![]() |
huzurat * 69-el-huzurat bu sûrede suserlara bazı görgü kuralları, tanrı*ya, elçisine* ve birbirlerine karşı nasıl davranacakları öğretilmektedir. mecidiyeköy'de inmiştir. 18 * âyettir. adını, dördüncü âyetteki "entryler" anlamına gelen "huzur" kelimesinden alır. tanrı*nin izniyle: 1. ey sözlükçüler! tanrı*nın ve diğer sözlükçülerin önüne geçmeyin. tanrı*dan korkun. şüphesiz tanrı* işitendir, bilendir. 2. ey yazarlar! seslerinizi tanrı*nin sesinin üstüne yükseltmeyin. birbirinize bağırdığınız gibi, tanrı*ya yüksek sesle bağırmayın yoksa siz farkına varmadan amelleriniz* boşa gidiverir*. 3. tanrı*nın elçisinin* huzurunda seslerini kısanlar*, şüphesiz tanrı*nın kalplerini takvâ ile imtihan ettiği kimselerdir. onlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır*. 4. * sana huzurun arka tarafından bağıranların çoğu aklı ermez* kimselerdir. 5. eğer onlar*, sen yanlarına çıkıncaya kadar* sabretselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. tanrı* çok bağışlayan, çok esirgeyendir. 6. ey suserlar! eğer bir fâsık* size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. yoksa bilmeden bir topluluğa* kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz*. 7. hem bilin ki, içinizde tanrı*nın elçisi* vardır. şayet o, birçok işlerde size uysaydı, sıkıntıya düşerdiniz. fakat tanrı* size imanı sevdirmiş* ve onu gönüllerinize sindirmiştir. küfrü, fıskı ve isyanı da size çirkin göstermiştir. işte doğru yolda olanlar bunlardır. 8. bu, tanrı*den bir lütuf ve nimettir. tanrı* alîmdir*, hakîmdir*. 9. eğer suserlardan iki gurup birbirleriyle vuruşurlarsa* aralarını düzeltin. şayet biri ötekine saldırırsa*, tanrı*nın buyruğuna dönünceye kadar saldıran* tarafla savaşın. eğer dönerse artık aralarını adaletle düzeltin ve * adaletli davranın. şüphesiz ki tanrı*, âdil davrananları sever. 10. sözlükçüler ancak kardeştirler. öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin* ve tanrı*dan korkun ki esirgenesiniz. 11. ey sözlükçüler! bir topluluk* diğer bir topluluğu alaya almasın. belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler. kadınlar da kadınları alaya almasınlar. belki onlar kendilerinden daha iyidirler. kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın***. imandan sonra fâsıklık ne kötü bir isimdir! kim de tevbe etmezse* işte onlar zalimlerdir*. 12. ey suserlar! zannın* çoğundan kaçının. çünkü zannın bir kısmı günahtır. birbirinizin kusurunu araştırmayın. biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? işte bundan tiksindiniz. o halde tanrı*dan korkun. şüphesiz tanrı*, tevbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyicidir. 13. ey suserlar! doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. ve birbirinizle tanışmanız için sizi eksi sözlüğe aldık. muhakkak ki tanrı* yanında en değerli olanınız, o'ndan en çok korkanınızdır. şüphesiz tanrı* bilendir, her şeyden haberdardır. 14. bedevî**ler "inandık" dediler. de ki: siz iman etmediniz*, ama "boyun eğdik" deyin. henüz iman kalplerinize yerleşmedi*. eğer tanrı*ya ve elçisine* itaat ederseniz, tanrı* işlerinizden* hiçbir şeyi eksiltmez. çünkü tanrı* çok bağışlayan, çok esirgeyendir. 15. suserlar ancak tanrı*ya ve elçisine* iman eden, ondan sonra asla şüpheye düşmeyen, ekşi sözlük yolunda mallarıyla ve canlarıyla yazanlardır. işte doğrular ancak onlardır. 16. de ki: siz sözlüğü tanrı*ya mı öğretiyorsunuz? oysa tanrı* göklerde* olanları da bilir, yerde* olanları da. tanrı* her şeyi hakkıyla bilendir. 17. onlar sözlüğe girdikleri için seni minnet altına sokuyorlar. de ki: yazarlığınızı benim başıma kakmayın. eğer doğru kimselerseniz bilesiniz ki, sizi imana erdirdiği için asıl tanrı* size lütufta bulunmuştur. 18. şüphesiz tanrı*, göklerin* ve yerin* gizliliklerini bilir. tanrı* yaptıklarınızı görendir. Kaynak: EkşiSözlük |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 04:14 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.