[ceko_25]

Her elektromanyetik cisimlerin bir manyetik alanı olduğu gibi anot ve katot dediğimiz (-) ve (+) kutupları da vardır. İnsan bedenleri de elektrikle çalışan ve enerji üreten bir yapı olduğundan, o da bir elektromanyetik alana sahiptir ve de aynı zaman da (-) ve (+) kutbuyeti de vardır. (+) kutbuyete pozitif, (-) kutbuyete de negatif diyoruz.

Erkekler ve kadınların kendine has hormonları vardır. Negatif kutbuyete ( eril ) sahip olanların androjen yani testesteron hormonu yüksek, pozitif kutbuyete (dişil) sahip olanların da östrojen hormonu yüksektir. Ancak bu hormonlar sadece erkeklere ya da kadınlara has değildir. Erkeklerin de östrojen hormonu olduğu gibi, kadınların da testesteron hormonu vardır. Östrojen hormonu yüksek olan erkekler genelde tüysüz, testesteron hormonu yüksek olan kadınlarda, normal hormonal seviyede olan kadınlara göre daha kıllı, daha sert bir bedene ve sert bir mizaca sahiplerdir.

Erkeklerin negatif kutbuyetleri yani eril enerjileri düşükse, östrojen hormonları daha yüksek demektir. Bu da o kişinin daha sevgi dolu, neşeli ve kibar biri olmasına sebep olur. Kadınlar da ise; poizitif kutbuyetinin yani dişil enerjinin düşük olması, daha sert bir mizaca sahip olmalarına sebep olduğu gibi, toplumumuzda ”efemine” dediğimiz tarzda da bir yapıya sahip olmalarına neden olur.

Peki bu duruma sebep olan şey nedir?

Toplumumuzda, ”pozitif enerji iyi, negatif enerji kötüdür”, gibi bir yanılgı vardır. Dişil enerjisi yüksek olanlar; sevgi dolu ve hoşgörülü olurlar. Eril enerjisi yüksek olanlar ise, daha güçlü ve bilge olurlar. Burada önemli olan, eril ve dişil enerjisini kişinin dengeye ulaştırabilmesidir.

Ataerkil yani erkek egemen bir toplumda yaşadığımızdan, toplumumuzda hakim olan enerji; eril enerjidir. Eril enerjiye sahip olanlar, dişil enerjiyi zayıflık olarak görmüştür. Ve güçlülük adına, sevgi dolu olan, kibar, düşünceli kişileri zayıf yani kadınsı bulup dışlamışlardır. Ancak onlar güç güçlülüktür diye düşündüklerinden böyle yapmaktaydılar. Sevginin ve hoşgörünün de güçlülük olduğunu fark edemiyorlardı. Bu yüzden kadınlar zayıf olarak görünüyordu.

İçinde bulunduğumuz toplum göz önüne alındığında, eril enerjisi yüksek bayanlar ve dişil enerjisi yüksek beyler görmek doğaldır.

Dünya dişil enerjiyle boyut atlayacaktır. Artık dişil enerjinin onurlandırılma zamanı gelmiştir. Bu sebeple, bu devirde kadınlar, erkeklerden daha da güçlü bir farkındalığa ve bilgeliğe sahip olmaktadırlar. Bunun sebebi; kendilerinin, onlara söylendiği gibi zayıf olmadıklarını görmeye başlamalarındandır. Kadınların bu bilgeliğe ulaşmaları da; erkeklere nazaran daha güçlü bir eril enerjiye sahip olmalarından kaynaklanmaktadır!

Gerçekten de etrafınıza baktığınızda, erkeklerden daha erkek (!) kadınlar görmek mümkündür. Çoğu erkek ise, böylesi bir güce sahip olan kadın karşısında, dişil enerjiye geçmek zorunda kalmıştır. Ailelerdeki şiddetli geçimsizlik; eril enerjisi yüksek karı kocanın güç mücadelesi vermelerindendir. Genellikle bu savaşı ( boşanma olmazsa) kadınlar kazanır. Bu sebeple kaybeden taraf dişil enerjiye geçmek zorundadır. Yani hoşgörülü ve anlayışlı bir kişiliğe bürünür. Ancak doğaldır ki, bu arzu edilen bir şey değildir. Kadınların testesteron hormonları yükseldiğinden, sesleri kalınlaşır, çirkinleşmeye başlarlar ve de yumuşak olmayan bir bedene sahip olurlar. Ancak bunlardan daha da önemlisi, kişinin rahimle ilgili ciddi sorunları olmaya başlar. Ya yumurtalıklarında iltihaplanma, adet döneminde gecikmeler akabinde kısırlık, kis gibi durumlar meydana gelmeye başlar. Bu kansere doğru giden bir yoldur.

Kadınlar da güç peşinde koştuklarından, kadınlıklarını ret etmektedirler. Kadın bedeninde yaşayan bir erkek haline gelmeye başladıklarından bedenleri de ona göre tepki vermeye başlar! Cinsel tatminsizlik en sonunda, cinsel isteksizliğe dönüşür. Bu kişilerin hem cinslerinden hoşlanma oranı da zamanla yükselir. Aynı durum erkekler için de geçerlidir. Erkeklerde, kadınlarda bulamadığı dişil enerjiyi hem cinslerinde görürler ve bu sebeple eşcinsellik artar.

Sonuç olarak, kadın dediğin işveli, canlı, kıpır kıpır, neşeli, güler yüzlü ve sevgi dolu olmalıdır. Erkek ise, bilge ve güçlü olmalıdır. O zaman yetişen çocuklar ve de toplum sağlıklı olacaktır.



Tuğcan Özen