Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Serbest Kürsü (http://www.hayatimdegisti.com/forum/serbest-kursu/)
-   -   Yok Bugün Yazasım! (http://www.hayatimdegisti.com/forum/serbest-kursu/614435-yok-bugun-yazasim.html)

RenaC 04-08-2010 01:51 PM

Yok Bugün Yazasım!
 
Ve ben, bir roman kahramanı
Ot yatağın içinde
İkinci dünya harbinde
Başucumda zeytinyağı yakarak
Mevzuumu yaşamaya çalışıyordum
Bir şehirde başlayıp
Kim bilir nerde
Kim bilir ne gün bitecek mevzuumu
Orhan Veli Kanık

Elime kâğıt kalem alasım gelmiyor, yazmak istiyorum ama yazamıyorum, cümleler bir başlasa belki devamı gelecek, ama bilirsiniz başlangıçlar hep zordur, sancılıdır. Bazen de başlangıç yapmak için insan bir işarete ihtiyaç duyar, küçük bir kelime, cümle, bir arkadaşın tesellisi, bir şiir, yolculukta karşılaştığı yabancı ama bir o kadar da tanıdık bir gülümseme... Uzun zaman sonra bu yazıyı yazıyor olmamı bunların hepsine borçluyum ama en çok da bu sabah okuduğum bir yazıya, yazasım yok bugün diye başlıyor arkadaşım yazısına, çok tanıdık bir cümle bana, yazasım yok bugün, oysa yazmayı çok severim, kendime ve kendimden kaçışımdır yazılarım, kendime bile itiraf edemediklerimi bir kâğıt parçasına yazarım, kimseye anlatamadıklarımı ona anlatırım, bir çocuğun bana gülümsemesi bile yazı yazmam için bir sebeptir, peki neden yazasım yok bugün, bu berbat havada yapılacak daha iyi bir şey mi var sanki, oysa yazmayı ne çok severim, hele de güzel bir göl manzarasına karşı, o tanıdık gülümseme hala hafızamda tazeyken, özlem gidermek için; önümde bir bardak kahve, Mehmet Güreli’yi dinlerken, masamda okunacak onlarca kitabın sayfalarını karıştırırken, Mathilda’nın Leon’a aşkını itiraf etmesi gözümün önünden gitmezken, hayallerim beni heyecanlandırırken, hararetli bir sohbet sonrası “Dur haydi bunu da yazayım” derken, bir uçurtmanın gökyüzünde süzülüşünü izlerken yazmayı ne çok severim, yazdıktan sonra tekrar tekrar düzeltmeyi, bazen önce arkadaşlarımla paylaşmayı; ama yazasım yok işte, bugün/bugünlerde yazasım yok, gökyüzü ağlarken, sevdiklerim benden uzaktayken, kafamda cümleler birbirini kovalasa da yazasım yok, o gülümsemeyi yazmasam unutacağımı, yazmazsam renklerimin bir bir solacağını bildiğim halde bile yazasım yok, ülkemde her şey kötüye giderken, ben kendi bencilliğime kızarken, içimde bir yerlerde o huzursuzluğu hissederken, boğazımdaki düğüm bir türlü çözülmezken, yalanlardan nefret etsem de bazen doğruları duymak canımı acıtırken, hayal kırıklıkları peşimi bırakmazken, insanların çığlıkları kulaklarımı yakarken, herkese umut vermeye çalışırken umudumu yavaş yavaş yitirdiğimden belki de, güçlü görünmeye çalışmaktan bunaldığımdan, yanlış kararların kavşağındayken, herkes maskelerini takmışken, dünya ikiyüzlülükle kavrulurken, kimi üç kuruşun hesabını yaparken kimi yatıyla hayatın tadına varırken, daha yolun başında yorulmuşken, şerefli yenilgilere kadeh kaldıracağımız günün kaygısıyla yanıp tutuşurken, yapacak onca şey varken zaman yetmediğinden, sona yaklaşırken üzüldüğümden, telaşımdan, roman kahramanı olmaktan yorulduğumdan, yazasım yok hiç. Yok hayır yazmalısın diyor bir ses; hayır, bugün yazmayacağım; roman kahramanların da yorulmaya hakkı vardır, umutsuzluğa kapılmaya, tökezlemeye, yanlış kararlar vermeye, yenilgileri tatmaya, roman kahramanları mükemmel değildir ki, bugün yazasım yok hiç, kadehimi isyanla kaldırıyorum, küfürler savurarak... Bugün yazasım yok, belki sonra, çok sonra, sancılı başlangıçlara hazır olduğumda tekrar, ufacık bir şey bana ilham verdiğinde, tekrar o gülüşü gördüğümde...

Mine EGBATAN

alıntı


WEZ Format +3. Şuan Saat: 08:06 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.