Eleştirilme Korkusu Sosyal Fobi Nedeni Eleştirilme Korkusu Sosyal Fobi Nedeni Sosyal ortamlarda başkaları tarafından inceleme altında tutulduğu korkusu performans gösterilmesi gereken durumlarda eleştirilme veya küçük düşme korkusu mu yaşıyorsunuz?Korkunuz sosyal ortamlara girmenize engel oluyorsa sosyal fobi sorunuyla karşı karşıya olabilirisniz. Sosyal fobi nasıl görülür? Sosyal fobide özel veya genel durumlar sözkonusudur. Korkular hemen her durum için geçerlidir veya yalnızca özel bazı durumlar için geçerlidir. (Başkalarının önünde imza atmak, yemek yemek vs gibi.) Belirtiler Çarpıntı Titreme Terleme Kaslarda gerginlik Midede rahatsızlık hissi Göğüste sıkıntı hissi Sıcak yada soğuk basması Başta ağırlık hissi-Baş ağrısı Bu durumda kişi zaman içerisinde bu belirtilerle yaşamaya alışabilir. Ancak hayatının değişik alanlarını kısıtlamaya başlayan belirtiler bir gün iş güç yapmayı da engellemeye başlarsa işi için tedavisi şart bir durum haline gelir.Yaşanan bu belirtiler kişide derin bir korku ve heyecan hali ile birlikte görülür. Yalnızlığa neden olabilir Korkulan durumlardan kaçıma davranışı genellikle çok belirgindir.Ve bazen tam bir sosyal yalnızlıkla sonuçlanabilir. Korkulan durumlarda kaçınmak için olmadık şeyler yaparlar. Bir seminer vermesi gereken kişinin seminer iptal olsun diye ayağının kırılmasına bile sevineceğini söylemesi hatta bunun için dua ettiğini söylemesi olayın ne kadar sıkıntı verici olduğunu anlatmak için yeterli olur sanırım. Hangi zamanlarda ortaya çıkar Sosyal fobisi olanlar genelde aşağıdaki durumlarda sosyal fobi belirtilerini yoğun olarak yaşarlar. - Topluluk önünde konuşmak. - Bir işle uğraşırken seyredilmek. - Başkalarının önünde yemek yemek-içmek. - Otorite konumundaki kişilerle temas etmek. - Misafir kabul etmek - Başkaları ile tartışmak - Toplulukta telefonla konuşmak. - Tanımadığı kişilerin gözlerinin içine bakmak, - İlgi odağı olmak. - Başkalarının önünde yazı yazmak. Sosyal fobinin çocuklardaki görünümü Çocuklar tanıdık olmadıkları ortamlarda aşırı ürkek, sessiz, hareketsiz, utangaç bir tavır sergileyebilirler. Bazen de böyle bir durumda ağlama, anne-babaya yapışırcasına sarılma, onlara dokunma, yanlarından ayrılamama, huysuzca davranışlar içine girebilirler. Toplulukla oynanan oyunlara katılmaz, uzaktan bakmakla yetinir hatta bir köşeye sinip, kendilerini gizleyerek olanları izlerler. Oyunlara katılsalar bile diğerlerinin sözleri doğrultusunda ve önemli roller almadan hareket eder , oyun kuruculuk yapamazlar. Oynanan oyunlarda geri planda kalırlar. Okula gitmek istemeyip, türlü yakınmalarla evde kalmak isterler. Çocukluk öykülerinde utangaçlıkları olan, sosyal açıdan baskılanmış yaşantıları olanlarda görüldüğü gözlenmiştir. Arkadaşları ya da büyüklerince küçük düşürülme ya da çok üzücü, gerilimli bir olayı izleyerek de gelişebildiği saptanmıştır. Kişi bu tür üzücü deneyimlerle karşılaştıkça sosyal fobiyi geliştirebilir. Bazı kişilerde de varolan bazı sosyal beceri eksiklikçikleri bu türden olumsuz eleştirilere yol açıp, ilerleyen dönemde sosyal fobiye yol açabilir. Kişinin yetiştiği çevreden aldığı eğitim ve göreneklerle, hissettiği gerilimi katalize ediş sekli önemlidir. Bazı kişilerde az miktardaki gerilim kişiyi daha çok bir aktiviteye yöneltip, kamcılarken, yeterli güven ilişkisinin kurulmadığı , düşünce ve hareket serbestisinin verilmediği ailelerde bu durum geri çekilmeye ve aktivitelerde bozulmaya yol acar. Yapılan araştırmalara göre sosyal fobik davranışların sinir sisteminin dopamin ve serotonin sistemleri ile de ilişkili olduğu görülmüştür. Bir araştırmaya göre sosyal fobik kişiler ailelerini daha az ihtimam gösteren, daha reddedici ve anormal derecede fazla koruyucu, kollayıcı olarak algıladıklarını belirtmişlerdir. Bu kişilerin birinci derece yakınlarında toplum ortalamasına göre üç kat daha çok sosyal fobiye rastlanmıştır. Ayrıca yakın akrabalarda majör depresyona da daha fazla rastlanmıştır 10 yaşın altında başlıyor Sosyal fobi belirtilerini bazen kişi kaygı belirtilerinden birisi imiş gibi düşünebilir. Korkulan durumdan kaçma davranışı genellikle çok belirgindir. Tam bir sosyal yalnızlığa yol açabilir. Başlangıç yaşı sosyal fobide çok erkendir. Hastaların % 40’ında başlangıç yaşı 10’un altındadır. Hastaların %95’inde ise başlangıç 20’nin altındadır. Okul fobisi olan çocukların %40’ında ise sosyal fobi olduğu belirtilmektedir. İlaç veya terapi ile tedavi edilebilir. |
Ynt: Eleştirilme Korkusu Sosyal Fobi Nedeni çiçek arkadaşım bu eleştirilme korkusu yazını okudum süper sevdim yazıyı da bunların yoğun olmasada bi kısmı bazı durumlarda bazı yerlerde bende olabiliyor ne yapalım doktor hanım ama kesin tedevi istiyorum birazda espiri |
Ynt: Eleştirilme Korkusu Sosyal Fobi Nedeni merhabalar gbr48 hoşgeldiniz yanımıza... actionsmile rehber bölümü inceleyerek tavsiye edildiği üzere suçluluk + ego ile başlayın.. pc05 http://www.hayatimdegisti.com/forum/...rmayiniz-b8.0/ daha sonra kendine güveni ekleyin... music45 sonrasında ihtiyacınız olduğunu düşündüğünüz sosyal fobi.. topluluk karşısında konuşma.. sosyallik arttırıcı.. başkalarının düşüncelerini önemsememe gibi telkinleri ekleyerek dinlemeye devam edin.. b456 http://www.hayatimdegisti.com/forum/...izfont-b254.0/ değişimi kabul ederek bu yola başlayın.. onayi kişisel gelişim ile ilgili bir bilgi mevcut sayfalarımızda onları okuyarak ve uygulayarak telkinlerin etki etme süresini hızlandırın.. pc05 kısa sürede bir çok arkadaşımız gibi sizdende güzel haberlerinizi alacağız eminim ki.. thumbsanim sevgiler.. hismiley |
Ynt: Eleştirilme Korkusu Sosyal Fobi Nedeni Sebep Olduğumuz Zarar Kızgınlık esnasında bir arkadaşınızı bıçakladığınızı düşünün. Bıçağın keskin yüzü göğsüne battıkça, arkadaşınız şaşkınlıkla ve zorlukla nefes almaya çalışır. Sersemlemiş bir şekilde ve dayanılmaz acıyla yüzünü buruşturur. Kan kaybederken uğradığı şoka yenilir ve yere yığılır. Neyse ki birisi ambulans çağırmıştır ve ambulans kısa sürede gelir, arkadaşınızı hastaneye yetiştirir. İyileşse de, göğsünde yaşamı boyuca taşıyacağı çirkin bir yara izi kalmıştır. Bunu yaptığınızı tahayyül etmek zor değil mi? Ve eğer yaptıysanız, eminim verdiğiniz zararı anladıktan sonra, böyle bir şeyi bir daha asla yapmazdınız. Yine de, büyük çoğunluğumuz sevdiğimiz insanları neredeyse her gün incitiriz ve bunu yapmak için kan akıtmayan, görünmez bıçaklar kullanırız. Seçtiğimiz silah ELEŞTİRİ’dir. Neden olduğumuz hasar gerçek bir bıçak tarafından verilebilecek kadar kötüdür. Eleştirilerimiz başkalarının kendine saygısını zedeler. Sevilmediklerini hissederler ve kendilerinden şüphe duymaya başlarlar. Henüz yaraları iyileşmeye zaman bile bulamadan, onları aynı yerden tekrar tekrar bıçaklarız. Acaba nasıl oluyor da bu kadar zalim olabiliyoruz? Belki de silahlarımız ve kurbanlarımızın yaraları görünmediği için aldanıyoruz. Neden bu kadar kötüyüz? Kendi güvensizliklerimiz yüzünden. Peki nasıl düzelebiliriz? Bir dahaki sefere iğneleyici sözlerle birini yaralamak istediğinizde, bir an durun ve zihninizde, tutmakta olduğunuz bıçağı görünür olarak canlandırın. Vermek üzere olduğunuz zararın farkına vardığınızda, eminim ki duracaksınız. Bazen neden olduğumuz hasar öyle incedir ki farkına varamayız. Buna bir örnek, yapmakta olduğumuz övgüyü “ama” sözcüğü ile birlikte kullanmaktır. Örneğin, Johnny şöyle diyor, “Bak, Anne, karnemde bir “A” var.” Anne cevaplıyor, “Bu harika, Johnny, AMA matematikten “C” almışsın. “Ama” sözcüğünün kullanılması, bundan önce gelen övgüyü ortadan kaldırmaktadır. Buna göre yukarıdaki konuşmayı “çevirelim” ve nereye varacağımızı görelim. Johnny: “Bak, anne, okulda gayet başarılıyım.” Anne: “Hayır, değilsin!” Johhny ile annesi arasında geçen konuşmanın olası sonuçlarını karşılaştıralım. Eğer annesi “Bu harika Johhny. Babana ne kadar zeki olduğunu anlatacağım. Böyle devam et.” deseydi ne olurdu? Bu Johnny’yi matematik dersine daha fazla çalışmaya ve gelecekte daha fazla övgü almaya teşvik etmez miydi? Oysa, Johnny annesinin “… AMA matematikten “C” almışsın” sözünden, sıkı çalışmasının takdir edilmediği hissine kapılıyor. Johhny’yi daha sıkı çalışması için teşvik edici pek fazla bir şey yok, öyle değil mi? Eleştirildiğinizde Ne Yapmalı Peki eleştirinin kurbanı olduğunuzda neler yapmalısınız? İşte bazı tavsiyeler. 1. Eleştiriyi bir öğrenme tecrübesi olarak kullanın. Şöyle ki, hissettiğiniz ACIYI HATIRLAYIN ve aynı şeyi başkalarına yapmamak için yemin edin. 2. UNUTMAYIN Kİ GÖRÜNMEZ SİLAHLAR KULLANIYORLAR, bu nedenle sebep oldukları acının farkında değiller. Onları bağışlayın. 3. ONLARIN ACILARINI HATIRLAYIN. Bununla ne demek istiyorum? İşte eleştiri almaya alışık olan biri olan Boy George tarafından yapılmış bir açıklama şöyle, “İnsanlar acımasızsa, bu kişisel olarak sizden nefret ettikleri için değildir. Büyük ihtimalle kendi içlerindeki bir şey ile ilgili ıstırap çekiyorlardır. Unutmamalısınız ki çoğu zaman, size bağırdıklarında ya da arkanızdan söylendiklerinde, bağırdıkları siz deği, sizin hiç duymadığınız, kendi içlerindeki bir şeydir; örneğin başka birinin onlara kötü davranması, ya da gerçekleşmesini bekledikleri bir şeyin gerçekleşmemesi, ya da düşündüklerinde bile utandıkları bir şey yapmaları bunun nedeni olabilir. Bu düşünceleri akıllarından uzak tutmak için size kızarlar.” 4. HERKESİN EŞİT ÖLÇÜDE AYDINLANMIŞ OLMADIĞINI HATIRLAYIN, ya da John Wanamaker’ın dediği gibi, “30 yıl önce öğrendim ki, insanları azarlamak akılsızca. Kendi sınırlarımı aşmada zaten yeterince problemim varken bir de Tanrının, zeka armağanını eşit dağıtmayı uygun görmediği gerçeği ile uğraşamam.” 5. Eleştirildikten sonra, TAVSİYELERİ İÇİN ONLARA TEŞEKKÜR EDİN ve bu tavsiyelerini göz önüne alacağınıza söz verin. Teşekkür ederek, onların muhalefet eden tavırlarını yatıştırmış ve konuşmayı kavgasız bir şekilde sona erdirmiş olursunuz. 6. KAYNAĞI GÖZ ÖNÜNE ALIN. Sizi eleştiren insan yetersiz, haset ya da kıskanç olabilir. Eğer öyleyse, tavsiyeleri için teşekkür ettikten sonra onları gönderin. 7. ELEŞTİRİLERİ DEĞERLENDİRİN. Her ne kadar şikayet büyük olasılıkla tarafsız olmasa da, yine de söylediklerinde gerçeklik payı olabilir. Bunu gelişmek için bir fırsat olarak kullanmayı deneyin. Unutmayın ki kusursuz değilsiniz ve başkaları sizin kusurlarınızı daha net görebilir. Yapabildiğiniz sürece onlardan birşeyler öğrenin, ancak bu iyilikleri başkalarını eleştirerek iade etmeyin. Son Düşünceler İşte Yargıç Harold Medina (*Harold Medina, 1888-1990 yılları arasında yaşamış, ihanet ve komplo ile ilgili önemli davalarla bilinen bir avukat, öğretmen ve yargıçtır) tarafından vurgulanmış önemli bir nokta, “Başkalarını eleştirmek tehlikeli bir şeydir, bu onlar hakkında hata yapabileceğinizden değil, kendiniz hakkındaki gerçekleri açığa vuruyor olabileceğinizden dolayıdır. ” Ayrıca, Samuel Johnson şöyle demiştir, “Tanrı bile, bayım, insanları yaşamı sona ermeden önce yargılamaz. Neden bizler böyle yapalım ki?” Son olarak, başkalarının kusurları konusunda sabırlı ol; onlar da seninkiler konusunda sabırlı olmak zorundadırlar. |
Ynt: Eleştirilme Korkusu Sosyal Fobi Nedeni etrafındaki insanların hepsi acımasızca fikirlerimi eleştirdikler için, hep fikirlerim kendime saklıyorum , bir olayla karşılaşsak düşündügümü söylemekten çekiniyorum, genelde şöyle olur ben düşünürüm söylemem, yanımdaki söyler olayın kahramanı olur. ' SAHİP OLDUGUMUZ ZARAR yazısınıda okudugumda, başımdan gecenleri düşündüm, farkına vardımki bende acımasızca eleştiriyormuşun. Kendi kusurunu görmeyen başkasının kusunu büyük sanırmış. bu yazıyla kusurumun farkına vardım... çok tşkler |
Ynt: Eleştirilme Korkusu Sosyal Fobi Nedeni evt bende eleştirilmekten korkuyorum..hatta bir keresinde bana bunu ögretmenimde demişti..evt ya sevmiyorum ama napim bu sosyal fobinin nedenleri.napim ya........... aa34 |
Cevap: Eleştirilme Korkusu Sosyal Fobi Nedeni Bence bir tavsiye:)bugüne kadar ne düşündüğünü söylemeden geçirdin zamanı ve eminimki kaybettiklerinin farkındasın...Bu sefer farklı birşey dene, VE NE DÜŞÜNDÜĞÜNÜ SÖYLE... bu sefer kazandıklarının farkına varacaksın...Ne düşündüğünü söyleyip olayın kahramanı değil kendi kahramanın ol;)hepinize başarılar |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 12:40 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.