Antibs ve Juan Les Pins

[Bluesky24]

Antibs ve Juan Les PinsCoted Azura gidip de bu başlıkta adı geçen yerleri görmeden olmaz, zaten eliniz mahkum... Niceden başlayıp St.Tropez‘de sonlanacak bir tatilde buralardan geçeceksiniz.

Hepsi aynı... Aynı doğa, aynı yeşil, aynı mimari. Yine yaşlılar... (Beni okuyabilseler nasıl kızarlar, hepsi benden genç gibiydi). Hepsi deniz ve güneş için yaratılmış. Zaten insanlar da bu özelliklerden sonuna kadar faydalanıyorlar ama bu saydığım yerleri hiç kırmamışlar, kızdırmamışlar.

Antibs enteresan bir yer... Minicik bir yer... Sanki yüzyıllar öncesinden kalmış. Diğer şehirler gibi lüks plajları yok. Kayalık bir sahili var. Aralarda kocaman kayalar kumsalları ikiye ayırmış ama insanlar kayalara engel olmamış ve onlara uymuşlar. Bu arada kumsal dediğime bakmayın hepsi çakıl taşı. Ben pek sevmem, zevkli gelmez çakılların üstünde yatmak ya da yürümek. Bu yüzden Antibsden geçerken denize fazla imrenmedim. Kayaların üzerine kartal yuvası gibi muhteşem villalar yapmışlar, yoldan geçerken bazı yerlerde sizden daha alt seviyede kalıyorlar. Bahçelerinde havuzlar... Daha doğrusu koca kayaların üzerinde bahçeler ve onların içinde havuzlar. Sahilden giderken bir viraj dönüyorsunuz ve Antibs karşınıza çıkıyor. İleride yüksek bir tepede kalesini ve duvarları surlarla öpüşmüş Akdeniz evleri sizi seyrediyor. Benim gibi "hah hah hih hih" yol alırsanız daha sonra dehşete kapılırsınız. Yolu takip ederken sol tarafta denize bakarsınız sonra sağa dönersiniz "Aaaaaa kocaman duvarlar!!" Sonra bir bakarsınız biraz evvel ilerlediğiniz yol sizi sihir gibi o kalenin içine sokmuş, surların arasından, denizin hemen üstünden daracık bir yolda bulursunuz kendinizi...

Çok güzeldi. Hayran kaldım. Anlatabildim mi bilmiyorum? Çok etkileyiciydi. Trafik kalenin içine giriyordu. Eniştem bile heyecandan dilini yutacaktı. Yola bakmaktan vazgeçti bir süre. Hepimiz arabanın içinde "Ya nasıl oldu bu iş..? Nasıl girdik bu kalenin içine" diyerek çıldırdık.J Kaleden çıkar çıkmaz eskiden kalma bir kafe karşıladı bizi "Cafe de La Porte du Port". Eski filmlerde han tabir edilen yerler var ya işte onlardan biri tam karşımızdaydı. Kısaca Antibs büyülü bir yer...

Juan Les Pins nasıl derseniz?... Dediğinizi duymuyorum. Bazen yazmanın kötü bir şey olduğunu düşünüyorum. Karşımda "Hadi anlat" diyen bir kalabalık olsa çok zevkli olurdu. Evet...neydi? Juan Les Pins tabelasını gördükten sonra daracık bir yol başlıyor. Deniz kenarından devam ederken, insanların denizin içinde oturduklarını gördüm. Eski şehir kalıntılarının üstünde oturuyorlardı. Surlar, sütunlar... çok güzeldi.

Sonra merkeze gelince sizi plajlar karşılıyor. Kumburgaz gibi bir yer. Aslında burada Kumburgazın onun gibi sahilde olması dışında ortak tek bir nokta bile yok. Yanlış bir benzetme yaptım ama geri dönüp silmek istemiyorum. Kalabalığı da benziyor olabilir.

Juan Les Pins plajlarıyla meşhur. Hepsi rengarenk şezlongları ve şemsiyeleriyle aralarına bambudan yapılan bariyerler koyarak ayrılmışlar. Giriş ücretli, şezlong ücretli, havlu ücretli. Biz de herkes gibi plajlara şöyle bir göz gezdirip bir tanesine dalıverdik. Şezlongların üzerindeki minderlere havlusuz oturmak yasak. Yanımızda fazla havlu yoktu. Plajdan kiralamak istemedik. (Benim için fark etmezdi ama halam çok titizdir. Ona göre dünyadaki herkes ondan pistir. Beni öldürecek bunu okuyunca) Kuzenim hemen koşup havlu satın aldı. Tanesi 50 F... Değmez bence. Parayı verince halam bütün seyahat boyunca başımıza bela olan havlulara bavul aradı tabi.

Deniz harikaydı. Saçım bozulur diye bir süre girmemek için direndim. Ancak sonra büyük sözü dinledim. Daldım suya... Çıktım... Ne güzel... bir daha daldım... Aman Allahım!!! Gözlerim deli gibi yandı. Halbuki ben bu Akdenizin başka yerinde denize girmiştim anladım ki bu Akdeniz başka Akdeniz! Güneşlenirken kıpkırmızı gözlerimle uğraştım..

Juan Les Pin daha çok sayfiye yeri. İnsanlar yazlık evlerine geliyor ve buradaki plajları kullanıyorlar. Fazla otel göremedim etrafta. Nice ve Cannes gibi iddialı değil. Büyük binalar var, o tanıdık Akdeniz mimarisi bozulmuş burada, ancak çiçek böcek işi tam gaz devam...

Biz de tam gaz devam... Nereye gittiğimi bir bilseniz?

(Not: Bu sefer fotoğraf yok ama suç fotoğraf makinesinde değil. Bu iki muhteşem durak da yaptığım tüm aktiviteler denizle ilgiliydi. J Mayolu fotoğraf yayınlamıyorum. Benim de "Sultan kurallarım" var.)J



Prenses29