Geri git   Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri > Hedeflerimiz ve Biz Klubü > Hedef Ön Hazırlık > Hedefler Makaleler

Uyarılar

Hedefler Makaleler hedefe ulaşmak, hedefe ulaşma, hedeflere ulaşmak, hedeflere ulaşma, hedeflere ulaşmanın yolları, hedeflere ulaşmak için, hedefe ulaşmanın yolları, hedefe ulaşmak için

İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar

Hedef Ön Hazırlık ve Hedefler Makaleler İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız YAKLAŞMAK İSTEDİĞİMİZ DEĞERLER Sizin de benim de sürekli olarak zevk yaratan değerlere doğru hareket halinde olduğumuz doğrudur ama bazı duygulara diğerlerinden daha çok değer verdiğimiz de doğrudur. Size en büyük zevkleri vereceğini düşündüğünüz duygular nelerdir? Sevgi mi, başarı mı? Özgürlük ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Hedefler Makaleler telkin cd indir izle İstanbul Hedefler Makaleler nerededir kimdir Hedefler Makaleler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Hedefler Makaleler hipnoz Hedefler Makaleler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Hedefler Makaleler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Hedefler Makaleler kuantum düşünce kitap haberi

İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 25-04-2011, 08:14 PM   #181 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



YAKLAŞMAK İSTEDİĞİMİZ DEĞERLER


Sizin de benim de sürekli olarak zevk yaratan değerlere doğru hareket halinde olduğumuz doğrudur ama bazı duygulara diğerlerinden daha çok değer verdiğimiz de doğrudur. Size en büyük zevkleri vereceğini düşündüğünüz duygular nelerdir? Sevgi mi, başarı mı? Özgürlük mü, yakınlık mı? Serüven mi, yoksa güvence mi?

Ben en çok değer verdiğimiz bu zevkli durumlara yaklaşmak istediğimiz değerler diyorum, çünkü bunlara ulaşmak için en çok şeyi yapmaya hazır ve razıyızdır. Hayatınızda sürekli olarak yaşamanın sizin için önemli olduğu bazı duygular nelerdir? Bu soruyu seminerlerde sorduğumda, katılımcılarım her zaman şu tür kelimelerle cevap veriyorlar: Sevgi, Başarı, Özgürlük, Yakınlık, Güvence, Serüven, Güç, İhtiras, Rahatlık, Sağlık...

Bu değerlerin hepsini önemli bulduğunuz herhalde doğrudur. Hepsini hissetmek istediğiniz de doğrudur. Ama bunların hepsine eşit değer vermediğinizi söylesek, yanlış mı olur? Besbelli içlerinden bazılarını elde edebilmek için, biraz daha çok şey yaparsınız. Aslında hepimizin bir değerler hiyerarşisi vardır. Herkes bu listeye baktığında, kendisi için bu duygulardan bazılarının diğerlerinden daha önemli olduğunu düşünecektir. Değerlerinizin hiyerarşisi, her an verdiğiniz kararları etkilemektedir. Bazı insanlar rahatlığa ihtirastan daha çok ağırlık verir, ya da özgürlüğe güvenceden yakınlığa başarıdan daha çok önem verir.

Hemen bir süre ayırın, listeye bakıp hangisine en büyük değeri verdiğinizi seçin. Listeyi yeni baştan, kendi sıralamanıza göre yazın, 1 numarayı sizin için en önemli olan duygu durumuna, 10 numarayı da en az önemli olanına verin. Buna şimdi zaman ayırın ve boşluklara kendi önem sıralamanızı yazın.

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 25-04-2011, 08:22 PM   #182 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



"Karakterinize şöhretinizden daha çok önem verin. Çünkü karakteriniz, aslında neyseniz odur. Oysa şöhretiniz, başkaları sizi ne sanıyorsa odur."
JOHN WOODEN


Şimdi bu sıralamadan ne öğrendiniz? Eğer ben sizin yanı başınızda oturuyor olsaydım, herhalde size birtakım kaliteli feedback'ler verebilirdim. Örneğin, 1 numarayı özgürlüğe, 2'yi ihtirasa verir, ardından da serüvenle gücü sıralarsanız, sizi daha iyi tanımış olurdum. Baş değerleri güvence, rahatlık, yakınlık ve sağlığa veren birinden farklı kararlar vereceğinizi bilirdim. Bir numaraya serüveni koyan insan, güvenceyi koyanla aynı kararları mı verir sizce? Bu iki insan aynı tip araba mı satın alır? Aynı tür tatillere mi gider? Aynı mesleği mi seçer? Asla.

Unutmayın, değerleriniz ne olursa olsun, hayatınızın yolunu etkiler. Bazı duyguların bize diğer duygulardan daha fazla zevk verdiğini hepimiz hayatımız boyunca öğrenmişizdir. Örneğin bazı insanlar en büyük zevki almak için, olayların kendi kontrollerinde olmasını, şevkle ve enerjiyle ileri atılmayı isterler. Tüm eylemlerinin en baş odağı bu olur. Kimlerle ilişki kuracaklarını, bu ilişkileri ne yapacaklarını, nasıl yaşayacaklarını hep bu odak saptar. Aynı zamanda da, tahmin edebileceğiniz gibi, kontrolün kendi ellerinde olmadığı ortamlarda onlara büyük rahatsızlık duyguları verir.

Bunun tersine, bazı kimseler de acıyı, kontrolü elinde tutma fikrine bağlarlar. Dünyada her şeyden çok istedikleri, bir özgürlük duygusu ve serüvendir. Bu yüzden, kararları çok farklı olur. Yine bazıları, daha farklı bir duygudan, katkıda bulunmaktan, en büyük zevki alırlar. Bu değer onların sürekli olarak, "Neyi verebilirim? Nasıl bir fark yaratabilirim?" diye sormalarına yol açar. Bu da kuşkusuz onları, kontrolü başa alanlardan çok farklı yönlere götürür.

Değerlerinizin ne olduğunu bir kere bilince, neden sürekli olarak şimdi gittiğiniz yönlere yöneldiğinizi de anlamış olursunuz. Ayrıca, değer hiyerarşinize bakarak, neden bazen karar vermekte zorlandığınızı ya da neden hayatınızda bu kadar çok çelişki olduğunu anlayabilirsiniz. Örneğin bir insanın bir numara verdiği duygu özgürlükse, iki numara da yakınlıksa, bu bağdaşmaz değerlerin birbirine bu kadar yakın,olması o kişiye sürekli zorluk çıkaracaktır.

Bir keresinde danışmanlık yaptığım bir adamın sürekli olarak bu itme-çekme duygusunu yaşadığını hatırlıyorum. Sürekli olarak özerklik arar ama onu elde edince de yakınlık özlemi çekerdi. Yakınlığa yöneldiğinde, bu sefer özgürlüğünü kaybedeceğinden korkar, ilişkiyi sabote ederdi. Kendisi iki değer arasında gidip gelirken, ilişkilerinden biri de bir kopup bir geri dönerek varlığını sürdürüyordu. Ben ona değer hiyerarşisinde basit bir değişim yaptırttığımda, ilişkisi de hayatı da bir anda değişti. Önceliklerin yerini değiştirmek, güçlülük yaratır.

Kendi değerlerinizin ne oduğunu bilmek, neyi neden yaptığınıza bir açıklık getirir, daha tutarlı yaşarsınız. Ama başkalarının değerlerini bilmek de aynı derecede önemlidir. İlişkiniz olan ya da birlikte iş yaptığınız birinin değerlerini bilmek, yararlı olur mu sizce? O kişinin değerlerini bilmek, elinde pusulayı bilmeniz demektir. Nasıl karar verdiklerini de anlarsınız.

Kızım Jolie inanılmayacak kadar zengin bir hayat yaşar, en yüksek değerleri her zaman yerine gelir. Aynı zamanda kendisi harika bir aktrist, dansçı ve şarkıcıdır. On altı yaşına geldiğinde, Disneyland'de gösterilere çıkmak için yarışmalara girdi (kabul edilirse, başarıya verdiği değerlerin yerine geleceğini biliyordu). 700 yarışmacıyı geçerek parkın ünlü Electric Light Parade'inde rol kazandı.

Başlangıçta Jolie sevinçten kendinden geçti. Biz de arkadaşları da, hem sevindik, hem de onunla gurur duyduk. Hafta sonlarında sık sık gidip onu seyrediyorduk. Ama Jolie'nin programı çok yorucuydu. Hafta içi de hafta sonu da her akşam gösteriye çıkıyordu. Okul da henüz yaz tatiline girmemişti. Bu nedenle her akşam, trafiğin en sıkışık olduğu saatte, San Diego'dan Orange County'ye kadar araba sürmek, prova yapmak, saatler boyunca gösteriye çıkmak, ardından da gece yarısından sonra arabayla eve dönmek, yatıp sabaha okul için erken kalkmak zorundaydı. Tahmin edebileceğiniz gibi, bu günlük gidiş gelişler, bu uzun çalışma süreleri sonunda bir ıstıraba dönüştü... Bu arada, giymek zorunda kaldığı o ağır kostümün sırtına acı verdiğini hiç saymıyorum bile.

Ama Jolie'nin açısından daha da beter olan şey, bu programın özel hayatını etkilemesi, ailemizle ve arkadaşlarıyla geçirecek vakit bırakmamasıydı. Bir yığın verimsiz duygu durumları arasında gidip geldiğini görmeye başlamıştım. Yere şapka düşse çığlık atıyor, her şeyden sürekli olarak yakınıyordu. Jolie'ye uymuyordu bunlar. Bardağı taşıran damla, üç haftalık sertifika programı için Havvaii'ye gitmek üzere bütün aile toparlanmaya başladığı zaman geldi. Tabii Jolie bizimle gelemiyordu. Evde kalıp Disneyland'deki işini sürdürmek zorundaydı.

Bir sabah olanlar oldu, gözyaşları içinde bana geldi. Kararsızdı, kafası karmakarışıktı. Öyle hırslanmış, öyle mutsuz, öyle doyumsuzdu ki! Oysa daha altı ay önce imkânsız görünen bir amacına ulaşmıştı. Şimdi ise, Disneyland ona acı veriyordu. Neden? Çünkü en çok sevdikleriyle vakit geçirmesini engellemekteydi. Ayrıca Jolie her zaman, sertifika programlarına katılmanın ona çok büyük bir büyüme getirdiğine inanırdı. Hayatındaki her şeyden çok. Arkadaşlarının pek çoğu bu programa her yıl katılırlardı. Disneyland artık can sıkıyordu, çünkü kendini orada pek büyüyemiyor gibi hissetmekteydi. Bizimle sertifika programına gelme fikri de acı veriyordu ona. Sebatsız biri olmak istemiyordu. Ama Disneyland'deki işini sürdürürse, kendisi için en önemli saydığı şeyleri kaçıracaktı.

Birlikte oturduk, hayatının en yüksek değerlerinin neler olduğuna bir göz atmasına yardım ettim. Sıralama şöyle oldu:

1) sevgi,
2) sağlık ve canlılık,
3) büyüme,
4) başarı.

O değerlere baktığımda, doğru kararı vermesine yardımcı olabileceğimi hemen anladım. "Disneyland'deki işin sana ne veriyor?" diye sordum. "Nesi önemli orada çalışmanın?" Başlangıçta buna heyecanlandığını, çünkü bunu yeni arkadaşlar edinme, çalışmasından ötürü saygınlık kazanma, eğlenme, tecrübe biriktirme ve başarı duygusu tadma olarak gördüğünü söyledi. Ama şimdi, başarı duygusunu pek tadamadığını, çünkü artık kendini büyüyormuş gibi göremediğini anlattı. Daha hızlı büyümek için yapabileceği başka şeyler de bulunduğu kanısındaydı. "Kendimi yakıp kül ediyorum" dedi. "Sağlıklı değilim. Ailemle olmayı da çok özlüyorum."

Ona sordum. "Hayatının bu alanında bir değişiklik yapmak ne anlama gelir? Disneyland'den çıkıp vaktini evde geçirsen, bizimle Havvaii'ye gelsen, bu sana ne verir?" Yüzü hemen parladı. Gülümseyerek, "Eh sizinle birlikte olurum" dedi. "Erkek arkadaşımla geçirecek biraz zamanım olur. Yeniden özgür olurum. Biraz dinlenirim, jimnastiklerimi yapıp yeniden forma girerim. Okuldaki 4.0'lık ortalamamı düşürmeyebilirim. Büyümenin ve başarı kazanmanın başka yollarını bulurum. Mutlu olurum!"

Ne yapması gerektiği açık seçik önüne serilmişti. Mutsuzluğunun kaynağı belli olmuştu. Disneyland'de çalışmaya başlamadan önce en üst değerlerinin hepsini tutturuyordu. Sevildiğini hissediyordu, sağlıklıydı, büyümekte olduğunu da hissediyordu. Böyle olunca, listede bir sonra gelen değerin peşine düşmüş, başarıyı kovalamıştı. Ama bunu yaparken yarattığı ortamda, en üst üç değerini yitirmişti.

Bu çok sık yaşanan bir tecrübedir. Önce en baştaki değerlerimizi tutturmamız gerektiğini hepimiz anlamak zorundayız. Onlar bizim en büyük önceliklerimizdir. Ve unutmayın, tüm değerlerimize aynı anda ulaşmanın bir yolu da her zaman vardır. Bundan azına razı olmadığımızdan emin olmalıyız.

Jolie'nin kararında son bir engel daha vardı. Disneyland'den ayrılmaya hâlâ acıyı bağlamış durumdaydı. Hayatta en sevmediği şey maymun iştahlılıktı. Bu görüşüne ben de katkıda bulunmuştum, çünkü işler zorlaşınca pes eden insanların hiçbir şey başaramayacağı kanısındayımdır. Kızım Disneyland'den çıkmayı, pes etmek olarak görüyordu. İnsanın hayatını kendi değerleriyle tutarlı biçimde yaşamak için vereceği bir kararın, pes etmek sayılmayacağını söyledim ona. Eğer iş zor diye çıkıyor olsa, ona devam etmesini ilk söyleyen ben olurdum. Ama durum öyle değildi. Ben de ona, bu fırsatı bir başkasına bir armağan haline çevirmesi için olanak tanıdım.

"Jolie" dedim, "İlk yedek olsan, sonra asıl seçilen vazgeçse, senin gösteriye katılma şansın doğsa, neler hissederdin? Bu armağanı bir başkasına versene!" Jolie'nin sevgi tanımı kısmen katkıda bulunmak olduğu için, bu sözüm hemen en yüksek değerine bağlandı. İşten çıkmayı acıya bağlamaktan vazgeçti, kararına zevki bağlayıverdi.

Değerlerle ilgili bu dersi hiçbir zaman unutmadı. İsin ilginç yanı, tüm yüksek değerlerine cevap veren bir başka fırsat da buldu. Hem kendini daha mutlu hissedip daha çok eğlendi, hem de kısa bir süre sonra San Diego Starlight Tiyatrosu'nda oynanan bir oyunda işe girdi.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 25-04-2011, 08:28 PM   #183 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



ACIDAN ALINACAK DERS


Zevkli oldukları için tatmak istediğimiz duygular olduğu gibi (zaten hayatta bunlara doğru gideriz), kaçınmak için ne olsa yapacağımız bazı duygularımız da vardır. Ben kariyerimin ilk başlarında daha ilk şirketimi kurarken, bir yandan hep seyahatteyken bir yandan da şirketimi yönetme konusunda çok büyük sorunlarla karşılaşmıştım. Bir ara, beni temsil eden birinin pek de dürüst olmadığı gibi bir görünümle karşılaşmıştım. Eğer benim gibi yüzbinlerce insanla iş yapmaya kalkarsanız, onlarla binlerce anlaşmaya varırsanız, ortalamalar kanunu size birilerinin sizi kandırmaya çalışacağını söyler zaten. Ne yazık ki böyleleri de hep, bütün beklentilerinizi aşan o binlerce ilişkinin arasında en aklınızda kalanlar olur.

Böyle acılı bir durumun sonunda, kendime yeni bir genel müdür aramaya kalktım. Şirketimi gerçekten yönetebileceğini düşündüğüm biri. İnsanların değerlerini öğrenebilme konusunda yeni edindiğim araçla, adayların her birine, "Hayatında en önemli şey nedir?" diye sordum. Bazıları, "başarı", "bir numara olma" gibi şeyler söylediler. Ama içlerinden biri sihirli kelimeyi buldu. "Dürüstlük" dedi.

Söylediğine hemen inanmadım. Daha önce birlikte çalıştığı kişilerden onu soruşturdum. Çok dürüst biri olduğunu onayladılar. Hattâ bazen namus söz konusu olduğunda, kendi ihtiyaçlarını bile ikinci plana iter," dediler. Kendi kendime, "İşte beni böyle birinin temsil etmesini istiyorum" dedim. İşi gerçekten güzel yaptı. Ama çok geçmeden hızla gelişen işime birinin daha yardım etmesi gerektiği ortaya çıktı. Daha başka becerileri olan biri. Genel Müdürüm, kendisiyle birlikte çalışabilecek birini önerdi, kuruluşumu ikisi birlikte yönetmeye başladılar. Durum bana harika görünüyordu.

Söz konusu adamla tanıştım. Ondan Bay Smith diye söz edelim (Bu kitapta, pek de masum olmayanları korumak için isimler değiştirilmiştir). Bana harika bir demonstrasyon yaptı, yılların birikimi olan tecrübesini kullanıp şirketimi nasıl bir üst düzeye çıkarabileceğini gösterdi. Benim boş zamanım kalacaktı, daha büyük seminerler düzenleyebilecek, daha çok sayıda insanı etkileyip yardım edebilecektim, hem de o kadar çok seyahat etmek zorunda kalmayacaktım. O sıralarda yılın 150 gününü evden uzakta geçirmekteydim. Ayrıca, bu adam sonuçlar gelmeden para da almak istemiyordu! İnanılmayacak kadar iyi bir teklifti. Anlaşmaya razı oldum. Bay Smith'le benim dürüst genel müdürüm şirketimi birlikte yönetmeye başladılar.

Bir buçuk yıl sonra uyanıp baktım ki, gerçekten teklifin parlaklığına inanmamak gerekirmiş! Evet, seminerlerim daha büyümüştü, ama ben yılda 270 gün evden uzakta kalıyordum. Becerilerim ve etkim artmıştı. Eskisine göre çok daha fazla insana yardım edebiliyordum, ama bir de haber aldım ki, canla başla koşturup uğraştığım halde 758.000 dolar borçtaymısım. Bu nasıl olabilidi? Eh, yönetim kadar güçlü şey var mı? Bu şirketlerde de böyle, kendi içimizde de. Besbelli yöneticilerim, istediğim tipte insanlar değildi.

Ama daha da beteri, Bay Smith bu on sekiz aylık süre içinde kasalarımızdan çeyrek milyon dolar götürmüştü. Yeni bir evi, yeni bir arabası vardı. Ben bunları diğer işlerinin geliriyle aldığını sanıyordum. Öyle şaşırmıştım ki! Öfkeliydim, çileden çıkmış, yıkılmıştım dersem, inanın ki Değişim Sözlükçesini kullanıyorum! O sıra kullandığım metaforlar daha çok, "Sırtımdan bıçaklandım" "İlk evlâdımı katletmeye çalıştı!" gibi şeylerdi. Böylesi bir duygusal yoğunluğa ne diyorsunuz?

Ama beni asıl şaşırtan, dürüst genel müdürümün bunlar olup biterken beni hiç uyarmayışıydı. O biliyordu durumu! İşte o zaman anlamaya başladım ki, insanlar yalnız zevke doğru gitmekle kalmıyor, acıdan da sürekli kaçıyorlar. Benim dürüst genel müdürüm, bu adam için kaygılandığımı bana söylemeye çalışmıştı gerçekten. Üç ay eve dönmeden dolaştığım bir gezinin sonunda bana gelmiş, Bay Smith'in dürüstlüğünden kuşku duyduğunu söylemişti. Ben hemen kaygılanmış, bunun nedenini sormuştum. O da bana, "Yeni işyerine taşındığımızda en büyük odayı o aldı" demişti. Bu öyle önemsiz, öyle küçük bir konuydu ki, hemen kızdım. "Bak" dedim. "Onu buraya sen getirdin. Şimdi de sen çözümle durumu." Sonra fırtına gibi odadan çıkıp gittim.

Şimdi anlıyordum ki, adam bana bilgi vermek istediğinde ben ona acı vermiştim. Yorgun ve stresliydim. Olup bitenin daha derinlere giden anlamını kavrayamamıştım. Bu kadarı yetmiyormuş gibi, genel müdürüm bana bir kere daha gelip bilgi vermeye çalıştı. Bay Smith'le konuşacağı yerde bana gelmesinin dürüst bir hareket olmadığını söyledim, çıkıp Bay Smith'in odasına gittim, "Bak, senin hakkında bir yığın şey söylüyor. Konuyu ikiniz aranızda çözümleyin!" dedim. Bundan sonra Bay Smith'in ona ne kadar acı vermiş olacağını düşünebiliyor musunuz?

Şimdi dönüp o olaylara baktığımda, bana gerçeği neden söylemediğini çok iyi anlıyorum. Şirketime çeyrek milyon dolar çalacak birini getirmiş olmaktan ve bunu bana söylemekten duyduğu acı, işi kısa vadeler için idare edip ertelemekten, bir şekilde çözebileceğini hayal etmekten çok daha büyük bir acıydı.

Aslında bu genel müdürümle olan ilişkilerime bakıyorum da, sorunların hep, çatışmadan kaçınmak için bazı şeyleri yapmamasından kaynaklandığını görüyorum. Çalışma onun için acıların en büyüğüydü. Evet, dürüstlük de önemliydi, ama kavgadan kaçmak daha önemliydi. Bu nedenle benimle iletişim kurmuyor, yine de kendini dürüst sayıyordu, çünkü ona hiçbir zaman, "Bay Smith para alıyor mu?" diye sormamıştım. Sorsam, söyleyecekti.

Duruma çok kızıyordum, parasal ve duygusal açıdan büyük sıkıntılar içindeydim, ama bir yandan da ömrümün en değerli derslerinden birini öğrenmiş, insan davranışını anlama konusunda bulmacanın son parçalarını da birleştirmeyi başarmıştım. Acı ve zevk denilen bu ikiz güçleri anlamak, yalnız kendimi ve ailemi olumlu etkilememi sağlamakla kalmadı, dünya insanlarını da daha ince ve ayrıntılı bir biçimde aydınlatmamı sağladı.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 25-04-2011, 08:34 PM   #184 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



KAÇMAK İSTEDİĞİMİZ DEĞERLER

O halde unutmayalım ki, ne yapacağımız konusunda ne zaman bir karar versek, beynimiz ilk önce bu hareketin zevke ya da acıya yol açıp açmayacağına bakıyor. Beyniniz sürekli olarak alternatifleri tartıyor, ne gibi bir etki yaratacağına bakıyor, bunu da sizin hiyerarşinize dayanarak yapıyor. Örneğin size gök dalışı yapın desem, sizin de en kaçınmak istediğiniz duygu, korku olsa, herhalde eyleme geçmezdiniz, değil mi?

Ama eğer ne pahasına olursa olsun kaçınmak istediğiniz bir numaralı duygu reddedilmekse , dediğimi yapmazsanız sizi reddedeceğimi de biliyorsanız, korkunuza rağmen uçaktan atlarsınız. Acının bazı duygulara bağladığımız görece düzeyleri, kararlarımızı etkileyecektir.

Sürekli olarak kaçınması sizin için en önemli olan duygulardan bazıları nelerdir? Seminerlerimde insanlara bu soruyu sorduğumda, genellikle şu cevapları verirler:

Reddedilme
Öfke
Hırslanma
Yalnızlık
Depresyon
Başarısızlık
Küçük düşme
Suçluluk

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.

Yine soralım, bu duygu durumlarının hepsi, hissetmekten kaçmak istediğiniz şeyler midir? Elbette, çünkü bunlar acı verir. Peki, bunlardan kaçınmak istiyor olmanıza rağmen, bazılarının diğerlerinden daha çok acı verdiği de doğru mudur? Kaçınmak istediğimiz değerler konusunda da bir hiyerarşiniz olduğu doğru mudur? Yukardaki listede bulunan duyguların hangisinden kaçınmak için daha çok şey yaparsınız? Reddedilme mi? Depresyon mu? Küçük düşme mi? Bu sorunun cevabı, hemen her ortamdaki davranışlarınızı saptayacaktır.

Bir süre ayırıp bu listeyi yandaki boşluklara yeniden yazın ama kendinize göre bir öncelik sıralaması yapın. En çok kaçınmak istediğiniz duygu durumunu başa, en az kaçınmak istediğinizi de sona getirin.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 25-04-2011, 08:44 PM   #185 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



"Umarım futbol takımımızın gurur duyacağı bir üniversite kurarız."
OKLAHOMA ÜNİVERSİTESİ için söylenmiş.

Listeye baktığınızda size neler söylüyor? Örneğin, listenin en başına küçük düşme duygusunu yazdınızsa, size sert davranılabilecek durumlardan niçin hep kaçtığınızı anlamış olursunuz. Eğer en çok kaçınmak istediğiniz duygu yalnızlıksa, hep insanlara uzanan, onlara yardım eden, sürekli bir şeyler veren, bu sayede onların sizin yanınızda olmasını sağlamaya, çevrenizi minnet dolu dostlarla doldurmaya çalışan birisiniz demektir.

ÖZ-SABOTAJ KAYNAĞI... DEĞER ÇATIŞMALARI

Şimdi de değerler hiyerarşimizin yarattığı dinamiğe bir bakalım. Eğer ulaşmak istediğiniz değerlerin tepesine başarı yazmışsanız, kaçınma listesinin başına da reddedilmeyi koymuşsanız, bu sıralamanın hayatınızda ne gibi zorluklar yaratabileceğini görüyor musunuz? Size hemen söyleyebilirim, başarının zevkine ulaşmak isteyen, ama bu arada reddedilme acısını hiç yaşamak istemeyen insan, uzun vadede başarılı olamayacaktır. Bu kişi aslında büyük bir başarıya ulaşmadan önce kendi kendini sabote edecektir.

Bunu nasıl söyleyebiliyorum, diye merak ediyorsunuz, değil mi? Pek sık değindiğimiz düzenleme ilkesini hatırlıyor musunuz? İnsanların acıdan kaçmak için yaptıkları, zevki kazanmak için yaptıklarından daha çoktur. Eğer hayatta gerçekten en yüksek düzeyde başarıya ulaşacaksanız, reddedilme riskini de göze almanız gerekmez mi? Bunu tatmaya razı değil misiniz? Siz dünyanın en dürüst insanı bile olsanız, sürekli olarak çevrenizdekilere yardım da etseniz, birilerinin sizi yanlış anlayacağı, sizi hiç tanımadıkları halde saldırılar yöneltecekleri doğru değil midir? İster yazar olmak isteyin, ister şarkıcı, ister konuşmacı, ister iş adamı reddedilme riski her zaman vardır. Beyniniz başarıya ulaşmak için reddedilme riskini de göze almanız gerektiğini bildiğine göre, reddedilmeyi en büyük acı saymaya da zaten karar vermiş olduğuna göre, söz konusu başarının kazanmaya değmez bir şey olduğu sonucuna varacak, sizi daha oraya varmadan önce sabote edecektir!

İleriye doğru büyük adımlar atan insanları nice kere görmüşümdür. Son anda esrarengiz nedenlerle kendilerini geri çekerler. Ya da peşinde koştukları kişisel, duygusal, fiziksel başarıyı sabote edecek şeyler yapar, söylerler. Bunun nedeni her seferinde, başta gelen değerlerin çatışmasıdır. Beynin bir bölümü, "Haydi, koş!" derken, diğer bölümü, "Eğer bu işe atılırsan çok acı duyacaksın," demektedir. Bu insanlar bu nedenle iki adım öne gittikten sonra hemen bir adım geri basarlar. 1988 seçimlerinde ben bu ilkeye, "Gary Hart Sendromu" diye isim takmıştım. Hart iyi bir adamdı. İnsanları ve toplumu gerçekten seviyordu. Ama bu değer çelişkileri de herkesin gözünün önünde sergilenmekteydi. Kör adam mıydı Gary Hart? Hiç sanmam. Yalnızca, değerleri çatışma halinde olan bir adamdı. Gittiği kilise ona dans etmenin bile günah olduğunu öğretmişti. Beri yandan karşısına Warren Beatty gibi rol modelleri çıkmıştı. Çelişkili istekleri besbelli siyasal düşüşünün en büyük nedenidir.

Gary Hart gibi zeki bir insanın, televizyonda halka dönüp, "Benden kuşku duyuyorsanız, izleyin beni!" dedikten sonra, oradan çıkıp metresinin evine gitmesini düşünebiliyor musunuz? Belli ki beyni ona, başkalarının kurallarına göre oynamak zorunda kaldığı bu oyundan çıkması için tuzak kuruyordu. İsterseniz siz buna "pop-psikoloji" demekte özgürsünüz, ama iki ayrı yöne çekilirken, ikisine de hizmet edemeyeceğiniz doğru değil midir? Bir şeyler kaybedilecektir arada. Bilinç ya da bilinçaltı düzeyinde, ne gerekiyorsa yapıp bize acı verecek bu durumdan kurtulmak isteyeceğimiz de doğru değil midir?

Kamuoyunun karşısına çıktıkları zaman değer çelişkileri sergileyen insanları hepimiz görmüşüzdür. Ama onları yargılamak yerine, hepimizin de içinde çatışmalar olduğunu hatırlasak iyi ederiz. Neden? Çünkü değerler sistemimizi kendimiz kurmamışız da ondan. Çevrenin bizi biçimlendirmesine izin vermişiz. Ama bu durumu şimdi değiştirmeye başlayabiliriz. Nasıl mı? İki basit adım atarak.

Birinci Adım, şimdiki değerlerinizin neler olduğunu öğrenmek, yaptıklarınızı neden yaptığınızı anlamaktır. Yaklaşmak istediğiniz duygu durumları nelerdir, kaçınmak istedikleriniz nelerdir? İki listeyi yanyana koyup karşılaştırdığınızda, şimdiki zamanınızı ve geleceğinizi yaratan gücü daha iyi anlarsınız.

İkinci Adım: Artık hayatınızın kalitesini yükseltmek ve istediğiniz, hak ettiğiniz kadere kavuşmak için hangi değerlere göre yaşamak istediğiniz konusunda bilinçli kararlar verebilirsiniz.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 25-04-2011, 08:47 PM   #186 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



BUGÜNKÜ DEĞERLERİNİZİ NASIL KEŞFEDERSİNİZ?

O halde başlayalım. Verdiğim listeleri yaparken örnek değer listelerine bakmıştınız. Aslında yapmanız gereken, kendi listelerinizle sıfırdan başlamak. Değerlerinizi keşfetmek için tek yapacağınız, bir tek basit soruya cevap vermek: "Hayatımda benim için hangisi en önemli?" Bu sorunun cevabını bulmak için beyin fırtınası uygulayın. Huzur mudur? Etki yapabilmek midir? Sevgi midir?

Şimdi o değerleri, en önemlisinden en önemsizine doğru sıraya koyun. Biraz süre ayırıp bu işi hemen yapın...

HAYATIMDA BENİM İÇİN HANGİSİ EN ÖNEMLİ?

Ben yaklaşmak istediğim değerlerin ilk listesini yaptığımda, elimde şu sıralamaya göre, şöyle bir kâğıt bulmuştum.

BENİM ESKİ YAKLAŞMA DEĞERLERİ LİSTEM


İhtiras
Sevgi
Özgürlük
Katkı
Büyüme
Başarı
Mutluluk
Eğlence
Sağlık
Yaratıcılık

Listeme baktığımda, yaptıklarımı neden yaptığımı anladım. Öyle yoğun bir insandım ki! Kime sorsanız, bu yaklaşımıma "Patlama!" derdi. Ben buna ihtiras diyordum. Aileme ve dostlarıma olan sevgim ve seminerlerimde gösterdiğim paylaşma isteği zaten ortadaydf. Arzum insanları özgürleştirmekti. Çevremdekileri özgürleştirir onlara katkıda bulunursam, her şeyi yapabileceğim kanısındaydım.

Büyüyecektim, başaracaktım, sonunda eğlenecek ve sağlıklı, yaratıcı olacaktım. Değerler listemi bilmek, raydan çıkmamamı sağladı, sürekli olarak kendim için önemli olanlara göre yaşadım. Yıllar boyunca hayatımda en büyük tutarlılık duygularını hissettim.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 25-04-2011, 08:53 PM   #187 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



DEĞERLERİNİZİ DEĞİŞTİRİN, HAYATINIZ DA DEĞİŞİR

Yukarıdaki Bay Smith'le olan serüvenimden sonra, her şeyden uzaklaşabilmek için Fiji'ye gittim. Kendimi duygusal açıdan dengeye sokmam gerekiyordu. Durumu da biraz daha net görebilecek bir perspektif arıyordum. Daha önemlisi, ne yapacağıma, durumu nasıl tersine çevireceğime karar vermek zorundaydım. Oraya ilk vardığım akşam, uykuya dalmadan önce kendime çok önemli bir soru sordum. "Bütün bunlar neden bana oluyor?" diyecek yerde, daha iyi bir soru bulup sormayı başardım. "İnsan davranışlarının kaynağı nedir? İnsanlara yaptıkları şeyleri yaptıran nedir?"

Ertesi sabah saat sekizde uyandığımda içime bir yığın fikirlerin boşalmakta olduğunu gördüm. Ajandamı kaptım, ana kabana'ya yerleşip sürekli yazmaya başladım. İnsanlar girip çıkıyordu ama ben o akşam saat 6.30'a kadar durmadan yazı yazdım. Kolum tutulmuş, parmaklarım uyuşmuştu. Sakin düşünüp yazıyor değildim. Fikirler patlayarak doğuyordu içime. Bu durmak bilmez fikir selinden, Kader Teknolojilerini tasarımladım, Nöro-Asosiyatif Şartlanma'nın da büyük kısmını o fikirlerden aldım. Ama sonradan notlarıma baktığımda tek kelimesini bile okuyamadım!

Yine de o fikirler ve duygular içime demir atmıştı. Yarattığım şeyin değerini ve gücünü hemen anladım. Bir insanın hayatındaki öncelikleri sinir sisteminde yeniden tasarımlaması için bir program. İnsanların ne düşünecekleri, ne hissedecekleri hayatlarının her alanında ne yapacakları konusunda tüm kararlarını veriş sürecini yeniden yönlendirme.

İnsanlara yalnızca değerlerinin ne olduğunu göstermek yerine, onlara o değerleri bilinçli olarak seçip sırasını değiştirmeyi öğretsem, neler olacağını düşünüyordum. Birinci önceliği güvenceye, on beşinci sırayı serüvene veren birini alsam, bu sımyıdeğiştirsem yalnız zihinsel düzeyde değil, serüveni sinir sisteminin yeni önceliği olacak hale getirecek biçimde değiştirsem ne olurdu? Böyle bir şey, o insanın hayatında nasıl bir değişiklik yapardı? Küçük bir değişiklik mi, yoksa büyük bir değişiklik mi?

Cevap belliydi. Bunu yapmakla o insanın düşünüşünü, hissedişini davranışını, hayatının her alanında değiştirebilirdiniz. Bir insan bundan büyük bir değişiklik gerçekleştiremezdi. Aslında bu, tarih boyunca hep tarif edilen değişikliğin ta kendisiydi. Saul iken Paul olmak gibi bir şeydi. Kişinin en nefret ettiği şeylerin, en sevdiği şeyler haline gelmesi! Gerçekten yapılabilir miydi böyle bir şey? Bunu deneyebilecek en uygun kişinin kendim olduğuma karar verdim. Değerler listeme baktım. Başlangıçta, "Değerlerim harika!" dedim. "Çok seviyorum değerlerimi. Ne de olsa, ben buyum."

Ama kendime hatırlatmam gereken şey, "Biz değerlerimizden ibaret değiliz. Değerlerimizden çok daha fazlası var bizde" ilkesiydi. Bu değerler zekice yapılmış seçimlerin ve bir master planın sonuçları değildi. Benim şu ana kadar yaptığım, başardığım şey, hayatımda nelerin öncelikli olduğuydu. Bana programlanmış olan zevk ve acı sistemi içinde yaşamayı bilinçli olarak kabul etmiştim. Ama eğer kendi hayatımı gerçekten kendim tasarımlayacak olsam, istediğim kaderi biçimlendirecek bir değerler dizisi edinsem neler nasıl sıralanırdı?

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 25-04-2011, 09:11 PM   #188 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



"Biz seni ne cennetten, ne de dünyadan yarattık.
Ne fânisin, ne de ebedî,
Seçme özgürlüğün ve onurunla,
Kendinin yaratıcısı ve biçimlendiricisiymiş gibi,
Kendini yoğurabilir, istediğin biçime sokabilirsin.
Ruhunun yargı gücüne sahip olacaksın.
Ve daha yüce biçimlerde, bu sefer ebedî olarak, yeniden doğacaksın."

Pico Della Mirandola'nın "İnsan Gururu" Oration'ında Tanrı'nın Adem'e Söyledikleri

İçim ilhamla doluydu. O anda hayatımın önünü ebediyen değiştirecek kararlan vermek üzere olduğumu anlamaya başlıyordum. Değerlerime bakıp şu soruyu sormaya başladım: "Nihaî kaderimi yaratmak için değerlerim nasıl olmalı? Olabileceğim en iyi insan olup hayatım boyunca en geniş etkileri yapabilmem için, nasıl olmalı?"

Şimdi sahip olduğum değerler bana yardımcı oluyor, diye düşündüm. Ama hemen ardından, "Başka hangi değerleri eklemem gerek?" diye sordum. Listemde bulunmayan şeylerden birinin zekâ olduğunu fark ettim. Tabii ki zeki bir insandım, ama zeki olmayı, ihtiras kadar üst sıraya almamıştım. Aslında kendimi o ihtirasıma kaptırmış, bazı çok saçma seçimler yapmıştım. Genel müdürümü seçiş biçimim de bunlardan biriydi!

Zekâyı sinir sistemimin bilinçli bir önceliği haline getirmedikçe, yani vereceğim kararların sonuçlarını düşünmek için önceden bir iki saniye ayırmadıkça, sürekli olarak isteklerimin gerisinde kalacaktım. Zekânın listemde çok yüksek sıralara çıkması gerektiğine hiç kuşku yoktu. O sırada, eklemem gereken daha başka değerler de geldi aklıma. Hepsinin listemde nerelere yerleşmesi gerektiğini kararlaştırdım.

Ondan sonra, daha önce hiç sormadığım bir soru sordum: "Nihaî kaderime ulaşmak için listemden hangi değerleri çıkarıp atmam gerekir?" Birden farkına vardım ki, sürekli olarak özgür olmaya odaklandığım için, elimde var olan özgürlüğü de kaçırmaya başlıyordum. Şu andakinden daha özgür olunamayacağını anladım. Belki bu seçeneklere sahip olmadığım bir ülkede yaşıyor olsaydım duygularım daha değişik olurdu, ama benim için, bugünkünden daha özgür olmaya imkân yoktu. Böylece o maddeyi listemden çıkarmaya, artık mesele etmemeye karar verdim. Özgürlüğü listemden çıkardığım anda kendimi ne kadar özgür hissettiğimi anlatamam!

Bundan sonra, her değerimi tek tek alıp enine boyuna incelemeye, gerçek niteliklerini araştırmaya koyuldum. Kendime, "Ben bu değeri hiyerarşinin bu sırasına koymaktan ne kazanıyorum?" diye soruyordum. Önce ihtirasa baktım, "ihtirası buraya yazmaktan yararım ne?" diye sordum. Cevap olarak, "Bana dürtü sağlıyor, heyecan ve enerji veriyor, insanları olumlu etkileyecek gücü veriyor; hayatıma özsuyu katıyor" dedim.

Sonra beni biraz korkutan bir soru sordum. Yine hiç sormamış olduğum bir soruydu: "İhtirası tepeye koymak bana nelere mal olmuş olabilir?" O anda cevap hemen belirdi. Denver'de yaptığım seminerden daha yeni dönmüştüm. Oradayken yıllardır ilk defa kendimi çok hasta hissetmiştim. Sağlık benim listemde hep vardı, önemliydi. Ama yeri pek yukarlarda sayılmazdı.

Bu arada, sizin değerler listenizde bir şey varsa, o sizin için önemli demektir, çünkü daha o listeye girebilecek yüzlerce şey vardır. Ama benim sağlık konusundaki fikrim yalnızca iyi yemeyi ilgilendiriyordu. Cimnastik yapmıyordum, yeterince de dinlenmiyordum. Sürekli sınırsız enerji talep ettiğim vücudum biraz çöküyordu. O gün hatırladığım şey, kendimi iyi hissetmediğim zamanlarda da zorlanıp seminerleri yine de yaptığım oldu. Ama öyle zamanlarda ihtiras hissetmiyordum, sevgi hissetmiyordum, pek etki yapabilecekmişim gibi de hissetmiyordum. Bu durumda ihtirası listenin başına yazmanın beni yakıp kül edeceğini gördüm. İstediğim kader bu yüzden engellenebilirdi.

Ve son soruyu da sordum: "Nihaî kaderime ulaşmak için değerlerim hangi biçimde sıralanmalı?" Yani, benim için hangisi önemli, diye sormadım da, hangisi olması gerekir, diye sordum. Bu süreci uygulamaya başladığımda, listem değişti, bu sefer şöyle oldu:

YAKLAŞMA DEĞERLERİ YENİ LİSTEM

Sağlık/Canlılık
Sevgi / Sıcaklık
Zeka
Neşe
Dürüstlük
İhtiras
Minnet
Eğlence / Mutluluk
Bir fark yaratmak
Öğrenmek / Büyümek
Başarmak
En iyisi olmak
Yatırım
Katkı
Yaratıcılık

Bu değişiklikler belki size pek sinsi ve belli belirsiz şeyler gibi görünebilir, ama benim üzerimdeki duygusal etkileri çok büyük oldu. Hayat önceliklerim hakkında yalnızca bu yeni listeyi yaratmak bile zaman zaman yoğun korkulara, mücadelelere yol açıyordu. Sanırım en zoru da, başarı ile mutluluk arasındaki sıra değişimini yapmaktı. Hatırlarsanız eski listemde, ihtiras, sevgi, özgürlük, katkı, yapabilme, büyüme ve başarı diye bir sıralamam vardı. Kendimi mutlu hissetmeye daha aşağıda yer vermiştim. "Mutluluğu bir öncelik yaparsam ne olur?" diye düşünmeye başladım. Acaba onu başarının da yukarısına çıkarsam ne olurdu?

Doğrusunu isterseniz bu da içimde korku yaratan sorulardan biriydi. Kendi kendime, "Benim için kendimi mutlu hissetmek zaten kolay," diyordum. "Belki dürtülerimi kaybederim. Belki başarmak istemeyebilirdim. Belki aynı etkileri sağlamak istemeyebilirim. Belki insanlara o kadar katkım olmaz." Ne de olsa, ben kimliğimi, ihtirası kullanarak bir fark yaratmaya bağlamış bir insandım. Hemen hemen iki saat düşündüm, sonunda "gustolu olsun" diye karar verip kendimi mutlu etmeye yöneldim. Ne gülünç!

Ama size bir şey söyleyeyim mi, Kaderle Randevu'da büyük çoğunluğu başarıya dönük olan onbinlerce insanla çalıştıktan sonra, bunun herkesin en büyük korkularından biri olduğunu öğrendim, insanlar genellikle, önce kendilerini mutlu hissederlerse güçlerini ve dürtülerini kaybedeceklerinden korkuyorlar,

Oysa ben size diyorum ki, benim hayatımda olan, mutlu olmak için başarmak yerine, mutlu mutlu başarmak oldu. Aradaki farkın hayat kalitem üzerindeki etkisi de öyle derin ki, bunu kelimelerle tarif etmeme olanak yok. Dürtümü kaybetmedim tam tersine, kendimi çok iyi hissettim, daha bile çok şey yapmak istedim!

Listem tamamlanınca, daha önce hiç hissetmediğim bir duyguya kapıldım. Bir tür sükûnet. İçimde hiç tanımadığım bir emin olma duygusu vardı, çünkü artık benliğimin her zerresinin, rüyalarımın yönüne doğru çekileceğini biliyordum. Artık kendimle savaş halinde değildim. Sürekli olarak özgürlük için mücadele vermeyince, daha fazla yakınlığa ve sevgiye yer açılmıştı özgürlüğüm bile artmıştı bu yüzden. Artık muti mutlu başaracaktım. Sağlıklı ve zeki olacaktım. Hayatımın önceliklerini değiştirme kararımla o değişiklikleri bir anda fiziksel vücudumda hissetmeye başlamıştım.

Ayrıca, eğer başarıya ulaşacaksam, bazı duygu durumlarından da uzak durmam gerektiğini anlamaya başlamıştım. Bunlardan biri kaygıydı. Şirketimi nasıl devam ettireceğimi, kapıları nasıl açık tutacağımı düşünmekten, acı içindeydim. O sıralarda, eğer kaygılanırsam daha motive olacağımı sanıyordum. Ama kaygının beni daha az verimli yaptığını gördüm. Artık kaygılanamayacağıma karar verdim. Normal bir merak ve endişe duyabilirdim, ama daha önemlisi, işleri düzeltecek eylemlere geçmekti. Kaygının kaderimi mahvedeceğine karar verdiğim anda, ondan ne pahasına olursa olsun kaçmaya başladım. Besbelli bu çok acılı bir duyguydu. Bu sefer de kendime, kaçınılacak duygular listesi yapmaya başladım.

ABD'ye dönüş yolculuğum sırasında, artık kaderimi tasarımlamıştım. Tanrım, dostlarımla iş arkadaşlarım amma da şaşırdılar! Daha ofise ilk döndüğüm gün, insanlar bana "Ne oldu sana böyle?" demeye başladılar. "Çok farklı görünüyorsun! Ne kadar rahatsın!" Her bir kişiye yeni teknolojimi saatlerce anlatmaya koyuldum, sonunda baktım ki onu ele alıp rafine etmem, bir seminer formuna sokmam gerekiyor. İşte Kaderle Randevu böyle doğdu.

Bu kitabı yazış nedenim, Kader-NAC teknolojisini mümkün olduğu kadar çok sayıda insana yaymak içindir. Umarım onu kullanırsınız. Unutmayın, kim olacağımızı gerçekten kendimiz tasarımlayabiliriz.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 26-04-2011, 11:59 AM   #189 (permalink)
Yüzbaşı
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 833
Tesekkür: 1,234
998 Mesajinıza toplam 5,275 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
YESHAPPY is a splendid one to beholdYESHAPPY is a splendid one to beholdYESHAPPY is a splendid one to beholdYESHAPPY is a splendid one to beholdYESHAPPY is a splendid one to beholdYESHAPPY is a splendid one to beholdYESHAPPY is a splendid one to behold
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar

Alıntı:
Zerynthia Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Teşekkürler YESHAPPY. Kimse okumuyor diye üzülüyordum.

Sevgiler.

Arka arkaya yazdığın için araya girmemeye çalışıyorum. Okunmaz mı aşkolsun ;)
Okumaya devam.
YESHAPPY isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 27-04-2011, 12:13 AM   #190 (permalink)
Teğmen
 
Üyelik tarihi: May 2010
Mesajlar: 50
Tesekkür: 239
62 Mesajinıza toplam 284 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
tülsüm will become famous soon enoughtülsüm will become famous soon enough
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar

merhaba zerynthia bende bu konuyu ilgiyle takip ediyorum.foruma sık sık giremiyorum ama her ziyaretimde bu konuya bakmadan geçemiyorum.sayende alacağım kitaplar listesine bir kitap daha eklendi.emeklerinin boşa gitmediğinden eminim.ben ki bu kadar haylaz olmama rağmen her fırsatta paylaşımını ilgiyle takip edebiliyorsam ilerleyen dönemlerde bu konuya ilginin artacağından eminim.üstelik okadar güzel birşey yapıyorsun ki ilgi çekmeyi bir kenara bırak okuduğun kitabı hem yazarak sende kalıcı olmasını sağlıyorsun hemde bizimle paylaşıyorsun.çok çok teşekkür ediyorum sevgilerle...
tülsüm isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
anthony robbins, içindeki devi uyandır, kitap özeti, sınırsız güç

Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar

Hedef Ön Hazırlık ve Hedefler Makaleler İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız YAKLAŞMAK İSTEDİĞİMİZ DEĞERLER Sizin de benim de sürekli olarak zevk yaratan değerlere doğru hareket halinde olduğumuz doğrudur ama bazı duygulara diğerlerinden daha çok değer verdiğimiz de doğrudur. Size en büyük zevkleri vereceğini düşündüğünüz duygular nelerdir? Sevgi mi, başarı mı? Özgürlük ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Hedefler Makaleler telkin cd indir izle İstanbul Hedefler Makaleler nerededir kimdir Hedefler Makaleler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Hedefler Makaleler hipnoz Hedefler Makaleler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Hedefler Makaleler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Hedefler Makaleler kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 05:13 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.