![]() |
THE SECRETİN ASIL SIRRI(Haşmet Babaoğlu) The Secret’ın asıl sırrı (Haşmet BABAOĞLU yazıyor) Çevreme bakıyorum da, Rhonda Byrne’nın The Secret/Sır adlı kitabının etkisi yayıldıkça yayılıyor. Beş yıl önceki sevgilisinin fotoğrafını önüne koyup bakarak “geri gelmesi”ni umut edenler... Her sabah ceket cebine yüklü miktarda uyduruk bir çek koyup evden çıkan ve yakın zamanda yerini gerçeğinin alacağından emin olanlar... Sadece “pozitif” şeyler düşüneceğim diye yanında hastalıktan, dertten söz ettirmeyen bencil alıklar... Daha neler neler var! Kimisi açık açık yapıyor bunu kimisi de çaktırmadan. Adı da “sikrıt yapmak” olup çıkmış. Birkaç ay önce bu konuda yazmaya kalkmış sonra uzun boylu eleştiriye girmekten vazgeçmiştim. Öyle ya! Bu tür kitaplar taşıdıkları büyük iddiaya ve teorilerinin kapsayıcılığına rağmen okurlarıyla aslında bire bir ilişki kuruyordu. Bir anlamda homopatik ilaçlara benziyorlardı. Hastalığa değil ama özel olarak o “hasta” ya derman olan ilaçlar gibiydiler. O yüzden okurla kitap arasına girmemek belki en iyisi diye düşünmüştüm. Fakat gözlemlediğim The Secret çılgınlığı en azından bir nokta üzerine kesin sözcüklerle yazmaya itiyor beni. Hangi nokta mı? Asıl sır noktası... *** Rhonda Byrnes’ın yaptığı ne? Binlerce yıllık insanlık kültürünün hayal-dua-dilek-adak konusunda biriktirdiği ne varsa hepsini bir araya getirip ona bir bilimsel yasa (Çekim Yasası) süsü vermek... Bu “yasa”ya göre bir şeyi olumlu biçimde çok isteyip özellikle de “görselleştirdiğinizde” mıknatısa dönüşüyorsunuz. Ve o şey eninde sonunda gelip sizin çekim alanınıza giriyor, yani isteğiniz gerçekleşiyor.. The Secret’ın baştan çıkarıcı yüzlerce örnek ve alıntıyla anlattıklarının özü bu. Geleneksel hurafelerle tatmin olmayan ama hurafesiz de kalamayan; dinlerin ortodoks yorumları ve ibadet modelleriyle uyumsuz ama gündelik hayattaki maneviyatsızlıktan da mustarip günümüz insanının bu tezden çok etkilenmesinde şaşacak bir yan yok elbette. The Secret. Dinsel değil ama öyleymiş gibi.. Bilimsel değil ama öyleymiş gibi... Kitabın etkisi ve ünü de buradan kaynaklanıyor zaten: mış gibi yapmasından... *** Ama bir sorun var. Derin bir eksiklik... Büyük bir boşluk duygusu... Hayır! Birçok eleştirmenin vurguladığı gibi, kitabın aşırı maddi taleplere, günümüz insanının mutlak zenginlik ihtiraslarına hoş bakmasını kastetmiyorum. O işin “gel gel” tarafı! Ama dikkat ederseniz fark edeceksiniz; yüreği titretmiyor The Secret. Soğuk. Bir prospektüs kadar işlevsel fakat soğuk! Neden peki? Sır da orada zaten. The Secret bir operasyon. İnsanlığın binlerce yıllık hayal-dua-dilek-adak kültürünün içinden Tanrı kavramını çekip çıkartma operasyonu... “İstersen olur” diyor The Secret. Ama kim “ol” duracak? Kimse!.. “Zaten yasa böyle” diyor The Secret. Tanrı’nın adını ağzına almıyor. Onun yerine sürekli “evrene güvenin, inanın, inanç duyun” diyor. Ancak işin bilim tarafından baktığınızda da sorun şu: Bilimde ne böyle bir yasa var ne de böyle bir evren vizyonu! *** Kitabı okuyunca “canım bu kitap babaannemin duaları ve batıl inançları gibi bir şey” diyenler var. İyi niyetlerine rağmen özünde yanılıyorlar. Babaannelerimiz de kırk kez söylenenin gerçek olacağına inanırdı ama ne isterlerse Tanrı’dan isterlerdi. Bilirlerdi ki, sadece kendileri istediği için değil, Tanrı istediği için dilekler kabul olur. Hem ilgilisine hatırlatmanın tam sırası... İnsan dua eder, diler, ister ama bütün dinlerde kesin uyarı şudur: Neyin gerçekten hayır neyin şer olduğu bilgisi ne evrene ne de insana aittir. (“Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için hayırlıdır, sevdiğiniz bir şey de şerdir. Allah bilir de, siz bilmezsiniz.” Bakara/216) O yüzden dualar takdiri Allah’a bırakır. O yüzden dua denilen şey The Secret’taki gibi önü alınmaz bir tutku ifadesi değil, yakarış ve teslimiyettir. |
Ynt: THE SECRETİN ASIL SIRRI(Haşmet Babaoğlu) haşmetbabaoğlunun söylediklerini katıldığım noktalar çok şu var ki bu bir yasa ise bu yasayı koyan güç bellidir oda yaradandır... o yüzden istemenin en güzeli kendi inanşına uygun istemektir bu secret kitabı zaten yüzeysel bir kitap çekim yasası denilen şey zaten hırs mekanizmasıyla çalışmıyor teslimiyetle,esneklikle,duayla,çalışıyor çekim yasası olmakla ilgilidir elde etmekle ilgili değil kozmik sempatinin yazarı david spangler bakın bu konuda ne diyor:hayatın sadece ışıklı,parlak,pozitif tarafına konsantre olmakta bana dengesizce gelen birşey vardı.bu ,varoluşun karanlık tarafını kabul etme ve onunla yüzleşme yeteneğimi inkar etmek demekti kitabın başka bir sayfasında şu eleştiriyi yapıyor spangler: çekim yasası istediğini elde etmek isteyenle,evren arasında adeta bir rekabete dönüşüyor,birbirini seven bir ikilinin paylaşımlarından ve karşılıklı vericiliklerinden çok,bir istekler yarışına dönüşüyor ayrıca şunuda bilelim düşüncelerimizin doğrudan yaratma gücü yok onlar sadece isteğimizin oluşmasına vesile oluyorlar daha bu konuda söylenecek çok şey var lakin şimdilik bu kadar söz yeter çünkü kafalar karışmasın aman arkadaşlar hayali çeklerle falan dolaşmayın yoksa çek-im yasası karşılıksız çıkabilir muhabbetle |
Ynt: THE SECRETİN ASIL SIRRI(Haşmet Babaoğlu) sevgılı keops yazılarını ılgıyle okuyorum cok da faydalandım sımdıye kadar, cok guzel bır yazı gercekten ben tamamıyle katılıyorum, bu cekım yasası olayı ınancla bırlesırse ancak calısır, ben hayatıma cok sey cekıyorum ama ozunde ınanclarım var, ınancsız bu ısın olması bılemıyorum ne kadar dogru, ama teknık bılınclı kullanılırsa ıse yarıyor, ben mesela esma ul husna cekıyorum, ınanan ınanır ben cok faydasını gordum, ınancıma da faydası oluyor, fazla dın konularına gırmek ıstemıyorum, ancak ınanclarla desteklendıgınde olmayacak sey yok.. herkesın pratıgı farklı olabılır, kımısı zıkreder kımısı sadece dua eder, uygulama kısılere kalmıs artık.. bana bır okuma lısten varsa yollarmısınız ozelıme lutfen.. tesekkurler |
Ynt: THE SECRETİN ASIL SIRRI(Haşmet Babaoğlu) genel adına konuşamam ama bu sitedeki büyük bir çoğunluk çekim yasasını zaten hep hayırlısı, inşallah,şükretmek vb. kelimelerle yaradanı her daim zikretmekle uyguluyor zaten. yazdıklarımızda da açıkça görülüyor. kimi namazını kıldığını kimi kandilde kur'an okuduğunu da yazıyor. bence bizler haşmet beyin dediğini yapmıyoruz. biz bu işi doğru uyguluyoruz. |
Ynt: THE SECRETİN ASIL SIRRI(Haşmet Babaoğlu) çekimin özü zaten inanç... haşmet bey illa bi yorum yapim die yazmış belliki. |
Ynt: THE SECRETİN ASIL SIRRI(Haşmet Babaoğlu) haşmet babaoğlunun yazısını okudum..da...bizim kendisine olan sözümüzü okuması için herhalde buraya davet etmek gerekiyor..illa her bi şeyi din, allah, peygamber,deyip insanları sindirmeye çalışacaklar ya...diyelimki..secret yalan..bu konuda yazılan her şay yalan...bana verdikleri umut için her şey helal olsun...ben her hafta..lotto falan oynarım...loto çekilen güne kadar o parayla...insanlara yardım etmekten tutunda dünya seyahatlerine kadar her şey için hayal kurarım..yüzümde hoş bir tebessümle dolaşırım..gün boyu...zaten ekonomi nanay ( argo olduysa bağışlayın..olumsuz konuşmıyacağız ya)insanların yüzlerindeki gülümseyişi sildiler...hayal kurmamızında önüne geçerek temelli dumura uğratmak istiyorlar..birde secret,in işleyişi için o kadarda derin bilgiler gerekmiyor..ben milli piyangodan...ve lottodan para kazandığımda..şu an bildiğim hiçbir şeyi bilmiyordum...her nedense...isteğimi (para kazanmak) eyleme dönüştürdüm(gittim loto oynadım,milli piyango bileti aldım) oturup hayal kurdum,bu hayalleri kurarken kendimi mutlu,heyecanlı,hissettim(isteğime enerji yükledim) ondan sonra kalktım kitap okudum,bulaşık yıkadım vs.vs.isteğimin enerjisini serbest bıraktım...aa bir baktım kazanmışım..öyle çok büyük inancım falanda yoktu...sadece şunu söylüyordum..bu hafta lotodan dağıtılan parada herkes kadar benimde hakkım var çünkü bende loto oynadım..lotodan para kazanmak için loto oynamak yeterli..işte bu kadar..basit mantık, bu aslında entellektüel zihnimiz için,bilinçaltımızın mantığa ihtiyacı yok..o, entellektüel zihnimizin süzgeçinden geçirebildiğimiz bütün fikirleri olmuş gibi kabul ediyor..boşverin haşmeti,ahmeti,mehmeti,siz umut etmeye devam edin...umutlarınızı basit eylemlerle destekleyin..en azından biraz hoş zaman geçirirsiniz...siz gönlünüzü hoş tuttukça etrafınıza pozştif enerji yansıtırsınız..iyilik düşündükçede iyilik oluşturursunuz...secret bilmediğimiz..bir şey değil...sadece o kadar iyi hazırlamışlarki..bildiklerimiz kafamıza dank etti...umutla şükür etmek başka...ümitsizce allah günah yazmasın diye şükür etmek başka...bene siz umutla şükür edin..hepimize saygılı sevgiler.. |
Ynt: THE SECRETİN ASIL SIRRI(Haşmet Babaoğlu) Haklısın hayalim, herşey yalan olsa bile verilen bir umut var. Şüphesiz olacakların Allah izin verdiği zaman olacağına inancım tam, hastalanmamayı istemektense iyi olmayı istemek, borçları ödemeyi istemektense rahat yaşamayı istemek vs... kime ne zarar gelirki isteyiş şeklini değiştirmekten el açılan tek olduktan sonra. |
Ynt: THE SECRETİN ASIL SIRRI(Haşmet Babaoğlu) hayal bence çok güzel yazmışsın... bu kadar karıştırmanın da bir anlamı yok bence, doğru mu? yanlış mı? olucak mı? eğer yanlışsa pozitif düşünmekten vaz mı geçicez? ya da umut etmekten, şükretmekten.. olsa da olmasa da bunlar çok güzel şeyler... zaten kitap ve cd. "istediğini elde et, böyle düşünmeyi bırak" demiyor ki, hayat felsefesi olarak kullanmak gerekiyor... bu arada bence yaratıcı her şeye bir yasa yapmış ki, düzeni otursun diye.. isteklerimizin olmasının da belirli bir sayası var yaratıcı tarafından oluşturulan... kaldı ki, tanrıya inanmayan insanların da bu kitabı okuduyacağını düşünerek kitabı bu şekilde "evren" diyerek yazmış olabilirler. yoksa yazar her ropörtajında Tanrı'dan uzun uzun bahsediyor.... hatta bir ropörtajında.. "kitabın her zerresinde Tanrı var" dediğini okumuştum... |
Ynt: THE SECRETİN ASIL SIRRI(Haşmet Babaoğlu) ÇEKİM YASASI HAKKINDA(FİLMİNG yazıyor.) Arkadaşlar, bir şeyin işe yarayıp yaramadığını öğrenmenin en iyi yolu onu yapmaya çalışmaktır.(“Göç yolda düzelir” derler.) Bunu yaparken de onun nasıl çalıştığını öğrenmek için,nasıl en iyi uygulayıcısı olabileceğinizi anlamak için çaba gösteririsiniz. Niçin işe yaramayacağı, sizin için niçin çalışmayacağı, hakkında nedenler aramazsınız.Bu aslında sizin söz konusu uygulamanın işinize yaraması hakkında ne kadar samimi olduğunuzun göstergesidir.Yok eğer siz bu şeyin işe yaramadığını ispatlamak istiyorsanız ve bu konuda haklı olduğunuza inanıyorsanız ;sırf bunun için yazılar yazıyor,araştırmalar yapıyor,neden işinize yaramayacağına dair kanıt arıyorsanız aradığınızı bulacaksınız ve bu şey sizin için(ve bundan sonra sizin gibi düşünmeye başlayanlar için) gerçekten çalışmıyor olacak.Böylece artık haklı olmanın gururunu taşıyabilirsiniz.Tebrikler! |
Ynt: THE SECRETİN ASIL SIRRI(Haşmet Babaoğlu) Bir de bu şeyi samimiyetle anlamaya çalışanlar, hayatında uygulamaya çalışanlar var; ki Haşmet’li yazanlarca kendilerine kısaca bencil alıklar denir; işte bu saftrikler hakikatten inanıp ceplerine o uyduruk çekleri koyuyor, daha da ileri gidip photoshopla kendilerini paralar içinde resmedip hayal panolarına asıyor, arzuladıkları ilişkilerin resmini yapıp duvarlara, görebilecekleri yerlere yapıştırıyorlar,isteklerini gözlerinde canlandırıyor-yaratıcı imgeleme yapıyor,hayatlarında mucizeler görmeyi bekliyorlar.Saflar ya işte...Başka nerde var böyle uygulama… Alıntı:
|
WEZ Format +3. Şuan Saat: 09:47 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.