![]() |
exile'nin degisim günlüğü Yaklasik 6 aydir hayatimda birseyleri duzeltmek icin mücadele ediyorum kitaplar okuyorum telkinler dinliyorum kendimin eksik olan yonlerimi tek tek bulup o yonde calismalar yapiyorum ama gecmisimle olan baglarimi bir turlu koparamiyorum her firsatta karsima cikiyor ozellikle gecmisimdeki biriyle olan bagimi o artik hayatimda olmayacak bunu cok iyi biliyorum yinede bu bagimi koparamadim tam basardim derken ruyamda onu goruyorum hersey başa sariyor hep boyle oluyo ve bu beni cok yoruyo bu durumdan nasil kurtulurum yardim edermisiniz. Simdiden Teşekkürler. .. |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü geçmişte dediğin ne kadar geçmişte. bazı şeyler zaman istiyor. zihninden atamamışsın ki rüyalarında görüyorsun. farklı aktiviteler unutturabilir. ne desek boş aslında .şimdi sana desem ki aklına gelince, hayırlı değilmiş ki ayrılmışız düşün ama zihnin yine bunu kabul etmeyecektir. aklına gelince zihnindeki düşünceleri yargılamadan izle. onlar akıp geçecektir. zamanla alışkanlık haline gelip ,sürekli uygulayacaksındır. bunu yapamazsan geçmişin geçmişte kaldığını ,geçtiğini ,hayatın devam ettiğini düşünebilirsin.aslında gerçek şu ki zihin geçmişe bağlı kalmak istediği için unutamıyorsun.zihin egemen olmak istiyor. bu durumdan kurtulmak için yukarıda dediğim gibi zihinideki düşünceleri izlemek. ona hakimiyeti vermemek. |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü Yaklasik bir sene oluyo basta hersey cok iyi gidiyo hafifliyorum Gecmis canimi acitmiyo onu affettim ozgur biraktim onuda kendimide tam boyleyken hersey duzelti artik hayatima yön vermeye calistigim anda ruyama geliyo ve hersey basa donuyo ben onu merak etmeye basliyorum simdi ne yapiyor iyimi diye her defasinda ayni sey oluyo.eksik yapiyorum galiba biseyleri bu arada ilgilendigin icin cok tesekkur ederim seniha...... |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü rica ederim. tam olarak bırakamamışsın sanırım. rüyada görüş şekli de önemli. iyi bir duruşu var mı? böyleyse o da seni düşünüyor olabilir. değilse senden kaynaklanıyordur bu rüyalar. eğer bitirmek istiyorsan zihiin çalışmalarına devam edebilirsin. onu görmüyorsan ,uzak bir yerdeyse zaten zamanla unutacaksındır. hayırlısını iste Alllah'tan .unutmak istiyorsan dua et. sevgiler. |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü Seniha bilmiyorum ama ne zaman hayatima yeni seyler katmaya calissam bu duruma dusuyorum yani yeni bi baslangic yapmam engelleniyo sanki ondanmi kaynaklaniyo bendenmi bilemiyorum ruyalarimda hep iyi yani iyi bi durusla görüyorum unutmaya yada alismaya gelince bunu yapmak zorundayim baska carem yok cunku |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü zamanla unutacaksındır. zaten biten bir şeyin yeniden başlaması da yıkıcı olur. tekrar bitme olasılığı var. o zaman daha yıkıcı olur. bunları düşünebilirsin. boş kalmamaya çalışırsan zihninde onu düşünmeye vakit bulamayacaktır. sevgiler. |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü Dunyaya hic bu kadar sıkısmamistim bir tarafta pismanliklarim bir tarafta gecmisim bir tarafta hayallerim her biri baska yöne cekiyo beni ve ben hic bi sey yapamiyorum paramparca oluyorum dunyami bu kadar dar yoksa benmi daralttim dunyayi bukadar. |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü olumlu düşünmeye çalış. böyle düşünürsen olumsuzlukları kendine çekersin.şükür hayal edebilmeye devam edebiliyorsun. istediğin yönde hayallerini kur. 21 gün bu hayallere devam et. ama şunu unutma hayırlısını iste. bazı insanlar çok ısrar ettiler bazı şeyleri elde edebilmek içi.ama sonra hayal kırıklığına uğrayabildiler. |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü bunu yapmaya çalışıyorum hem de büyük bir azimle ama bir haftadır çok kötü bir ruh haline büründüm canıma okuyor resmen belki de bilinçaltımdaki olumsuz düşünceler can çekişiyor ondan bu kadar çok üstüme geliyor ben bu yola girdim bir kere kendimle yüzleşmeyi seçtim ne olursa olsun dönmeyeceğim tabiki ama öyle bir an geliyor ki sanki boşa kürek çekiyormuşum gibi oluyor bunu hissetmemi sağlayan eski inançlarım sanırım. sadece artık mutlu bir ruh haline bürünmek istiyorum böyle olduğumda zaten çok şey başaracağımı biliyorum üstümdeki yüklerden kurtulacam ama ne pahasına olursa olsun. teşekkürler Seniha iyi ki varsın....... |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü seniha bir sorum olucak. Rüyada düzgün bir şekilde görüyorsan o seni düşünüyor demişsin. Bu nasıl doğru olabilir?? |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü Alıntı:
|
Cevap: exile'nin degisim günlüğü Kuantum sıçrama nasıl yapılır? Kuantum sıçraması yapmanın 21 adımlık bir uygulaması var ancak ilk 5 adım en önemli uygulamaları içermektedir. Kendinizi geliştirmeye hazırmısınız. Kuantum sıcraması yapmak istiyormusunuz. Öyleyse elinize kağıt ve kalem alın ve kendinize sorun: "Ben nasıl bir yaşam içerisinde olursam gerçekten kendimi mutlu hissederim" Çünkü insanın yaşamındaki en büyük hedefi mutlu olmaktır. Çekim yasasıda mutlu olmak üzerine kuruludur. Çünkü mutlu olduğunuzda istediğiniz her şey size çok rahat bir şekilde akmaya başlayacaktır. Eğer mutlu değilseniz istediğiniz hiç bir şey olmayacaktır. Hazırsanız kuantum sıcramasının ilk 5 adımı ile ilgili çalışmaya başlayalım. 1.Adım: Gözünüzü kapatın ve deyin ki ben nasıl bir yaşam istiyorum. Burada tüm kural “olsun” “Beni seven bana değer bir eşim, evim veya işim olsun.” Tabi burada sizin için önemli olan özelliklerle niyetinizi detaylandırabilirsiniz. “Ferah aydınlık huzurlu bir evim olsun” gibi.. Ne istediğinizi bilen bir zihin sizi istediğiniz yere götürür. Bazen şöyle yapıyoruz. İşte çok güzel bir evim olsun dubleks vesaire.. ardından nereden bulacağım ki! Ne oldu iptal ettiniz. Kendi kendinize olmayacağına karar verdiniz. Kafanıza olumsuz bir düşünce bile geldiğinde onu sevgiyle uzaklaştırın. “ben bunu istiyorum” diyin. 2.Adım: Bu hayatı gerçekleştirdiğinizde neler hissedeceğinizi yazıyorsunuz. {Yine gözlerinizi kapatın. Sıklıkla gözlerinizi kapatın diyorum çünkü dışarıda algılarımızdan dolayı isteğimize ulaşamıyoruz.} Bu arada gözlerinizi kapattığınızda mutlu olmak istiyorum demeyin. Mutluluk bir durumun adıdır! Mutluluk bir his değildir. Bir insan başarılı bir iş çıkardığında kendini değerli hisseder bu yüzden mutluluk durumuna ulaşır. O yüzden gözlerinizi kapattığınızda mutluluk demeyin sadece; Sizi mutluluk durumuna ulaştıracak halleri yazın. Yani kendimi böyle bir yaşam içerisinde; · Güçlü hissederim, · Güvende hissederim, · Değerli hissederim, · Sağlıklı hissederim, · Keyifli hissederim, Duygularımız bunlar. Her düşüncemiz gerçekleşmiyor içerisinde sadece duygu olan düşünceler gerçekleşir. Bunu şöyle düşünün bir araba içerisinde yakıt olmadan gider mi, gitmez. O zaman ne yapmak lazım düşünceyi bir araba gibi düşünün, bu düşüncenin harekete geçmesi için ona mutlaka bir duygu verilmesi lazım. Bu nedenle korktuğumuz başımıza gelir sözünü sıklıkla duyarız. Çünkü korku güçlü bir duygu frekansıdır ve düşünceleri gerçekleştirir. O zaman ne yapıcaz korkuyu değil, yerine coşku, arzuyu hedeflerimiz gerçekleştiğinde duyacağımız duyguları yerine koyacağız. 3.Adım: Bu arzu ettiğiniz hayat olabilirliliği olan bir şey mi bunu kendinize sormalısınız. Çok fazla uçmıycaz. Olasılığın biraz üzerine çıkacağız. Eğer olabilir gelmiyorsa neden olduğunu yazın. İlk etapta daha olabilecek bir şey niyet edin. Zihin kas gibidir nasıl ki bir sporcu idman yaparak arzu ettiği performansa ulaşırsa zihinde aynı şekilde çalışacak. 4.Adım: Hak etme. Bazı insanlar bu durumda kendi kendine ket vuruyor! İşte sevgiyi hak etmediğini, parayı hak etmediğini… bunlar geçmişte yaşadığı deneyimlerle orantılı. Belki geçmişte birilerini üzdükleri için sevilmeyi hak etmediğini düşünüyor. Paranın kötü bir şey, kirli olduğuna inanıyor. Yine gözlerinizi kapatın ve "ben bunu hak ediyor muyum?" diye düşünün, değilse bile "mış" gibi yapın. 5.Adım: Karar maddesi. Ben arzu ettiğim bu hayatı gerçekleştirmeye karar verdim! Ben tüm varlığımla bu hayatı gerçekleştirmeye karar veriyorum. Ve altına da imzanızı atın...... İmza paraf şeklinde olmasın. Mutlaka açık adınızı yazın dilerseniz soyadınızda.Yukarı doğru atıyorsunuz. Altını çizmiyor, üstünü kapatmıyor ve üzerine karalayarak kendinizi sabote etmiyorsunuz! Bunu neden yapıyoruz? Bizim bilinçaltımızın dili bedenin diliyle, konuşmalarımızda kullandığımız sözcüklerde birde imzamızda ortaya çıkıyor. Ardından başka bir hedef kartı alın üzerine 6 ay sonra neler oldu, neler gerçekleşti bunu yazın... Bu defa "oldu" diliyle yazıyoruz! 21 gün boyunca her sabah uyandığınızda yataktan kalkmadan beyniniz alfa dediğimiz modayken kayıt aldığı modda, hedef kartınıza yazmış olduğunuzu okuyorsunuz ve mutlaka gülümseyerek yataktan kalkıyorsunuz. Akşamleyin yatağınıza girdiğinizde ise; gerekli olumlamalarınız varsa onları yoksa biraz evvel hedef kartında olan yaşam planınızda "oldu" diliyle oluşturmuş olduğunuz arzu ettiğiniz hayatı zihninizde canlandırmaya başlıyorsunuz. Yatağa uzanıyor, gözlerinizi kapatıyorsunuz... Neden gözlerimizi kapıyoruz? Çünkü beyin o esnada Alfa dediğimiz dalga boyuna iniyor. Bu dalga boyu bizi bilinçli zihinden bilinçaltı zihine geçiren, geçiş alanı yapan bir frekans. Bu frekans esnasında zihinde yapılan tüm canlandırmalar ve yapılan tüm telkinler nöronlar tarafından kayıta alınır! Bunu her gece yaptığınızda o nöronlar arasında ilişkilendirme örülmeye başlıyor. Yani varlılığına olabilirliliğine inanmaya dönüşüyor. "Mış" gibi yaptığımız çalışma bir süre sonra evet, ben bunu yapabilirim, ben bunu hak ediyoruma dönüşüyor. Her ne kadar egomuz bizi vaz geçirmeye çalışsada vazgeçmeyelim lütfen. 21 günlük çalışma çok önemli. Neden? Çünkü 21 günün sonunda beyin hücreleri bölünmeye başlıyor. 1 nöron 2'ye... 2 nöron 4'e.... 4 nörona 16'ya bölünerek. kardeş hücreler ortaya çıkacak. Yani bu ne demek, hücrelere verilen bilgi çoğalacak... Bundan sonrasında bir hafta nadasa bırakıyorsunuz. O esnada bazı değişimlerin olduğunu görüyorsunuz. Ancak kesin sonucu ancak 3 aylık sürecin sonunda göreceksiniz. Sonra ikinci 21 günlük periyoda gireceksiniz. Ve sekiz gün nadas dönemi. Son olarak bir 21 günlük periyotla 3 aylık süreci tamamlayacaksınız. 3 Aylık sürecin sebebi, nörobioloji çalışmalar şunu gösteriyor. Bir düşünce sisteminin değişmesi ya da yeni bir düşünce sisteminin oluşabilmesi için olması gereken olmazsa olmaz süreçtir. Bu yüzden kesin sonucu ancak 3 aylık sürecin sonunda görebilirsiniz. alıntı.... |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü Eger yeniden baslayabilseydim yaşama Ikincisinde daha cok hata yapardim Kusursuz olmaya calismaz, sırtüstü yatardım Neseli olurdum ilkinde olmadığı kadar Çok az şeyi ciddiyetle yapardım Temizlik sorunum olmazdı Daha cok riske girerdim Seyahat ederdim daha fazla Daha cok güneş doğuşunu izler Daha cok dağa tırmanır Daha çok nehirde yüzerdim Gormedigim birçok yere giderdim Dondurna yerdim doyasıya Ve daha az bezelye Gerçek sorunlarım olurdu Hayali olanların yerine Yaşamın her anını gerçek ve Verimli kılan insanlardandim. Yeniden baslayabilseydim eğer Yalniz mutlu anlarım olurdu Yasam budur zaten Anlar sadece anlar Sizde anı yaşayın Hiçbir yere yanında Termometre su şemsiye ve Paraşüt olmadan gitmeyen insanlardandim ben Yeniden baslayabilseydim Ilkbaharda papuclarimi firlatir atardim Ve sonbahar bitene kadar Yürürdüm çıplak ayaklarla Bilinmeyen yollar keşfeder Güneşin tadina varır Cocuklarla oynardim bir sansim olsaydi eğer Ama iste seksen besindeyim Ve biliyorum ölüyorum Jorge luis borges |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü Bedenim bana kalacak ama ruhum size dönecek. Kalemim uçup gidecek elimden bir gün, sessizce. Hayallerimi, öykülerimi hep birilerine vereceğim ama gözlerim bana kalacak. Göremiyorum, duyamıyorum sizi, sesinizi. Hissedemiyorum o garip varlığınızı. Fark ediyorum, düşünebiliyorsunuz. Ve duyuyorum, nefes alıyorsunuz. Garip bir duygu var içimde. Kimse hissedemiyor. Tutunamıyorum hayatın dalına sıkıca. Biraz da olsa bağlanıyor ruhum bu dolambaçlı hayata. Ya da anlatamıyorum kendimi ona. Hiç yokken… Hiç yokken değişiveriyor hayatım. Hiç yokken, kanatlanıp uçmayı öğreniyorum. Ve bazen yere çakılıyorum. Coşkuyla oynuyorum “TIP” oyununu. Seviyorum sessizliğin çıldırtıcı gücünü. Belki de hissediyorum. Belki de ben öyle sanıyorum. Aslında sessizlik yok. Aslında bizler birer robotuz. Aslında, aslındayı ben bilmem. Bakın, sessizce gidiyor işte hayat. Bakın yine güzel bir gün var. Uğulduyor tüm arılar, çıkıyor yeni kelebekler kozalarından. Uçuşmaya başlıyor birkaç yeni çiçek. Sevilmeye başlıyor günün öğle saatleri. Aslında, bakın akşam oluyor. Bazen nokta konmuş biterken, bazen virgülü koyup nefes alıyoruz. Acı bir tat hepimizdeki. Haz verici bir mucize içimizdeki. Hiç yokken güneş parıldayıveriyor. Aniden, çıldırtıcı gücüyle esiveriyor herkesin yüzünde. İnsanlar, büyüyüp gelişiyor. Konuşup, eğleniyorlar. Tam bunları yaparken, her şeye bir nokta koyup çekip gidiyorlar. Ve bazen… Ve bazen, hiç utanmadan saldırıyorum insanlara, düşüncelere. Hiç yokken acı hissini uyandırıyorum karşımdakinde. Ve bazen, bekliyorum… Unutuyorum zamanla, unutuyorum her şeyi. Seviyorum büyük bir coşkuyla ama kısa sürüyor coşkum. Kaçınmıyorum artık düşüncelerden. Bazen utanıyorum sözlerden. Ama yine de dolu dolu yaşıyorum benliğimi. Önümde duran insana bağırıyorum şimdi. Neden? Çünkü o bana göre suçlu. Bazen önümüzdeki böceği ezebiliyoruz. Bunu bilinçli ya da bilinçsiz yapıyoruz. Neden? Çünkü onun kötü bir yapıya sahip olduğunu düşünüyoruz. Oysa o böceğe bile yakından bakıldığında ne kadar güzel yanları olduğunu görüyoruz. Düşünmeden, yargılamadan, anlamsızca yok ediyoruz. Düşünmeme üzerine çalışıyoruz. Düşünmeme üzerine yazıyoruz. Gözlerimizin önündekini yargısızca iftiralara boğuyoruz. Sevmeden, haz almadan, yargılamadan, düşünen bir varlık olduğumuzu unutarak. Sadece eziyoruz. Sabırsızca bekliyorum hiç yokken gelecek mektubu. Umutla bakıyorum boş penceremden doğan güneşe. Sakince doğruluyorum uzun bir süredir yattığım yatağımdan. Ve sonsuza açıyorum kollarımı… Ve geleceğe dönüyorum, geçmişi yakarak… alıntı..... |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü Bilinçaltı Kayıtlarını Değiştirme- İçsel Temizlik Bizi hayatımızda yönlendiren en önemli noktamızın bilinçaltı kayıtlarımız olduğunu biliyorsunuzdur. Şimdi artık olumsuz bilinçaltı kayıtlarımızı temizleme ve yerlerine olumlu kayıtları koyma zamanı geldi. Bilinçaltı kayıtlarımız çoğunlukla bizim çocukluğumuzda oluşur. İlköğretim çağlarında yaşadığımız olaylar ve deneyimler çok önemlidir. Özellikle Anneden, babadan ve okulda öğretmenler ve arkadaşlarımızdan aldığımız kayıtlar çok önemli. Orada oluşan tüm kayıtlar bizi hayat boyu yönlendirir. Bu bilinçaltı kayıtları ilerleyen hayatımızda karşımıza ego olarak çıkar. Hayatınıza göz attığınızda nerede bir direnç gösterdiğiniz yer nerede yargıladığınız yer varsa egonuz devrededir. Bilinçaltını bir bilgisayarın hard diski olarak düşünebiliriz. Ekranda görülenler sizin gerçeğiniz veya yaşantınızdır. Yani bilinçaltınızdaki olumlu, olumsuz inançlarınızın hayatımıza yansımalarıdır. Nasıl bir bilgisayar programında direkt emir şeklinde komutlar veriliyor ise bilinçaltımız da komutlarımızı alır ve gerçekliğimize uyarlar. Hayattan şikayet ettiğinizde bilinçaltımız şikayet ettiğiniz hayatı size vermek için talimatlarınızı sadakatle yerine getirir. Ne söylediğimize ,özellikle ‘tekrar ,tekrar’ söylediklerimize dikkat edelim. Bilinçaltı virüs programınızı çalıştırmadığınızda dışarıdan gelen olumsuz telkinlerin etkisi altında kalabilirsiniz. Her gün arkadaşlarınızdan çok gülersek çok ağlayacağımızı, çocuğu olanın derdi olduğunu, paramız olunca düşmanlarımızın çok olacağını, hayatın zor olduğunu vs.. duyuyorsunuzdur. Devamlı dinleyince bilinçaltımız onun doğru olduğuna inanmaya başlar sonra da (çekim yasasından ötürü) gerçekliğinizde onun doğru olduğunu görürsünüz. Hayatınızda baktığınızda bizi frenleyen bizi sınırlayan duygu ve düşüncelerimiz bizim bilinçaltı kayıtlarımızdır. Ve bunlar hayatımızı yönlendirir. Olumsuz bilinçaltı kayıtları genellikle korku olarak hayatımıza yansır. Örnek olarak bir işyeri açmak istiyorsunuz. Bu düşünce aklınıza geldi ve düşünmeye başladınız. Karşınıza hemen bilinçaltında kayıtlı olan ne varsa o gelecektir. Eğer daha önce işyeri açma ile ilgili olumlu kayıtlar varsa onlar olumsuz kayıtlar varsa onlar gelecektir. Örnek olarak eğer daha önceden bu konuda bir yada bir kaç kez işyeri açtığınızda zarar ettiyseniz işyerini kapatmak zorunda kaldıysanız yada çevrenizden birileri bunu yaşadıysa ve sizde bunu gördüyseniz. hemen korkunuz devreye girecek ve size sen bu işi yapabilirmisin ya zara edersen, ya kapatmak zorunda kalırsan diyecektir. Korkularınız işbaşı yaptı ve sizi bir adım atmaktan engellemeye başladı. Aslında burda bilinçaltı kayıtlarının görevi sizi korumak, bilinçaltı olumlu yada olumsuz diye duyguları ayırmaz. Ona bizim bilincimiz anlam verir. Eğer sizin bilinçaltınızda işyeri açma ile ilgili korkular varsa, kesinlikle sizin işyeri açma deneyiminiz hüsranla sonuçlanır. İşyerini açarsınız ama bir süre sonra kaybetme korkusu sizi içten içe kemirmeye başlar ve sonuç hüsran olur ve sizde hemen ya ben bunu hissetmiştim dersiniz. Tabiki hissettiniz bunu hayatınıza siz çektiniz. Olumsuzlukları düşünerek, o korkularla işyerini açtığınız için sonuçta sizin korkularınızın yansıması oldu. Olumsuz duygulardan kurtulmak için neler yapabiliriz? Biliyorsunuz korkuyla başa çıkmanın en iyi yolu korkuyla yüzleşmektir. Bizimde yapacağımız hareket tarzıda bu olacak, korkumuzla yüzleşeceğiz. Ama korkumuzla yüzleşirken o korku enerjisini değiştireceğiz hayatımıza etkisi değişsin. Bilinçaltı temizliği için bir çok yöntem var. ben şimdiye kadar EFT- Duygusal Özgürleştirme Tekniği, Reiki, Quantum dönüşüm tekniği gibi yöntemleri deneyimledim. Bunlarla ilgili paylaşımları daha sonraki yazılarımda paylaşacağım. Bugünkü yazımda deneyimlediğim en iyi teknik olan içsel temizlik konusunu paylaşmak istiyorum. İçsel temizlik konusu içimizdeki korku enerjisini sevgi enerjisine dönüştüren bir çalışma. Yaşamımızda herşey bir enerjidir, bizde bunları yönlendirme imkanını kullanacağız. Enerji akışını istediğimiz şekilde yaparsak istediklerimizi elde etmek kolaylaşacaktır. Olumsuz bilinçaltı kayıtlarımızın hayatımıza yansıması korkularımızdır. Korkularımızın temel nedeni bilinçaltı kayıtlarımızdır. Bizde olumsuz bilinçaltı kayıtlarımızı temizlemek ve yerlerine olumlu kayıtları yerleştirebilmek için korkularımızı sevgi enerjisine dönüştürerek bilinçaltı kayıtlarımızı temizleyeceğiz. Günlük yaşantımızda karşılaştığımız hiçbir olay ve kişi tesadüf, şans veya şansızlık olarak karşımıza gelmez. Bunu bilerek günlük olaylarımızı takip edersek, yani bu bakış açısıyla yaşantımıza bakarsak ve yaşadığımız her olumsuz olayın karşısında “Bu olay şu anda benim karşıma neden geldi?” sorusunu sorarsak olayların bize verdiği mesajı almaya kendimizi açarız. Korkuya doğru yol almaya başlarız. Yaşadığımız bütün olaylar bizi içimizde bulmamız gereken ve dönüştürmemiz gereken günlere, olaylara, kişilere dolayısıyla içimizdeki korkulara ve bilinçaltımızdaki olumsuz kayıtlara götürür. Böylece kendimizden yıllarca sakladığımız ve altlara gömdüğümüz dönüşmesi gereken olayları bulmuş oluruz. Bir olay anında sinirleniyorsak, öfkeleniyorsak, kızıyorsak, üzülüyorsak veya acı çekiyorsak aslında altta yatan bir korkumuzdan kaynaklanmaktadır. Bir olay anında yapacağımız şey o anda soracağımız “Şu anda bana ne oldu?” “Karşımdaki kişi bana ne yaptı ve kendimi nasıl hissettim?” soruları ile içimizde o gün çıkmayı ve fark edilip dönüştürülmeyi bekleyen korkuya doğru yol almaktır. Yani yapmış olduğunuz hareketin altındaki korkuyu keşfedeceksiniz. Yapmış olduğunuz hareketi hangi korkunuz nedeniyle yaptınız. Egonuzun korkusu ne? O korkuyu doğru keşfedersek duygularımız, öfkelerimiz ve kızgınlığımız o anda daha da artar, bu da doğru korkuyu bulduğumuzun sağlamasıdır. Bir korkuyu bulduğumuzda aşağıdaki korku çalışmasını yaparsak o an bizi etkileyen enerji tamamen değişecektir. |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü KORKU DÖNÜŞTÜRME ÇALIŞMASI NASIL YAPILIR? Bu çalışmanın amacı, bedenimizdeki korku enerjisini sevgiye dönüştürmektir. Korkularımız ancak sevgiye dönüştüğünde bitebilir. Kızdığımız, öfkelendiğimiz, üzüldüğümüz anlarda aslında içimizdeki bir korkumuz tetiklenmiş demektir. Bu anlarda hangi korkumuzun tetiklendiğini bulmak ve o korkumuzu sevgiye dönüştürebilmek için, bu duygular içimizde yükseldiği anlarda kendimize şu soruları sormalıyız: “Şu anda bana ne oluyor?” “Ben şu anda ne hissediyorum?” “Karşımdaki kişi bana böyle söyler veya yaparsa bana ne olur?” Bu sorulara içinizden gelen cevaplardan, kızdığınız veya üzüldüğünüz o anda içinizde tetiklenmiş olan korkunuzu veya korkularınızı bulmuş olursunuz. Korkularınızı bulduktan sonra, her bir korkunuz için aşağıdaki korku çalışmasını yaparsanız o an sizi etkileyen enerji tamamen değişecektir. Benim ……..… korkum var. Ben ……..… korkumu kabul ediyorum. Ben ……..… korkumu şu anda sevgiye dönüştürmeye niyet ettim. Ben ……..… korkumu seviyorum. Örnek Benim çaresizlik korkum var. Ben çaresizlik korkumu kabul ediyorum. Ben çaresizlik korkumu şu anda sevgiye dönüştürmeye niyet ettim. Ben çaresizlik korkumu seviyorum. Dedikten sonra derin nefes alıp verin ve bir kez daha tekrarlayın. Biraz evvel sinirlenmiş, öfkelenmiş haliniz sakinleşecek ve o anda ortaya çıkan korkuyu dönüştürmüş olacaksınız. Ancak bu yeterli değil. Bunun ardından esas soruyu soracaksınız: “Benim daha evvel hangi yaşadığım olayı dönüştürmem için bu olay yaşandı?” diye sorduğunuzda gözünüzün önüne geçmişte yaşadığınız ve belki bugüne kadar hatırlamadığınız bir olayın görüntüleri gelecek. Bu sefer o sahnede o halinize kaç yaşındaki haliniz olursa olsun ona sorular sormaya başlayın. “Şu anda kendini bu olayın içinde nasıl hissediyorsun?” O halinizin size söylediklerini, yani sizin o halinizin içinden ilk çıkan olumsuz cümleyi, yukarıdaki korku dörtlüğünün noktalı yerlerine yerleştirerek o cümlenin sizin içinizdeki anlamının bittiğini hissedene kadar aynı dörtlüğü bir kaç kere yüksek sesle tekrarlayın. Hemen arkasından bir olumsuz cümle daha çıkacak. Onu da dörtlüğe yerleştirip tekrarlayın. En son içinizden bir tane olumlu kelime çıkana kadar çıkan olumsuz bütün kelime ve cümleler için aynı işlemi yapın. O son olumlu kelime çıktığı zaman aşağıdaki beşlik halindeki bilinçaltı olumlama örneğindeki noktalı yerlere yerleştirerek bir kaç kere tekrarladığınız zaman siz o olumlamada söylediğiniz kelimenin anlamına gelmiş olursunuz ve artık sahne zaten dönüşmüştür. Beşlik halindeki bilinçaltı olumlama çalışması örneği: Ben ............. Ben ............... biliyor ve inanıyorum. Ben ............... kabul ediyorum. Ben ............... kendimi takdir ediyorum. Ben ............. şükrediyorum. Çaresizlik korkusu için örnek olumlama Ben çareyi içimdeki sevgide buluyorum. Benim çarem benim içimde. Ben çaremin benim içimde olduğunu biliyor ve inanıyorum. Ben çaremin benim içimde olduğunu kabul ediyorum. Ben çaremin benim içimde olduğunu bildiğim için kendimi takdir ediyorum. Ben çaremin benim içimde olduğunu bildiğim için şükrediyorum. Gözünüzün önüne bunun gibi arka arkaya veya çeşitli aralıklarla birçok sahne daha gelebilir. Hatırladığınız her sahnedeki korkunuzı yukarıda belirtildiği şekilde çalışın. Örnek Korku Listesi: Değişim korkusu Güçsüzlük korkusu Değersizlik korkusu Kaybetme korkusu Yetersizlik korkusu Yokluk korkusu Suçlanma korkusu Esir olma korkusu Aldatılma korkusu Terkedilme korkusu Bırakma korkusu Ayrılık korkusu Hata yapma korkusu Dışlanma korkusu Yenilme korkusu Sahiplenilmeme korkusu Beğenilmeme korkusu İstenmeme korkusu İz bırakamama korkusu Bakılmama korkusu Anlamama korkusu Rezil olma korkusu Bilememe korkusu Onaylanmama korkusu İşe yaramama korkusu Yolunu bulamama korkusu Geride kalma korkusu Boşlukta kalma korkusu Hastalık korkusu Hayal kırıklığına uğrama korkusu Unutulma korkusu Acizlik korkusu Uzaklaşma korkusu Ortada kalma korkusu Düşme korkusu Kontrol edememe korkusu Sevilmeme korkusu Yalnızlık korkusu Aşağılanma korkusu Başarısızlık korkusu Parasızlık korkusu Yok olma korkusu Çaresizlik korkusu Güvensizlik korkusu Kandırılma korkusu Bırakılma korkusu Kendini ifade edememe korkusu Acı çekme korkusu Kabul edilmeme korkusu Muhtaç olma korkusu İlgilenilmeme korkusu Vazgeçilme korkusu Reddedilme korkusu Önemsiz olma korkusu Özel olamama korkusu Yanlış anlaşılma korkusu Anlaşılamama korkusu Bilinmeyen korkusu Başa çıkamama korkusu Kaybolma korkusu İncitilme korkusu Dağılma korkusu Yetişememe korkusu Ele geçme korkusu Ölüm korkusu Tercih edilmeme korkusu Geri dönememe korkusu Kopma korkusu Yükün altında ezilme korkusu Arada kalma korkusu Kurtaramama korkusu Kalabalık korkusu Bu korkular, herkesin kendi sahnesinde kendi ifadesiyle duyguyu tarif etmesinden çıkmıştır. Siz de yaşadığınız olayların içindeki kendi tariflerinizden kendi korku kelimelerinizi veya cümlelerinizi tespit ederek korku dörtlüğüne yerleştirmelisiniz. Bir örnek verecek olursak, 4 yaşında babanızla yaşadığınız bir olumsuz olay anında babanızın karşısında titrerken “Kendini nasıl hissediyorsun?” sorusuna o yaştaki haliniz “Kendimi güçsüz hissediyorum,” demez. O günkü haliniz, o yaştaki çocuğun bulunduğu bölge ve yörenin diline, konuşma tarzına, kendini ifade etme şekline dayanarak bir tarif yapar. Bu tarifi o noktada o enerjiyle çalışması gerekir. Bundan da şunu anlıyoruz ki, çalışmanız gereken sahnelerde listeden ezbere hareket etmemelisiniz. Sizin kendi dilinizle olan ifadeleri yakalayın. Belki bu ifadelerinizin birkaç tanesinin toplamı sizin güçsüzlük korkunuzun enerjisidir. Ama önce tek tek küçük korku ifadelerini dönüştürmelisiniz. Kaybetme korkusu olan bir kişi, çocukluğunda hep annesinin onu bırakıp gideceğini düşünebilir ve korkabilir. Bunun karşılığı, o yaşta, annesiz kalma korkusudur. O yaşı çalışırken kaybetme korkusu diye çalışırsanız doğru çalışmış olmazsınız. O anı çalışırken o çocuğun diliyle “Annesiz kalmaktan korkuyorum!” cümlesini ona aynı korku çalışması şeklinde yaptırın. Çalışma esnasında esneme, kendini halsiz hissetme ve dilinizin sürçmesi gibi tepkiler hissederseniz bilinki doğru noktalara temas etmişsiniz demektir. Israrla üzerine gitmenizi tavsiye ederim. Oturarak yaparken eline kağıt ve kalem almanız ve sorduğunuz soruların cevaplarını not alman olumsuz kayıtlarının tespitinde size kolaylık sağlayacaktır. Vermiş olduğunuz cevaplar içindeki gerçek korkularına ulaşmana imkan sağlayacaktır. Örnek Korku çalışması ve olumlamalar: ************************************************** ******** Benim acizlik korkum var. Ben acizlik korkumu kabul ediyorum. Ben acizlik korkumu şu anda sevgiye dönüştürmeye niyet ettim. Ben acizlik korkumu seviyorum. Derin nefes alıp veriyorsunuz ve kalbinizden pembe ışıklar çıktığını hayal ediyorsunuz. Ve kendinize yeniden Ne hissettiğinizi soruyorsunuz. Acizlik korkusu hala var mı? Eğer varsa Yeniden yukarıdaki dörtlüğe çalışıyorsunuz. Eğer korku ile ilgili bir şey kalmamışsa ya size bir olumlu cümle gelecektir. Ya da korkunuz yaşadığınız başka bir sahne gözünüzün önüne gelecektir. Olumlu bir kelime ya da cümle geldiyse aşağıdaki gibi olumlama çalışması yaparak olumlu düşünceyi bilinçaltınıza kaydedin. Eğer başka bir sahne geldiyse o sahneyi çalışmaya devam edin. Gözünüzün önüne olumlu bir cümle gelene kadar veya içinizden benin suçlanma korkum yak tepkisi gelene kadar. Bu çalışmalar esnasında eğer geçmişinizde bu konu ile ilgili kayıt çok fazla ise sahneden sahneye atlamak zorunda kalabilirsiniz. Bu durumda size tavsiyem arada aşağıdaki olumlamaları çalışmanızdır. Ben her halimle yeterliyim. Ben her halimle yeterli olduğumu biliyor ve inanıyorum. Ben her halimle yeterli olduğumu kabul ediyorum. Ben her halimle yeterli olduğum için kendimi takdir ediyorum. Ben her halimle yeterli olduğum için şükrediyorum. Ben bana yeterim. Ben bana yettiğimi biliyor ve inanıyorum. Ben bana yettiğimi kabul ediyorum. Ben bana yettiğim için kendimi takdir ediyorum. Ben bana yettiğim için şükrediyorum. ************************************************** ********************* Benim suçlanma korkum var. Ben suçlanma korkumu kabul ediyorum. Ben suçlanma korkumu şu anda sevgiye dönüştürmeye niyet ettim. Ben suçlanma korkumu seviyorum. Derin nefes alıp veriyorsunuz ve kalbinizden pembe ışıklar çıktığını hayal ediyorsunuz. Ve kendinize yeniden ne hissettiğinizi soruyorsunuz. Suçlanma korkusu hala var mı? Çalışmaya yukarıda yaptığım açıklama doğrultusunda devam ediyorsunuz. Yaşadığım ve yaptığım her şeyi ben onaylıyorum. Yaşadığım ve yaptığım her şeyi ben onayladığımı biliyor ve inanıyorum. Yaşadığım ve yaptığım her şeyi ben onayladığımı kabul ediyorum. Yaşadığım ve yaptığım her şeyi ben onayladığım için kendimi takdir ediyorum. Yaşadığım ve yaptığım her şeyi ben onayladığım için şükrediyorum. Ben hiç kimsenin deneyiminden sorumlu değilim. Herkesin kendi deneyimini yaşamasına izin veriyorum. Herkes kendi deneyiminin içinden geçmeye yeterli. Ben kendi deneyimimin içinden geçmeye yeterliyim alıntı.... |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü Asagida kendi hayatınıza katabileceğiniz, bu sayede kendinizi kabul etme ve kendinize güvenme duygularınızı güçlendirebileceğiniz on inanç bulacaksınız.bu ilham verici fikirler, terry orlick'in"mükemmelliği izlemek"adlı kitabından alınmıştır. 1.Düsüncelerimi,duygularımı ve hareketlerimi kendim kontrol eder, onları sağliğımın , iliskilerimin, isimin ve hayatimin kalitesini iyilestirecek bicimde kendim yonlendiririm 2.Ben iyi, değerli ve herşeye layık bir insanim 3.Ben kendim icin koydugum amaclara ulasabilmeyi basaririm. 4.Sınırlarımı sınayacak risklere girme konusunda yeteneklerime ve yargilarima guvenirim ve kararlarimin getirecegi sonuc ve ödülleri kabul edip onlarla yasamaya istekliyim 5.Hayatimi dayandirdigim degerlerden sorumluyum. 6.Sorunlardan ve engellerden ders alirim onlarin arasinda buyume iyilesme firsatlari bulurum 7.Ruhum zihnim ve vucudum güçlü bir ekip olusturur ve ben de bunlari sivrilmek için seferber ederim. 8.Ben kendi kendimin en dostu ve antrenörüyüm.kendi kendimle konustugumda tesvik edici destekleyici ve saygiliyim. 9.Her gün daha bilgili daha merakli daha özenli daha uyumlu daha basarili okuyor kontrolu eline daha iyi aliyorum 10.Hayatimda ne olursa olsun ben mutlu olmaya karar verdim. |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü Göğsünün içindekini hakiki gönül sanan kimse, Hak yolunda iki üç adım attı da her şey oldu bitti sandı. Aslında tesbih, seccade, tevbe, sofuluk, günahtan sakınma, bunların hepsi yolun başıdır. Hak yolcusu aldandı da bunları varacağı konak sandı. Ey Tanrı kitabının nüshası insanoğlu! Sen, kainatı yaratan Hakk'ın güzelliğinin bir aynasısın! Her şey sensin. Alemde ne varsa, senden dışarıda değil. Her ne ararsan, onu kendinden iste, kendinde ara. "Üzülme der Mevlana ve devam eder; Bir yandan korku bir yandan ümidin varsa iki kanatlı olursun..., Tek kanatla uçulmaz zaten. Sopayla kilime vuranın gayesi kilimi dövmek değil, Kilimin tozunu almaktır. Allah sana sıkıntı vermekle tozunu, kirini alır. Niye kederlenirsin? Taş taşlıktan geçmedikçe parmaklara yüzük olamaz....... Yüzük olmak dileyen taş, ezilmeyi yontulmayı göze almalıdır..!" |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü Kalan zamanlarımı seviyorum gülmek istiyorum koşmak ağlamak konuşmak ve görmek inanmak dans etmek hoplayıp zıplamak yemek yemek isyan etmek bitirmedim bitirmedim uçmak şarkı söylemek gitmek yeniden gitmek haykırmak bağırmak kalan zamanımı seviyorum............. nerde doğduğumu bilmiyorum artık yada ne zaman uzun zaman önce değildi biliyorum benim ülkem yaşamaktı babamın şöyle dediğinide hatırlıyorum zaman ekmeğin gibidir senin,yarına da biraz saklıdır hayla ekmeğim var benim hayla zamanım var ama ne kadar oynamak istiyorum gülmek istiyorum anlasanıza gülmek ağlayıp gözyaşlarına boğulmak bağırmak uçmak yüzmek istiyorum okyanuslar boyunca bitirmedim bitirmedim şarkı söylemek istiyorum sesim kısılana kadar konuşmak seviyorum zamanı kalan zamanı ne kadar ne kadar zamanım var benim yıllarım mı günlerim mi saatlerim mi ne kadar seyahat hikayeleri istiyorum ben görecek çok insan var daha çok manzara çocuklar kadınlar koca koca adamlar üzgün olanlar eğlenceliler hüzünlüler çok akıllılar ve birde aptallar komiktir aptal ihtiyarlar dinlendirir insanı güllerin arasındaki yabani otları gibi.... ne kadar zamanım var benim yıllarım mı günlerim mi saatlerim mi umrumda değil çünkü orkestra sussada dans edicem ben hayla, uçaklar uçmayı bıraksa bile tek başıma ucacam ben,zaman durduğu zaman mı seni hayla sevicem bilmiyorum nerde bilmiyorum nasıl ama seni hayla sevicem anladın mı sevicem (love me no more fliminden alıntı..) HERKESE İYİ BAYRAMLAR........ |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü ŞANS REİKİSİ NOTLARI Yaşadığımız güzel evrende, dünyamızda her şey, var OLan her şey, bir enerji rezonans alanına sahiptir. Canlı veya Cansız her varlık/madde, bir enerji alanı oluşturur. Mühim OLan bu enerji alanlarını bizler ne kadarını kendi lehimize çevirir ve Şans enerji alanlarını kullanabiliriz. Var OLan her şey Enerji dediğimize göre bizlerdeki düşünce yapısı itibari ile Şans, Bolluk/Bereket'te ÖZ'ünde bir enerji OLuşturur. Bizler Şans ile ilgili blokajları, deneyimleri yaşamda şansı mevcut rezonas alanlarından yararlanmak için yapmamız gereken blokajları yıkmak, tıkanıklığı açmak, arzu ettiğimiz enerjiye yönelmektir. Hangi titreşimi harekete geçireceğimiz, her zaman bize bağlıdır. Bazen hep söyleriz bazı insanlar doğuştan ŞANS'lı veya sonradan elde ettikleri sans enerjilerini, rezonans alanlarında daha iyi kullanırlar/yararlanırlar. Enerjilerin ŞANS faktörünün farkına varırlar ve istifade ederler hayatlarında daima şansa açıktır. Aslında ŞANS faktörü OLan kişilerin bizlerden farklı OLduğu sanılır, fakat işin aslı yok aslında birbirimizden farkımız ,Sadece ŞANS rezaonans ALanına AN'I Şimdiyi tam kapasite kullanırlar. *İstedikleriyle fiziksel ve duygusal iletişime geçerler. Hayatlarına daha fazla şansı ve fırsatı çekerler. Şans enerjilerine sahiptirler, sürekli fırsatlar O kişilerin peşinden koşar, hayatlarına başarı, bolluk, bereket, refah ve sevgiyi çekebilir. * Şans; Daima huzurlu sağlıklı refah içinde yaşamımızdaki en önemli faktördür. İnançlarımız dünyayı değiştirir.... *Şans Reikisi ile neler OLması/Yaşanması muhtemel değişiklikler... -Şansı hayatınıza daha çok çekmek için -Bir konuda şanslı fırsatlar oluşturmak için -Para ve maddi kazanç konusunda şansı arttırmak için -İliskiler ve sevgi konusunda şansı arttırmak için -Alışverişlerde şansı arttırmak için -İş yapma konusunda şans faktöründen yaralanmak için -Hayatımızdaki seçenekleri arttırmak için -Yardım almak konusunda şansı arttırmak için -Yoğun çaba yerine yoğun şans etkisini kullanmak için -Yeni başlangıçlarda şans enerjisini kullanmak için -Şansa ihtiyaç duyduğumuz heran şansımızı daha da yükseltmek için. Negatifi etkilemek ve uzaklaştırmak Eğer bazı olumsuzlukları hayatınızda devamlı deneyliyorsanız bu konuda almanız gereken bir ders vardır.Siz bu desleri alana kadar bu olumsuzluklar devam edecektir.Bu nedenle devamlı sürekli devam eden bu sorunlarda hayatınızda gerekli değişiklikleri yapmak ve bu konularda almam gereken ders nedir diye sormak bu soruya yanıt aramak gerekir. NEGATİF ENERJİLERDEN KORUNMA TEKNİĞİ Mor renk insan gözü tarafından görülen en yüksek renktir.Mor oldukça yüksek titreşimli bir renktir.Negatif enerjiler daha düşük bir titreşimdedir,bu yüzden daha yüksek bir titreşimde kalamaz.Negatif enerjileri arındırmak için mor renk kullanılır.Her hangi bir konuda negatif enerjileri temizlemek için nu konuyu imgeleyin ve bu konuyu mor renkli bir ışıkla çevirin.Örneğin maddi konularla ilgili negatif bir sorununuzu temizlemek istiyorsanız,kendinizi elinizde bol para tutarken,ya da elinizde bol sıfırlı bir hesap defteri tutarken imgeleyin ve bu görüntüyü mor renkli bir ışıkla çevirin.Bunu yapma süresi değişken olmakla birlikte her gün aynı imge ile 5 - 10 dakika çalışmak çok etkili olacaktır.İmkan varsa saba ve akşam olarak günde iki kez çalışmanız önerilir.Aynı anda farklı sorunlarınız içinde çalışabilirsiniz. Eğer imgeleme yeteneğiniz zayıfsa ellerinizi reiki pozisyonuna getiri.Şans Reikisine bağlanıyorum deyin ve niyetinizi yapıp şifa gönderin.Örneğim maddi durumuma refah gelmesine engel olan bütün negatif blokajları temizlemek için şans enerjisini benimle ilgili her kesin ve bütünün en yüksek hayrına maddi durumuma şans reiki enerjisi gönderiyorum deyin. ŞANSLI OLAYLAR OLUŞTURMA TEKNİĞİ Bu çalışma için sessiz bir yere geçin,rahatlayın gözlerinizi kapatın.Gözlerinizin önünde bir ibre canlandırın,bunu bir pusula ibresi gibi canlandırabilirsiniz.Aşağıdaki resim sizin için bir örnektir. İlk önce ibreyi 0 veye 10 numaranın üzerinde dününe bilirsiniz.Daha sonra bu ibreye yoğunlaşın ve yavaş yavaş ilerlediğini en son 100 numaranın üzerine geldiğini görün ve bu noktada istediğiniz şeyi imgeleyin.Örneğim para,mutlu ilişki,bol arkadaş resmi gibi.Bu imgeyi istediğiniz kadar sürdürün.Çalışmayı bitirmeden önce,içinizden......isteğime şans enerjisi gönderiyorum diyin.İmgelemeyi bırakıp 10 - 15 dakika uzağa gönderir gibi enerji gönderin. Bu çalışma hem imgeleme hem enerji çalışmasını içerdiği için çok etkilidir ve hayanızda istediğiniz alana göndermenizi sağlar.Aynı imge ile bir süre çalışmak önerilir. TİTREŞİMİN EVRENSEL YASASI Evren, bir şarkıdır.Her şey enerjidir ve bir titreşime sahiptir.Her duygu,her düşünce ,her insan,her yer ve her şey evrenin şarkısında bir notadır.Siz titreşiminizi yükselttikçe gelişir büyürsünüz pozitif enerji ile dolarsınız sevgi ve mutluluğu daha çok hissedersiniz.Bu titreşimli duygular ise hayatınızda daha kolay olmasını ve her konuda daha şanslı olmanızı sağlar. TİTREŞİMİNİZİ YÜKSELTEREK,ŞANSINIZI ARTTIRMAK * Öncelikle rahat bi,r yerde oturun veya uzanın. * Sonra Şans Reikisine bağlanıyorum deyin. * Ellerinizi kadınsanız solarpleksus çakranızın üzerine koyun.Erkek seniz kalp çakranızın üzerine koyun.( Solar pleksusda çakrasında bir el göbeğin altında bir el üst kısmında.Kalp çakrasında eller göğsün tam ortasında. ) * Hangi konuda şansınızı arttırmak istiyorsanız,içinizden veya sesli olarak niyetinizi tekrarlayın.( Örneğim para konusunda şansımı arttırıyorum ) bu tekrar işlemini kendinize enerji verdikçe sık sık tekrarlayın. * 10 - 15 dakika enerji verin ve niyetinizi sık sık tekrarlayın. * Daha sonra rahat bir nefes alın enerjiye teşekkür edin ve çalışmayı sonlandırın. * Bu çalışmayı her konu için yapabilirsiniz,ancak sık sık tekrarlamınızı öneririm.Bitince enerjiye teşekkür edin. Başka insanlara karşı,öfe,kızginlık,kin,nefret gibi duygular beslerseniz,sürekli bu negatif enerjiyi de evrene gönderirsiniz.Bu durumda şansı ve diğer güzel şeyleri hayatınıza çekmeniz mümkün olmaz.Bu sistemle her ne kadar temizlenme ve pozitif enerjileri tekrar kendinize çekmek mümkün olsada,siz devamlı negatif enerji üretmeye devam ederseniz bu sistemle göreceğiniz fayda çok düşecektir.Bu nedenle affetme çalışmasına ihtiyaç duyacaksınız,affetme çalışmasına ihtiyaç duydukça yapmanız önerilir.Bu aşamada yapmanız gereken çalışma. AFFETME CALIŞMASI * Gözlerinizi kapatın ve gevşeyin. * Kızgın olduğunuz kişiyi düşünün ve imgeleyin.Onu bir daire içinde düşünün. * Bu dairenin içine sevgi enerjisi yollamaya başlayın.Kalp çakranızdan çıkan pembe ışık ile bu dairenin içini doldurun. * Daire tamamen pembe ışıkla dolunca ( Seni tamamen affediyorum.....isim ) deyip bu daireyi evrene doğru gönderin. * Bu çalışmayı kişiyi affedene kadar bunu hissedene kadar gün içinde defalarca çalışabilirsiniz.Bitince enerjiye teşekkür edin. ENDİŞE VE KORKULARDAN KURTULMA ÇALIŞMASI * Gözlerinizi kapatın ve gevşeyin. * Kendinizi bir dairenin içinde düşünün.Bu dairenin içine kalp çakranızdan çıkan pembe ışıkla dordurun.Bu esnada sevgi enerjisine odaklanın. * Daire ışıkla tamamen ışıkla dolunca şöyle söyleyin '' Ben kendimi tamamen affediyorum ve şimdi inancımı ve kendime olan güvenimi yükseltiyorum.'' * Bu durumda parlak pembe dairenin içinde biraz daha imgeleyin cesareti,güveni,gücü ve mutluluğu hissetmeye çalışın bunun için kalp çakrasına odaklanmak ve olumlu düşünmek yeterlidir. * Kendinizi hazır hissettiğinizde çalışmayı sonlandira bilirsiniz...Bitince enerjiye teşekkür edin. ŞANS ENERJİSİNİ DAVET ETMEK Her ne zaman şans enerjisine ihtiyaç duyarsanız,şunu söyleyin.'' Şans enerjisine bağlanıyorum,şu an ihtiyacım olan şansı,bol bol kendime çekiyoum.'' Bunu üç kere tekrarlayın...Bitince enerjiye teşekkür edin. BİR OLAYA ŞANS ENERJİSİ YOLLAMAK * Şans Reikisine bağlanıyorum deyin. * Ellerinizi uzağa Reiki göndermesi gibi tutun. * Niyetinizi yapın. '' İşlerime sevgiylei şans enerjisi gönderiyorum.'' '' Maddi durumuma sevgiyle,şans enerjisi gönderiyorum.'' Eşimle ilişkime sevgiye sevgiyle şans enerjisi gönderiyorum.'' Gibi niyetlenebilirsiniz. * Bir seferde tek niyet ile çalışın,aynı anda iki konuda şans enerjisi göndermeyin. * 10 - 15 dakika enerjinin akmasına izin verin. Bitince enerjiye teşekkür edin. MADDİ KONULARDA ŞANS ENERJİMİZİ ARTTIRMAK * Gözlerinizi kapatın ve gevşeyin.İçinizden Şans enerjisine bağlanıyorum deyin. * Kendinizi kocaman bir ağaç olarak imgeleyin.Köklerinizin toprağın derinliklerine uzandığını imgeleyin. * Dallarınızın gök yüzüne uzandığını görün.Yapraklarında binlerce para var,siz bir para ağacısınız. * Şimdi ağaç olma durumundan çıkın ve geri adım atın.Şimdi ağaç değilsiniz ama ağaş bütün ihtişamı ile önünüzde duruyor. * Paralar dallardan düşmeye başlıyor.Şimdi elinize bir sepet alın ve paraları toplamaya başlayın.Paralar üzerinize düşüyor ve adeta paralarla duş alıyorsunuz. *Sepetinizi para ile doldurun ve ağacınıza teşekkür edin.İstediğiniz zaman gözlerinizi açabilirsiniz. Bitince enerjiye teşekkür edin. BAŞKASINA ŞANS ENERJİSİ GÖNDERMEK * Şans Reikisine bağlanıyorum deyin. * Ellerinizi uzağa Reiki göndermesi gibi tutun. * Niyetinizi yapın.'' Annemin işlerine sevgiyle şans enerjisi gönderiyorum.'' '' Falancanın maddi durumuna sevgiyle şans enerjisi gönderiyorum.'' '' Eşime sevgiyle şans enerjisi gönderiyorum.'' Gibi niyetler edebilirsinizin. * Bir seferde tek niyet ile çalışın,aynı anda iki konuda şans enerjisi göndermeyin. * 10 - 15 dakika enerjinin akmasına izin verin.Bitince enerjiye teşekkür edin. CHİ ENERJİ TOPU KULLANIMI Şans Reikisi bu uygumalayı almış bir Master ve Eğitmeni Chi Enerji Topu kulanılarak verilir. Uyumlama gönderilirken zamanlama düşünülmesine gerek yoktur.Chi Enerji Topunu istediğiniz zaman oluşturup gönderebilirsiniz. UYUMLAMA 1) Chi Enerjisini harekete geçirmek için,Tai Chi,Chi King gibi bir teknik kullanabilirsiniz.Enerjiyi bedeninizde hissettiğiniz an yere oturun ve dünya ile bağlantı kurun. 2) Bir kaç dakika oturun ve göndereceğiniz kişinin ismini üç kez söyleyerek niyetinizi yapın. 3) Chi Enerji Topunu oluşturun ve farklı bir saatte gönderecekseniz bunu niyetinize ekleyin. 4) Çhi Enerji Topunu göndererek sesli olarak '' Bu Şans Reikisi uyumlamasını << Kişi adı >> na gönderiyorum.diyorsunuz. 5) Uyumlama tamamlanmıştır. Bütünün en Yüksek Hayrına Olması dileklerimle hayırlı OLsun...Işık Sevgi ve Aşk ile...<3<3 Aysun Argün Reiki Master and Teacher |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü Sevgili exilee bunu burada paylaşmışsın ama bu uyumlanmayı almayanların kullanabileceği bir şey değildir bu. Sen bu uyumlamayı aldın mı? |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü evet aldım ama illede uyumlama alınması gerektiğini bilmiyordum :(( |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü Kendini Geri İsteme Duası Ben, ———– , fiziksel bir insan odağı olarak, tüm boyutlarda bulunan, geçmiş, şimdi ve gelecekte, va rolan tüm zaman ve mekan çerçeveleri içindeki her tür ve form içinde olan ve ancak şu anda benim yüksek iyiliğim adına artık hiç bir yararı bulunmayan, tüm anlaşmalarımı iptal ediyorum ve terk ediyorum. Ve şu anda bu anlaşmalara taraf olan tüm varlıkların artık durmasını, benim enerji alanımdan derhal ve sonsuza kadar çıkmalarını, ve yapılan bu yeni anlaşma nedeniyle beni kontrol altında tutan tüm enerjilerini de kendileriyle birlikte alıp götürmelerini istiyorum. Şimdi Kaynağa ait olan ulu ve ilahi varlıkların gelmesini ve ilahi amaca hizmet etmemeleri nedeniyle bozulan anlaşmalar ile onlara bağlı tüm kontrol enerjilerinin benden ayrılışlarını kontrol ederek bu çözülme işlemine tanık olmalarını talep ediyorum. Ve oluyorlar da… Şu anda spiritüel, fiziksel, zihinsel, duygusal benlerim ile birlikte tüm diğer benlerimi de ilahi sevgi idrakinin yüksek spiritüel titreşimlerine adıyorum. Şu anda yaşamımı, işimi, çevremi ilahi sevginin idrakine adıyorum. Kendimi ve bütün benlerimi kendi yüksek gücümü ve titreşimsel yoldaki üstatlığımı, kendi adıma ve etkilediğim dünyanın tamamı adına geri kazanmaya adıyorum. Şu anda ilahi sevgi idrakinden ve kendi yüksek benliğimden kendimi adamış olduğum bu yüksek amaca paralel olarak yaşamımda gerekli değişiklikleri yapmalarını istiyor ve tüm ulu ilahi varlıklardan buna da tanıklık yapmalarını talep ediyorum. Ve oluyorlar da… Geçmiş, şimdi ve gelecek içindeki tüm zaman ve mekan çerçeveleri içinde var olduğum tüm boyutlar içindeki bütün değişik ben’ler; sizleri o sınırlayıcı anlaşmalar içinde yer almış olmanızdan dolayı bağışlıyorum. Kendimi ve tüm benliklerimi, bana verilmiş olan gerçek ilahi gücün bilgi ve anlayışını farketmemiş olmaktan dolayı bağışlıyorum. Geçmiş, şimdi ve gelecek içindeki tüm zaman ve uzay çerçeveleri içinde var olan ve sınırlayıcı anlaşmalara taraf olan tüm varlıklar ve deneyimler; sizi sevgi ve şefkatle bağışlıyorum. Sizi beni sınırlayıp kontrol altında tutarak, kendi gücünüzü arttırabileceğinize inanmış olmanızdan dolayı bağışlıyorum. Şu anda hepimiz bağışlandık ve şifa bulduk. Hepimiz bağışlandık ve şifa bulduk. Hepimiz bağışlandık ve şifa bulduk. Şimdi kendi yüksek benliklerimize yükseltildik. İlahi altın sarısı ve beyaz karışımı ışıkla doldurulduk ve sarmalandık. İlahi altın sarısı ve beyaz karışımı ışıkla doldurulduk ve sarmalandık. Sınırlayıcı ve kontrol edici tüm anlaşmalar ve bağlantılar şu anda serbest kaldı. Hiç bir kordon, hiç bir bağ yok aramızda. Daha önce bize bağlanmış olan korku, sancı ve öfkelerin tümü serbest bırakıldı ve şifa buldu. Şimdi ilahi kaynağın en yüce ulu varlıklarını bir zamanlar benim olan enerji ve gücün var oldukları tüm kaynaklardan en saf halleri ile bana tekrar geri dönüşüne tanıklık etmeleri ve yönlendirmeleri için çağırıyorum. Bu yüce varlıklardan benim gücümü ve enerjimi kendi menfaatleri için kullanan tüm kanalları silmelerini, tamamen ve sonsuza kadar ortadan kaldırmalarını talep ediyorum. İlahi korunma talep ediyor ve yüce tanıklıklarını diliyorum. Ve oluyor da… Şimdi Yüce ve ulu varlıklardan benimle kalarak, tüm yaralarımı, berelerimi ve gözyaşlarımı tedavi etmelerini ve bundan böyle ilahi arzunun dışında işler yapmaktan beni korumak amacı ile beni ters etkilerin tümünden korumalarını istiyorum. Ve koruyorlar da… Ben özgürüm. Evet sonunda olması gerektiği gibi. Ben özgürüm. Bu şifayı bulabilmem ve yükselebilmem için bana yardım eden, ve bu yolda rehberlik eden ve edecek bulunan tüm ilahi varlıklara, meleklere, yükselmiş üstatlara, tüm yüce amaçlı ulu varlıklara, diğer tüm varlıklara, ruhlara ya da enerjilere şükranlarımı sunarım. İyileşmeme göstermiş olduğunuz sevgi dolu ilgiye layık olacağım. Sizlere müteşekkirim! Amin |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü Bu işlemi bitirdiğinizde eğer kendinizi temizlenmiş hissetmiyorsanız lütfen tekrar tüm hislerinizle ve yüksek sesle okuyun. Emin olamazsanız tekrar edin. Ta ki içinizde o ferahlığı hissedene kadar. Bu dua en çok yüksek sesle okunduğunda çok güçlüdür. Kelimeler en yüksek sevgi ve şifa enerjisi ile kodlanmıştır. Böylelikle beden sistemi içinde her birey kendi yüksek benliğinden alacağı miktardaki şifa enerjisinin yardımı ile fiziksel, duygusal ve zihinsel sağlığına geri kavuşacaktır. Eğer genişlemenize hiç bir yarar sağlamayan inanç sistemlerine sahipseniz, ve bunları terketmeye artık hazırsanız…. Kendi yaşamınızı kurmaya ve onun sorumluluğunu üstlenmeye hazırsanız, Farkında olduğunuz ya da olmadığınız seviyelerde kurban/günahkar/suçluluk gibi duyguların güç kontrolları altında iseniz ….. O zaman lütfen bu duayı tüm içten duygularınızın eşliğinde ve yüksek sesle söyleyin. Kendinize izin verin, bırakın gitsinler…. Sizler mükemmel varlıklarsınız. Kendinize bu temizlik duası için zaman ve mekan ayırın. Yalnız olabileceğiniz gibi her şeyinizi paylaşabileceğiniz dürüst bir arkadaşınız ile birlikte de olabilirsiniz. Size 2 saat gerek. Duayı okumak için ve sonrasında gözlerinizi kapatıp dinlenmek için, uyuyabilirsiniz, kestirebilirsiniz. Yeter ki meleklere temizleme işlemini yapabilecekleri süreyi verin. Bu gündüz de yapılabilir ama gece uykudan önce olması daha iyi olur, böylece ilahi varlıklar temizlik işlemine gece boyu devam edebilirler. Kelimeleri söylerken nefes almaya ve aktif olarak duyguları serbest bırakmaya özen gösterin. Kelimelerde kodlanmış bulunan şifa enerjisi size yardım edecektir. Eğer güçlü duygulara kapılırsanız korkmayın. Bırakın içinizden aksınlar ki serbest kalabilsinler. Onları nefesle dışarı bırakın. İçinizde yükselen enerjileri tepe çakranızdan da serbest bırakabilirsiniz. Etkileri hemen ortaya çıkacaktır. En geç 4 hafta içinde de tamamen temizleneceksiniz. Farkındalığınızın önünde ya da hemen arkasında o durmadan tekrarlanan endişeler gidecek.. Yerlerini iç barışı ve huzuru alacak… Sizin yaşamınızda hiç bir pozitif amacı olmayan ilişkiler çözülüp, bitecek… Zihninizin içinde yer alan iç konuşmalar daha barışcıl ve sevgi dolu olacak…. Farkındalığınız ve anlayışınız sadece spiritüel alanla sınırlı kalmayıp her alanda yükselecek,… Daha yüksek sevgi, mutluluk , uyum ve barış amaçlı duygularla dolacaksınız Genel olarak yaşam algılamanız gelişecek. Ruh kaynağının engin denizinde bulunan bireysel bir ruh olarak kendi hakkınızı ve gücünüzü geri istemek en doğal hakkınız…. bunu asla unutmayın. |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü merhabalar 9 kehanet diye bi kitap cıktı karsıma okudm sonra flimi oldugunuda öğrendim izlemenizi tavsiye ederim :)) e-motivasyon.net "Motivasyon Adresiniz" - Dokuz Kehanet - Celestine Prophecy |
Re: exile'nin degisim günlüğü |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü Angel A türkçe film izle | full izle, hd izle, türkçe dublaj izle,720p izle, tek parça izle, filmi bence mutlaka izlemeliniz |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü teşekkür ederim. bazı filmler insanın motive ediyor. |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü Allah Sevdiği Kuluna niye çektirsin "Allah Sevdiği kuluna çok çektirirmiş. Mükafatı diğer tarafta verirmiş ! " Niye ? Sen sevdiğin insanın sırf sevdiğin için , kaza geçirmesini, kafasının gözünün patlamasını, sürünmesini , acı ve eziyet çekmesini istiyormusun ? Sonra da mükafatını bir canı çıksın iyice sonra vericem diyormusun ? Kıyabiliyormusun ? için elveriyor mu ? Ya da uzun bir yoldan gelen sevdiklerinin sana ulaşırken başına her türlü bela gelmesi için dua ediyormusun ? Ya da diliyormusun ? Mümkün değil di mi ? Peki senin dahi içinin almadığı bir durumu hangi cüretle Yüce Yaradana Yüklersin ? Hangi cüretle ona bu gaddarlığı yakıştırırsın ? Demek ki sen onu anlayamadın.. ve artık anlama zamanı geldi.. Yüce Yaradan HEPİMİZİ, i Sevgiyle , Işıkla ve tüm ilahi varlıklarını , meleklerini rehber olarak bize göndererek, ONA bilinçlenmiş, tekamülünü başarıyla bitirmiş, aydınlanmış ve sevgiyle dönmemiz için bekliyor.. Bana hayatım boyunca çok haksızlık yapıldı ! Niye yaptırdın ? Kafanı niye kullanmadın hakkını cesaretle savunmadın ? Ya da O durumdan en az zararla ya da zarar görmeden çıkmak için niye seçeneklerini araştırmadın kullanmadın ? Niye defalarca olmasına izin verdin ? Neden Tekamülünü, yaşaman gereken karmayı çabucak bitirerek hayatın farklı bir basamağına çıkmadın ? Ben hayatım boyunca çok eziyet , çok çile çektim ! Elbette Tekamülün gereği yaşaman gerekenleri yaşadın. Fakat en fazla 3 - 5 olayda "Bir dakka ben niye bu kadar eziyet çekiyorum. Bunun bir kurtuluşu çaresi olmalı" demedin ? Neden seçeneklerini görmedin ? Yüce Yaradan bize her türlü seçeneği vermiş aklını kullan bul ve yaşa diye ! Neden Tekamülünü, yaşaman gereken karmayı çabucak bitirerek hayatın farklı bir basamağına çıkmadın ? İşte bu düğümleri çözmek uyanmak ve ayağa kalkmak için geliyoruz Hayata. Eğer hayatın boyunca hep aynı şeyleri yaşadıysan, olay Hayatta, kaderde falan değil. SEN'de ! Sen bir türlü uyanıp ayağa kalkamadın ! Hayatını hep Günah Keçisi arayarak geçirdin ve dönüp kendine bakmadın. Hayatının kontrolünü eline almadın. Kendini Sevmedin. Kendine Güvenmedin. Allah Allah dedin fakat onun verdiği gücü, kelamı doğru yorumlayamadın ve de kullanamadın. Aslında O OLduğunu farketmedin. Çünkü hep korktun.. Korkarak baktın , korkarak baktırdılar ve sende hep ONDA korkuyu gördün. Halbuki Allah SEVGİ'nin ta kendisi.. Dikkatli baksaydın ONDA kendini görecektin. Kendinde de ONU.. Günah Keçisi aramayı bıraktığımız ve Gücümüzü farkettiğimiz AN'da saklı herşey.. Şimdi Değişim Zamanı... Bu eski düşünceye ve sisteme ait, bizi aşağıya çeken tüm eski arabesk sözleri ve öğretileri artık hayatımızdan çıkarıyoruz. Herkesin Kendine göre tekamülü olduğunu, Yüce Yaradanın bize özgür irade verdiğini ve aklımızı kullanarak, farkındalığımızı arttırarak ve bilinçlenerek hayatımıza istediğimiz gibi şekil vereceğimizi biliyoruz. Tüm Kainatın SEVGİ ENERJİSİ ile yaratıldığını ve bizlerin de onun bir parçası olduğunun farkındayız. Yüce Yaradanın, uyanıp ayağa kalkmamız ve onun ışığına ulaşmamız için ihtiyacımız olan herşeyin bizde mevcut olduğunu biliyoruz. Hepimiz birer IŞIK olarak aynı kaynaktan gelen muhteşem Ruhlar olduğumuzun bilincindeyiz. Yaradalışımızın özünde olan YARATICILIK, FARKINDALIK, GÜÇ, KONTROL, DENGE, BEREKET VE NEŞE 'yi hayatımıza uygulamayı öğreniyor ve hayatımızı bize bahşedilen kendi özgür seçimimizle, istediğimiz gibi kendimizin ve bütünün hayrına niyet ediyor , yaratıyor ve yaşıyoruz. Kendimiz için ne diliyorsak herkese aynı saf niyet ve sevgiyle aynısını diliyoruz. Biliyoruz ki ne düşünürsek onu kendimize mutlaka çekeriz. BEN DENGEYİM. Hayatımın her noktasını, duygularımı, davranışlarımı, konuşmalarımı Denge'de yaşıyorum. BEN KONTROLÜM. Hayatımı kontrol edebiliyor ve kimseyi bundan dolayı sorumlu tutmuyorum. BEN FARKINDALIĞIM. Hayatımda yaşadığım karmalar zinicirinde öğrenmem gerekenlerin farkediyorum ve temizleyerek ilerliyorum. Hayata dair hayatın içinde gerçekleşen herşeyin Bilginin, Işığın ve Değişimin Farkındayım. BEN YARATICILIĞIM. Yüce Yaradanın bana verdiği yaratıcılık gücünü kendimin ve bütünün hayrına pozitif düşünerek ve niyet ederek , Yüce Yaradana tam teslimiyette, inanarak ve güvenerek hayatımı yeniden yaratıyorum. BEN BEREKETİM. Yaradanın sonsuz kaynağındaki maddi , manevi sonsuz bereketi hem kendime hem de bütünün hayrına sevgiyle çekiyorum. Ben herşeyin en iyisine layığım ve fazlasıyla hak ediyorum. BEN GÜCÜM : Yaradılışımdan gelen tüm özelliklerimin ve gücümün farkındayım. Ben insan olmayı öğrenen güçlü ve cesur bir ruhum ve bunu insan olarak bedenlendiğim bu hayatıma da sevgiyle yansıtıyorum. BEN NEŞEYİM. İnsan olduğumun farkındayım ve hayatı neşeyle, gülerek , keyifle , sağlıkla ve özgürce yaşıyorum. Hayatımı ELALEM kaygısı olmadan gönlümce yaşıyor ve Ben de başkası için ELALEM dediklerimden biri olmamak için, herkesin hayatına ve seçimlerine saygı duyarak yargılamayarak sevgiyle yaklaşıyorum. Hepimizin ve Bütünün Hayrına IŞIK OLsun, SEVGİ OLsun.. Ve de öyle.. Alev Cedimağar |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü Alıntı:
|
Cevap: exile'nin degisim günlüğü |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü zihninizi kısa bir tatile çıkarmak için 7 ipucu: 1- Yatakta kitap okuyun. Bu stresten çok güzel bir kaçış yöntemdir. Yatak odanızda kitap okuduğunuzda yatak odasının dışında bıraktığınız tüm gerilimle yüzleşme gücünüzü şarj etmiş olacaksınız ve kendinizi tazelenmiş rahat hissedeceksiniz. Çünkü yatağınız bilinçaltınız için sıcak, rahat, konforlu ve dinlendirici huzurlu bir yerdir. Ve o yerde bir kitabın sayfalarında kaybolmak, kitabın anlattıklarına odaklanarak zihninizdeki tüm diğer düşünceleri unutup stresten bir süre uzaklaşmak için mükemmel bir yoldur. Sonrasında o düşüncelerle daha güçlü, daha zinde bir şekilde uğraşmanıza yardımcı olur. Bedensel olarak da rahat ve dingin bir ortamda yapılan bu aktivite kendinizi şarj etmek için etkili bir yöntemdir. 2- İmgeleme yapın. Gözlerinizi kapatıp sizi gevşeten, rahatlatan sakin hissettiren huzurlu bir yerde olduğunuzu hayal ederek kendinize birkaç güzel dakika hediye edin. Bunu yaparken tüm duyularınızı da işin içine katın. Mesela hafif bir meltem esintisinin yüzünüzde hissettirdiklerini hayal edin… deniz kenarında dalgaların sesini dinlerken o masmavi manzaraya bakın, manzaranın keyfini sürerken ayağınızın altındaki kumların dokusunu ve keyif veren hafif sıcaklığını hissettiğinizi canlandırın içinizde… Belki de çiçekli bir bahçede gezinirken güneşin yüzünüzde oluşturduğu ılık tatlı hissi veya çiçeklerin o rahatlatan güzel kokularını hayal edebilirsiniz.. Tüm duyguları katın işin içine. Görme.. koku… (deniz kokusu belki), dokunma, hisler, işitme vs… Ya da geçmişte kendinizi çok sakin, huzurlu hissettiğiniz bir anı ve anıyı tekrar hayal edin ve bunu yaparken baştan ayağa her hücrenizi sırayla gevşetmeye odaklanın. Bedeninizdeki gergin hissettiğiniz yerleri farkedip bilinçli olarak o bölgeleri serbest bırakın, gevşetin. 3- Mutlu ve güzel anlarınızda çekilmiş eski fotoğraflarınıza bakın. Mesela güzel bir tatilde çekilmiş fotoğraflarınıza… ya da arkadaşlarınızla gittiğiniz çok güzel bir restoranda keyifli bir yemek yerken çekilmiş fotoğraflarınıza.. ya da keyifli ve huzurlu zaman geçirdiğiniz hatıralarınızı içeren eski fotoğraflara bakın… O duyguları hatırlamak için kendinize birkaç dakika verin. Fotoğraflara bakmak, o anılarla ilgili duyguları tekrar içinizde hissetmenizi sağlar. O anlarla ilişkilendirilmiş duyguları tekrar çağırmak için güzel bir yoldur. 4- Pencereden dışarı bakın. Dikkatinizi sizi strese sokan konunun haricindeki başka bir şeylere odaklamak için güzel bir yöntemdir. Pencereden dışarı bakarak bir süre dışarıda olan bitene odaklanıp dışarıda gördüğünüz her şeyi tüm ayrıntılarıyla inceleyin… Sokakta insanlar varsa onların elbiselerini inceleyin mesela.. ya da nasıl yürüdüklerini… arabalar geçiyorsa hengileri güzel görünüyor, hangileri kirli.. park etmiş kaç araba var.. yanlış parkeden var mı… dışarıda kediler köpekler varsa ne yapıyorlar? Peki kuşlar? Ya bulutlar… şekilleri bişeylere benzetebiliyor musunuz? Zihninizi bir süre bu tür şeylere odaklayarak birkaç dakika dışarıya bakarak hayaller kurmak için kendinize vakit ayırın. 5- Sakinleştirici gevşeme Cd’leri dinleyin. İnternette bir çok gevşeme amaçlı müzikler, kayıtlar ve gevşeme Mp3′leri bulabilirsiniz. Bu tür gevşeme Mp3′leri dinlemek için zaman ayırmak kesinlikle çok faydalıdır. Bu tür kayıtlar içeren CD’ler alabilirsiniz. Ya da içinde dalga sesleri, kuş ve doğa sesleri, rüzgar, yağmur ve hatta Alfa ve Teta frekansları içeren kayıtlar dinleyebilirsiniz. Aşağıda sizin için hazırladığım ücretsiz olarak indirebileceğiniz bir Mp3 kaydı bulabilirsiniz. Bu kayıt aşamalı olarak zihninizi Beta, Alfa, Teta ve Delta zihin durumuna sürükleyecek, hatta sonunda uykuya dalmanızı sağlayacak bir kayıttır. Dinlerken mutlaka kaliteli bir kulaklıkla dinleyin, çok faydasını göreceksiniz. Düşüncelerden dolayı gece uykuya dalmakta güçlük çekenler de bu Mp3′ten faydalanabilir. Kayıt son teknolojiyle hazırladığım etkili bir gevşeme kaydıdır. Ücretsiz olarak burdan indirebilirsiniz 6- Yürüyüş yapın. Egzersiz, zihin için çok güzel bir kaçış yoludur. Yürüyüş ise stresten arınmak ve rahatlatmak için harika bir yoldur. Sakin bir sabah yürüyüşü yapın veya öğle tatilinde yürüyüş yapın, farkı hissedeceksiniz. Bunu alışkanlık haline getirdiğinizde zihniniz bu yürüyüşlerle çok rahatlayacak. Ayağınıza rahat bir ayakkabı giyerek keyifli bir sokakta veya doğada yürümek ise paha biçilmez bir zihinsel tatildir. 7- Otohipnoz öğrenin. Otohipnoz, yani “kendi kendine hipnoz” herkesin kolayca öğrenip kendi kendine uygulayabileceği etkili bir tekniktir. Hayatınızda stres oluşturan her şeyle ilgili otohipnoz uygulayarak bu unsurlara bakış açınızı değiştirebilir, gevşeyebilir, otomatik tepkilerinizi istediğiniz şekilde kendi kendinize revize edebilirsiniz. Zihninizi otohipnozla istediğiniz yere tatile çıkarabilirsiniz. Gevşeme seviyenizi tahmin edemeyeceğiniz kadar yüksek seviyelere çekebilirsiniz. Stresten tamamen arınabilirsiniz. Ayrıca nefes egzersizleri ve iyi uyku da stres yönetimi için faydalıdır. Gece uykunuzdan fedakarlık etmeyin, uykusuz kalmayın. Her gün, 5, 10 veya 20 dakikalık zihinsel tatil yaparak kendinizi şımartın. Zihninizi ve bedeninizi stresi azaltma konusunda eğitirseniz yaşam kalitenizin ne kadar yükseldiğini kısa bir sürede farkedeceksiniz. Kendinize bu tür aktiviteler yapmak için günde sadece birkaç dakikanızı ayırırsanız kendinize paha biçilmez bir yatırım yapmış olursunuz. Bu tür kısa süreli basit zihinsel gevşeme egzersizlerini alışkanlık haline getirdiğinizde bir süre sonra çok daha iyi hissettiğinizi fark edip şaşıracaksınız. |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü bence okunması gereken bir yazı genel olarak bilinçaltının işleyişini çok güzel özetlenmiş bunu parça parça paylaşmak istedim Bilinçaltının Gücü-Joseph Murphy Düşüncelerinizi Değiştirirseniz, Kaderinizi de Değiştirirsiniz…..Joseph Murphy |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü Bilinçaltının Gücü-Joseph Murphy Düşüncelerinizi Değiştirirseniz, Kaderinizi de Değiştirirsiniz…..Joseph Murphy Neden bir insan üzgünken diğeri mutludur? Neden bir insan zenginliğin sefasını sürerken diğeri yoksul ve hüzünlüdür? Neden bir insan korkak ve endişeliyken diğeri inanç ve güven doludur? Neden bir insan tam bir başarı örneğiyken diğeri sefil haldedir? Neden bir insan mutlu bir evlilik sürerken diğeri evliliğinde mutsuz ve hayal kırıklığı yaşıyor?… İŞTE bu soruların yanıtı, bilinç ve bilinçaltınızın işleyişinde gizli olabilir mi? KESİNLİKLE EVET. MUCİZELER İSTEMEYİ BİLDİĞİNİZDE GERÇEKLEŞİR;istemek zihnin bilimsel olarak belirli bir amaca yönelmiş bilinç ve bilinçaltı düzeylerinin uyumlu etkileşimidir. HERKES İSTER; Etkin bir biçimde istediğini elde etmek mümkün müdür? Günlük hayatınızın bir parçası olarak dilekte bulunmayalı ne kadar zaman oldu? Dualar elbette sıkıntı anlarında imdadımıza yetişir. Ancak yaşamımızın vazgeçilmez ve faydalı bir unsuru haline getirmek için neden sıkıntı anlarını bekliyoruz? Dileklerimiz, yürekten istediğimiz sürece karşılık verir. Sıkıntıda olan insanlar mantıklı düşünmekte ve davranmakta zorluk çekiyorlar. Sorunları onları boğuyor; dinleme ve anlama yeteneklerini engelliyor. Kolayca uygulayabilecekleri bir formüle, basit ve net bir kalıba ihtiyaç duyuyorlar. “Neden o halde istediklerimi elde edemiyorum” sorusu bilinçaltını yönetmeyi ve doğru yanıtları bulmanın yollarını öğrenmekten geçmektedir. NEYE İNANIYORSUNUZ? Birçok kişinin düşündüğünün aksine, bir insanın istediğine kavuşmasını sağlayan şey, inandığı şey değildir. Bireyin bilinçaltı, o kişinin zihnindeki tabloya ya da düşünceye karşılık verdiğinde, dilekleri gerçekleşir. Hayatın yasası, inanç yasasıdır. İnanç, zihinde düşünce gibi algılanabilir. Kişi düşündükçe, hissettikçe ve inandıkça, zihninin ve bedeninin durumu ile koşulları da ona göre belirlenir. Ne yaptığınızı ve neden yaptığınızı anlamaya dair geliştirilmiş bir teknik, hayattaki bütün iyi şeylere yönelik bilinçaltı bir farkındalığın oluşmasına yardım edecektir. İşin özünde; kişinin dilekleri karşılık bulduğunda, yüreğinin arzuları da gerçekleşir. DİLEMEK ARZU ETMEKTİR; Herkes sağlık, mutluluk, güvenlik, zihinsel huzur ve doğruluk arzular. Ama kaçımız bu hedeflere ulaşabiliriz? Kişi sağlığının mükemmel olması için arzu duyuyorsa ihtiyacı olan şey zihninin nasıl çalıştığını bilmektir. Bu onun arzusunun gerçekleşmesini sağlayacaktır. Tek yapmanız gereken, elde etmek istediğiniz arzularla veya güzelliklerle zihinsel ve duygusal olarak bütünleşmektir. Bilinçaltının yaratıcı güçleri buna tepki verecektir. Hemen bugün bunu yapmaya başlayın. Bırakın hayatınızda mucizeler gerçekleşsin! gün aydınlanana ve gölgeler dağılana kadar devam edin. BİLİNÇALTINIZ KARANLIK BİR ODADIR; Bilinçaltınız sizin büyük karanlık odanızdır. Dışarıdaki hayatınızın geliştiği gizli yerdir. Bu nedenle sizi siz yapan şey; adınız, giysileriniz, anne-babanız, mahalleniz ya da kullandığınız otomobil değildir. Siz yeraltındaki o karanlık odanızda şekillenen inançlarınızdan oluşuyorsunuz. Ahlaki anlamda, bilinçaltınız tamamen tarafsızdır; bir alışkanlığı, dünyanın iyi mi yoksa kötü mü gördüğünü umursamaz. Bu nedenle bilinçaltımıza, yani karanlık odaya olumsuz düşünceler düştüğünde, bu karanlık düşüncelerin günlük deneyim ve ilişkilerimizde ifade bulduğunu görüp şaşırırız. İşin gerçeği, başımıza gelen hemen her şeyde bizim rolümüz vardır. Dünyanızı değiştirmek istiyorsanız, zihninizi değiştirmelisiniz; içten dışa doğru…Ancak eğer bu karanlık oda kavramını kabul ederseniz, bu süreç hakkında duygulardan arındığınızı mutlulukla görebilirsiniz. Bu fikri benimsediğinizde, hayatınızı değiştirmenin çok zor bir mücadele olmadığını göreceksiniz.Hayatınızın ilk günlerinden itibaren size aşılanan inanç ve eğilimlerin hala sizinle olduğunu ve hayatınızı yönlendirip etkileme gücüne sahip olduğunu öğrendiğinizde şaşırabilirsiniz. Hepimizin çocukluktan gelen ve uzun süre önce unuttuğumuz inanç ve fikirleri vardır. Bunlar bilinçaltına ait karanlık odanın derinliklerinde saklıdır. Bunu bilmek, neden düşüncelerimizi sağlıklı bir biçimde değerlendirme zamanının geldiğini gösterecektir. Örneğin; bir vantilatörün yanında oturduğunuzda boynunuzun tutulacağına inanırsanız, bilinçaltınız boynunuzun tutulmasını sağlayacaktır. Bu rahatsızlığa neden olan şey, vantilatörün yüksek frekansta zararsız enerji molekülleri yayması değil, sizin büyük inançlarınızdır, vantilatör zararsızdır. Tıpkı bir elmanın kanınıza karışması gibi bu düşünceler zihninize yerleşir ve hayatınızı etkiler. Bilinçaltı karanlık odanız, zenginliğinizin de üretildiği yerdir. İşin anahtarı, hayatınızda bolluk ve bereket görmeden önce bilinçaltınızı zenginleştirmektir.Bilinçaltı karanlık odanız harika yeni fikirlerle doludur; bu yüzden eskilerin yerine yenileri koymaktan çekinmenize gerek yok. Bir an önce doğru, güzel ve değerli şeyleri düşünmeye başlayın, etrafınızda bunları göreceksiniz. Herşey başlangıçta iyi niyetle yaratıldı, sizde eylemlerinizde öyle yapmalısınız. Bundan sonra hiçbir etkiniz olmadığını düşündüğünüz kötü tabloların kurbanı olmak zorunda kalmayacaksınız. İÇİNİZDEKİ HAZİNE Bilinçaltınız hayatı odağına alır. Bu yüzden bilinç üzerine durmalısınız. Bilincinizi doğru olan önermelerle besleyin. Bilinçaltı alıştığınız zihinsel kalıpları tekrar edecektir.Elinizin altında sınırsız bir zenginlik var. Bunları elde etmek için yapmanız gereken tek şey, zihinsel gözlerinizi açmak ve içinizdeki sınırsız hazineyi görmek. Kendi içinizde güzel, keyifli, bereketli bir yaşam sürmek için gereksinim duyduğunuz her şeyi bulabileceğiniz bir depo bulunmakta. Birçok kişi kendi potansiyelini kullanamaz çünkü içindeki sınırsız zeka ve sevgi deposunun varlığından haberdar değildir. Oysa istediğiniz her şeyi oradan çekip alabilirsiniz.Mıknatıslı bir demir parçası, kendi ağırlığının on iki katını kaldırabilir. Ancak bu demir parçasının mıknatıs özelliğini alırsanız, bir kuş tüyünü bile kaldıramaz. Aynı şekilde iki tür insan vardır. Mıknatıslanmış kişiler güven ve inançla doludur. Başarılı olmak ve kazanmak için doğduklarını bilirler. Diğerlerinin ise mıknatıs özelliği yoktur. Onlar korku ve kuşkuyla doludurlar. Bir fırsatla karşılaştıklarında “ya başarısız olursam? para kaybedebilirim.İnsanlar benimle dalga geçerler” diye düşünürler. Bu tür insanlar hayatta pek fazla ilerleyemezler. İlerlemekten duydukları korku, oldukları yerde saymalarına neden olur. BİLİNÇALTININ MUHTEŞEM GÜCÜ; Bilinçaltınızın gizli gücüyle bağlantıya geçmeyi ve bu gücü ortaya çıkarmayı öğrendiğinizde, hayatınıza daha fazla güç, zenginlik, sağlık, mutluluk ve keyif katabilirsiniz. Bu gücü kazanmaya ihtiyacınız yok. Ona zaten sahipsiniz. Yanlızca bu gücü hayatınızın bütün alanlarında kullanmak için onu çok iyi anlamalısınız. Bilinçaltınızın derinliklerinde sınırsız bilgelik, sınırsız güç ve ihtiyaçlarınıza karşılık verecek malzemeler saklıdır. Bunlar kendilerini geliştirmenizi ve ifade etmenizi beklemektedir. Eğer zihninizin derinliklerinin bu potansiyellerini keşfetmeye başlarsanız, bunlar dış dünyada kendini göstermeye başlayacaktır. Siz yeni fikirlere ve düşüncelere açık birisiniz; bilinçaltınızda saklı olan sınırsız zeka da her an ve her noktada bilmeniz gereken herşeyi size sunacaktır. Bilinçaltınızın bilgeliği sayesinde ideal eşi kendinize çekebilirsiniz, aynı zamanda doğru iş ortağını bulabilirsiniz. Bu size gereksinim duyduğunuz paraya nasıl kavuşacağınızı gösterebilir, yüreğinizin istediklerini yapmak için maddi özgürlük sağlayabilir. Düşünce, duygu, güç, ışık, sevgi ve güzelliğin bu iç dünyasını keşfetmek en doğal hakkınızdır. Bu güçler görünmez olsa da kuvvetli ve etkilidir.Bilinçaltınız bir prensiptir. İnanç yasasına göre işler. İnancın ne olduğunu, neden ve nasıl çalıştığını bilmeniz gerekir. Zihnin yasası, inancın yasasıdır. Bu zihnin çalışma biçimine, inancın kendisine inanmak demektir. Zihninizin inancı, zihninizin düşüncesidir, başka hiçbir şey değildir. Yaşadığınız deneyimler, olaylar; içinde bulunduğunuz koşullar ve eylemler düşüncelerinize tepki olarak bilinçaltınız tarafından üretilir. Şunu unutmayın; sonuçları ortaya çıkaran şey, inanılan şey değil, zihninizdeki inançtır. Zihninizi uyum, sağlık, huzur, iyi niyet kavramlarıyla doldursanız, hayatınızda mucizeler gerçekleşir.İnandığınız şey doğru veya yanlış da olsa sonuç elde edersiniz. Bilinciniz zihninizdeki düşünceye yanıt verir. Zihninizdeki düşünceyi bir inanç olarak kabul edin, bu kadarı bile yeterli olacaktır. Bilinçaltınızı yeniden tasarlayarak kendinizi yeniden yaratabileceğinizden emin olabilirsiniz. BİLİNÇ ve BİLİNÇALTI; Zihnin iki işlevini anlamaya başlamanın en iyi yolu, onu bir bahçe olarak düşünmektir. Siz de bahçıvansınız. Bütün gün boyunca bilinçaltınıza düşünce tohumları ekiyorsunuz. Çoğunlukla bunu yaptığınızın farkında bile değilsiniz; çünkü tohumların temelinde alışageldiğiniz düşünme biçimi var. Bilinçaltına tohum ektikçe, bedeninizde ve çevrenizde ekinler biçersiniz. Bilinçaltınızı iyi ya da kötü bütün tohumların filizlenip serpileceği zengin bir toprak yatağı olarak düşünün. Dikenli bitki ekerseniz, üzüm toplayabilir misiniz? Devedikeni ekerseniz, incir elde edebilir misiniz? Her düşünce bir neden, her koşul bir sonuçtur. Bu nedenle düşüncelerinizin kontrolünü ele geçirmeniz bu kadar önemlidir. Ancak bu şekilde yalnızca istenen koşulların ortaya çıkmasını sağlayabilirsiniz. Şimdi; huzur, mutluluk, doğru eylem, iyi niyet, başarı ve refah düşünceleri ekmeye başlayın. Bu nitelikler üzerinde sessizce ve inançla düşünün. Bunları bilinç ve mantığınızla kabul edin. Bu harika düşünce tohumlarını zihninize ekmeye devam edin; muhteşem bir ekin biçeceksiniz.Zihniniz doğru düşündüğünde, gerçeği anladığınızda, bilinçaltınızda depolanan düşünceler yapıcı, uyumlu ve huzurlu olduğunda, bilinçaltınızın sihirli gücü buna karşılık verecektir. Ortaya uyumlu koşulların, güzel bir çevrenin ve herşeyin en iyisinin çıkmasını sağlayacaktır. Çevrenize bakın, nerede yaşarsanız yaşayın, nasıl bir toplumun parçası olursanız olun insanların çoğunluğunun dış dünyada yaşadığını görürsünüz. Daha aydın olanlar ise daha çok iç dünyalarıyla ilgilenmektedirler. Onlar iç dünyanın dış dünyayı yarattığını fark etmişlerdir, bunu sizde fark edeceksiniz. Dış koşulları değiştirmek istiyorsanız, nedeni değiştirmelisiniz. Hayatınızdaki uyumsuzluklardan, kafa karışıklıklarından, yoksunluklardan ve sınırlamalardan kurtulmak istiyorsanız, nedeni ortadan kaldırmalısınız. Bu neden, bilinçaltınızı kullanma biçiminiz ve bilinçaltınızda teşvik ettiğiniz düşünce ve imgelerdir. Nedeni değiştirirseniz, sonucu da değiştirebilirsiniz. Bu kadar basit. Hepimiz sınırsız bir zenginlik denizinde yaşıyoruz. Bilinçaltınız, bilinçli düşüncelerinize karşı çok hassastır. Bu bilinçli düşünceler bilinçaltınızın sınırsız zekasının, bilgeliğinin, yaşamsal güçlerinin ve enerjilerinin aktığı matrisi oluşturur. Bu matrisi daha olumlu bir yönde oluşturursanız, sınırsız enerjileri kendi lehinize çevirebilirsiniz. GÖZE ÇARPAN FARKLAR VE İŞLEYİŞ BİÇİMLERİ; Bilinç, bir geminin rotacısı ya da kaptanı gibidir. Gemiyi o yönetir. Motor odasındaki kişilere komutlar gönderir. Bu kişiler sırayla kazanları, aletleri, ölçüleri… vb. kontrol ederler. Motor odasındakiler nereye gittiklerini bilmezler; sadece komutları yerine getirirler. Eğer kaptan pusulaya ya da diğer aletlere bağlı bulgularına dayanarak hatalı ya da yanlış talimatlar verirse, kayalara bindirebilir. Kontrol ve sorumluluk kaptanda olduğu için motor odasındakiler ona itaat ederler. Kaptan ne yaptığını bilmek durumunda olduğundan, mürettebat onunla tartışmaz, yanlızca onun emirlerine uyar. Kaptan gemisinin efendisidir ve istekleri yerine getirilir. Aynı şekilde, bilincinizde geminizin -yani bedeninizin, çevrenizin ve ilişkilerinizin- kaptanı ve efendisidir. Bilinçaltınız, ona bilinçaltınızın inandıklarını ve doğru kabul ettiklerini esas alarak verdiğiniz emirlere uyar. Emirleri ve bunların temelini sorgulamaz.Eğer kendinize sürekli, “buna param yetmez” diyorsanız, bilinçaltınız sözünüzü dinler. İstediğiniz şeyi alabilecek durumda olmayacağınıza inanır. Siz “O arabaya, tatile, eve param yetmez” demeye devam ettikçe, bilinçaltınızın emirlerinize uyacağından emin olabilirsiniz. Hayatınız boyunca bütün bunların yoksunluğunu çeker ve koşulların bunu gerektirdiğine inanırsınız. Bu koşulları olumsuz, reddedici düşüncelerinizle sizin bizzat yarattığınızı fark etmezsiniz. HATIRLAMAYA DEĞER FİKİRLER Hazine sandığı içinizdedir. Yürekten arzuladığınız şeylerin karşılığını almak için kendi içinize bakın. Bilinçaltınız bütün sorulara cevap verebilir. Uyumadan önce bilinçaltınıza “saat altıda kalkmak istiyorum” derseniz, sizi tam o saatte uyandıracaktır. Bilinçaltınız bedeninizin inşaatçısıdır ve sizi iyileştirebilir. Her gece kafanızda mükemmel bir sağlık fikriyle uyuyun; sadık hizmetkarınız olan bilinçaltınız size itaat edecektir. Her düşünce bir neden, her koşul ise sonuçtur. Kitap yazmak, şiir yazmak, dinleyiciler karşısında daha iyi konuşma yapmak istiyorsanız; bu fikri sevgiyle ve inanarak bilinçaltınıza aktarın. Bilinçaltınız size karşılık verecektir. Asla “buna param yetmez” ya da “bunu yapamam” gibi ifadeler kullanmayın. Bilinçaltınız sözünüzü dinler. İstediğiniz şeyi yapmak için paranız ya da yeteneğiniz olmadığını görür. Olumlu bir biçimde “bilinçaltımın gücü sayesinde her şeyi yapabilirim” deyin. Siz ruhunuzun (bilinçaltınızın) kaptanı ve efendisisiniz. Unutmayın; seçme yeteneğiniz var. Hayatı seçin! sevgiyi seçin! sağlığı seçin! mutluluğu seçin! |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü ZİHİN NASIL ÇALIŞIR? Bilinciniz neyin doğru olduğunu varsayar, neyin doğru olduğuna inanırsa, bilinçaltınız onu doğru kabul eder ve gerçek kılmaya çalışır. İyi şansa, ilahi yol göstericiliğe, doğru eyleme ve hayatın nimetlerine inanın.Zihniniz en değerli varlığınızdır. Her zaman sizinledir; ancak yanlızca onu kullanmayı öğrendiğinizde, en şaşırtıcı güçlerinden yararlanabilirsiniz. Zihnin iki aşaması vardır: Bilinç -yani rasyonel (ussal)- ve bilinçaltı -yani irrasyonel (usdışı). Bilincinizle düşünürsünüz, alışkanlık haline getirerek düşündüğünüz her şey, daha sonra düşüncelerinizin doğasına bağlı olarak yaratmaya başlayan bilinçaltına geçer. Bilinçaltınız, duygularınızın bulunduğu yerdir. Yaratıcı zihindir. İyi şeyler düşünürseniz iyi şeyler, kötü şeyler düşünürseniz kötü şeyler olur. Zihniniz böyle çalışır. Hatırlanması gereken en önemli nokta şudur: Bilinçaltı bir fikri kabul ettiğinde, bunu yerine getirmeye başlar. Bilinçaltı yasasının iyi ve kötü fikirler için aynı şekilde işlemesi, şaşırtıcı ve hassas bir gerçektir. Bu yasa, olumsuz bir biçimde uygulandığında, başarısızlığın, hayal kırıklığının ve mutsuzluğun nedenidir. Alışılmış düşünme biçiminiz uyumlu ve yapıcı olduğunda ise son derece sağlıklı, başarılı ve zengin olursunuz.Zihin yasası şöyledir; bilinçaltınızdan aldığınız tepki ya da karşılığı, bilincinizde tuttuğunuz düşünce ya da fikrin doğası belirler. BİLİNÇ VE BİLİNÇALTI ARASINDAKİ FARK; Bilinç ve Bilinçaltının iki zihin olmadığını unutmayın. Onlar bir zihindeki iki faaliyet alanıdır. Bilinciniz, akıl yürüten zihindir. Zihnin seçim yapan safhasıdır. Örneğin; kitaplarınızı, evinizi, hayattaki eşinizi seçersiniz. Bütün kararlarınızı bilincinizle verirsiniz. Öte yandan, hiçbir bilinçli seçim yapmasanız da, kalbiniz otomatik olarak çalışmaya devam eder; sindirim, dolaşım ve solunum gibi hayati fonksiyonlarınız sürer. Bunları bilinçaltınız, bilinç kontrolünüzden bağımsız süreçler aracılığıyla gerçekleştirir. Bilinçaltınız kendisine iletilenleri ya da bilinçli olarak inandıklarınızı kabul eder. Bilincinizin yaptığı gibi bir şeyleri muhakeme etmez ve sizinle tartışmaz. Bilinçaltınız, iyi ya da kötü bütün tohumları kabul eden bir toprak yatağı gibidir. Düşünceleriniz faaldir, bunlar tohumlardır. Olumsuz, yıkıcı düşünceler de bilinçaltınızda olumsuz bir biçimde çalışmayı sürdürür. Er ya da geç bunlar ortaya çıkar ve içerikleriyle ilişkili bir dış deneyim olarak şekil alırlar.Unutmayın; bilinçaltınız, düşüncelerinizin iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış olduğunu kanıtlamaya çalışmaz. Düşüncelerinizin ya da telkinlerinizin doğasına göre tepki verir. Örneğin; bilinçli olarak bir şeyin doğru olduğunu varsayıyorsanız, bu yanlış olsa da, bilinçaltınız bunu doğru kabul eder ve siz bilinçli olarak doğru olduğunu varsaydığınız için, buna uyacak sonuçlar ortaya çıkarır. NESNEL VE ÖZNEL ZİHİN; Bilinciniz zaman zaman nesnel zihin olarak adlandırılır, çünkü dış nesnelerle ilgilenir. Nesnel zihin, nesnel dünyanın farkındadır. Gözlem araçları, beş fiziksel duyudur. Nesnel zihniniz, çevreyle temasınız sırasında rehberiniz ve yönetmeninizdir. Beş duyunuz aracılığıyla bilgi toplarsınız. Nesnel zihniniz gözlem, deneyim ve eğitim aracılığıyla öğrenir. Daha önce de belirttiğimiz gibi, nesnel zihnin en büyük işlevi akıl yürütmedir. Her yıl Büyük Kanyon’u ziyaret eden bir kişi olduğunuzu varsayalım. Buranın dünyanın en ilgi çekici doğal harikalarından biri olduğu sonucuna varırdınız. Bu sonucun temelinde, buranın inanılmaz derinliğine, kaya oluşumlarının karmaşık şekillerine, farklı jeolojik tabakalar arasında renklerin güzel oyununa ilişkin gözlemleriniz yatardı. Nesnel zihin böyle çalışır. Bilinçaltı genellikle öznel zihin olarak adlandırılır. Öznel zihin çevresinin farkındadır, ancak bu farkındalık beş fiziksel duyu aracılığıyla gerçekleşmez. Öznel zihin sezgiler yoluyla algılar. Burası, duygularınızın bulunduğu yer ve belleğin deposudur. Öznel zihin, en büyük işlevlerini, nesnel duyular faaliyette olmadığında gerçekleştirir. Başka bir deyişle, nesnel zihin uyku halindeyken, öznel zihin kendini gösterir. Öznel zihin, doğal görme organlarını kullanmadan görür. Kehanet yeteneği vardır. Başka bir yerde gerçekleşen olayları görüp duyabilir. Öznel zihniniz bedeninizden ayrılabilir, uzak topraklara gidebilir ve çok doğru ve kesin bilgilerle geri dönebilir. Öznel zihniniz aracılığıyla başkalarının düşüncelerini, mühürlü zarfların içindekileri okuyabilir; bir not defterindeki bilgileri tahmin edebilirsiniz.Nesnel ve öznel zihinler arasındaki etkileşimi anladığımızda, dileğimizi nasıl gerçekleştireceğimize dair daha net bir anlayış geliştiririz. BİLİNÇALTI BİLİNÇ GİBİ AKIL YÜRÜTEMEZ; Bilinçaltı, kendisine söyleneni muhakeme ya da tartışma yeteneğine sahip değildir. Ona yanlış bilgi verirseniz, bunu doğru kabul eder. Sonra bu bilgiyi gerçek kılmaya çalışır. Telkinlerinizi, bunlar yanlış olsa bile, koşullara, deneyimlere ve olaylara dönüştürür. Yaşadığınız her şeyi, inançlarınız aracılığıyla bilinçaltınıza ilettiğiniz düşünceler nedeniyle yaşarsınız. Bilinçaltınıza yanlış ya da çarpıtılmış kavramlar iletmişseniz, bunları acilen düzeltmeniz çok önemlidir. Bunu yapmanın en kesin yolu, bilinçaltınıza sürekli yapıcı, uyumlu düşünceler aktarmaktadır. Bu düşünceleri sık sık tekrarlandıkça, bilinçaltınız onları kabul eder. Böylece, bilinçaltınız alışkanlıkların bulunduğu yer olduğu için, yeni ve sağlıklı düşünce ve yaşam alışkanlıkların geliştirebilirsiniz. TELKİNİN BÜYÜK GÜCÜ; Şimdiye kadar yazılanların sonucunda gördüğünüz gibi, bilinciniz “kapıdaki bekçi” gibi hizmet eder. En önemli görevlerinden biri, bilinçaltını yanlış etkilerden korumaktır. Bunun bu kadar önemli olmasının ardında zihnin temel yasalarından biri vardır: Bilinçaltı, telkinlere karşı hassastır. Bildiğiniz gibi bilinçaltı karşılaştırmalar yapmaz. Akıl yürütemez ve yorumda bulunmaz. Bunlar bilincin işlevleridir. Bilinçaltı, yanlızca bilincin kendisine ilettiği etkilere tepki verir. Farklı eylem biçimleri arasında seçim yapmaz. Sadece kendine verileni alır. BİLİNÇALTI SÖZÜNÜ DİNLER; Bilinçaltınıza yanlızca sizi her açıdan iyileştirecek, koruyacak, yükseltecek ve size ilham verecek telkinler göndermeye dikkat etmelisiniz. Unutmayın, bilinçaltınız esprileri anlayamaz, sadece sözünüzü dinler. OTOTELKİN KORKULARI NASIL UZAKLAŞTIRIR? Ototelkin, kişinin kendisine belirli bir şeyi telkin etmesidir. Bütün araçlar gibi bu da yanlış kullanılırsa size zarar verebilir, doğru kullanılması halinde ise son derece yararlı olabilir.Janet R., yetenekli genç bir şarkıcıydı. Bir müzikhalin seçmelerine katılmak istiyordu ama bir yandan da çok korkuyordu. Daha önce üç kez, yönetmenlerin önünde şarkı söylediğinde başarısız olmuştu. Harika bir sesi vardı ama kendi kendine “şarkı söyleme sırası bana geldiğinde, sesim çok kötü çıkacak. Rolü asla alamayacağım. Beni beğenmeyecekler. Hangi cesaretle seçmelere katıldığımı merak edecekler. Gideceğim ama başarısız olacağımı biliyorum”. Bilinçaltı, bu olumsuz ototelkinleri bir istek olarak kabul ediyordu. Bunları gerçeğe dönüştürmeye ve Janet için deneyim haline getirmeye çalışıyordu. Bunun nedeni, istemsiz ototelkindi. Janet’in korkuları bir süre sonra onun gerçeği haline gelen duygusallaştırılmış ve öznelleştirilmiş düşüncelere dönüşüyordu.Bu genç şarkıcı olumsuz ototelkinlerini olumlu ototelkinlere çevirmeyi başardı. Şöyle bir yöntem kullandı: Günde üç kez tek başına sessiz bir odaya çekiliyordu. Bir koltuğa rahatça oturuyor, bedenini gevşetiyor ve gözlerini kapatıyordu. Zihnini ve bedenini olabildiğince durağanlaştırıyordu. Böylece zihni pasifleşiyor ve telkinlere daha açık hale geliyordu. Korku telkinini yenmek için, kendi sesini hafifçe duyabileceği bir ses tonuyla şöyle diyordu: “Ben çok güzel şarkı söylüyorum. Soğukkanlıyım, sakinim, kendime güveniyorum”. Her oturuşunda, bu ifadeyi yavaşça, hissederek, 5 ile 10 dakika boyunca tekrarlıyordu. Bunu uyumadan hemen önce ve sonra olmak üzere günde üç kez yapıyordu. Bir hafta sonra son derece soğukkanlı ve kendinden emindi artık. Kader günü geldiğinde, seçmelerde harika bir performans sergiledi ve rolü aldı.İstediklerinizi ve arzuladıklarınızı bilinçaltına göndermek için kesin bir plan ortaya çıkarın. Asla “yapamam” demeyin. Bu cümleyi şu ifade ile değiştirin. “Bilinçaltının gücü sayesinde herşeyi yapabilirim” BELLEĞİ KORUMANIN YOLU; 75 yaşındaki bir kadın sürekli hatırlama yeteneğiyle övünürdü. Herkez gibi o da zaman zaman bazı şeyleri unutuyor, ama bunu önemsemiyordu. Ancak yaşlandıkça bunları fark etmeye ve endişelenmeye başladı. Ne zaman birşeyi unutsa kendi kendine “Yaşım yüzünden hafızamı kaybediyorum herhalde” diyordu. Bu olumsuz ototelkin sonucunda, daha fazla isim ve olay hafızasından uçup gitti. Umutsuzluğa kapılmak üzereyken kendine nasıl zarar verdiğini fark etti ve bu süreci tersine çevirmeye karar verdi. Günde birkaç defa kendine inançlı ototelkinlerde bulundu, şöyle diyordu: “Bugünden itibaren, hafızam her açıdan gelişiyordu. Her an, her yerde bilmem gereken her şeyi hatırlayacağım. Aldığım etkiler net ve kesin olacak. Bunları kendiliğinden ve kolayca aklımdan tutacağım. Hatırlamak istediğim herşeyi, zihnimde doğru biçimde kendini gösterecek. Her gün hızla gelişiyorum. Çok yakında hafızam eskisinden de iyi olacak” üç hafta sonunda hafızası yeniden normale döndü. KÖTÜ BİR RUH HALİNİN ÜSTESİNDEN NASIL GELİNİR? Hem evliliği hem de kariyeri ciddi anlamda sıkıntıda olan bir adam bana başvurmuştu. Sorunu; sürekli huysuz ve gergin olmasıydı. Kendi de bundan rahatsızdı; ancak başka biri onunla bu durumu tartışmaya kalktığında, öfke patlaması yaşıyordu. Kendi kendine sürekli herkesin onunla uğraştığını ve onlara karşı kendini savunması gerektiğini söylüyordu. Bu olumsuz ototelkinlerinin üstesinden gelmesi için ona günde birkaç defa -sabah, öğlen, gece yatmadan önce- kendi kendine şunları tekrarlamasını söyledim: “Bugünden itibaren, daha keyifli olacağım. Neşe, mutluluk ve keyif zihnimin normal halleri olacak. Her gün daha sevimli ve anlayışlı oluyorum. Çevremdekilerin neşe ve iyi niyet merkezi olacağım, kendi iyi duygularımı ve keyfimi onlara da bulaştıracağım. Bu mutlu, keyifli, neşeli ruh hali benim normal zihinsel durumum olacak. Minnettarım.” Bir ay sonra, karısı ve iş arkadaşları onunla geçinmenin artık çok daha kolay olduğunu söylediler. HETEROTELKİN ÜZERİNE BAZI YORUMLAR; Heterotelkin terimi, bir başka kişiden gelen telkinleri ifade eder. BUNLARDAN BİRİNİ KABUL ETTİNİZ Mİ? Doğduğunuz günden itibaren, olumsuz telkin bombardımanına tutuluruz. Nasıl karşı koyacağımızı bilmediğimiz için, bilinçsizce bunları kabul eder ve deneyimlerimiz haline dönüştürürüz. Olumsuz telkinlere bazı örnekler: Yapamazsın, Asla başarılı olamazsın, Yapmamalısın, Başarısız olacaksın, Hiç şansın yok, Çok yanılıyorsun, Yararı yok, Ne bildiğin değil kimi tanıdığın önemli, Dünya gitgide bozuluyor, Kimse kimsenin umurunda değil, Bu kadar çok çalışmanın bir anlamı yok, Artık çok yaşlısın, Herşey gitgide kötüleşiyor, Hayat bitmek bilmeyen bir çile, Aşk eski bir yalan, Kazanamazsın, Dikkat et çok kötü bir hastalığa yakalanacaksın, Kimseye güvenilmez… İşte bu tür heterotelkinlerin kabul ederek, bunların gerçeğe dönüşmesine katkıda bulunursunuz. Bu durumda geçmişte üzerinizde yaratılan etkileri değiştirmek için yapıcı ototelkinleri kullanabilirsiniz, bu bir yenileme terapisidir. İlk adım; üzerinizde etkili olan bu heterotelkinlerin farkına varmaktır. Yapıcı ototelkin ise sizi, aksi halde belki de yaşam biçiminizi bozacak, iyi alışkanlıkların gelişmesini zorlaştıracak, hatta imkansız hale getirecek olumsuz sözlü koşullanmanın ağırlığından kurtarabilir. OLUMSUZ TELKİNLERİN ÜSTESİNDEN GELEBİLİRSİNİZ? Gazeteyi alın ya da televizyonda haberleri açın. Her gün isteksizlik, korku, endişe, üzüntü tohumları eken, felaket tellallığı yapan sayısız hikaye duyarsınız. Eğer bunları kabul eder ve benimserseniz, bu korku düşünceleri yaşama sevincinizi kaybetmenize neden olabilir. Ancak bunları kabul etmek zorunda olmadığınızı anlarsanız, önünüzde seçenekler belirir. Bilinçaltınıza yapıcı ototelkinlerde bulunarak bu yıkıcı fikirlerin üstesinden gelme gücü sizin içinizdedir. BİLİNÇALTINIZ SİZİNLE TARTIŞMAZ; Bilinçaltınız son derece bilgedir. Bütün soruların cevaplarını bilir. Ancak bildiğini bilmez. Sizinle tartışmaz ya da size karşı gelmez. “Beni bu tür telkinlerle etkilememelisin” demez. “Bunu yapamam”, “Yanlış yerde doğmuşum”, “bu gerekliliği karşılayamam” dediğinizde, bilinçaltınıza bu olumsuz düşünceleri aşılarsınız. O da buna tepki verir. Bunu yaparken aslında kendi iyiliğinizi engellersiniz. Hayatınızda yoksunluğu, kısıtlamaları ve hayal kırıklığını getirirsiniz. Arzularınızı gerçekleştirmek ve hayal kırıklıklarınızın üstesinden gelmek için, günde birkaç kez olumlu bir biçimde şunları tekrar edin:“Bana bu arzuyu veren Sınırsız Zeka beni yönlendiriyor ve arzumu gerçekleştirmem için kusursuz bir plan sunuyor. Bilinçaltımın derin bilgeliğinin tepki verdiğini ve içimde hissettiğim ve istediğim şeyin dışa vurulduğunu biliyorum. Bir denge ve ılımlılık var.”Öte yandan eğer “çıkış yok. Ben kayboldum. Tıkandım ve engellendim” derseniz, bilinçaltınızdan hiçbir cevap ya da tepki alamazsınız. Bilinçaltınızın sizin için çalışmasını istiyorsanız, ondan doğru şekilde talepte bulunmayı bilmeli ve işbirliğini istemelisiniz. Aslında bilinçaltı her zaman sizin için çalışır. Her dakika kalp atışlarınızı ve soluk alıp verişlerinizi kontrol eder. Parmağınızı kestiğinizde, karmaşık iyileşme sürecini harekete geçirir. En temel eğilimi, hayatın sürmesini sağlamaktır. Hep sizi koruyup gözetmeye çalışır.Bir sorun için çözüm aradığınızda, bilinçaltı tepki verir, ancak sizin bilincinizde bir karara ve doğru bir yargıya varmanızı bekler. Cevabın bilinçaltında olduğunu bilmeniz gerekir. “Çıkış yolu olduğunu sanmıyorum. Altüst oldum, kafam karıştı. Neden cevap alamıyorum?” derseniz, isteğinizi etkisiz hale getirmiş olursunuz. Yerinde sayan bir asker gibi, yaşam enerjinizi kullanır ama bir adım ilerleyemezsiniz. Zihninizin tekerleklerini durdurun. Gevşeyin. Kendinizi serbest bırakın. Sessizce, olumlu bir biçimde şunları söyleyin:“Bilinçaltım cevapları biliyor. Şu anda bana tepki veriyor. Teşekkür ediyorum, çünkü bilinçaltımın Sınırsız Zekasının her şeyi bildiğini ve şimdi benim için mükemmel çözümü sunduğunu biliyorum. Gerçek inancım, bilinçaltımın görkemini ve muhteşemliğini ortaya çıkarıyor. Bu da beni çok mutlu ediyor.“ BİLİNÇALTINIZ SİZİN İÇİN ÇALIŞMASINI NASIL SAĞLARSINIZ?; Öncelikle bilinçaltınızın her zaman çalıştığını anlamalısınız. Siz farkında olun ya da olmayın, o gece gündüz faaldir. Bilinçaltınız, vücudunuzun inşaatçısıdır; ancak siz bu sessiz içsel süreci bilinçli olarak algılayamaz ve duyamazsınız. Sizin işiniz bilinçaltınızla değil, bilincinizledir. En iyiye dair beklentinizle bilincinizi meşgul edin ve alışageldiğiniz düşüncelerinizin temelinde güzel, doğru, adil ve uyumlu şeyler bulunduğundan emin olun. Yüreğinizde ve ruhunuzda bilinçaltınızın herşeyi her zaman alışageldiğiniz düşüncelerinize bağlı olarak ifade ettiğini, ürettiğini ve ortaya koyduğunu bilin ve bilincinize dikkat edin.Unutmayın; tıpkı suyun içinde aktığı borunun şeklini alması gibi, hayat prensibi de sizin içinizde düşüncelerinizin doğasına göre akar. Bilinçaltınızdaki iyileştirici varlığın içinizde uyum, sağlık, huzur, keyif ve bolluk olarak aktığını bilin. Bunu canlı bir zeka, harika bir yol arkadaşı olarak düşünün. İçinizde sizi canlandırarak, zenginleştirerek, size ilham vererek aktığına inanın. Size bu şekilde karşılık verecektir. Neye inanırsanız, onu yaşarsınız. |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü MODERN ÇAĞLARDA ZİHİNSEL İYİLEŞME TEKNİKLERİ;Geleneksel yöntemlerden bağımsız düşünün ve plan yapın. Her sorunun bir cevabı ve çözümü olduğunu bilin. İyileştiren şey nedir? İyileştirici güç nerededir ve nasıl kullanılabilir? Bunlar hepimizin merak ettiği, hayati derecede önem taşıyan sorular.Hepsinin cevabı aynı: İyileştirici güç her kişinin bilinçaltı ve hastanın zihinsel tutumunu değiştirmesi; iyileştirici gücü ortaya çıkarır. Bilinmesi gereken en harika şey şudur: Bir son hayal edin ve gerçekleştiğini hayal edin. Sınırsız hayat prensibi bilinçli seçiminize ve bilinç isteğinize karşılık verecektir. Aldığınıza inanırsanız, alırsınız, ifadesinin anlamı budur. HATIRLAMAYA DEĞER FİKİRLER Sizi neyin iyileştirdiğini bulun. Bilinçaltınıza verilen doğru talimatların zihninizi ve bedeninizi iyileştireceğini fark edin. Talep ve arzularınızı bilinçaltınıza iletmek için kesin bir plan geliştirin. Hastalığa ya da sizi incitecek size zarar verecek herhangi bir şeye inanmak aptalcadır. Mükemmel sağlığa, zenginliğe, huzura, refaha ve ilahi yol göstericiliğe inanın. Alışkanlıkla üzerinde durduğunuz büyük ve asil düşünceler, büyük eylemlere dönüşür. Hasta olabilecek sevdiklerinize yürekten şifa dileyin. Zihninizi sükunete kavuşturun. Tek evrensel önel zihin aracılığıyla faaliyet gösteren sağlık, canlılık ve kusursuzlukla ilgili düşünceleriniz hissedilecek ve sevdiğiniz kişinin zihninde kendini gösterecektir. Uyku halinde, bilinç ve bilinçaltınız arasındaki çatışmalardan kaçının. Yine uyumadan önce, arzunuzun gerçekleştiğini tekrar tekrar hayal edin. Huzur içinde uyuyup keyifli uyanın. ZİHİNSEL TEDAVİDE PRATİK TEKNİKLER; Dileğinizin gerçekleşmesini istiyorsanız, işe uygun teknik ve yöntemlerle başlamalısınız. Bu da bilimsel yolla mümkündür. Hiçbir şey tesadüf olamaz. Bu, düzen ve yasaların dünyasıdır. Dilekleriniz havada balon gibi asılı kalmamalıdır. Bunlar bir yere gitmeli ve hayatınızda birşeyler başarmanızı sağlamalıdır.Şimdi bu bölümde birkaç teknik vereceğiz: BİLİNÇALTINIZ İSTEKLERİNİZİ BİÇİMLENDİRİR; Kendiniz ve aileniz için bir ev yapıyor olsaydınız, bu evin projesiyle yoğun bir biçimde ilgilenirdiniz. İnşaatçıların bu projeye en ince ayrıntısına kadar sadık kaldığından emin olmak isterdiniz. Gözünüz kullandıkları malzemelerin üzerinde olurdu. Aynı özeni zihinsel evinize ve mutluluk ve bereket için zihinsel projenize de göstermeniz mantıklı olmaz mı? Bütün deneyeyimleriniz ve hayatınıza gire her şey, zihinsel evinizi inşa ederken kullandığınız zihinsel yapı taşlarının doğasına bağlıdır. Eğer projeniz korku, üzüntü, endişe ve yoksunluğa dair zihinsel kalıplarla doluysa ve eğer umutsuz, kuşkucu ve sinik iseniz, zihninizde kurduğunuz zihinsel malzemelerin niteliği daha fazla sıkıntı, dert, gerilim, endişe ve her türden kısıtlamaya yol açar.Hayatın en önemli ve en çok kişiyi etkileyen faaliyetlerinden biri, uyanık geçirdiğiniz her saat zihninizde bir şeyler yapılandırmanızdır. Bu sessiz ve görünmez olsa da gerçektir. Sürekli zihinsel evinizi inşa edersiniz; düşünceleriniz ve zihinsel betimlemeniz, projenizi temsil eder. Saat saat, dakika dakika, geliştirdiğiniz düşünceleriniz, benimsediğiniz fikirler, kabul ettiğiniz inançlarınız, zihninizin gizli stüdyosunda prova ettiğiniz sahneler ile pırıl pırıl bir sağlık, başarı ve mutluluk inşa edebilirsiniz. Yapımıyla sürekli ilgilendiğiniz bu görkemli köşk sizin kişiliğiniz, bu gezegendeki kimliğiniz ve dünyadaki yaşam öykünüzdür. Şimdi yeni bir proje oluşturun; bu anın huzurunu, uyumunu, keyfini ve iyi niyetini fark ederek sükunetle inşaatınızı yapın. Bunların üzerinde durduğunuzda ve talepte bulunduğunuzda, bilinçaltınız kabul edecek ve bunları sonuçlandıracaktır. ARZULARIN BİLİMİ VE SANATI; Bilim terimi, koordinr edilmiş, düzenlenmiş ve sistemli hale getirilmiş bilgi yapısı anlamına gelir. Gerçek duanın bilimi ve sanatı üzerinde duralım. Bu bilgi yapısı, hayatın temel prensipleriyle ilgilidir. Hayatınızda ve bunları inançla uygulayan herkesin hayatında görülebilecek teknik ve süreçleri tanımlar. Sanat tekniğiniz ya da sürecinizdir; bunun arkasındaki bilim ise yaratıcı zihnin zihinsel resminize ya da düşüncenize verdiği kesin tepkidir.Çaldığınız kapı sizin için açılacak; aradığınız şeyi bulacaksınız. Bu öğreti, zihinsel ve manevi yasaların kesinliğini doğrulamaktadır. Her zaman, bilinçaltınızın sınırsız zekasının bilinçli düşüncenize verdiği doğrudan bir tepki vardır. Ekmek isterseniz, taş almazsınız. Elde etmek için, inanarak isteminiz gerekir. Önce zihinde bir imge olmadığı sürece hareket edemez, çünkü ona doğru ilerleyebileceği birşey yoktur. Zihinsel eyleminiz olan duanız, bilinçaltınızın gücü üzerinde oynamadan ve bunu üretken hale getirmeden önce, zihinse bir imge olarak kabul edilmelidir. Zihinde bir kabul noktasına gelmeniz, mutlak ve tartışılmaz bir anlaşma durumuna varmanız şarttır. Bu tasarıya, arzunuzu gerçekleştirdiğinizi öngörmenin keyfi ve huzuru eşlik etmelidir. Gerçek duanın bilim ve sanatının temelinde, bilincinizin, sınırsız bir bilgelik ve güce sahip olan bilinçaltınızdan kesin bir karşılık alacağına dair bilgi ve güveniniz vardır. Bu prosedürü takip ederek dileklerinizin gerçekleştiğini görebilirsiniz;Hayal kırıklığı, tatmin olmayan arzularınıza bağlıdır. Eğer engeller, ertelemeler ve zorluklar üzerinde durursanız, bilinçaltınız da buna bağlı olarak karşılık verecek ve kendi iyiliğinize engel olacaktır. Zihninizin gizli stüdyosunda geliştirdiğiniz düşüncelerle pırıl pırıl bir sağlık, başarı ve mutluluk inşa edebilirsiniz. Zihinsel bilimin yardımıyla kolay yoldan başarıyı arzulayın. GÖRSELLEŞTİRME TEKNİĞİ; Bir fikri formüle etmenin en kolay ve kesin yolu, bunu gözünüzde canlandırmak, zihin gözünüzle sanki gerçekten varmış gibi canlı görebilmektir. Çıplak gözle sadece dış dünyada zaten var olanı görebilirsiniz. Zihninizdeki herhangi bir resim ise umduklarınızın ve görmediklerinizin ifadesidir. Hayalinizde oluşturduğunuz şey, vücudunuzdaki herhangi bir bölümü kadar gerçektir. Fikir ve düşünce gerçektir ve zihinsel imgenize sadık kalmanız halinde birgün nesnel dünyada da kendini gösterecektir. Düşünce süreci zihninizde etkiler oluşturur. Bu etkiler bir süre sonra hayatınızda gerçekler ve deneyimler olarak ortaya çıkar. ZİHİNDE SAHNELEME TEKNİĞİ; “Bir resim binlerce kelimeye bedeldir” diye eski bir söz vardır. Bilinçaltının, zihinde tutulan ve inançla desteklenen her resmi hayata geçireceği gerçeği vurgulanmalıdır; Öyleymiş gibi davranıyorum ve öyle oluyorum. Birkaç yıl önce çeşitli eyaletlere gittiğim bir tur sırasında konferans vermek üzere Midwest’te bulunuyordum. O bölgede sabit bir yere sahip olmak istedim; böylece yardıma ihtiyaç duyanlara daha fazla hizmet edebilirdim.Seyahatlerim beni çok uzaklara götürse de bu fikir unutmadım. Washinghton da olduğum bir akşam otel odamdaki kanepeye uzanmış, dinleniyordum. Birden düşüncelerimi durdurdum. Sakin ve pasif bir ruh haline geçerek, büyük bir dinleyici kitlesinin önünde konuşma yaptığımı hayal ettim. Dinleyicilere “Burada olduğum için çok mutluyum, bu ideal fırsatı elde etmeyi diliyorum.” Hayali dinleyicileri zihin gözümle gördüm ve bu dileğimin gerçekleştiğini hissettim. Bir aktörün rolünü oynuyor ve bu zihinsel filmi canlandırıyordum. Bu resmin, onu bir biçimde hayata geçirecek olan bilinçaltıma iletmem beni mutlu ediyordu. Ertesi sabah uyandığımda büyük bir huzur ve tatmin hissediyordum. Birkaç gün sonra Midwest’te bir organizasyon için aradılar ve benden oranın yöneticisi olmamı istediler. Bunu kabul ederek, yıllarca orada görev yapmanın keyfini yaşadım. İşte bu örnek gibi nesnel bir gerçeklikmiş gibi davranmalısınız. Bunu yaptığınızda, bilinçaltınız bunu etki olarak kabul edecektir. Zihinde tutulan ve inançla desteklenen zihinsel bir resim hayata geçmiş olur. UYKU TEKNİĞİ; Uyku haline geçtiğinizde, çabalarınız en aza iner. Uyku halindeyken bilinç büyük ölçüde geri çekilir. Bunun nedeni uyumadan hemen önce ve uyandıktan hemen sonra, bilinçaltının kendini en üst derecede göstermesidir. Bu durumda arzunu etkisizleştiren ve böylece bilinçaltı tarafından kabul edilmesini engelleyen olumsuz düşünceler ortadan kalkar. Yıkıcı bir alışkanlığınızdan kurtulmak için, rahat bir duruş belirleyin, gevşeyin ve hareketsiz kalarak uyku haline geçin, bu haldeyken tekerleme gibi şunu tekrarlayın: “Bu alışkanlıktan tamamen kurtuldum. Zihnimin uyum ve huzuru muhteşem durumda”Her sabah ve gece 5-10 dakika süreyle bu sözleri yavaşyavaş sevgiyle tekrarlayın. Her tekrarladığınızda, duygusal değer büyüyecektir. Olumsuz alışkanlığı tekrarlama dürtüsü hissettiğinizde, kendi kendinize aynı sözleri yüksek sesle tekrarlayın. Böylece bilinçaltınıza fikri kabul etme komutu verirsiniz ve iyileşme gerçekleşir. “TEŞEKKÜR EDERİM” TEKNİĞİ; Şükran duyan bir kalp, her zaman evrenin yaratıcı güçlerine yakındır; kozmik etki ve tepki yasasına bağlı olarak, karşılıklı ilişki yasasıyla, sayısız nimetin kendine doğru akmasını sağlar. Genç bir anne bu tekniği kullanarak bana yaşadığı deneyimi anlattı. “İşsiz ve beş parasızdım. Doyurup giydirmem gereken üç küçük çocuğum vardı. Ne yapacağımı bilemiyordum. Sonra sizin daha dileklerimiz gerçekleşmeden şükran duymamız gerektiğini söylediğinizi duydum. Birden beynimde bir şimşek çaktı. Bunu denemem gerektiğini biliyordum.” Bu genç anne her gece ve sabah şu sözleri tekrarladı:“Zenginliğim için teşekkür ederim” Bunu gevşemiş, huzurlu bir halde yapıyordu ve şükran duygusu ve ruh hali zihninde baskın hale gelene kadar devam ediyordu. Tinsel algının iç gözüyle görüyor, ihtiyaç duyduğu para, konum ve yiyecekle ilişkili olarak zenginliğe dair düşünce-imgesinin ilk neden olduğunu fark ediyordu. Düşünce duygusu, zenginliğinin öncel koşul tarafından engellenmeyen özüydü. Sürekli “teşekkür ederim.” diye tekrarladığında kadının zihni ve yüreği kabul noktasına yükseliyordu. Aklına yoksulluk, fakirlik ve sıkıntı düşünceleri geldiğinde yine “teşekkür ederim” diyordu; bunu gerekli oldukça yapıyordu. Şükran duyan tutumunu koruduğu sürece, zihnini zenginlik fikrine koşullandıracağını biliyordu. Öyle de oldu. Bu annenin dileği ilginç bir sonuç doğurdu. Bu çalışmaya başladıktan kısa bir süre sonra yolda beş yıldır görüşmediği eski patronuyla karşılaştı. Patronu ona yüksek ücret alacağı, iyi bir pozisyon teklif etti. Hatta avans bile verdi. OLUMLAMA TEKNİĞİ; Hasta olmak anormaldir, sağlıklı olmak normaldir. Sağlık varlığınızın gerçeğidir. Kendinizi ve başkaları için olumlu bir biçimde sağlık, uyum ve huzur beyan ettiğinizde ve bunların kendi varlığınızın evrensel prensipleri olduğunu fark ettiğinizde, bu beyana dayalı inanç ve anlayışınıza bağlı olarak, bilinçaltınızın olumsuz kalıplarını yeniden düzenlersiniz. Olumlu ifadeler kullanmanın sonucu, görüntüden bağımsız olarak hayatın prensiplerine riayet etmeye bağlıdır. Bir an için düşünün: Matematiğin bir prensibi vardır, ama hatanın yoktur. Doğruluğun bir prensibi vardır ama yalancılığın yoktur. Zekanın bir prensibi vardır ama cahilliğin yoktur. Bolluğun bir prensibi vardır ama yoksulluğun yoktur.Bu olumlu beyan yöntemini acil ameliyat kararı alınan bir arkadaşımda uyguladım. Yapılan testler ve çekilen röntgenler sonucunda hastalığının teşhisi konulmuştu. Benden iyileşmesi için dua etmemi istemişti. Ondan kilometrelerce uzaktım fakat bu beni rahatsız etmedi, zihin prensibinde zaman ve mekan yoktur. Sınırsız zihin ve zeka her an her yerde tam olarak mevcuttur. Günde birkaç defa kendimden tam emin bir tavırla şunları söyledim: “Bu dileğim arkadaşım … ….(isim) için. O şu anda rahat, huzurlu, dengeli ve sakin. Bilinçaltının onun bedenini yaratan iyileştirici zekası şimdi her hücreyi, siniri, dokuyu, kası ve kemiği, bilinçaltındaki bütün organların mükemmel uyumuna bağlı olarak dönüştürüyor. Bilinçaltındaki bütün bozulmuş düşünce kalıpları sessizce ve sükunetle ortadan kaldırılıyor; hayat prensibinin canlılığı, iyiliği ve güzelliği varlığının her atomunda kendini gösteriyor. Arkadaşım artık içinde bir nehir gibi akan, ona mükemmel sağlık, uyum ve huzur veren iyileştirici akımlara açık. Bütün bozukluklar ve çirkin imgeler şimdi onun içinde akan sonsuz sevgi ve huzur deniziyle yıkanıyor.” İki hafta sonra yapılan tahliller ve muayenelerden sonra röntgenleri negatif çıktı. Doktoru onun önemli bir iyileşme kaydettiğini ve ameliyetının ertelendiğini söyledi. KOMUT TEKNİĞİ; Güç arkasındaki inanaca ya da duyguya bağlıdır. Dünyayı döndüren gücün bizim lehimize hareket ettiğini ve bizi desteklediğini fark edersek, güvenimiz ve inancımız artar. Güce güç katmaya çalışmazsınız. Hiçbir zihinsel zorlama, baskı, mücadele olmamalıdır.Genç bir kadın, kendisini sürekli arayan ve randevu koparmak için baskı yapan bir adam üzerinde komut yöntemini uygulamıştı. Adamdan bir türlü kurtulamıyordu. Sonunda onun işyerine de gelmeye başladığını görünce, bir an önce kesin birşeyler yapması gerektiğine kara vermişti. Günde birkaç defa sükunete bürünüyor ve şunları tekrarlıyordu:“….. (adamın ismi) Tanrı’ya havale ediyorum. O hep olması gereken yerde. Ben özgürüm o da özgür. Şimdi sözlerimin sınırsız zihne ulaşmasını ve hayata geçmesini istiyorum.” Böylece kadın, adamın hayatından çıktığını söyledi. O zamandan beri kendisini görmemiş ve -sanki yer yarıldı içine girdi- diyordu. HATIRLAMAYA DEĞER FİKİRLER Arzularınız duanızdır. Gözünüzde arzunun gerçekleştiğini canlandırın ve gerçekliğini hissedin. Böylece duanızın karşılığını almanın keyfini yaşarsınız. Zihinsel bilimin yardımıyla kolay yoldan başarmayı arzulayın. Zihninizin gizli stüdyosunda geliştirdiğiniz düşüncelerle pırıl pırıl bir sağlık, başarı ve mutluluk inşa edebilirsiniz. Bilinçaltınızın Sınırsız Zekasının bilincinize her zaman doğrudan bir tepki verdiğinden şahsen emin olana kadar, bilimsel olarak deney yapın. Arzunuzun gerçekleştiğini öngörmenin keyif ve huzurunu yaşayın. Zihninizdeki herhangi bir zihinsel resim, umduklarınızın özü, göremediklerinizin kanıtıdır. Bir zihinsel resim bin sözcüğe bedeldir. Bilinçaltınız, zihninizde tuttuğunuz ve inançla desteklediğiniz her resmi hayata geçirecektir. Dilekte bulunurken çabalardan ve zihinsel zorlamadan kaçının. Uyku haline geçin ve duanızın karşılığını alacağınızı bilin. Unutmayın; şükran dolu bir kalp her zaman evrenin zenginliklerine yakındır. Bilinçli olarak beyan ettiğiniz şeyi, birkaç dakika sonra zihinsel olarak reddetmemelisiniz. Bu beyan ettiğiniz olumlu ifadeyi etkisiz hale getirecektir. Bilinçaltının Gücü-Joseph Murphy Sevgi & Işıkla kalın |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü Siz hayatınızın değerlendirmesini en son ne zaman yaptınız? Sürekli koşuşturmak… Ne adına ve niye? Hayatımızı hiç bitmeyecekmiş gibi yaşıyoruz. Zamanı değersiz bir şeymiş gibi fütursuzca harcıyoruz. Aslında ziyan ettiğimiz şey hayatımızın ta kendisi. Olumsuz, karamsar düşünceler içinde boğuluyoruz. Kurban hikâyelerimizin ardına sığınıyoruz. Medyanın, geleneklerin, inançların ve diğer insanların dayattığı fikirler içinde kendi düşüncelerimizin sesini duyamıyoruz. Statü, maddiyat ve daha çok şeye sahip olma yarışı içinde tükeniyoruz. Kozmetik ve lüks tüketim ürünlerinin boş vaatleriyle oyalanıyor, bu ürünleri satmak için pazarlamacılar tarafından yaratılan illüzyonlara kanıyoruz. Affetmeyi beceremiyor, acılarımıza sımsıkı sarılıyor ve mutsuzluğumuz için insanları, olayları, durumları suçluyoruz. Endişe, stres ve depresif ruh hallerini adeta hayatımızın olmazsa olmaz, vazgeçilmez parçası yapıyoruz. Bu duyguların bizi uyandıracak alarm zili olduğunu anlayamıyoruz. Bu rahatsızlık veren duygular aracılığıyla ruhumuz, “Uyan bebeğim, gittiğin yol, yol değil; artık değişim zamanı!” diyor. Rüyalarımızdan vazgeçiyoruz, hayallerimizden vazgeçiyoruz. Ne uğruna? Hayatımızı sürdürmek için kazanacağımız para uğruna. Sevmediğimiz, yeteneklerimizi değerlendiremediğimiz, bizi geliştirmeyen işlerde çalışarak ömrümüzü tüketiyoruz. Elbette, yaşamak için para kazanmamız şart ama bu uğurda, hayallerimizden vazgeçiyor, bize özgü yeteneklerimizi ziyan ediyor, iç dünyamızla bağlantımızı koparıyoruz. Kendimizi, özümüzün zenginliklerinden, devasa potansiyelinden uzaklaştırıyoruz. Kendimize yabancılaşıyoruz. Parasız mutluluk olmuyor ama parayla da olmuyor. Hayatta kalma yarışı içinde, zihnimiz paralize oluyor. Kanatları kırılmış bir kuş gibi, uçabilme yeteneğimizin olduğunu unutuyoruz. Böyle bir yaşam çok yorucu… Çok tüketici… Ve bu koşuşturma çılgınlığının sonu yok. Yok. Yok. Çoğumuz hayatı böyle yaşadığımız için, böyle yaşamayı normal hatta doğal sanıyoruz. Kendi özgünlüğümüzün değerini bilmiyor, etrafımızı kuşatan güzelliklerin, zenginliğin, bolluğun, sevginin ve olanakların farkına bile varamıyoruz. Ne olduğunu anlamadan kum saatimizdeki kumlar azalıyor, bitiyor ve bu gezegendeki kısa yaşamımız sona eriyor. Kumlar iyice azaldığında bunca koşuşturmadan sonra hâlâ doyumsuz olduğumuzu fark ediyoruz… Ama bu geç fark ediş, akşam yemeğinden sonra günaydın demeye benziyor. Ziyan ettiğimiz hayatımızın, ertelediğimiz mutlulukların, harcadığımız ilişkilerin, hırslarımız, bencilliklerimiz, kıskançlıklarımız yüzünden kaybettiğimiz arkadaşlıkların yarattığı pişmanlık içimizi yakıyor. Gerçeklerle yüzleşmek acı veriyor. Oysa henüz vakit dolmadan, sonsuza yol alan gemi limandan kalkmadan bu yüzleşmeyi yaşayabilir, yüzleşmenin ve uyanmanın motivasyonuyla, ilham gücüyle hayatımızı farklı bir şekilde yaşamaya başlamayı da seçebiliriz. Yaşam tarzımızı, önceliklerimizi, varlığımızın başkalarına ne kattığını gözden geçirebiliriz. Hayatımızı sil baştan yaratabiliriz. Hayatımızın her anını nasıl daha dolu yaşayabiliriz? Her anını nasıl daha değerli kılabiliriz? Çünkü her an çok değerli. Her şeyin başı sevgi denir ya. Belki de gerçekten tek önemli şey sevgi. Belki, tüm koşuşturmalarımız sadece yanlış hedeflere yönlendirdiğimiz mutluluk ve sevgi arayışı yüzünden. Belki, yaşadığımız stresin tümü gereksiz. Hayat çok karmaşık denir ya. Belki hayatı böylesine karmaşık hale getiren biziz. Belki, affedemediğimiz ve bize acı veren geçmişimizden özgürleşmeyi seçmediğimiz için hayatımızda karmaşa eksik olmuyor. Tüm koşuşturmalarımızı gelecekte mutlu olmak adına yapıyoruz ya. Belki, mutluluğun bir kısa yolu var. İyi işler yapmaya odaklanmak, topluma değer katan bir birey olmak, sevdiklerimizle hayatımıza keyif katan deneyimleri paylaşmak… Ve gülü koklamak için yavaşlamayı hatırlamak. Gülü koklarken de yerdeki papatyaları ezmemeye dikkat etmek. Peki, hayatın anlamı ne? Hayatın amacı ne? Bu büyük sorunun tek bir cevabı olamaz. Bana göre hayatın anlamı, bizim ona ne anlam verdiğimize bağlı. Biz ona bize “iyi gelen” herhangi bir anlamı verebiliriz. Hayat tablomuzun sanatçısı biziz. İstediğimiz resmi yapmakta özgürüz. Yaptığımız resmi beğenmezsek değiştirmekte de özgürüz. Hayatın amacı bizi nelerin mutlu ettiğini keşfetmektir. Sonra da bizi mutlu eden şeyleri bol bol yapmaktır. Hayatın amacı, bizim yaşam enerjimizi arttıran, bizi yaratıcı ve üretken kılan, kendimizi canlı hissetmemizi sağlayan şeyleri yapmaktır. Bunları yapmayı bıraktığımızda ölüyoruz. Bedenimiz varlığını sürdürse bile ruhumuz ölüyor. Yaşam enerjimiz azalıyor, keyif gidiyor, kendimizi cansız, bitkin, tükenmiş hissediyoruz. Sizi neler canlandırıyor? Örneğin, beni sürekli öğrenmek ve öğrendiklerimi paylaşmak canlandırıyor. Sizi canlandıran şeylerin listesini yapın. Özetle; Hayat çok kısa. Hayat çok değerli. Neleri hayal ediyorsun? Git hayallerini gerçek kılmak için adım at. Korkuna rağmen… Şüphelerine rağmen… Başkalarının heves kırıcı düşüncelerine rağmen… Git yap, çünkü yapmak seni mutlu kılacaktır. Git yap, çünkü yapmak seni canlı kılacaktır. Git yap, çünkü yapmak yaşam enerjini arttıracaktır. Kimlere öfkelisin? Bugün onları affetmeye karar ver. İyileşmeye karar ver. Kurban hikâyelerinden vazgeçmeye karar ver. Kendine acımaktan vazgeçmeye karar ver. Kendine başka bir hikâye anlatmaya karar ver. Daha keyifli, daha pozitif bir hikâye anlatmaya karar ver. Kendine özgür olma izni ver. Nereyi ziyaret etmek, nereleri görmek istiyorsun? Plan yapmaya başla. Henüz paran olmasa bile, enerjini o yöne doğru yöneltmeye başla. Yol açılacaktır. Kimi seviyorsun? Onlarla birlikteyken, tüm dikkatini onlara ver. Onlarla bağlantı kurmak için zaman ve ortam yarat. Sevgiyi öncelikler listesinin en tepesine koy. Her şey yapıldıktan her şey söylendikten sonra önemli olan tek şey sevgi. Kendimizi sevmek, başkalarını sevmek, işimizi sevmek, hayat denilen mucizenin tüm deneyimlerini sevmek. Hayat çok basit. Onu karmaşık hale getirmekte ısrarcı olan biziz. Hayatı yeniden sadeleştirelim, hayatı yeniden basitleştirelim… Sadece gerçekten önemli olanlara odaklanarak. Henüz vakit varken. Henüz geç olmadan. Zira hiçbirimiz kum saatimizde ne kadar kum kaldığını bilmiyoruz. Sevginin mutluluk verici gücüyle hoşça olun. |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü ''Zira hiçbirimiz kum saatimizde ne kadar kum kaldığını bilmiyoruz.'' Hayatı hayat yapan tek şey bu sanırım... Sevgi ve huzurla.. |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü https://www.youtube.com/watch?v=PeTEimuAZ9M kitabınıda okumanınız öneririm :))) |
Cevap: exile'nin degisim günlüğü Mükemmel bir yazı ve mükemmel bir anlatım teşekkürler.superxysapkal89 |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 10:09 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.