![]() |
Medal of Honor: Airborne Call of Duty öncesinde II. Dünya Savaşı FPS oyunlarının standardını belirleyen Medal of Honor serisi, Pasiffic Assult'tan sonra yeni bir oyunla karşımızda. Bu sefer Pasifik'te değil, Avrupa'dayız. Amerikan hava indirme birlikleri ile beraber almanlara karşı savaşıyoruz. Bölüm başlarıdna uçaktan paraşütle atlıyoruz. İnerken kendimizi her yöne doğru sürükleyebiliriz. Yani ineceğimiz yeri kendimiz seçiyoruz. Bu da, oyunda çizgisel bir oynanış yerine bir esneklik sunuyor. İndiğiniz bölgeye göre göreviniz beliriyor ve onu gerçekleştirmeye çalışıyorsunuz. Sağlık sistemi 4 kademeli. Call of Duty'deki gibi nerdeyse ölecekken, bir köşeye çekilip soluklandıktan sonra mesir macunu yemiş gibi ayağa fırlamıyorsunuz. Bu olay, 4 kademeye bölünmüş ve aldığınız hasar, o anki kademeyi etkiliyor. Bir anda kurşun yağmuruna tutulursanız veya yanıbaşınız ir el bombası patlarsa, o zaman kademeler aşağı iniyor. Bölüm içindeki sağlık paketleri ile sağlığınızı yenileyebiliyorsunuz. Öldüğünüzde ise paraşütle yeniden atlıyorsunuz, ancak başardığınız görevleri yeniden yapmanız gerekmiyor. Görevler gerçekleştirildikçe oyun, otomatik olarak kaydediliyor. Bunun dışında kayıt yapamıyorsunuz. Düşmanları vurmak kolay değil, isabetli atış konusunda yeni bir sistem getirilmiş.Uçaklarda kullanılan kilitlenme sistemine benziyor. Bu, alışana kadar canınızı sıkabilir. Silahlarda da, bölüm içerisinde ilerledikçe, isabetli atışlar yaptıkça gelişme kaydediyorsunuz. Mesela bir anda 2-3 kişiyi birden başarılı atışlarla haklarsanız, bir anda bir yetenek veya geliştirme ilave edilebiliyor. Mesela fazladan şarjör kapasitesi, fazladan mermi taşıma kapasitesi, daha hızlı şarjör değiştirme, daha etkili odaklama, silah üzerine dürbün (MP 44'e bile) gibi. Yanı başınıza bir el bombası atılırsa, uzaklığa göre değişen bir uyarı sistemi çıkıyor. Bomba yakınsa kırmızı, uzaklaştıkça açık kırmızı ve tehlikeli bir mesafede değilse beyaz oluyor. Bu tekniği ben ilk kez görüyorum ve oldukça faydalı buldum. Benzeri oyunlarda yeteri kadar uzaklaştığımı düşündüğüm halde hava uçtuğum çok olmuştu. Bölümler ilerledikçe, karşınıza çıkan düşmanların zorluk derecesi de artıyor. ÖZellikle sonlarda karşınıza çıkan siyah üniformalı seçkin fırtına birlikleri, ellerindeki makineli tüfek ve zırhları ile epey zorlular. Normalde, öldürülmeleri nerdeyse imkânsız gibi duran bu askerleri öldürmenin en uygun yolunu keşfettim. İsabetli ve kesik kesik atışlar yaptığınızda, elidneki makineli tüfeği ateşleyemiyor. Ve bu haldeyken normal bir düşmandan pek de farkı kalmıyor (fazladan mermi yiyerek ölmesi dışında). 6 ana bölümden oluşan oyun, aralıksız oynarsanız kısa sürede bitiyor. Bu açıdan, biraz Call of Duty 4'ü andırıyor. Yani tam oyuna alışmışken ve havasına girmişken, bitiş ekranını görüyorsunuz. Oyunun müziklerini de beğendim. Arka planda çalsın da nasıl olursa olsun diye yapılmaıdğı belli. Gelelim sistem gereksinimlerine: Windows XP SP2 veya Windows Vista İşlemci, WindowsXP için, 2.8 GHz Intel Pentium 4 veya AMD Athlon XP 2800+ Windows Vista için, 3.0 GHz Intel Pentium 4 veya AMD Athlon 64 3800+ 1 GB RAM NVIDIA Geforce 6600GT veya ATI Radeon X1300PRO ile Pixel Shader 3 Oyunu oynadığım sistem: 1.8 Ghz Core Duo işlemci, 2 GB DDR2 bellek, Ati Radeon X1650 ekran kartı, Windows XP SP2 işletim sistemi Bu sistemle, 1152x864 çözünürlükte ancak akıcı olarak oynayabildim. Ayarları ise sonuna kadar zorlamak pek mümkün olmadı. Yani bu oyunu, hakkını vererek oynayabilmek için güçlü bir sisteme ihtiyacınız var. Ekran kartımın ve monitörümün izin verdiği 1680x1050 çözünürlüğünde ve yüksek ayarlarla oynamak ne zaman nasip olur bilemiyorum. |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 07:56 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.