğrafi konumlarına bağlı olarak değişmekle beraber yazın akşam saat 9 de güneşlendiğiniz ve gece 11 civarı havanın hala aydınlık olduğunu görebileceğiniz yerler vardı, insan ister istemez şaşırıyor.



kimi yerlerinde o meşhur eskimoların şehirlere göç etmiş kesimini görmek mümkündür ama genelde hepsi dilenci modunda yaşar ve yüzlerindeki ölsekte kurtulsak şu hayattan ifadesini görüp üzüleceğiniz derece de kötü koşullarda hayatlarını sürdürürler. bir genelleme yaparak çok rahatlıkla söyleyebilirim ki alaska insanı bir tanedir, en asil duygunun insanıdır. otobüs şoförleri sizinle sohbet eder, 50 metre öteden gelen araba siz kuralları hiçe sayarak yolun bi tarafından salına salına yürüyerek karşıdan karşıya geçmeye başladığınızda hızını arttırıp siz gelmeden geçmek yerine yavaşlar, kimi fazla iyi bünyeler durur hatta, sizi dumura uğratırlar. marketlerdeki kasiyerlerle her gittiğinizde konuşa konuşa bir süre sonra ahbap olursunuz. lafın kısası alaska insanı gerçekten çok sıcak kanlıdır, amerika nın diğer eyaletlerindeki insanlarla kıyaslanamaz.



çalıştığım 2 küçük adada** da cep telefonu kullanmak mümkün değildi, çünkü çekmezdi. hatta wrangell da mcdonald s, burger king bile yoktu. sadece dünyanın değil amerika nın kendisinin bile çok iplemediği bir eyalettir diyebiliriz. gerçi ben olsam ben de topu topu bin kişinin yaşadığı, uçsuz bucaksız bir adaya gidip mcdonald s açmam o ayrı mesele de..



gözlemlediğim ve yerli halktan edindiğim bilgilere dayanarak söyleyebilirim ki alaska da trafiz kazası, gasp, kapkaç vb. kriminal olaylar çok fazla yaşanmaz. hatta şöyle de ilginç bir olay vardı. wrangell da yaşayanlardan duyduguma göre şehrin geçmişinde sadece bir tane trafik kazası bulunmaktadır. o da ciddiye alınacak türden değildir ve türkiye den benim gibi work and travel programıyla gelen bir elemanın yerli halktan birinin arabasını ödünç alıp sebebiyet verdiği bir olaydır. çok kişiden duydum, efsane olduğunu zannetmiyorum, yapmışızdır biz, türküz ilklerin adamıyız misali. özetlemek gerekirse bambaşka bir yerdir alaska, zannetmem ama olurda yolunuz düşerse keyfini çıkarın derim...



abd'nin sscb'den kelepire aldığı yeraltı zenginliği fazla eyaleti.

2006 yazında anchorage ve kenai illerinde bulunduğum, ormanda başımın 2 metre üzerinden alaska kartalı geçtiği*, kuzey ışıklarını gördüğüm eyalet. doğal güzelliği karşısında bazen kendinizi bir manzara resminin içinde gibi hissedersiniz.

btbam'nin en iyi albümü derdim ama colors denen bir albüm yaptı ki bu manyaklar maalesef alaska ikinci plana itilmek zorunda.



all bodies

alaska

croakies and boatshoes

selkies the endless obsession

breathe in breathe out

roboturner

backwards marathon

medicine wheel

the primer

autodidact

laser speed

skagway adlı şehrinde türk ustanın elinden yapılmış pizza yiyebileceğiniz yegane amerika eyaletidir.

girişi ayrı bitişi ayrı bir delilik olan btbam şarkısı.arada kalan kısım içinse hiçbirşey demiyorum siz tahmin edin artık.



the road is dry

im fucking delirious right now

life goes on

glorious evening of nodding and jump starts

i need to make a personal dance party

the brain works very weird at this hour

not the best time for lyrics i suppose

keep writing, keep dreaming

nope, can't be awake and dream, drift in and out, in and out

eye motions

in out

heat lightning, scares us both

the only two people awake at this fucking hour

i won't remember this in the morning

at least i wrote this all down

please pick the right song

the one that keeps the eyes wide

creepy

yes, creepy

the idea of control

controlling death with alertness

when is the fucking sun coming up

then it all changes, same scenery but sun involved

shouldn't be much different

nüfus yoğunluğu oldukça düşük olduğundan,nufusu manhattan'a yansılıtdığında km2 başına sadece 2 kişi düşmesini sağlayacak kadar az nüfusu vardır.

şu şehir karmaşasının içinden çıkıp, o kimsesiz ormanlarında amaçsız voltalar atıp, hassiktir ayı gelecek şimdi gerilimi yaşamanın tek derdim oluşunu özlediğimdir. gene orda olsam, tek derdim yoldan geçen tanıdık tanımadık herkesin selamın almaya çalışmaktan kafamın yorulması olsa...medeniyet insanı değilseniz rüya eyalettir alaska.





Kaynak: İtüSözlük