![]() |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI İnsan Sevmeli Hem de Doyasıya Bir kutu dolusu yaşam gönderiyorum sana. Sade bir kurdeleyle süslenmiş, Çöz kurdeleyi ve kaldır yavaşça kutunun kapağını... Kocaman bir fırça ve bin renk koydum kutuya. Bir cennet resmi yapıp içine gir diye... Düşler serpiştirdim gizlice, Düş kurmayı unutma diye Bir tanede elma şekeri yerlestirdim. İçinde ki çocuğu tadabilesin diye... Güneşin batışını, Billur suyun sesini, Kırmızı gelinciklerin saflığını, Taze ekmeğin kokusunu ve bir gülümsemenin de sıcaklığını sığdırdım. Ruhlarımız aç kalmasın diye... Kutuya biraz da sevecenlik koydum Güçlü ol diye.. Beyaz bir güvercin uçup kendi kondu bu kutuya, Barış ve özgürlüğü sunmak için... Bir buket sevgi, bir yudum Aşk ve yarım bir elma daha Ben koymadan edemedim. Paylaşmayı hatırlayalım diye... Sevdiklerimize onları sevdiğimizi söylemek için yarını beklemeyelim, Hemen şimdi yapalım bunu diye... İçtenliği, umudu, nesneyi, bağışlayıcılığı, özgüveni Açıkk yürekliliği unutmadım, BEN'İN dışına çıkıp BİZ'E ulaşabilelim diye... Son olarak da bir kart iliştirdim kutuya. Bak bu kartta neler yazıyor: 'BU KUTUNUN HER KAPAĞINI KALDIRIŞINDA, YAŞAMLA İLGİLİ YEPYENİ ŞEYLER KEŞFEDECEKSİN. YAŞAMAK İÇİN YARINI BEKLEME, AL YAŞAMI KOLLARININ ARASINA VE SIMSIKI SARIL... YAŞAMDAN YALNIZCA ALMAK YERİNE ONA BİR ŞEYLER VER KISACASI BUTÜNÜYLE İNSAN OL. UNUTMA, YAŞAM DOKUMASI HENÜZ TAMAMLANMAMIŞ, OLAĞANÜSTÜ GÜZELLİKTE BİR DUVAR HALISIDIR. VE SANA AİT OLAN KÜÇÜCÜK BOŞLUĞU YALNIZCA SEN DOLDURABİLİRSİN...' Orhan Veli Kanık |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI Yoksulluğu anladık da sevmek neden kıt kanaat; Yoksa yürekler mi yoksul kimler biçmiş Aşk'a fiyat.. ~Mevlana~ |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI “Canını sevgili için seven sevgiliyi sever, canı için sevgili edinen canını sever. ”fuzuli |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI elimdeki kitabın çağrışımı :)) Hangi ilaç iyi gelir yürek yarasına, Hangi merhem tüm kırılmışlıklarını onarır, Hangi silgiler siler söz sıyrıklarını, Özlemenin şifası var mıdır? Ya hasretin... İyileştiren sevgilere ihtiyacı var insanın, Özellikle de şimdi, bu yaşlarda. Seni tüm zaaflarınla hatalarınla kabul eden, Tüm korkularınla bilen, Hesapsızca ve sorgusuz, Şartsız ve koşulsuz, Bencilce olmayan, Beninden önce senin olan, Onaylamasa da kabul eden bir yumuşaklıkta, Kalbinin içi kadar bir uzaklıkta, Sonuçta değil süreçte iyi gelen, iyileştiren sevgilere ihtiyacı var insanın... Düşüncesi bile gülümseten, Omuzlarındaki tüm yüklerinden seni azad eden, Keder değil yaşama sevinci veren, Tüm yaralarını kendi bile fark etmeden saran, İyileştiren, iyi gelen sevgilere ihtiyacı var insanın. Beklentileriyle yormayan, fazla soru sormayan, Yanında sen gibi sen olduğun, Tüm yanlış bildiklerini unuttuğun, Hiçbir hesap yapmadığın, yapamadığın, İyi gelen, iyileştiren sevgilere ihtiyacı var insanın… Seni kalıplar içine sıkıştırmayan, Tüm kayıp taraflarını bakışlarıyla bulduran, En beceriksiz taraflarını, Sevimli bir çocuğun yaramazlığı gibi görüp, Seni sevmeye daha da sarılan, İyileştiren, iyi gelen sevgilere ihtiyacı var insanın... alıntı |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI Sevgi, sınırları olmayan bir dünyaya, sonsuz bir dünyaya açılan kapıdır. Sevgi başlar ama asla bitmez; bir başlangıcı vardır ama bitişi yoktur. |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI Hepiniz biliyorsunuz ki evrende iki büyük enerji vardır. Biri “Korku enerjisi” diğeri de “sevgi” enerjisi. Korku enerjisi bedeninizde daha çok barındığı sürece, aynı olayları defalarca yaşarsınız. Ne zamanki korkularınızı bulur ve onları temizlerseniz artık size bu deneyimleri yaşatacak enerji gelmeyecektir. Diyelim ki bir yerde çok öfkelendiniz onun altında mutlaka bir korku vardır. Birisi sizin korku düğmenize basmıştır. O anda karşınızdakine tepki vermeden bir durun ve diyin ki benim hangi korkuma basıldı. Onu bulun ve o anda temizleyin. Ya da birileri hakkında siz sürekli yalancı, kaba, terbiyesiz vs. gibi sözler söylüyorsunuz. Bu durumda size çok ağır gelecek ama karşınızdaki kişi size aynalık yapıyordur. Bir sorun kendinize ben kime ya da kimlere bu şekilde davranıyorum. Bir de hayat deneyiminiz içinde hiç beklemediğiniz bir olay yaşadınız. Ve ben bunu hak etmedim dediniz. Yine durup düşünün ve diyin ki “ben bunu nerede ektim ve şimdi biçiyorum”. Bulabilirseniz hemen o anı temizleyin “ben yaşadığım herşeyi tam olduğu gibi kabul ediyorum” diyin ve şu anda kaçınılmaz yaşananı kabul edin. Bulamayabilirsiniz belki o zaman bu yaşanan geçmiş yaşam tecrübelerinizde ekmiş olduğunuz bir durumdur. O zaman yine de yukarıdaki gibi yaşamış olduğunuz herşeyi olduğu gibi kabul edin ve o anları sevgiye dönüştürün. Tüm bunları yaptığınızda göreceksiniz hayatınız nasıl değişiyor. Çünkü artık çevreniz de sevgi enerjisi oluşacak. Ve sevginin olduğu yere asla korku barınamaz. alıntı |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI Ölümden korkmamaktadır yalnızlıktan korktuğu kadar ve son röportajında şöyle der: - Bir kadına öğüt verecek olsaydınız, bu ne olurdu? - Sev. - Bir genç kıza? - Sev. - Peki bir çocuğa? - Sev. Edith Piaf |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI Söylediğin sözde, yaptığın işte, düşüncelerinde sevgiyle hareket ettiğinde mucizeler yaratırsın. Ruhundan, özünden; sevgiden gelen her şey sana neşe, huzur verir. Kendin için neyin doğru olduğunu bilemediğin zamanlarda gözlerini kapat ve derin bir nefes al. Sakinleş… Yapmak istediğin ya da senin için uygun olup olmadığını merak ettiğin şeyi düşün. Ne hissediyorsun? Eğer hissettiğin şey huzur, neşe, mutluluksa, niyetin yüzünde gülücükler açtırabiliyorsa senin içindir, uygundur. Zaten Sen senin için neyin uygun olduğunu her zaman bilirsin. Yapmayı istediğin şeyde ya da niyetinde ilk önce sevgiyi ara. Niyetlerinin, dualarının kaynağı sevgi olduktan sonra onların birer birer harika bir şekilde gerçekleştiklerini görür ve her bir yeni günde yepyeni mucizelere kollarını açarsın. içimizdeki sevgi ışığının mucizelere dönüştüğü bir pazar diliyorum hepimize.. |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI az önce bugünün şarkısını sizle paylaşırken hatırladım bu efsaneyi.. ve bunu da sizle paylaşmak istedim.. aynı cevaba varmak için belki.. Edremit pazarı, şimdi olduğu gibi yüzyıllar önce de Çarşamba günleri kurulurdu. Etraftaki köylüler ürünlerini pazara getirip satar, ihtiyaçlarını alarak köylerine dönerlerdi. Zeytinli köyünün yakışıklı delikanlısı Hasan’ın babası ölmüş, anasının ve kendisinin karnını doyurabilmek için baba mesleği bahçıvanlığı devam ettirmekte idi. Yetiştirdiği sebze ve meyveleri, Edremit pazarına götürüp satıyor, ihtiyaçlarını alıp köyüne dönüyordu. O gün pazarın kalabalığı içerisinde bir kız görmüştü, çok güzel, alımlı bir kızdı, uzun süre gözleri ile onu takip etti. Giysilerinden obalı olduğu anlaşılıyordu, sırtında heybesi bir şeyler satmaya uğraşıyordu. Kızı gözden kaybetmişti fakat hayali gözünün önünde duruyordu, evlenme çağı da gelmişti. Güzel düşlere dalıp gitmişti. Birden, kendisine seslenildiğini fark etti, kafasını kaldırdığında güzel kızı karşısında görmüştü. Eli ayağı birbirine dolaşmıştı, şaşkınlıktan ne yapacağını şaşırmıştı. Bu halini gören kız gülmeye başlamış, daha da güzelleşmişti. Hasan kendisinden istenilenlerin en iyilerini seçip verdi. Kıza kim olduğunu sordu. Adının Emine olduğunu ve Zeytinlinin üstündeki obalarda oturduklarını öğrendi. O da Hasanı fark etmişti. Her Çarşamba Emine peynirin ,sütün ,yoğurdun,balın en iyisini, Hasana getiriyor, Hasanda sebzenin en iyisini ona veriyordu. Pazardan, Zeytinliye kadar beraber dönüyorlar, Zeytinliden sonra Emine obaya varabilmek için üç sat daha yürüyordu. Emine ile Hasan birbirlerini sevmişler ve evlenmeye karar vermişlerdi. Hasanın annesi evine bir can yoldaşı geleceği için sevinmişti. Fakat Emine’nin ailesi, obada hiçmi kendine uygun delikanlı bulamadığını, ovalının obada yaşayamayacağını söyleyerek karşı çıkmışlardı. Emine ısrar edince, Hasanın kırk okka ( altmış kilo ) tuzu sırtında obaya çıkarabilirse yiğitliğini göstereceğini ve herkesin onu damat olarak kabul edeceğini söylemişlerdi. Emine, Hasana durumu anlatır. Başka yapacak bir şey olmadığını anlayan Hasan, sevdiğine kavuşmak için tuz çuvalını sırtına alır ve yola düşerler. Bahçıvanlık yaptığı için Hasan bu tür bir yüke alışkın değildi. Beyobaya vardıklarında yorulmaya başlamıştı. Şimdiki Sütüven şelalesine vardıklarında, yol dere içerisinden gidiyordu, taşların üzerinden atlayarak geçiyordu, yorulmuştu, tuz sırtını yakmaya başlamıştı, daha geldikleri kadar yol vardı. Gök büvete vardıklarında gücü tükenen Hasan, yere düşer. Emine, Hasanı yüreklendirmeye çalışarak gelecek iyi günleri anlatır, fakat Hasan kalkamaz. Emine’ye buralardan kaçmayı, başka yerlerde yaşamayı teklif eder. Emine obasına söz vermiştir. Kendisinin bile rahatlıkla taşıdığı çuvalı taşıyamayan kişiyi obaya nasıl götürebilirdi. Hasanın yalvarmalarına aldırmaz, çuvalı omzuna alarak obanın yolunu tutar. Hasan “ senin obana varamıyorum, kendi köyüme de varamam, beni bırakma” diye yalvarır. Emine, Hasanın sesi kulaklarında çınlayarak yoluna devam eder. Obaya vardığında pişman olur. Geri dönmek ister. Fakat fırtına çıkar, şiddetli yağmur yağmaya başlar. Ailesi bu havada onu ormana bırakmaz, sabah olunca gitmesini söylerler. Emine sabahı zor eder, ilk ışıklarla, Gökbüvet’e koşar fakat Hasan yoktu. Zeytinliye annesine, Edremit’e koşar, Hasanı kimseler görmemişti. Hasanın sesi kulaklarında çınlayan Emine, mecnun gibi, dere boyunca onu arar durur. Obasına da dönmez.Günler sonra Gökbüvet’te, Hasan’ın gömleğini ve ona verdiği çevreyi bulur. Sana kavuşmaya geliyorum Hasan’ım diyerek kendini Gökbüvetin başındaki çınara asar. O günden sonra Gökbüvetin adı Hasanboğuldu, Gökbüvete bakan çınara da Emine Çınarı denmektedir. evet.. SEVGİ TEST ETMEMEKTİR.. cansuyu |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI neyden sözediyorsunuz? |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI her neyden sözediyorsanız benle bir ilgisi yok .. |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI Acımak sevgi değildir, üstünlüğün kabülüdür. Hoşgörü sevgi değildir,istemediğine katlanmaktır. Bağımlılık sevgi değildir,gereksinimin karşılanmansıdır. Sevgi değer vermesini bilmektir. Sevgi yaşama hakkını kabul etmektir. Sevgi var olmaktan kıvanç duymaktır . Sevgi eşitliğin duyumsanmasıdır. Sevgi bütün yapay ayırımların hayattan çıkarılmasıdır. Sevgi bilinçtir... Sevgi İNSAN olmaktır.. |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI “Gerçek aşk, bir kişiye karşı sevgiden ziyade, ruhun herkesi sevmeye hazır olması halidir”, demek ki “Sevgi, ruhun varlığıdır. Sevgi, insana karşı olan bütün kötü duygulardan, rahatsızlık ve ironiden arınmalıdır”, öyleyse “İnsanların davranışlarını iyi ve kötüye ayıran tartışılmaz bir alamet vardır. Eğer o davranış insanlar arasındaki sevgi ve birliği artırıyorsa, iyidir; düşmanlık ve ayrılık çıkarıyorsa, kötüdür.” “Sevgiyi sorgulamak, sevgiyi yok eder”, dikkat edersen, “Bütün mutlu aileler birbirine benzer; her mutsuz aile ise kendince mutsuzdur”, çünkü “Hakiki evlilik, sevgiyi aydınlatandır ancak.” “Sevmek, başkasının ruhuna geçmektir, onun arzularıyla yaşamaktır”, yani “Sevmek, sevdiğinin hayatıyla yaşamak demektir”, evet “Sevmek güzeldir, ama sevilmek mutluluktur”, belki de bu yüzden “Her zaman iyi olduğumuz için sevildiğimizi düşünürüz. Fakat aklımıza gelmez ki, sevilmemiz, bizi sevenlerin iyi olmalarından kaynaklanıyor.” “Dünyaya, insanlara sevgiyle bak, onlar da sana aynı şekilde bakar”, görüldüğü gibi “Herkesin mutlu olması için bir çare var: herkes kendisine nasıl davranılmasını istiyorsa, başkalara da öyle davranmalı.” “Sevgi ölümü yok eder ve onu boş bir hayalete dönüştürür, aynı sevgi hayatı anlamsızlıktan anlamlı bir şeye çevirir ve mutsuzluktan mutluluk yapar”, öyleyse “Sevmek, hayat yaratmaktır” ve bil ki “Sevgi neredeyse, Tanrı oradadır Tolstoy |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI sevgiyle yoğrulabilmek.. İstediğimiz sevgiyi bize başkalarının sağlamasını beklemektense, kendimiz bir sevgi kaynağı olmalıyız. - Derler ki: “İki nokta arasındaki en kısa mesafe, niyettir.” Sevgi dolu bir hayata kavuşmak için bu deyiş son derece doğrudur. - Sevgi dolu bir hayatın başlangıç noktası, ya da temeli, önce bir sevgi kaynağı olma isteği ve kararlılığıdır. - Ne kadar çok sevgi gösterirseniz, o kadar çok sevgi görürsünüz. Sevecen bir insan olmak sizin elinizdeyken, sevilen bir insan olmak, sizin denetiminizde değildir. - O halde sevgi göstermeye ağırlık verirseniz, hayatınızın fazlasıyla sevgi dolduğunu göreceksiniz. - Çok geçmeden de dünyanın en büyük sırlarından birini keşfedersiniz: Sevginin ödülü, kendisidir. Dr. Richard Carlson |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI Düşündüm de, ya sevmek diye bir şey olmasaydı… Her sabah güneşi karşılayabilmek için kilometrelerce yolu yürüyüp o tepeye çıkabilir miydik(?) ve bazı akşamlar gidişine üzülüp arkasından ağlamak… El açıp yalvarabilir miydik, bizi onsuz bırakmasın diye… Düşündüm de, sevmek olmasaydı varoluşta, nasıl yaşardı yaşamları yok edenler… Onların da seveni var, hem çok uzakta hem de yakın… Öylece izliyor sevdiğini, bir gün kendisini hatırlar mı diye. Kaçıyorsa sevilen, seven “yolun açık olsun” diyor, hoşgörü ile. Ayak sesleri çoğaldı mı ne, dünyada?! Tam olarak kestiremiyorum; geliyor mu, yoksa gidiyor mu… Neyse, bir süre daha buralardayım; anlamaya çalışacağım. Sevmek olmasaydı, dedim bugün kendi kendime, balkonumdaki çiçekler nasıl renk renk karşılardı beni her bakışımda?.. Nasıl görürdüm yanı başındaki yabanileri de onları korumaya çalışırdım?.. Bir gün ayaklarına kapanma ihtimaline karşı, nasıl tutardık yaşamın elinden?.. Sevmek olmasa, onca bedeli öderken eli açık davranır mıydı insan?.. Üstelik garantisi yokken mekânının cennet mi, yoksa cehennem mi olacağının… Sevmek olmasa, aynalar gülümser miydi bize?.. Her yanlışta başımızdan okşanıp çıkarılır mıydık çukurumuzdan?.. Seven bağışlar sevdiğini. Yoksa, kötü ile dostluğum bu kadar kısa sürebilir miydi?.. Sevmek olmasa, hep korkardı insan. İşte o zaman ne sevenin tadını bilirdi, ne kendinin. Durup dururken düşündüm bugün; milyarlarca insan neden koşuşturuyor acaba.(?) Anladım ki bir kayıp varmış. Sevgiyi kaybetmiş insanlık. Bulanlar bulamayanlarla kafa kafaya gelmiş; gidişin soldan, dönüşün sağdan olduğunu unutarak. Düşünsenize, ya sevgi olmasaydı; kaybedecek neyi olurdu insanın?! |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI ne güzel anlatılmış sevgi paylaşmaktır ozaman sevdiğini ve sevildiğini anlayabilirsin :) |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI tam da ..üstelik kendimle i,lgili çok önemli bir karar verip..bunu gerçekleştirmek üzere ilk adımı atmak için dışarı çıkacağım anda başladı sağnak yağış.. gökgürültüleri kedimiz Nonayı.. bir yatağın altının en ücra köşesine kovaladı.. ona gel demek faydasızdı.. onu kucağıma alıp çıkartmak bir derece mümkündü belki ama onu yatıştırmayacaktı.. bırak orada kalsın dedim kendi kendime.. yere uzandım.. güç bela kolumu yatağın altında diplere uzattım.. ve onu okşamaya başladım.. yağmur süresince.. yaklaşık yarım saat böyle kaldım.. onun olduğu ücra köşeye inmiş.. elini tutar.. düşünüyordum bir yandan.. biten bir sevgide beni en çok ne üzüyordu.. bir daha asla kimseyle aynı derinlikte buluşamayacağıma inanmak.. hangi derinlik? ben ücra köşelerdeyken.. olduğu noktada kalıp.. gel.. yanındayım demek miydi derinde yaşanan sevgi? onla bir olmak.. olduğu yere gitmek miydi.. çıkana dek yanında beklemek.. sevgi anlamak mıydı sadece.. sevgi adanmak mıydı? |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI sana bakabilmeliyim.. engeller..önyargı ve koşullanma olmadan seninle birlik içinde olmalıyım.. bu seni sevmem anlamına gelir.. J. Krishnamurti/ hayatın kitabı |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı? Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık yahut hiç sevmeseydi Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden? Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil. NAZIM HİKMET |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI Birşeyi karşılık beklemeden sevebildiğinizde birden varlığınızda rahatlama olur. Sevgiye zarar veren, beklentinin oluşturduğu gerginlik hissidir. Bu gerginlik bütün enerjinizi alır ve sevgiye hiçbir enerji bırakmaz. Beklenti olmadan sevebilmek tüm gerginliği yok eder ve siz artık karşılık bulmak ya da bulmamakla ilgilenmezsiniz. Artık, bütün odak noktanız, sevginin kendisidir... |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI Ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda Yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim Oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim Ben sende bütün aşklarımı temize çektim... - Murathan Mungan - |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI "Kadının 3 hali; Gülerken sevilmesi gereken hali, Ağlarken sarılman gereken hali, Uyurken öpülesi hali" -alıntı- |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI Unutma ki , Her seven adsız bir kahramandır , Unutma ki , İnsan ; sevebildiği kadar insandır… Ümit Yaşar Oğuzcan |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI Sevdiğimiz zaman, aşk o kadar büyüktür ki; bir bütün olarak içimize sığmaz, sevdiğimiz insana doğru yayılır. Onda kendisini durduran başlangıç noktasına doğru geri dönmeye zorlayan bir yüzey bulur. İşte karşımızdakinin hisleri dediğimiz şey, kendi sevgimizin çarpıp geri dönüşüdür. Bizi gidişten daha fazla etkilemesinin, büyülemesinin sebebiyse, kendimizden çıktığını fark etmeyişimizdir. MARCEL PROUST |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI Kendini kabul ettiğin an güzelleşirsin. Kendi bedeninden keyif aldığında başkalarına da keyif verirsin. Pek çok insan sana aşık olacaktır. Çünkü sen kendine aşıksın. OSHO |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI Sevmek; güzel birinde aşkı aramak değil. O kişide, bilmediğin bir zamanın beklenmedik bir anında, 'kendini bulmaktır'. [Dostoyevsky]. |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI 'İçinizde sevgi yoksa -sadece birkaç damlalık değil, bolluk derecesinde- içiniz onunla dolup taşmıyorsa dünya felakete sürüklenecektir. İnsanlığın bir bütün olması gerektiğini ve sevginin tek çıkar yol olduğunu zekânız biliyor ama size sevmeyi kim öğretecek? Herhangi bir otorite, yöntem veya sistem size nasıl sevmeniz gerektiğini söyleyebilir mi? Eğer bunu size birileri söylüyorsa, o sevgi değildir. “Sevgiyi tatbik edeceğim. Günlerce oturup onu düşüneceğim. Şefkatli ve nazik olmayı tatbik edip kendimi başkalarını düşünmeye zorlayacağım,” diyebilir misiniz? Kendinizi, sevmek için disipline edebileceğinizi, sevmek için iradenizi kullanabileceğinizi mi söylüyorsunuz yani? Sevmek için disipline ve iradeye başvurursanız, sevgi elinizden uçup gider. Bir sevme yöntemi veya sistemi uygulayarak çok akıllı ya da şefkatli bir insan olabilir veya şiddetten kaçınma haline erişebilirsiniz ama bunun sevgiyle hiçbir ilgisi yoktur. Bu paramparça çorak dünyada sevgi yok çünkü en önemli rolü zevk ve arzu oynuyor, oysa sevgi olmadan günlük hayatınızın da bir anlamı yoktur. Sevgi de güzellik olmadan olmaz. Güzellik gördüğünüz bir şey değildir; güzel bir ağaç, güzel bir tablo, güzel bir bina ya da güzel bir kadın değildir. Ancak kalbiniz ve zihniniz sevginin ne olduğunu bildiği zaman güzellik vardır. Sevgi ve bu güzellik anlayışı olmadan erdem olmaz ve ne yaparsanız yapın, ister toplumu ıslah edin, ister yoksulları doyurun, sadece daha fazla huzursuzluk yaratmış olacağınızı çok iyi bilirsiniz, çünkü sevgi yoksa kendi kalbinizde ve zihninizde de yalnızca çirkinlik ve yoksulluk vardır. Ama sevgi ve güzellik varsa, ne yaparsanız doğrudur, ne yaparsanız ahenklidir. Sevmeyi bilirseniz istediğinizi yapabilirsiniz çünkü o diğer bütün sorunları çözer. O zaman şu noktaya varıyoruz: Zihin disiplin, düşünce, zorlama, herhangi bir kitap, öğretmen veya lider olmadan güzel bir günbatımına rast gelir gibi sevgiye rast gelir mi? Bence bir şey kesinlikle şart, o da amacı olmayan bir tutku - bir adanmanın veya bağlılığın sonucu olmayan, şehvetten ibaret olmayan bir tutku. Tutkunun ne olduğunu bilmeyen bir insan asla sevgiyi tadamaz çünkü sevgi ancak kendinden tamamen vazgeçme söz konusu olduğunda var olabilir.'' Krishnamurti |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI Sevgi yalnız bir insana bağlılık değildir. Bir tutumdur. Kişinin yalnız bir sevgi nesnesine değil, ...bütünüyle dünyaya bağlılığını gösteren bir kişilik yapısıdır. Kişi yalnız bir tek kimseyi seviyor, başka her şeye karşı ilgisiz kalıyorsa sevgisi sevgi değil, genişletilmiş bencilliktir.” Karl Marks - 1844 Felsefi Elyazmaları |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI ben söze bişey demiyorum ama karl marx kötü bi insan |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI “Kendimizde beslediğimiz, kendimizde büyüttüğümüz, kendimizde saklı duran bir şeydir sevmek. O hep bizdedir, bizledir, usul usul biriktiririz onu, içimizde yığılı durur. Ve günün birinde ansızın karşımıza biri çıktığında sanırız ki içimizden boşalıveren bu duyguları o taşımıştır bize.” Murathan Mungan |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI Aşk defterde, kitap sayfalarında yazılı değildir. Aşk, kendinde kendini bulmaktır..!" Mevlana |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI Diyorlar ki, “insanlığı, anayurdunu, ülkeni, hayatı, varoluşu sev.” Büyük laflar ama tamamen anlamsız. Sen hiç insanlık ile karşılaştın mı ? Hep insanlarla karşılaşıyorsun – ve ilk karşılaştığın insanı lanetliyorsun, o da sensin. Kendine saygı duymadın, kendini sevmedin. Şimdi tüm yaşamın başkalarını lanetleyerek geçecek. İnsanlar bu nedenle herşeyde kusur arıyorlar. Kendilerinde kusur buluyorlar – başkalarında nasıl bulmasınlar ? Üstelik bulmakla kalmayıp büyütüyorlar, koskocaman hale getiriyorlar.Bu tek çıkış yolu gibi görünüyor; bir şekilde, gururunu kurtarmak için, böyle yapmak zorundasın. İşte bu nedenle bu kadar çok eleştiri ve bu kadar az sevgi var. Ben bunun Buda’nın en güçlü sutralarından biri olduğunu söylüyorum ve ancak aydınlanmış bir kişi sana böyle bir görüş sunabilir. Diyor ki, Kendini sev…Bu radikal bir değişimin temelini oluşturabilir. Kendini sevmekten korkma. Tamamen sev ve şaşıracaksın: Tüm kendini suçlamalardan, kendine saygısızlıklarından kurtulduğun gün, kendini değerli ve varoluşun sevgisine layık hissettiğin gün – işte o gün kutsal bir gün olacak. O günden itibaren insanları olduğu gibi göreceksin ve merhametli olacaksın. Ve bu sonradan edinilmiş türden bir merhamet olmayacak; doğal, içten bir duygu olacak. OSHO-KENDİNİ SEVMEYEN DÜNYAYI DA SEVEMEZ.. |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI TAM OLMA ÜZERİNE Sağlıklı ilişkiyi bir elmanın iki yarısı olarak değil, iki bütün elmanın aynı sepette yan yana durabilmesi şeklinde tanımlarız. Çünkü ilişki yaşayan her bir kişi aynı zamanda hayatta var olan iki ayrı bireydir. Bu nedenle ilişkilerde bireylerin bir yandan ilişkilerini devam ettirirken diğer yandan hayatında var olduğu diğer alanlarla bir denge kurabilmesi sağlıklı ilişkilerin önemli bir noktasıdır. Kişilik özellikleri aslında bireyin bu dengeyi koruyup koruyamamasını belirlemektedir. ALINTIDIR. |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI Sevgi bir etkinliktir; edilgen bir olay değildir; bir şeyin içinde olmaktır, bir şeye kapılmak değildir. Sevgi; iki insanın birbirlerine varlıklarının özünden bağlanması, dolayısıyla herbirinin de kendisini varlığının özünden tanıması durumunda doğabilir ancak. İnsan gerçekliği de, canlılığı da, sevgisinin temeli de işte bu “özden tanıma” yaşantısında yatar. Böyle yaşanan sevgi sürekli bir meydan okumadır; bir dinlenme yeri değil, tersine, birlikte oluşma, büyüme ve çalışmadır; uyum ya da çatışma, neşe ya da üzüntü olup olmaması bile önemsizdir artık; temel gerçek şudur: İki insan birbirlerini varlıklarının özünden tanırlar, kendilerinden kaçmak şöyle dursun, kendilerini buldukları için bir olurlar. Sevginin varolduğuna bir tek kanıt vardır ancak; bağlılığın derinliği, seven kimselerin canlılığı ve güçlülüğü; Budur sevginin bulunduğunu gösteren meyve. |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI Ne üstün zeka, ne hayal gücü ne de her ikisi beraber, bir dâhi yapmaya yeter. Sevgi, sevgi, sevgi.. -İşte bu dehanın ta kendisidir...! Wolfgang Amadeus Mozart |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI Sevgi, talep edilmeden verildiği zaman armağandır. O zaman bilincini yükseltir. Senden güven isteniyorsa köleleştiriliyorsun demektir. Ama güven senin içinde büyüyorsa, kalbinin içinde insan ötesi bir şey büyüyor demektir. İstendiği ya da emredildiği zaman sevgi ve güven sahte olur. Kendiliğinden yükseldikleri zaman muhteşem bir içsel değeri vardır. OSHO |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI İnsanları sevmenin tek yolu İnsanları sevmenin tek yolu vardır ve o da onları olduğu gibi sevmektir. Ve güzel...likte buradadır: onları olduğu gibi sevdiğinde onlar değişirler. Sana göre değil; onlar kendi gerçeklerine göre değişirler. Onları sevdiğinde onlar dönüşüm yaşarlar. Değişmezler, dönüşürler. Onlar yeni olurlar, onlar varl...ığın yeni yüksekliklerine erişirler. Ancak bu onların varlıklarında gerçekleşir ve bu onların kendi doğasına göre olur. İnsanların doğal olmaları için yardım et, İnsanlara özgür olmaları için yardım et, İnsanlara kendileri olmaları için yardım et. Ve asla hiç kimseye güç uygulamaya, itip kakmaya ve hükmetmeye çalışma. Bunlar egonun yöntemleridir. OSHO |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI Bir okulda yayımlanan dergide, 6.sınıf öğrencilerine sormuşlar. Bakın neler demişler ''Sevgi'nin Rengi'' için: Bence sevginin bir rengi olsaydı, mavi olurdu; çünkü mavi denizin rengidir ve sevgi de denizler kadar sonsuzdur. (Serhat) Sevgi yeşildir; çünkü o kadar doğal, o kadar saftır ki... Yeşil doğanın rengidir. Bu nedenle sevgi yeşildir, diyorum. Ama başımdan geçen bir olay sevginin pembe de olabileceğini düşündürüyor. Bir gün kardeşimi kaybetmiştik ve üzerinde çok pembe bir elbise vardı. O'nu elbisenin rengi ele vermişti. Bulduğumuzda havalara uçmuştum. Bunun için sevgi pembe de olabilir, diyorum. (İdil) Sevgi türkuaz rengidir. Okyanuslar gibi ferahtır, suyu ne sıcak ne de soğuktur. (Pelin Naz) Ben cenneti, melekleri hep beyaz olarak hayal ederim. Bu nedenle sevgi beyazdır diyorum. Sevgi saftır. (Özge) Sevgi bir renk olsaydı, sarı olurdu; çünkü sarı güneş kadar sıcak ve aydınlık bir renktir. Yani sevgi içimizi ısıtır, tıpkı güneş gibi. Canlılara hayat verir, tıpkı güneş gibi. (Melike) Sevgi gözyaşı rengidir. Sevenler sevinçten ağlarlar, üzüntüden ağlarlar. Yani sevginin rengi su gibidir. (Evren) Sevgi öylesine güzel ve en yüce ki; onu hiçbir renk ifade edemez. (Deniz) Sevgi renk olsaydı, açık mavi olurdu; cunku gökyüzü açık mavidir. Gökyüzü gibi uçsuz bucaksızdır sevgi. (Bünyamin) Bahar sevgi ayıdır. O ayda çiçekler açar, bu yüzden sevgi ayıdır. Sevgi içimizde bir çiçek gibi büyüyüp, geliştiği için rengi yeşil olmalıdır. (Anıl) Sevgi gökkuşağının tüm renkleridir... Çünkü sevgide kavgalar, gülüşmeler her şey vardır. (Oya) Bence sevgi beyazdır. Beyaz her renge uyar. Sevgi de öyledir, her insanı güzelleştirir. (Belen) Sevgi beyaz olmalı. Çünkü sevgi, pamuk gibi yumuşacık, bulutlar kadar sonsuz melekler kadar güzel bir duygudur. (Ece) Sevgi temiz ve berrak bir duygudur. İçinde yalan barındırmaz. Beyaz sevgiyi ifade eder, çünkü o da sevgi gibi tertemizdir. (Onur) Sevgi tüm renklerdir. Yaşamın monotonluğunu, çekilmezliğini kırar. (Pelin) Sevgi kırmızı bir güldür. Yeşil yaprakları doğallığı, kırmızısı ise sıcaklığı anlatır. (Derya) alıntıdır |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI SEVGiDEN kaçma... Tüm ACILARIYLA onun içinden geç... Evet, ACITIR ama aşıksan umursamazsın... Aslında tüm bu acılar SENi güçlendirir... Bazen gerçekten çok kötü, BERBAT bir şekilde canın YANAR ama Tüm bu YARALAR seni kışkırtmak için, Sana MEYDAN okumak için, Seni UYANIK halde tutmak içindir... ____ OSHO _____. |
Cevap: SEVGİ IŞIĞI dün yazmak istedim..yazamadım.. DÜN için..BUGÜN için.. YARIN için.. Eğer... Onu hatırladıkça başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz... Ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla o hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz... Ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin... Onunlayken pervaneleşen yelkovanlar, onsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain... Sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor, ondan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa ve o, her durduğunuz yerde duruyor, her baktığınız yerden size bakıyor, siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe ağlıyorsa... Dünyanın en güzel yeri onun yaşadığı yer, en güzel kokusu bedenindeki ter, en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse... Hayat onunla güzel ve onsuz müptezelse... Elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, onun yüzü pembeyse, kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar... Her şiirde anlatılan oysa... Her filmin kahramanı o... Her roman ondan söz ediyor, her çiçek onu açıyorsa... Bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa, iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa, iştahınız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa... Eliniz telefonda yaşıyor, işaret parmağınızla ha bire onu tuşluyor, dara düştüğünüzde kapıyı çalanın o olduğunu adınız gibi biliyorsanız... Mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona o diye atlıyor, vitrindeki her giysiyi ona yakıştırıyor, konuşan birini dinlerken "keşke o anlatsa" diye iç geçiriyorsanız... Kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü... Özlemi, sol memenizin altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu... Hem kimseler duymasın, hem cümlealem bilsin istiyorsanız... Onsuz geceler ıssız, sokaklar öksüzse... Ayrılık ölüme, vuslat sehere denkse... Gamze gamze tebessüm de onun içinse, alev alev öfke de; bunca tavır, onca sabır ve nihayetsiz kahır hep onun yüzü suyu hürmetine... Uğruna ödenmeyecek bedel, gidilmeyecek yol, vazgeçilmeyecek konfor yoksa... Dışarıda yer yerinden oynuyor ve "içeri"de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa... Nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsanız ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız... Kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa ve aşk, gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim... Gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı, bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa... Her gidişte ayaklarınız "Geri dön" diye yalpalıyorsa ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız, sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla... O halde bugün sizin gününüz!.. "Çok yaşa"yın ve de "siz de görün"üz. Can DÜNDAR |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 12:01 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.