Geri git   Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri > Hedeflerimiz ve Biz Klubü > Hedef Ön Hazırlık > Hedefler Makaleler

Uyarılar

Hedefler Makaleler hedefe ulaşmak, hedefe ulaşma, hedeflere ulaşmak, hedeflere ulaşma, hedeflere ulaşmanın yolları, hedeflere ulaşmak için, hedefe ulaşmanın yolları, hedefe ulaşmak için

İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar

Hedef Ön Hazırlık ve Hedefler Makaleler İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız "Nedeni kaldırın, etki de yok olur." MIGUEL DE CERVANTES Anlatmaktan çok hoşlandığım bir hikâye vardır. Adamın biri nehrin kıyısında durmuş, bakarken, birdenbire akıntıya kapılmış birini görür. Adam kayaların arasında çırpınıyor, imdat diye bağırıyordur. Hemen suya atlar, boğulan adamı kurtarır, yapay ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Hedefler Makaleler telkin cd indir izle İstanbul Hedefler Makaleler nerededir kimdir Hedefler Makaleler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Hedefler Makaleler hipnoz Hedefler Makaleler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Hedefler Makaleler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Hedefler Makaleler kuantum düşünce kitap haberi

İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 23-04-2011, 01:44 PM   #171 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



"Nedeni kaldırın, etki de yok olur."
MIGUEL DE CERVANTES

Anlatmaktan çok hoşlandığım bir hikâye vardır. Adamın biri nehrin kıyısında durmuş, bakarken, birdenbire akıntıya kapılmış birini görür. Adam kayaların arasında çırpınıyor, imdat diye bağırıyordur. Hemen suya atlar, boğulan adamı kurtarır, yapay solunum uygular, yaralarına bakar ve doktor çağırır. Daha soluk soluğayken, nehirden yine çığlıklar duyar, yine atlar, bir kurtarış daha yapar. Bu sefer iki genç kadını kurtarmıştır. Daha düşünmeye fırsat bulamadan, bu sefer dört kişinin imdat diye bağırdığını duyar.

Çok geçmeden adam yorgunluktan bitkin duruma gelir. Kurban ardından kurban kurtarmıştır, ama çığlıklar hâlâ sürmektedir. Oysa biraz düşünüp nehrin yukarısına doğru yürüse, bütün bu insanları suya atanın kim olduğunu görecektir! Çabalarını sorunun etkisine değil de nedenine yöneltse, bu kadar çırpınmak zorunda da kalmayacaktır. Tıpkı bunun gibi, Master Sistem'i anlamak da size, etkilerle uğraşıp yorulmak yerine, nedeni ortadan kaldırma olanağı getirecektir.

Benim ilk tasarımladığım programlardan biri, üç günlük Kaderle Randevu semineri olmuştur. Her zamanki gibi 2000 katılımcı almaktansa, bu seminere yalnızca 200 kişi alırım. Kaderle Randevu'da hep birlikte çalışarak, her katılımcının Master Sistem yapısını çok iyi anlamasını sağlarız. Bu anlayış insanları değiştirir. Birdenbire, duygularım neden hissettiklerini, yaptıklarını neden yaptıklarını anlayıverirler. Aynı zamanda hayatlarındaki her şeyi bir anda nasıl değiştirebileceklerini öğrenirler. Daha da önemlisi, hayatlarının amacına ulaşmak için Master Sistemlerinin nasıl olması gerekiyorsa, onu öyle tasarımlamalarını sağlarız. Kendilerini nasıl düzenlemelidirler ki, çabasız biçimde kendi isteklerine doğru kaysınlar, çelişkili değerler, inançlar ya da kurallar onları farklı yönlere doğru çekip durmasın?

O programda sorduğumuz en önemli sorulardan bazıları şunlardır: "Beni kontrol eden değerler nelerdir?" "Değerlerimin yerine geldiğini nasıl anlarım? Kurallarım nelerdir?" Kaderle Randevu seminerine gelenler arasında ABD senatörleri, Temsilciler Meclisi üyeleri, Fortune 500'de adı olan büyük şirket genel müdürleri, sinema yıldızları geldiği gibi, hayatın çeşitli mesleklerinden pek çok insan da katılmıştır. Aslında hepimizin karşısında bazı ortak zorluklar vardır. Üzücü olaylar karşısında hırslanma, başarısızlık, çevremizden gelen ve ne kadar başarılı olursak olalım kontrol edemediğimiz bazı olaylar karşısında nasıl davrandığımız bunlar arasındadır.

Hissettiğimiz duygular ve giriştiğimiz eylemler, her şeyi nasıl değerlendirdiğimize dayalıdır. Ama bununla birlikte, çoğumuz kendimiz için bu değerlendirme sistemini bilinçli kurmuş değilizdir. Yalnızca üç gün süren bu programda insanların yaşadığı derin değişiklikler inanılacak gibi değildir.

Katılımcılar, hayatları konusundaki düşünce ve duygularını hemen hemen bir anda değiştirmektedirler, çünkü beyinlerinde bulunan ve hayat tecrübelerini kontrol eden bölümün kontrolünü kendi ellerine almışlardır. Beyin kendine neyin en önemli olduğu konusunda yeni öncelikler koyarken, ortaya çıkan değişiklikler de duygusal, hattâ fiziksel olabilmektedir. Bu kitap her ne kadar Kaderle Randevu seminerinin yerini tutamazsa da, o programda kullandığımız bazı temel araçları size de derhal kullanabilmeniz için sunmak istiyorum. Bundan sonraki bölümleri okurken, siz de hayatınızda aynı tür değişiklikleri şu andan başlayarak gerçekleştirebilirsiniz.

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 23-04-2011, 01:53 PM   #172 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



ÖĞRENDİKLERİNİZİ SINAYIN

Master Sistem'inizin nasıl çalıştığı konusundaki düşüncelerinizi uyarmak için, izninizle size birkaç tahrik edici soru sorayım. Bu sorular baraj duvarındaki sel kapaklarını açsın, karar verirken sisteminizin çeşitli bölümlerinin nasıl çalıştığını teşhis etme olanağını bulun.

OKUMAYA DEVAM ETMEDEN ÖNCE ŞU DÖRT SORUYU CEVAPLANDIRIN:

1. En değerli anınız hangisidir?
2. Dünyadaki açlığı şu anda, bir masum insanı öldürerek yok edebilecek olsaydınız, yapar mıydınız? Neden yapardınız ya da neden yapmazdınız?
3. Bir kırmızı Porche'ye çarpıp çamurluğunu çizmiş olsaydınız, ortalıkta da kimse olmasaydı, bir not bırakır mıydınız? Neden bırakırdınız ya da neden bırakmazdınız?
4. Bir çanak dolusu canlı hamamböceğini yeme karşılığında 10.000 dolar kazanacak olsanız, yer miydiniz? Neden yerdiniz ya da neden yemezdiniz?

Şimdi şu sorulara nasıl cevap verdiğinizi gözden geçirelim. Master Sistemi'nizin çizimine bakın: İlk soruyu cevaplarken, beş değerlendirme alanından hangisini kullandınız? Değerlendirme işine başlarken herhalde kendinize bir soru sormuş olmalısınız. Belki benim size sorduğum soruyu aynen tekrarlamışsınızdır. Ama verdiğiniz cevap, kendi referanslarınızdan gelmiştir, öyle değil mi? Hayatınız boyunca yaşadığınız onca tecrübe arasından sonunda bir tanesini en değerli anınız olarak seçmişsinizdir. Ya da belki bir taneyi seçmek olanaksız olmuştur, çünkü inançlarınızdan biri, "Hayattaki tecrübelerin hepsi değerlidir" biçimindedir, ya da, "Birini seçmek, başka bir hayat tecrübesini küçümsemektir" şeklindedir. Bu inançlar, soruyu cevaplamanızı engellemiştir. Görüyorsunuz ki Master Sistem'imiz yalnız neyi değerlendirdiğimizi ve nasıl değerlendirdiğimizi değil, neleri değerlendirmeye istekli olduğumuzu bile saptamaktadır.

Şimdi de ikinci soruya bakalım. Bu soru çok daha yoğun bir sorudur. İnsanlara bunu sorduğumda aldığım cevaplar da yoğun düzeydedir. Bazıları, "Kesinlikle," derler. Dayandıkları mantık çok kişinin hayatının, tek kişinin hayatından daha değerli olduğudur. Bu insanlara göre bir tek kişi acı çekmeye razı olur, bu sayede dünyadaki tüm acılar biterse, varılan amaç, seçilen yolu haklı kılmaktadır. Diğer bazıları ise bu düşünce karşısında çileden çıkarlar. Onlara göre her insan değerlidir. Bu tutum da bir dizi inanca dayalı, öyle değil mi? Yine bazıları, hayatta her şeyin olması gerektiği gibi olduğu yolunda bir küresel inanca sahiptir, açlıktan ölmekte olan bunca insanın, gelecek doğuşlarına yararı olacak paha biçilmez dersler öğrendiğine inanmaktadırlar. Bazıları da, "Evet yapardım, ama öldürdüğüm kişi kendim olurdum," demektedir. İnsanların aynı soruya, değerlendirmede kullandıkları beş unsura dayanarak bu kadar farklı cevaplar vermesi son derece ilginçtir.

Ya üçüncü soru! Bazıları buna cevap olarak, "Kesinlikle bırakırdım" demektedir. Neden? Çünkü bu kişilerin en çok değer verdiği şey dürüstlüktür. Diğer bazıları, yine "Kesinlikle" derler, ama dayandıkları neden, suçluluk duygusundan kaçmayı her şeyden çok istiyor olmalarıdır. Not bırakmamak, kendilerini suçlu hissetmelerine yol açacaktır, bu da onlara büyük acı vermektedir. Yine bazıları, "Ben not falan bırakmam" demekte, nedeni sorulduğunda, "Benim başıma da kaç kere geldi, hiç kimse not bırakmadı" diye cevap vermektedirler. Yani demek istedikleri, "Başkaları sana ne yapıyorsa sen de onlara onu yap" inancını geliştirmek için kişisel referanslara sahip olduklarıdır.

Ve geldik dördüncü soruya. Bunu her soruşumda, evet diyenlerin sayısı pek az olur. Neden? Çünkü çoğu kişinin hamamböcekleri konusundaki referansları, bu konuda zihinlerinde biriktirdikleri imajlar ve vücutlarında sakladıkları duygusal tepkiler, son derece yoğun biçimde olumsuzdur. Hamamböceklerini kendi vücutlarına sokmak istemeyecekleri kesindir. Ama ben bu sefer onlara, "100.000 dolar verilecek olsaydı kaçınız yerdiniz?" diye sorarım. Salonda bir kıpırdanma olur, daha önce hayır demiş olanlardan bir kısmı ellerini kaldırırlar. Peki, 100.000 dolar olunca neden bu işi yapmaya karar vermişlerdir? Değerlendirme sistemlerine ne olmuştur? İki şey olmuştur: Ben bir tek kelimeyi değiştirerek onlara farklı bir soru sormuşumdur, ikincisi de, 100.000 doların hayatlarındaki pek çok acıyı yok edebileceğine inanmaktadırlar. Bunların bazıları uzun vadeli acılar olabilir, yok edilmesi daha zor şeyler olabilir, onların yanında hamamböceği yemenin kısa dönemli acısı solda sıfır kalabilir.

Ya 1 milyon olsaydı? Ya 10 milyon olsaydı? Birdenbire salondaki insanların çoğunun elini havada görürüm. 10 milyonun getireceği uzun vadeli zevkin, kısa dönemli bir acıya göre çok daha fazla ağırlık taşıdığım düşünmüşlerdir. Ama yine de, verilen kaç para olursa olsun, asla canlı hamam böceği yemeyecek insanlar da vardır. Onlara neden yemeyeceklerini sorduğum zaman, farklı cevaplar verebilirler: "Asla canlı bir şeyi öldüremem." "Etme bulma." Başkaları da şöyle der: "Ben hamam böceklerini hep öldürürüm, ama beni engelledikleri için yaparım!" Bir keresinde adamın biri, onları rahatça yiyebileceğini, ama bunu eğlence olsun diye yapabileceğini, para karşılığı yapmayacağını söyledi! Neden? Çünkü onun çocukluğunu geçirdiği ülkede hamam öcekleriyle diğer böcekler "delikates" saydırmış, değerli yiyeceklermiş. Farklı insanların farklı referansları, farklı değerlendirme biçimleri oluyor. İlginç, değil mi?

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 23-04-2011, 01:57 PM   #173 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



BİR AN GELİR Kİ...

Master Sistem'in beş unsurunu incelerken hatırımızda tutmamız gereken bir konu daha vardır: değerlendirme işini fazlaya kaçırmak da elbette mümkündür. İnsanlar analizi ölene kadar sürdürmeye bayılırlar. Ama bir nokta gelir ki, değerlendirmeyi kesip eyleme geçmek gerekir. Örneğin bazı insanlar öyle çok değerlendirme yaparlar ki en küçük bir karar bile onlar için önemli bir üretim biçimine dönüşür. Belki günlük jimnastikleri hayatlarının normal bir parçası haline getiremiyorlardır. Neden? Bunu önemli bir üretim olarak düşündükleri için. Bu tecrübeyi kafalarında canlandırdıklarında, onların bakış açısına göre atılacak öyle çok adım vardır ki, çekingenlik duyarlar.

Jimnastik yapabilmek için:

1) ayağa kalkmaları;
2) kendilerini fazla şişman göstermeyen egzersiz kıyafeti bulmaları;
3) egzersiz pabuçları bulmaları;
4) hepsini bir çantaya doldurmaları;
5) jimnastik salonuna kadar gitmeleri;
6) park yeri bulmaları;
7) merdivenleri çıkmaları;
8) listeye imza atmaları;
9) soyunma odasına gitmeleri;
10) egzersiz kılığını giymeleri;
11) sonunda egzersiz salonuna girip hareketsiz e çıkmaları ve deliler gibi terlemeleri gerekmektedir. Bütün bu işler bitince de,
12) her şeyin tersini yapmak zorundadırlar. Tabii aynı insanlar, plaja gitme işini çok daha kolaylıkla yapabilmektedirler. Göz açıp kapayana kadar hazırdırlar! Onlara neden diye sorarsanız "Eh, plaja gitmek için arabaya atlar gidersin!" derler. Bu sürecin her adımını değerlendirmek için duraklamazlar. Bu işi kocaman bir tek dev adım olarak görülürler, yalnızca gidip gitmeme arasında karar verirler, her ayrıntısına inmezler. Bazen fazla sayıda ayrıntıyı değerlendirmek, bizi yük altına sokar. Buradan öğreneceğimiz şeylerden biri de, küçük adımları bir araya getirip kocaman bir küme yaratmamak, bir tek dev adımı attığınız anda istediğiniz sonuçlan yaratabileceğinizi düşünmektir.

Biz bu bölümde, değerlendirme sisteminin analizini yapacağız, onu anlam ifade edecek biçimde gurgulayacağız, sonra da tartışmayı kesip onu kullanmaya başlayacağız. Bundan sonraki birkaç bölümü okumayı sürdürürken, daha önce mümkün saymadığınız değişiklikleri yapmak için kendinize kaldıraçlar yaratma fırsatının elinize geçtiğini hep hatırlayın.

O halde, hemen başlayalım. Size şimdiki değerlendirme sisteminizi anlama, güçlendirici yeni bir Master Sistem kurma yolunda antrenörlük yapacağım. Güçlü durum sorularını zaten biliyorsunuz, o halde değerlendirmenin üçüncü alanını ele alalım, bakacağımız konu da...

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 23-04-2011, 02:04 PM   #174 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



HAYAT DEĞERLERİ: KİŞİSEL PUSULANIZ

"Harikulade şeyler ancak, içlerindeki bir şeyin koşullarının üzerinde olduğuna inanma cesaretini gösterenler tarafından yapılmıştır."
BRUCE BARTON

Cesaret, kararlılık, sebat, adanmışlık... Ross Perot, Dallas'da o gerilim dolu brifingini verirken, olağanüstü kurtarma operasyonu için seçtiği adamların yüzünde hep bu niteliklerin yansıdığını görüyordu. 1979 yılının ilk günlerinde, İran'da sosyal tedirginlikler ve Amerika aleyhtarı isteri giderek yükselmekteydi. Daha bir iki gün önce Perot'nun Tahran'daki şirket elemanlarından ikisi, anlaşılmaz nedenlerle hapse atılmıştı. Onlara biçilen kefalet, 13 milyon dolardı!

Baskılı diplomatik temaslar sonuç almaya yetmeyince, Perot adamlarını kurtarmanın bir tek yolu olduğuna karar verdi: Bu işi kendisi yapacaktı. Adı efsaneleşmiş Albay Arthur (Bull) Simmons'ın tecrübelerinden yararlanabilmek için onu bu atak misyona lider seçti, sonra da cezaevini basıp adamlarını kurtarmak amacıyla, şirketinin baş yöneticilerinden bir ekibi çabucak seçti. Bu kişilerin seçilişi, hepsinin Tahran'da bulunmuş olması ve hepsinin askerî geçmişe sahip olmasıydı. Adamlarına "Kartallar" adını verdi, bu sözle onların yükseklerde uçan, insiyatif kullanan, iş bitiren, özür yerine sonuç sunan kişiler olduklarını anlatmaya çalıştı.

Kazanırlarsa ödüller çok büyük olacaktı, ama riskler daha da büyüktü. Bu girişim tümüyle yetki dışıydı, izinsizdi. Başarısızlığa uğrama ihtimali de vardı, ölme ihtimali de. Ross Perot'yu tüm kaynaklarını kullanarak böyle risklere gitrmeye, koşullara meydan okumaya iten neydi? Kendisi kesinlikle, değer yargılarına göre yaşayan bir insandı. Cesaret, sadakat, sevgi, adanmışlık ve kararlılık, ona istisnaî bir sevgi kapasitesi, efsane düzeyinde bir irade gücü vermekteydi. Şirketini kurmaya da onu yine aynı değerler itmişti. EDS (Elektronik Data Sistemleri Şirketi) bin dolarlık bir yatırımla başlayıp, milyarlarca dolarlık bir girişim haline gelmişti. Perot'nun tepelere yükselişi, değerlendirme yapabilme kapasitesiyle doğru adamları seçebilme yeteneğinden kaynaklanıyordu. Adamlarını çok kesin bir değerler kriterine göre seçer, seçtiği zaman onların tam istediği kişiler olduğunu bilir, yüksek standartlara sahip kişiler olduğundan emin olurdu. Tek yapacağı, onlara işi vermek, sonra da yapabilmeleri için yolun üzerinden çekilmekti.

Bu sefer, seçtiği insanları nihaî bir sınavdan geçirmek üzereydi. Onlardan en değerli kaynaklarını kullanarak şirket "ailesinin" birkaç üyesinF kurtarmalarını isteyecekti. Bu girişimin ve karşılaşılan zorlukların öyküsü, Kartallar adlı kitapta anlatılmaktadır. Burada söyleyebileceğimiz, akla hayale gelmeyecek engellere rağmen Perot'nun kahramanca kurtarma operasyonunun başarıya ulaştığı, en değerli varlığını, adamlarını yuvalarına döndürmeyi sağladığıdır.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 23-04-2011, 02:10 PM   #175 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



"Kişinin karakteri, onun koruyucu tanrısıdır."
HERACLITUS

Değerler her kararımızın rehberidir. Kendi değerlerini iyi bilen ve onlara göre yaşayan insanlar, toplumumuzda lider durumuna geçerler. Tüm ülkede dikkati çeken bireyler hep onların standartlarını örnek alırlar. Bu, yönetim kurulu salonlarında da okul sınıflarında da böyledir. Örneğin acaba siz Stand and Deliver adlı filmi gördünüz mü? Jaime Escalante adlı bir matematik öğretmeninin hikâyesini anlatıyordu.

Kendi içindeki öğrenme ihtirasını öğrencilerine aktarabilmek için kahramanca adımlar attığında siz de benim kadar heyecanlanmış mıydınız? Herkesin öğrenemeyeceklerini sandığı şeyleri öğrenirken benliklerinin en derin düzeylerinde bir gurur duymayı, sinir sistemlerine bir asosiyasyon olarak yerleştiriyordu. Onun bu adanmışlığı, öğrencilerinin değer yargılarına da geçti. Onun disiplininden, güveninden, ekip çalışmasına verdiği önemden, esnekliğinden ve kararlılığından ders aldılar.

Bu öğrencilere, hayatlarında neler yapmaları gerektiği konusunda nutuk çekmiyordu. Kendisi canlı bir örnekti. Nelerin mümkün olduğunun yeni bir tanımıydı. Herkesin imkânsız bir şey saymasına karşın öğrencilerinin yüksek matematik seçme sınavını başarmasını sağlamakla kalmadı, aynı zamanda kendilerinin kim olduğu yüksek standartlara adanırlarsa neler yapabilecekleri konusundaki inançlarını da değiştirdi.

Eğer doyumun en derin düzeylerini istiyorsak, onu ancak bir şekilde elde edebiliriz, o da bu iki kişinin yaptığını yapmaktır. Hayatta en çok neye değer verdiğimizi kararlaştırmak, en yüksek değerlerimizi seçmek, sonra da her günümüzü o değerlere uygun biçimde yaşamak. Ne yazık ki bu davranış bugünkü toplumumuzda oldukça ender rastlanan bir şeydir. Genellikle insanlar, kendileri için neyin önemli olduğunu pek bilmemektedir. Her konuda yalpa vururlar, dünya gözlerine gri renkte görünür, hiçbir şey için ve hiç kimse için kesin bir tutum benimsemezler.

Eğer siz ya da ben, hayatımızda neyin en önemli olduğu konusunda emin değilsek, neyi temsil ettiğimizi bilmiyorsak, o zaman bir özsaygının temelini atmayı bile nasıl bekleyebiliriz? Etkin kararlar verme yeteneği ise hiç bizim harcımız olmaz. Eğer bir konuda karar vermeyi zor bulduğunuz hiç olmuşsa, nedeni öyle bir durumda neyi en önemli bulduğunuz konusunda emin olmayışınızdır. Unutmamamız gerekir ki tüm kararlar, değerlerin netleşmesine dayalıdır.

Sizin için neyin en önemli olduğunu bildiğiniz zaman karar vermek çok kolaylaşır. Ama pek çok insan, hayatlarında neyin en önemli olduğunu bilmez, bu yüzden de karar vermek onlar için bir tür iç işkence olur çıkar. Hayatlarının en yüksek ilkelerini tanımlamış kimseler için bu geçerli değildir. Ross Perot için, ne yapacağına karar vermek hiç de zor olmamıştır.

İnandığı değerler, ona zaten başka seçenek bırakmamıştır. Bu değerler ona kişisel bir pusula gibi yardımcı olmuş, tehlikelerle dolu bir yolda ona rehberlik etmiştir. Son zamanlarda Escalante de Los Angeles okul sisteminden ayrılıp Kuzey California'ya taşınmıştır. Öğretmenlerin performansı konusunda hiçbir standardı olmayan bir kuruluşta kalmayı sürdüremeyeceği sonucuna varmıştır.

Kültürümüzde evrensel olarak hayranlık duyulan, herkesin saygı gösterdiği insanlar kimlerdir? Kendi değerlerine sahip çıkan, standartlarını yalnız açıklamakla kalmayıp onlara göre yaşayanlar değil midir? İnandıkları doğrultuda kesin bir tutum benimseyenlere hepimiz saygı duyarız. Onların doğru/yanlış saydığı fikirlere katılmıyorsak bile, yine de saygı duyarız. Felsefeleriyle eylemleri birbiriyle tutarlı bir hayat süren insanlarda bir güçlülük vardır.

Çoğu zaman bu benzersiz insanlık durumunu tanımlamak için, "kişiliğinde tutarlılık olan bir insan" sözünü kullanırız. Kültürel olarak, bu insanlar çok çeşitli olabilir. John Wayne'lerden Ross Perot'lara, Bob Hope'lardan Jerry Lewis'lere, Martin Sheen'lerden Ralph Nader'lara, Norman Cousins'lardan VValter Cronkite'lara kadar. İşin aslı, değerlerinde tutarlılık sağlayan insanlarda, kültürümüzü etkileme konusunda büyük bir güç bulunduğudur.

Walter Cronkite'ın akşamları yayınlanan haber programını hatırlıyor musunuz? Hayatımızın en önemli günlerinde Walter hep bizimleydi. Zafer günlerinde de trajedi günlerinde de. John F. Kennedy öldürüldüğü gün, Neil Armstrong aya ilk ayak bastığı gün de. VValter bizim ailemizin bir parçasıydı. Ona tüm yüreğimizle güvenirdik.

Vietnam Savaşı'nın başlangıcında o haberleri de kendi standart usulüyle bize aktardı. Böyle bir savaşa girişmemiz konusunda tarafsız davrandı. Ama Vietnam'ı ziyaret ettikten sonra, bakış açısı değişti. Değerlerindeki dürüst tutarlılık, uğradığı hayal kırıklığını, doğru ya da yanlış olsun, bize aktarmasını zorunlu kıldı. Onunla ister aynı kanıda olun, ister olmayın, pek çok Amerikalının o savaşla ilgili sorular sormasını ilk başlatan da onun etkisi olmuştur. Artık Vietnam'ı protesto eden yalnızca bir avuç radikal öğrenci değil, "Walt Amca"dır.

Vietnam sorunu kültürümüzde gerçen bir değerler çatışmasıydı. İnsanların neyin doğru, neyin yanlış olduğu konusundaki algıları, neyin bir fark yaratabileceği konusundaki farklı inançları, ülkemizin içinde ikinci bir savaş halinde devam ediyordu. Çocuklar cephede silahla, bazen nedenini bilmeden savaş verirken, vatanda da bu savaş verilmektedir. Liderlerimiz arasında rastlanan değer tutarsızlığı, esasen kültürümüzün en büyük acı kaynaklarından biridir. Watergate kesinlikle pek çok sayıda Amerikalıyı yaralamıştır. Ama o olay boyunca, ülkemiz büyümeyi sürdürmüştür, çünkü sürekli olarak, daha yüksek bir standarda sarılmanın mümkün olduğunu bize gösteren kişiler de vardır. İster dünyanın dikkatini Afrika'daki açlık sorununa çekmeyi başaran Bob Geldof olsun, ister sakatların hayat kalitesini yükseltmek için gerekli politik ağırlığı sağlamayı başaran Ed Roberts olsun.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 23-04-2011, 02:15 PM   #176 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



"Ne zaman bir değer doğsa, varlığımız yeni bir anlam kazanır; ne zaman bir değer ölse, o anlamın bir parçası da birlikte ölür."
JOSEPH WOOD KRLJTCH

Anlamamız gerekir ki hayatımızın yönü, değerlerimizin mıknatısının etkisindedir. Onlar bizim önümüzdeki güçtür. Bizi sürekli olarak hayatlarımızda bir yön ve bir nihaî varış yeri yaratacak kararlar vermeye yöneltirler. Bu yalnız bizim gibi bireyler için değil, şirketler, kuruluşlar hattâ içinde bulunduğumuz ulus için de böyledir. Belli ki ülkemizi kuranların en değerli bulduğu şeyler, bizim ulusumuzun kaderi olmuştur. Bunlar da özgürlük, seçenek, eşitlik, bir toplum bilinci, çok çalışma, bireycilik, zorlukların üstesinden gelme, rekabet, refah, bir de, büyük zorlukları yenmeyi bilenlere yönelik saygıdır. Bunlar Amerikan yaşamını sürekli olarak biçimlendirmiş, bizim ortak kaderimizi ortaya koymuştur. Bu değerler bizi sürekli büyüyen, sürekli yenilenen, sürekli tüm dünya insanları için vizyon sunan bir ülke haline getirmiştir.

Başlangıçta konan ulusal ve kültürel değerler başka olsaydı, ülkemizi başka türlü mü biçimlendirirdi? Tabii öyle! Ya kurucularımızın en önemli saydığı değer, istikrar olsaydı? Uyumluluk olsaydı? Koca ülkemiz nasıl değişirdi o zaman? Örneğin Çin'de, kültürün en değerli kavramlarından biri, grubun bireye üstünlüğü, yani bireyin gruba boyun eğmesi gereğidir. Bu değer, Çin'i Amerika'dan nasıl farklı kılmıştır? Aslında bizim ulusumuzun içinde bile, kültürel değerler arasında sürekli kaymalar, kıpırdamalar olmaktadır. Gerçi bir takım temel değerler vardır, ama önemli duygusal olaylar da gerek bireylerde, gerekse şirket, kuruluş ve bunların oluşturduğu ülkelerde sürekli değişmeler yaratmaktadır. Doğu Avrupa'daki değişim, kesinlikle bizim ömür süremiz içinde dünya toplumunda yer almış olan o derin değer değişimlerinin sonucudur.

Ülkelere ve bireylere olan şey, şirketlere de olmaktadır. Yönü ve kaderi daha ilk kurucusu tarafından çizilen şirketlere, IBM iyi bir örnek oluşturmaktadır. Tom Watson daha şirketi kurarken kaderini de belirlemiştir. Nasıl mı? Şirketin hangi değerleri temsil ettiğini, gelecekte girecekleri ürün, hizmet ve finansal iklimler ne olursa olsun, bu şirketteki insanlar için neyin en önemli olacağını daha baştan ortaya koymuştur. "Büyük Mavi"yi dünyanın en büyük ve en başarılı şirketlerinden biri haline gelmek üzere yönlendirmiştir.

Bütün bunlardan ne öğrenebiliriz? Kişisel ve profesyonel hayatımızda olsun, küresel cephede olsun, hayatımızda neyin en önemli olduğunu bilmek ve ne olursa olsun bu değerlere göre yaşama kararını vermek zorundayız. Bu tutarlılık, çevremiz bizi standartlarımıza göre yaşadığımız için ödüllendirse de, ödüllendirmese de, yine de var olmalıdır.

İlkelerimize göre yaşamayı kesinlikle sürdürmeliyiz düzenlediğimiz geçit töreninde yağmur da yağsa, kimse bize ihtiyacımız olan desteği vermese de. Uzun vadeli mutluluğa kavuşmamızın tek yolu, en yüksek ideallerimize göre yaşamak, sürekli olarak, hayatın ne olduğuna inanıyorsak ona göre yaşamaktır.

Ama değerlerimizin ne olduğunu açık seçik bilmiyorsak, bunu asla yapamayız! İşte birçok kimsenin hayatında en büyük trajedi budur. Birçok insanlar nelere sahip olmak istediklerini bilirler, ama kim olmak istediklerini bilmezler. Bir şeyleri elde etmek, sizi mutlu etmeye, doyuma ulaştırmaya yetmez. Hepimizin hakkımız olan o iç güç duygusunu size verecek olan, yalnızca doğru bildiğinizi yaşamak ve doğru bildiğinizi yapmaktır.

Unutmayın ki değerleriniz (bunlar hangi değerler olursa olsun) sizi nihaî kaderinize doğru götürecek olan pusulanızdır. Sizi sürekli olarak kararlar alıp eylemleye geçmekle hayat yolunuzu çizmeye yöneltiyorlar. İç pusulanızı akıllıca kullanmamak, sonunda hırslanma, hayal kırıklığı, doyumsuzluk, hayatın böyle olmaması gerektiği konusunda sinsi bir duygu getirir. Bir şeyler farklı olsaydı, böyle olmazdı, dersiniz. Beri yandan, değerlerimizi yaşama yolunda inanılmaz güçler vardır, bir emin olma duygusu, bir iç huzur, bir tutarlılık vardır ki bunun tadını pek az insan bilmektedir.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 23-04-2011, 02:20 PM   #177 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



EĞER GERÇEK DEĞERLERİNİZİ BİLMİYORSANIZ, ACI ÇEKMEYE HAZIR OLUN

Uzun vadede kendimizi mutlu ve doyumlu hissetmenin tek yolu, gerçek değerlerimize göre yaşamaktır. Bunu yapmazsak, çok yoğun acılar çekeceğimiz kesindir. Çoğu zaman insanlar bazı davranış paternlerini alışkanlık haline getirirler.

Bu paternler onlara hırslanma duyguları verir, onları mahvedebilir. Bunlar arasında sigara içmek, içki içmek, aşırı yemek, ilaçları yersiz kullanmak, başkalarına tahakküm etmeye, onları kontrol etmeye kalkışmak saatlerce televizyon seyretmek gibi şeyler sayılabilir.

Nedir buradaki sorun? Bu davranışlar aslında hırslanmanın, öfkenin, insanların hissettiği bir boşluk duygusunun sonucudur, o boşluk duygusu da, hayatlarında bir doyum bulamamaktan gelir. O boşluğu doldurabilmek için kendi akıllarını dağıtmaya, durumlarını "hızlı çözüm'lerle kurtarmaya çalışmaktadırlar. Bu davranış bir patern haline gelir, insanlar davranışın nedenini değiştirmek yerine, kendisini değiştirmenin üstüne gider. Onlarınki içki sorunu değildir. Değerlerinde sorun vardır. İçmelerinin tek nedeni, duygusal durumlarını değiştirmek istemeleridir, çünkü duygularından hoşlanmamaktadırlar. Hayatlarında neyin en önemli olduğunu bilmemektedirler.

Bu konuda bir avuntu varsa, en yüksek standartlarımıza göre yaşamaya başladığımız, değerlerimizi yerine getirdiğimiz zaman çok büyük bir sevinç hissetmemizdir. Fazla yemek ya da içmek zorunda değiliz. Kendimizi stüpör durumuna sokmak zorunda değiliz. Hayat o aşırılıklara kaçmadan da çok zengindir. Kendimizi o inanılmaz yüksekliklerden yoksun bırakmak, bayram sabahı uyku hapı almaya benzer.

Bilin bakalım zorluk nerede! Yine her zamanki gibi, hayatlarımızı biçimlendirecek olan şeyin çekirdeği ortaya çıkarken, biz uyku halindeydik. Değerlerimizi anlamanın ne kadar önemli olduğunu bilemeyecek yasta çocuklardık, ya da hayatın baskılarına karsı savaş vermekte olan yetişkinlerdik, aklımız başka yerlerde olduğu için de değerlerimizin oluşmasını kendimiz yönlendirememiştik. Bir kere daha söylemekte yarar var, her karan bu değerler yönlendirir ve çoğu durumda değerleri de koyan biz değilizdir.

Şimdi sizden hayattaki en yüksek on değerin bir listesini yazmanızı, bunları önem sırasına koymanızı istesem, on bin kişide bir kişinin zor becereceğine bahse girerim. (O yüzde birin yüzde biri de, mutlaka benim Kaderle Randevu seminerime gelmiş kişiler olacaktır!) Ama eğer bu sorunun cevabını bilmiyorsanız, nasıl kesin kararlar verebilirsiniz? Uzun vadede en derin duygusal ihtiyaçlarınızı karşılaması gerektiğini bildiğiniz seçimleri nasıl yapabilirsiniz? Hedefin ne olduğunu bilmeden, o hedefi vurabilmek çok güçtür! Değerlerinizi bilmek, onlara göre yaşayabilmek için son derece önemlidir.

Önemli bir karar vermekte ne zaman zorluk çekseniz, bilin ki değerleriniz konusunda kafanız karışık olduğu içindir. Yeni bir iş için ailenizi alıp ülkenin öbür yanına taşınmanız istense ne olacak? Bu işte bir dereceye kadar risk bulunduğunu, ama maaşın daha yüksek, işin daha ilginç olduğunu bilseniz, ne yaparsınız? Bu soruya nasıl cevap vereceğiniz, sizin için neyin en önemli olduğuna bağlıdır... Kişisel büyüme mi, yoksa güvence mi? Serüven mi yoksa rahatlık mı?

Bu arada bir noktaya daha değineyim. Serüvene mi, yoksa rahata mı daha çok değer verdiğiniz şeyi saptayan nedir? Değerleriniz aslında karmakarışık bir tecrübeler torbasından çıkmaktadır. Ömür boyu gelen şartlanmalardan, çektiğiniz cezalardan, bulduğunuz ödüllerden gelmektedir. Annenizle babanızın değerlerine uygun şeyler yaptığınızda, onlar sizi kutlamış, ödüllendirmişlerdir. Onların değerleriyle çelişkiye düştüğünüzde, ya fiziksel olarak, ya sözel olarak cezalandırılmış, ya da size aldırış edilmemesinin acılarını yaşamışsınızdır. Öğretmenleriniz de aynı şeyi yapmış, onayladıkları şeyleri yaptığınız zaman sizi alkışlayıp cesaretlendirmiş, kendi değerleriyle uyuşmayan şeyler yaptığınızda benzer cezalar uygulamışlardır. Bu döngüyü arkadaşlarınızla işverenleriniz de sürdürmüştür. Siz, kahramanlarınızın değerlerini modellemiş, benimsemişsinizdir. Belki bazı "anti-kahraman"ları da devreye sokmuşsunuzdur. Bugün olaya yeni ekonomik faktörler de karışmıştır.

Çoğu ailelerde anne de, baba da evden çıkıp işe gittiği için ev değerlerini temsil eden eski geleneksel rol modeli ortadan kalkmıştır. Okullar, kulüpler ve daha tatsızı televizyon; acıları, boşluğu doldurmaya başlamıştır. Gerçekten de televizyon bizim en rahat dadımızdır. Ortalama bir insan günümüzde yedi saat televizyon seyretmektedir! Şimdi ben size, yüksek değerlere sahip çocuklar yetiştirmek için tek yol "geleneksel" aile çatışıdır mı diyorum? Asla. Benim önerdiğim, çocuklarımıza hayat felsefemizi, rol modeli olarak, kendi değerlerimizi bilerek ve onlara uyar biçimde yaşayarak öğretmemiz gerektiği.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 23-04-2011, 02:49 PM   #178 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



DEĞERLER NEDİR?

Bir şeye değer vermek demek, ona önem vermek demektir. Sizin sevdiğiniz şeylerin hepsi birer "değer" sayılır. Bu bölümde özellikle hayat değerlerine yani hayatınızda sizin için en önemli olan şeylere değineceğim. Bu tür değerler aslında iki tiptir, biri sonuç, diğeri araç türündedir. Eğer size, "En çok neye değer verirsin?" diye sorsam, belki bana cevap olarak, "Sevgi, aile, para" dersiniz. Bunların arasında sevgi, izlemekte olduğunuz sonuç değerdir, yani kavuşmak istediğiniz duygusal durumdur. Ama aile ile para, yalnızca araçtır. Yani bunlar, gerçekte istediğiniz duygusal durumları olduracak yollardır.

Eğer size, "Ailen sana ne veriyor?" diye sorsam, belki, "Sevgi, güvence, mutluluk" dersiniz. Aslında değer verdiğiniz, yani izlemekte olduğunuz şeyler, sevgi, güvence ve mutluluktur. Para konusunda da aynı şey geçerlidir. Şimdi size, "Para senin için ne anlam taşıyor, sana ne veriyor?" diye sorsam, belki bana, "Özgürlük, etki yapabilme, katkıda bulunabilme bir güvence duygusu" dersiniz. Yine aynı şey ortada. Para yalnızca bir araç oluyor, çok daha derin değerleri, duyguları istiyor, onlara hayatınızda sürekli sahip olmak istiyor, paranın bunu getirecek bir yol olduğunu düşünüyorsunuz.

Hayattaki zorluk, pek çok kimsenin sonuç ve araç değerler arasındaki farkı anlamaması, bu nedenle çok acı çekmesidir. İnsanlar genellikle araç değerleri kovalamakla öyle meşguldür ki, gerçek istekleri olan sonuç değerleri elde edememektedirler. Sonuç değerler, size doyum veren, hayatınızı zenginleştiren, ödüllendirici kılan şeylerdir. Benim görebildiğim en büyük zorluklardan biri, insanların kendilerine amaç seçerken hayatta en çok nelere değer verdiklerinin hiç farkında olmayışlarıdır. Bu nedenle, seçtikleri amaca ulaşınca da, "Hepsi bu muymuş?" derler.

Örneğin diyelim ki bir kadının en yüksek değerleri, sevgi ve katkıda bulunma olsun. Bu kadın avukatlık mesleğini seçiyor, çünkü bir zamanlar bir avukat tanımış ve çok etkilenmiş. Bu insan çalışmalarıyla tüm insanlara yardım edebilen, fark yaratabilen biriymiş. Zaman geçtikçe bu kadın hukuk mesleğinin girdaplarına yakalanmış, çalışmakta olduğu hukuk firmasının ortağı olmayı ummuş. Bu hedefi seçtiğinde, işi bambaşka bir odağa yönelmiş. Şirkete tahakküm etmeye, onu yönetmeye başlamış, son derece başarılı bir kadın olmuş ama kendini çok mutsuz hissediyormuş, çünkü artık müşterileriyle yakın temas kuramaz olmuş. Mevkii, iş arkadaşlarıyla arasında yeni tür bağlar yaratmış. Tüm zamanı toplantılarda, protokol ve usullerin düğümlerini çözmekle geçiyormuş. Amacına ulaşmış, ama hayatının isteğini elden kaçırmış. Siz hiç bu tuzağa düştünüz, sonuç yerine aracı kovaladınız mı? Gerçekten mutlu olmak için aradaki farkı bilmemiz, sonucun kendisini kovalamamız gerekir.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 23-04-2011, 11:57 PM   #179 (permalink)
Yüzbaşı
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 833
Tesekkür: 1,234
998 Mesajinıza toplam 5,275 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
YESHAPPY is a splendid one to beholdYESHAPPY is a splendid one to beholdYESHAPPY is a splendid one to beholdYESHAPPY is a splendid one to beholdYESHAPPY is a splendid one to beholdYESHAPPY is a splendid one to beholdYESHAPPY is a splendid one to behold
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar

Henüz 7. sayfadayım. "Zerynthia" kitabı almama gerek kalmadı ve sayende beni olumlu yönde tetikleyen 2.kitabı okuyorum. Arada notlar alıyorum. Teşekkürler emeklerine, oturup kendin yazıyorsun, takdir isteyen bir davranış. Emeklerine sağlık, gözlerine sağlık ;)
YESHAPPY isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 25-04-2011, 08:04 PM   #180 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar

Alıntı:
YESHAPPY Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Henüz 7. sayfadayım. "Zerynthia" kitabı almama gerek kalmadı ve sayende beni olumlu yönde tetikleyen 2.kitabı okuyorum. Arada notlar alıyorum. Teşekkürler emeklerine, oturup kendin yazıyorsun, takdir isteyen bir davranış. Emeklerine sağlık, gözlerine sağlık ;)
Teşekkürler YESHAPPY. Kimse okumuyor diye üzülüyordum.

Sevgiler.
__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
anthony robbins, içindeki devi uyandır, kitap özeti, sınırsız güç

Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar

Hedef Ön Hazırlık ve Hedefler Makaleler İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız "Nedeni kaldırın, etki de yok olur." MIGUEL DE CERVANTES Anlatmaktan çok hoşlandığım bir hikâye vardır. Adamın biri nehrin kıyısında durmuş, bakarken, birdenbire akıntıya kapılmış birini görür. Adam kayaların arasında çırpınıyor, imdat diye bağırıyordur. Hemen suya atlar, boğulan adamı kurtarır, yapay ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Hedefler Makaleler telkin cd indir izle İstanbul Hedefler Makaleler nerededir kimdir Hedefler Makaleler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Hedefler Makaleler hipnoz Hedefler Makaleler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Hedefler Makaleler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Hedefler Makaleler kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 09:26 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.