Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Hayat Soruları (http://www.hayatimdegisti.com/forum/hayat-sorulari/)
-   -   Biyokimyaya Giriş (http://www.hayatimdegisti.com/forum/hayat-sorulari/23557-biyokimyaya-giris.html)

bluemoon24 29-12-2008 04:59 AM

Biyokimyaya Giriş
 
Dip not değil ÜST Not: Bu yazıyı iyice ve severek okuyun, Latince kelimeleri bundan sonra böyle yaya yaya geniş geniş anlatma zahmetine girmeyeceğim. Okuyacağınız en sade ve normal düzeyde anlatılmış yazılarımdan biridir. Diğer yazılarda daha bilimsel, direk bir dil kullanacağım gibi, sizler de yazıları takip edip her anlamadığınız yeri sorarsanız zaten onları anlayabilir duruma geleceksiniz [sözüm anlamamış olanlara ve biyolojiyle(hele de şimdiki alanımız biyokimya ile) yeni ilgilenmeye başlayanlaradır, anlayanlar lütfen biz anlıyoruz zaten diye parazit yapmayınız …] Bu yazı aynı zamanda biyokimya ile ilgili çok sağlam ve fikir oluşturmanız bakımından gayet işlevsel bir yazıdır.



Biyokimyaya başlıyoruz[img]images/smilies/smile.gif[/img]. İlk önce biraz basit olarak metabolizmadan bahsedelim isterseniz. Metabolizma nedir? Metabolizma bir canlının vücudunda meydana gelen TÜM OLAYLARDIR. Yapım olayları, yıkım olayları, değişim olayları, kısacası tüm kimyasal reaksiyonlar metabolizmanın bir parçasıdır.



Metabolizmayı iki şekilde incelemek en doğru seçimdir:





-Anabolizma





-Katabolizma



Anabolizma, ufak parçalardan daha büyük parçalar elde edilen tüm kimyasal olaylardır. Yapı taşı olan moleküller birbirlerine bağlanarak daha büyük yapılı büyük moleküller oluşturulur. Amino asitlerden protein oluşumu gibi. Anabolizmanın diğer bir adı da yapım dır.



Katabolizma ise, anabolizmanın tam tersi olarak, büyük parçaların yıkılarak daha küçük parçaların elde edilmesi olayıdır. Büyük moleküller yıkılarak yapı taşı moleküllerine ayrılırlar. Dolayısıyla katabolizmanın diğer bir adı yıkımdır.



Gençlerde Anabolizma Katabolizma





Yetişkinlerde Anabolizma = Katabolizma





Yaşlılarda Anabolizma Katabolizma dır.



Anabolizma, DİVERGENTtir. Divergent kelimesinin anlamı, birkaç çeşit yapı taşlarından çok fazla çeşitlilikte daha büyük moleküllerin elde edilmesidir. Buradaki kelimenin anlamda dikkat çektiği yer; az çeşitlilikten çok çeşitliliğe doğru gidiştir.



Katabolizma, KONVERGENTtir. Konvergent kelimesi ise burada –kesin tahmin edenler vardır- çok çeşitli olan büyük moleküllerden, az çeşitli olan yapı taşları elde edilmesi anlamını karşılamaktadır.



O zaman;





Divergent = Az çeşit Çok çeşit





Konvergent = Çok çeşit Az çeşit





(Bu kavramlar biyolojinin bir çok bölümünde karşınıza çıkacak kavramlardır. DİKKAT!)



Arkadaşlar bu arada konuyu bayağı baştan aldığımın farkındayım. Amacım konuyla daha önce hiç ilgisi olmayan kişilerin de o yazıyı(şu haberci moleküller) okuyup hiçbir şey anlamayıp da bu açıklamadan sonra anlayabiliyor olma mutluluğunu yaşamasını istediğimdendir. Detaylarımı mazur görün. …



Şimdi arkadaşlar ZURNANIN ZIRT DEDİĞİ YERE GELDİK. Vücut, metabolizmanın, anabolizma mı yoksa katabolizma yönünde mi olacağına nasıl karar veriyor. Metabolizma aynı zamanda canlılık faaliyetlerin sürdürülmesi demektir. Yani uyarana tepki vermek, yemek yendiği zaman onu sindirmek, hücre içine besin almak, atık maddeleri almak, korku durumunda kalp atışlarını hızlandırmak, hatta burnumuza bir şey kaçtığı zaman hapşırmak gibi… EEEEEEEEE vücut bunları yapacağını nasıl biliyor?









Öncelikle vücutta bunları haber alan bir sistemimiz var. Kim? Sinir sistemi tabi ki. Sinir sistemi bu olayları gözleyen ve haber alan sistemimiz olup, vücudun davranışını endokrin (=hormon) sistemi ile birlikte yürütür. Peki nasıl oluyor bu işlem?



Bu işlemin olması, yani vücudun tepki göstermesi için biliyorsunuz tepki gösterecek olan organın (el olabilir, içine besin gelen mide olabilir, iğne batmış bir deri olabilir) hücrelerinin uyarılması gerekir ki bu tepkiyi gösterecek olan yapılar bu hücrelerdir biliyorsunuz. Vücudumuz nelerden oluşmuştuuuuurrrr??? Hüüüüücccrrreelleerrdeeeeeeeeeeeeennn… 





Evet işte bu sinir ve endokrin sistemleri koordineli biçimde çalışarak ilgili organ hücrelerine endokrin sistem kan damarlarını, sinir sistem sinir liflerini kullanarak uyartılar gönderirler.



Bu uyartılar, o organdaki hücrelerin zarları üzerinde bulunan almaçları yani reseptörleri ile karşılanırlar ve hücrenin bir biçimde uyartı geldiğinden haberi olmalıdır.1 Bu haberi olma işini başlatan yapılar o halde, hücre zarındaki reseptörler diyebiliyoruz. Şimdi uyarması gerekenler uyararak işlerini yaptılar mı? Bence yaptılar. Görev sırası kimde? Tabi ki gelen uyartıyı (1)algılayıp, (2)değerlendirip, (3)tepki gösterecek olan hücrelerde. Vücudumuz tepki gösterdiğine göre, demek ki hücrelerimiz de bu işlevleri yapıyorlar. Sırası da aynen üst satırda belirttiğim gibidir; algılanır, değerlendirilir ve tepki gösterilir…



İşte bu işlem basamakları o yazdığım hücre içi habercil moleküller ile sağlanır. Daha sonra, hücrelerin birbirleriyle olan bağlantıları, koordineli çalışmaları vs. de tepkinin oluşturulması için çok önemlidir. Tepki kimi zaman mekanik(hareket etmek vs.) olabildiği gibi, kimi zaman DNA üzerine etki yapılarak belli bir protein ya da enzimin daha çok salgılanmasını sağlamak da olabilir… Bu işleri yapanlar Hücre İçi İkincil Habercil Moleküllerdir ya da Sinyal Molekülleri. İkincil diyoruz; çünkü birincil kabul edilenler sinir sisteminin yolladığı uyartılar(=impuls)2 ya da hormon (=endokrin) sistemin yolladığı hormonlar olarak kabul edilir.







Dipnot: 1 Aslında bazı uyaranlar hücre zarının yağında çözünebilirliklerine göre hücre zarındaki reseptörlere değil, hücre zarını geçerek çekirdek zarındaki veya direk DNA üzerindeki reseptörlere tutunabilir ve etki gösterebilirler. Bunu diğer yazımda açıklayacağım.



2 Sinir hücreleri, impuls iletirken de birbirlerine neurotransmitter (nörotransmitter) madde denen maddeler gönderirler. Bu madde de aynı zamanda diğer sinir hücrelerinin uyarılmasında etkili olduğu için bu maddelerin alıcısı olan hücrelere aynı biçimde etki gösterir. Nörotransmitter tipine, çeşidine göre sonraki sinir hücresi, iletinin devam mı edeceğine ya da durdurulup durdurulmayacağına karar verir. Bu da hücrenin değerlendirme işini yaptığını gösterir.









Aslında yazmış olduğum yazıya o Hücre İçi Haberci Molekülleri tanıtım yazısı olarak başladım; ancak detaylara indiğimden





sonra yazıya baktığımda biyokimya dalı adına çok yerinde bir giriş yazısı olduğunu düşündüm ve sonuç olarak bunu bu başlık





altına koydum. Bundan sonra biyokimya alanı bitene kadar (asla bitmez aslında ancak konuların geneline değinilip, tartışılana





kadar) biyokimya ile ilgili tüm konulardan bahsetmeye çalışacağım. Kendimle eş zamanlı yürütmeyi düşünüyorum konuların listesini zira bu sıra biyokimya çalışıyorum. TÜBİTAK Biyoloji Olimpiyat öğrencisiyim. Siteye de kendim neyi çalışıyorsam o alanlarda yazılar eklemeye çalışacağım vaktim oldukça. Beğeneceğinizi umuyorum.



Saygılarımla…





Caner LÜLE


WEZ Format +3. Şuan Saat: 12:21 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.