Yüzbaşı
Üyelik tarihi: Sep 2007
Mesajlar: 514
Tesekkür: 197
445 Mesajinıza toplam 3,041 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Kundalini Nedir? Kundalini Nedir?
Orijinal Yoga Sistemi’nin Pratyahara basamağında Kundalini teknikleri uygulanmaktadır. Sanskritçe Kundalini kelimesi “gizemli” demektir. İnsan vücudundaki gizemli evrim enerjisi olarak nitelendirilen Kundalini enerjisi, organizmada uyuyan, hareketsiz potansiyel bir güç halindedir.
Omurganın temelinde yerleşik dinamik potansiyel yaratıcı güç veya enerji olan Kundalini enerjisi kuyruksokumunda yer alan Muladhara Çakra merkezinde konumlanmıştır.
Piyasada mevcut olan bir “kundalini tantra” kitabında yazarın şu sözleri dikkat çekmektedir: “Kundalini’nin yeri omuriliğinin tabanındaki küçük bir bezdir. İnsanda doğal güçlerin gelişmesiyle, bu bez şimdi insanın onu uyandırabileceği bir noktaya geldi”. Bu iddialar gerçeklere dayanmayan mantıksız spekülasyonlardır.
Her şeyden önce, Kundalini enerjisel düzeye aittir ve fiziksel düzeyde olan bir bezde yerleşik değildir. Yalnızca amatör kişiler enerjisel düzeyi fiziksel düzeyle karıştırabilir. Kundalini kuyruksokumunun ikinci segman bölgesinde bulunan Muladhara Çakra merkezindedir. Yüzlerce orijinal Yoga metninin bunun altını çizmekte olmasına rağmen yazar Kundalini enerjisinin bir bezde bulunduğunu ifade etmektedir. Bu tür hatanın iki nedeni olabilir. Ya yazar Kundalini konusunda yeterli bilgiye sahip değildir ya da bilerek insanların kafasını karıştırmaktadır. Her iki durumda da “kundalini tantra” kitabının bilimsel değeri yoktur.
İkincisi, herhangi bir bezin uyarılması Kundalini enerjisini etkilemez. Yalnızca Muladhara Çakra merkezinin uyarılması Kundalini enerjisini uyandırmaktadır. Yoga teknikleri sayesinde insanda doğal güçler gelişmekte ve Kundalini enerjisi uyanmaktadır. Bu, binlerce yıl önce yapılmaktaydı ve şimdi de yapılabilir. Aslında günümüzün kirli ve stresli atmosferi bu deneyimi kolaylaştırmadığı gibi tam tersi zorlaştırmaktadır da.
Daha sonra, “kundalini tantra” kitabının Şivaizm (Tanrı Şiva'ya tapınma) tarikatının lideri olan yazarı şunu aktarmaktadır: “Kundalini erkek bedeninde apışarasında, idrar organlarıyla dışkılama organı arasında bulunur. Dişi bedenindeki yeri dölyatağı boynunda, rahim kökündedir”. Bu, gerçeklere dayanmayan bir spekülasyondur ve pratik tecrübe yetersizliğinden kaynaklanmaktadır. Doğada böyle bir ayrım yoktur.
Kundalini enerjisi, hem erkek hem de dişi bedeninde aynı yerde, kuyruksokumunun ikinci segman bölgesinde yerleşen Muladhara Çakra enerji merkezindedir. Kundalini enerjisinin erkek ve dişi bedeninde farklı yerlerde bulunuyor olduğuna dair görüş, dini tarikatların cinsellik hususundaki ayrımcılığından kaynaklanmaktadır. Bu tarikatlara göre, erkekler daha üstün bir mevkiye sahiptir. Oysa, erkek ve dişi bedenlerine sahip olan ruhlar ne erkek ne de dişidir.
Bazı “kundalini” kitaplarında ise Kundalini enerjisinin Muladhara Çakra değil Sahasrara Çakra merkezinde yerleştiği söylenmektedir. Bunlar gerçeklere dayanmayan spekülasyonlardır. Bu türdeki dezenformasyon insanların kafalarını karıştırmak için bilerek yayılmaktadır. Günümüzde bazı negatif güçler insanların spiritüel gelişimini engellemek için gerçeklerle bağdaşmayan her tür haberi yaymaktadır. Spiritüel gelişimi ciddiye alan insanlar bu tür dezenformasyonlara dikkat etmelidir.
Şivaizm dini üyesi bazı “kundalini yoga” tarikatları ise Kundalini enerjisinin Manipura Çakra merkezinde yer aldığına inanmaktadır. Bu tarikatların müritleri Kundalini enerjisinin kutsal ve mundar cinsel sistemle ilişiksiz olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden, Kundalini enerjisinin Manipura Çakra merkezinde olduğunu iddia etmektedirler. Budizm dininin mensupları da Kundalini enerjisinin Manipura Çakra’da bulunduğu inancını taşımaktadır. Böylelikle yayılan batıl inançlar insanları gerçeklerden uzaklaştırmaktadır.
Tüm bunlarla birlikte, bilimsel incelemeler Muladhara Çakra merkezinin sonsuz enerji içerdiği ve pek çok enerjetik ve ruhi deneyimin bu merkezden kaynaklandığına işaret etmektedir. Muladhara Çakra merkezinin cinsel bölgede bulunması onu mundar bir merkez yapmaz. Orijinal Yoga Sistemi batıl inançlara değil gerçeklere dayanmaktadır.
Şivaizm dini tarikatlarından “tantra” ekolüne göre, öncelerde Svadhisthana Çakra merkezinde olan Kundalini enerjisi insanoğlunun düşüşü nedeniyle Muladhara Çakra merkezine inmiştir. Bu inanç gerçeklerden uzaktır. İnsan bedeni ve Çakra sisteminin fizyolojisi gereği Kundalini enerjisi Muladhara Çakra merkezinde olmalıdır.
Kaçınılmaz bir şekilde Muladhara Çakra ile bağlantılı olan Kundalini hayati bir biçimde enerji sistemini destekleyen Muladhara Çakra ve tüm beden kompleksiyle onların statik zemini olarak ilişkilidir. Bu nedenle, beynin gelişmesinde, zihnin aydınlanmasında ve konsantrasyonun güçlenmesinde Kundalini çok önemli bir rol oynamaktadır.
Dr. Rele gibi bazı bilim adamları Kundalini’yi sağ vagus siniriyle özdeşleştirmekte veya güneş sinir ağında yerleştiğine inanmaktadır. Bu tür spekülasyonlar gerçeklere dayanmamaktadır. Kundalini ne sinirsel ya da kimyasal enerji, ne de kas gücüdür. Kundalini, bedende işleyen fizyo-kimyasal enerjiyle karıştırılmamalıdır. Fizyo-kimyasal enerji besinlerden alınmaktadır.
Kundalini kelimesi Sanskritçe iki farklı kök sözcüğe göre iki farklı anlam taşımaktadır. Kundala, kök sözcüklerden biridir. Sanskritçe’de Kundala sözcüğü “dolanmak” demek olup, Kundalini kelimesi de “dolanmış” anlamına gelmektedir. Açıkça anlaşılacağı üzere Kundalini enerjisi Muladhara Çakra’nın merkezine dolanmış şekilde bulunmaktadır. Bu yüzden bazı Yoga metinlerinde Kundalini enerjisine Kundali yani “spiral” enerji denilmektedir.
Kunda ise ikinci kök sözcüktür. Sanskritçe Kunda sözcüğü “derin yer”, “çukur” veya “oyuk” manasında kullanılır. Buna bağlı olarak Kundalini kelimesi “derin bir yerde olan” veya “gizemli” anlamına da gelir. Farklı bir deyişle Kundalini enerjisi en alt Çakra merkezinin derinliklerinde yerleşmektedir.
Fiziksel bedende potansiyel bir güç bulunmaktadır. Bu güç teorik, psikolojik ya da transandantal (deneyüstü) değildir. Maddi bedende bulunan bu statik potansiyel güç Kundalini olarak adlandırılmaktadır. Kundalini enerjisi, Yoga Sistemi’nde verilen önemli bilgilerden biridir. Genelde Kundalini gizlidir, yalnızca belirli özel koşullarda açığa çıkmaktadır.
Peki, Kundalini’nin gerçek doğası nedir?
Bedende yaşam enerjisi dinamik ve statik olarak ayrışmaktadır. Pranik enerji akımları dinamiktir ve Kundalini onların statik desteği veya dayanağıdır.
Prana ile Kundalini’nin ilişkisi nedir?
Bedenin, zihnin ve yaşam enerjisinin bütün faaliyetleri varoluşun dinamik yönüdür ve tüm olgu pranik dinamizm olarak adlandırılmaktadır. Bunlar gözlemlenebilir. Bedende çalışan dinamik enerjinin statik zemini vardır. Enerjinin normal işleyişinde Prana’nın statik yönü belirli değildir. Fakat enerji ayrıştığı için dinamik biçim statik biçime sahip olmalıdır. Prana’nın statik yönü Kundalini’dir.
Prana ile Kundalini arasında yakın bir ilişki vardır. Bedenin normal işleyişinde bunların arasındaki ilişki görünmezdir. Pranik enerji kendi gücü sayesinde hareket etmekte ve statik Kundalini sessizce onu desteklemektedir. Fakat Kundalini uyandığında pranik enerjiyi etkileyerek onun işleyişinin niteliğini değiştirmektedir. Bu durumda Kundalini kısmen dinamik olmaktadır. Kısmen dinamik Kundalini’yi kısmen statik Kundalini desteklemektedir. Yani Muladhara Çakra’da bulunan Kundalini enerjisinin yalnızca bir kısmı ortaya çıkmaktadır.
Doğası itibariyle statik olan Kundalini dinamik hale gelince dinamik olan pranik enerjiyi statikleştirmektedir. Bu yüzden beden hareketsiz kalmakta, metabolizma oranı düşmekte, beden fonksiyonları yavaşlamakta, duyular pasifleşmekte ve düşünce akımı durmaktadır. Aynı zamanda, dinamik olan pranik enerji statik olan Kundalini’yi dinamikleştirmektedir. Muladhara Çakra’dan çıkan statik Kundalini dinamik Kundali gücüne dönüşmektedir. Kundali gücü Sahasrara Çakra’ya ulaştığında Maha Kundalini enerjisine dönüşmektedir. Kundalini enerjisi Sahasrara Çakra merkezinden yine Muladhara Çakra’ya indiğinde Kula Kundalini haline gelmektedir.
Kundalini parlaktır. Kundalini ışığının üç yönü vardır:
1. Güneş gibi parlak ışık
2. Ay gibi soğuk ışık
3. Ateş gibi yakıcı ışık
Güneş gibi parlak ışık süptil olguları aydınlatmakta ve onların konsantrasyon sırasında deneyimlenmesini sağlamaktadır. Ay gibi soğuk ışık zihni sakinleştirmekte ve konsantrasyonu derinleştirmektedir. Ateş gibi yakıcı ışık olguları içine almakta ve sürükleyici konsantrasyona neden olmaktadır.
Kundalini enerjisinin dört temel biçimi vardır:
1. Uyumuş
2. Uyanmış
3. Yükselmiş
4. İnmiş
Muladhara Çakra’da uyumuş şekilde olan Kundalini enerjisi Yoga teknikleri sayesinde uyanmaktadır. Doğru şekilde uygulanan Yoga teknikleri aracılığıyla Kundalini enerjisi Sahasrara Çakra’ya yükselmekte, sonra da kontrollü bir şekilde Muladhara Çakra’ya inmektedir.
Kundalini hakkındaki bilgiler Veda edebiyatında aktarılmaktadır. Ne var ki, bu konuya ilişkin orijinal bilgiler ya anlayış yetersizliğinden ya da bilerek amatör ve sorumsuz kişiler tarafından çarpıtılmıştır. Vedik bilgileri anlamak için gerçek Yoga Üstadının rehberliği ve Kundalini konusunda uzmanlık gerekmektedir.
Örneğin, kendini Bhagavan (Tanrı) olarak adlandıran Osho Kundalini enerjisini şu şekilde açıklıyor: “Kundalini yalnızca enerjinizin uyumlu bütünlüğe ulaşmasının teknik tanımıdır”. Bu açıklama bir cehalet örneğidir. Tanrı bu kadar cahil midir?!
Diane Stein yazdığı Reiki kitabında Kundalini enerjisini şöyle tanımlamaktadır: “Üç ana kanala Kundalini denir”. Gerçeklerle hiçbir ilgisi olmayan bu anlatımı izleterek Diane, “Reiki bir Kundalini disiplinidir” ifadelerini kullanıyor. Reiki sade bir şifacılık yöntemidir ve Kundalini ile hiçbir ilgisi yoktur. Diane önce Kundalini konusunda hiçbir bilgisi olmadığını göstermekte sonra da uyguladığı şifacılık yönteminin “Kundalini disiplini” olduğunu söylemektedir. Bu tür abartılı tanıtımlar ciddiye alınmamalıdır. Şifacılık yöntemleri Kundalini enerjisini hiçbir şekilde harekete geçiremez.
Piyasada bulunan bir “kundalini” kitabında Genevieve Lewis Paulson, bedende bir çok Kundalini enerjisi katmanı bulunduğu, çeşitli nedenlerle Kundalini enerjisinin istemdışı bir şekilde harekete geçebildiği veya kendiliğinden boşaldığından söz etmektedir. Bu iddialar gerçeklere dayanmayan mantıkdışı spekülasyonlardır. Kundalini enerjisinin ne katmanları vardır ne de kendiliğinden harekete geçmektedir. Kundalini enerjisinin kendiliğinden uyanması hususundaki spekülasyonlar son zamanlarda çok yaygınlaşmıştır. Bunun nedeni Kundalini enerjisinin gerçekten ne olduğunu bilmeyen amatör kişiler tarafından üretilen varsayımlardır. Pratik tecrübesi olmayan kişiler bedendeki genel enerji akımlarının harekete geçişini Kundalini enerjisinin yükselmesiyle karıştırıyorlar. Kundalini enerjisinin uyanması ve yükselmesi basit bir olay değildir. Ama basit insanlar bu önemli olayı hafife alıyorlar. Yalnızca Yoga teknikleri doğru şekilde uygulandığında Kundalini uyanmakta ve harekete geçmektedir.
Burada asıl soru şu, Paulson’un ileri sürdüğü bu dezenformasyon nereden kaynaklanmaktadır?
Paulson kitabının sunuşunda bu soruya yanıt vermektedir: “Bu bilgileri duruişiti yöntemiyle irtibat kurduğum bedensiz varlıklardan elde ettim. Kitapta bulunan enformasyonun çoğu, bu varlıklardan gelmektedir.”
Peki, bu bedensiz varlıklar kimdir?
Beden öldüğünde ruhi varlık olumsuz eylemler veya büyük bağlılık yüzünden astral düzeyde takılıp kalabilir. Bu durumda ruhi varlık bir süre astral bedende kalmakta ve yeni bir maddi beden alamamaktadır. Bu şekilde astral düzeyde takılıp kalmış bedensiz varlıklar genelde “hayalet” olarak adlandırılmaktadır. Bu hayaletlerden çoğu olumsuz enerjiyle yüklüdür ve “kötü ruhlar” diye nitelendirilmektedir. Hayaletler çoğunlukla insanlarla irtibat kurmaya çalışmaktadır. Kendilerinin fiziksel bedeni olmadığından maddi zevkleri yaşamak için maddi bedeni olan birine gereksinimleri vardır. Bu nedenle, hayaletler kendilerini görebilen ya da duyabilen birini aramakta, böyle bir kişiyi bulduklarında da ne olursa olsun onun dikkatini çekmeye çalışmaktadırlar. Dikkat çekmek için hayaletler kendilerinin melek, uzaylı, peygamber ve hatta Tanrı olduklarını dahi söylemektedir. Takıldıkları insanın eğitim düzeyi ve inançlarına göre bir hikaye yaratmakta, ilgili kişiyi hikayelerine inandırdıktan sonra karmaşa dolu enformasyonlar aktarmaktadırlar.
Burada özellikle “bilgi” kelimesini değil “enformasyon” sözcüğünü kullanıyoruz. Çünkü hayalet tarafından aktarılan enformasyonlar, gerçekçi olmayan kavram, mantıkdışı spekülasyon, abes varsayım, anlamsız teori ve hiçbir dayanağı olmayan sadece zihin bulandırıcı öğretileri içermektedir. Tüm bunları “dezenformasyon” kelimesi ile ifade edebiliriz. Bunlara kasten “yanlış bilgi” demiyoruz. Çünkü “yanlış bilgi” ifadesi felsefi bakış açısından pürüzlü bir deyiştir. Ya gerçekleri yansıtan bilgi ya da gerçeklere dayanmayan yanlış enformasyon veyahut dezenformasyon mevcuttur. Gerçek bilgi hiçbir zaman yanlış olamaz. Bilgi bilgidir, yanlış enformasyon ise dezenformasyondur.
Hayaletler takıldığı insanlarla dalga geçerek her türlü dezenformasyonu gerçek bilgi olarak sunmaktadır. Onların amacı eğitim değil, ilgisini çekmek istedikleri insanın kafasını karıştırmaktır. Bazı negatif enerjiyle yüklü kötü ruhlar bilerek insanları gerçeklerden uzaklaştırmak ve evrim süreçlerini engellemek amacıyla dezenformasyon yaymaktadırlar. Kötü ruhlar basit hayaletlerden daha kurnazdır ve aktardıkları dezenformasyonun ne kadar zararlı olduğu sıradan bir insan tarafından fark edilemez. Sıradan insan tecrübesi olmadığı için kiminle konuştuğunu ayırt edemez ve bedensiz varlıklar tarafından verilen dezenformasyona körü körüne inanır.
Günümüzde yaygın olan “channeling (kanal bilgisi)” veya medyumik aktarım olaylarının %99’u bu tür hayaletler tarafından gerçekleştirilmektedir. Paulson'un kitabı bu olgunun kesin bir kanıtıdır. Örneğin, kitapta Kundalini enerjisinin yanlış yönde akarak kuyruksokumundan aşağıya doğru yönlendiği söylenmektedir. Bu bir dezenformasyondur, çünkü söylenenler Kundalini enerjisinin doğasına aykırıdır. Kundalini enerjisi yüksek titreşime sahiptir ve uyandığında yükselmeye meyillidir, bu enerji hiçbir zaman kuyruksokumundan aşağıya doğru inmez. Ancak, Kundalini enerjisinin bulunduğu Muladhara Çakra merkezinin enerjisi aşağıya doğru akmaktadır. Deneyimsiz kişiler bu iki enerjiyi karıştırmaktadır. Böylelikle yanlış ve doğrular birbirine karıştırılarak bedensiz varlıklar tarafından insanlara sunulmakta, neticede ayırt etme yeteneğine sahip olmayan kişiler bu tür dezenformasyona inanmaktadır.
Hayaletin Paulson’a aktardığı bir diğer örnek de insanın “yedinci gözü” ve “yedi kalp çakrası” olduğuna dair dezenformasyondur. Bu bir şaka gibi. Aslında hayalet Paulson’la sadece dalga geçiyor. Eğer birileri size, “Elinizde yedi parmak var” derse, sadece gülüp geçeceksiniz, çünkü elinize baktığınızda orada beş parmağın olduğunu görmektesinizdir. Fakat, birinin size göğsünüzde “yedi kalp çakrası” var demesi halinde onlar göremediğiniz için “Belki de vardır” diyebilirsiniz. Ne var ki, bir yazar bu tür şeyleri körü körüne kabul etmemelidir. Eğer Paulson’un durugörü yeteneği gelişmiş olsaydı, göğüste “yedi kalp çakrası” nın mevcut olmadığını görür, bu dezenformasyona kitabında yer vermezdi. İşaret edilenler sadece birkaç örnekten ibaret olup ne yazık ki kitap yanlış enformasyonla dolup taşmaktadır.
Eski Tantra metinlerinde Kundalini “temel enerji” olarak varsayılmaktadır. Bu yüzden, günümüzdeki bazı “kundalini” kitaplarında, Yoga’da Prana olarak adlandırılan enerji Tantra’da Kundalini olarak adlandırılır şeklindeki ifadelere rastlanmaktadır. Bir başka deyişle, Prana ile Kundalini enerjilerinin aynı enerji olduğu iddia edilmektedir. Bu tamamıyla yanlış bir kavramdır. Bu abartılı yaklaşım, bazı tantrizm tarikatlarının Kundalini enerjisini temsil eden Tanrıça Şakti’ye Yüce Tanrı olarak tapınmasından kaynaklanmaktadır. Aslen, Prana olarak adlandırılan enerji temel maddi enerjidir, Kundalini ise bu temel enerjinin sadece bir ürünüdür.
Günümüzdeki bazı “kundalini” kitaplarında, çağdaş psikoloji biliminin terimleri kullanılarak Kundalini enerjisi insandaki bilinçaltı ile özdeşleştirilmiştir. Oysa ki, bu yanlışlarla dolu bir iddiadır. Kundalini enerjisi şüpheye yer bırakmayacak şekilde bilinçaltını etkilemekteyse de kesinlikle bilinçaltının kendisi değildir.
Peki bilinçaltı nedir?
Yoga ilmine göre, bilinçaltı kişiliğin zihne yansımayan ve gizli kalan kısmıdır. Beyin mekanizmasında belirli ayarlama olmadan bilinçaltı sıradan insanın bilinçli çabalarına rağmen ulaşılmaz kalır. Bilinçaltı devasa potansiyele sahiptir. Bunu modern psikoloji de kabul etmektedir. Günlük yaşamda kullandığımız uyanık bilinç buzdağının sadece görünen kısmıdır. Fakat su altında kalan kısım çok daha büyüktür. Bu sualtı kısım beynin işleyişinde kesinlikle yer almaktadır. Aksi takdirde bu gizli kısım rüyaların, istem dışı hareketlerin, ilhamın, hipnozun, kişilik bölünmesinin, davranış komplekslerinin ve deliliğin nedeni olamazdı. Modern bilim beyin ile zihin arasındaki ilişkinin doğasını bilmemektedir. Çünkü bu ilişki süptil mekanizmalara dayanmaktadır. Yoga ilmi bu mekanizmalara ışık tutmaktadır. Bilincin su altında kalan görünmeyen devasa kısmına ulaşmak için doğa tek bir araç vermiştir. Bu araca Kundalini denir.
Kundalini bireysel zihin ile Kozmik Zihin arasında bağlantı sağlamaktadır. Bu bağlantı sayesinde bilinç yükselmekte ve farkındalık artmaktadır. Birey bilinçaltı ve bilinçüstü düzeylere ulaşmaktadır. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |