Geri git   Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri > Kişisel Gelişim Klubü > Alternatif Kişisel Gelişim > Eft

Uyarılar

Eft eft tapping, eft, eft emotional, eft gary craig, eft emotional freedom, eft practitioners, eft manual, eft videos, eft transfer, eft ıban

E-Eft Kursu

Alternatif Kişisel Gelişim ve Eft E-Eft Kursu Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Psikolojik Ters Akımın (PTA), var olduğu zaman her tür iyileşmeyi (yani sadece Duygusal Özgürlük Yöntemlerinde değil, her türlü tedavi yöntemine engel olduğunu) daha önce ifade etmiştim. PTA, depresyon, bağımlılıklar ve kronik ciddi hastalıklarda çok yaygın (%90+) görülür. Bu sorunların çözümünün ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Eft telkin cd indir izle İstanbul Eft nerededir kimdir Eft çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Eft hipnoz Eft olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Eft hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Eft kuantum düşünce kitap haberi

E-Eft Kursu

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 05-11-2010, 05:00 PM   #11 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: E-Eft Kursu

Psikolojik Ters Akımın (PTA), var olduğu zaman her tür iyileşmeyi (yani sadece Duygusal Özgürlük Yöntemlerinde değil, her türlü tedavi yöntemine engel olduğunu) daha önce ifade etmiştim.

PTA, depresyon, bağımlılıklar ve kronik ciddi hastalıklarda çok yaygın (%90+) görülür. Bu sorunların çözümünün zor olmasının önemli bir nedeni de budur.
Duygusal Özgürlük Yöntemlerinin bir aşaması olan Hazırlık aşaması, buna karşı "bu soruna rağmen kendimi bütünüyle ve derinden bağışlamayı, kabul etmeyi ve sevmeyi seçiyorum" diyerek Karate Vuruşu noktasına tıklamayı içerir.

Çünkü çoğu zaman, PTA, kendini suçlamakla, yargılamakla, zayıf ve değersiz hissetmekle ilişkilidir. Bu nedenle, çoğu zaman, hazırlık aşaması, Psikolojik Ters Akımı engellemekte etkili olur, en azından tıklama süresince. PTA oldukça inatçı bir şeydir, bir kerede hemen tamamen çözdüm demek zordur. Birkaç dakikada bile hemen gidip gelebilir. Ama DÖY hızlı etki verdiği için, Psikolojik Ters Akımın olmadığı birkaç dakikada bile, belirgin bir gelişme sağlanabilir.

Öte yandan PTA, bazen de ikincil faydalarla ilişkilidir. Bu durumda, standart, kendini bağışlama, kabul etme, sevme ifadeleri o kadar etkili olmayabilir.

Bazı durumlarda, danışan kişi, sorununu içten içe çözmek istemiyordur. Bazen, bu soruna sahip olmanın ona kazandırdığı bir takım şeyler olduğunu hissediyordur. Çoğu zaman bunlar bilinçli düşünceler de değildirler. Belirsiz, ama rahatsız edici, "ben bu sorun olmadan yapamam" gibi bir duygudan ibaret olabilirler.

Mesela sigara içen bir kişi, zararlarını mutlaka biliyordur. Öte yandan, sigara kısa vadede stresini azaltıyordur. Aynı zamanda sosyal bir etkinliktir, sigarayı bırakmakla sigara arkadaşlarından uzaklaşmak istemiyordur. Veya ofiste sigara içmek yasak olduğu için zaten sevmediği işinden kısa bir mola verebilmek için bahane olabiliyordur. Bu gibi ikincil faydalar, sigarayı, zararlarına rağmen katlanılabilir, hatta giderek, istenilebilir bir şey yapabilir, en azından bilinçaltı duygular açısından. Özellikle de, başka şekilde elde edemeyeceğini hissettiği bir ikincil faydayı sigara sayesinde elde ediyorsa insan.

Bu tür durumlarda, farklı bir teknik kullanıp, danışanın, tıklamayı hem sigara içmeyi isteyen, hem de istemeyen yanlarının kendisini ifade etmesine izin verecek şekilde yönlendirmeyi tercih ederim. Bana danışan kişiye, önce sigarayı içmesini isteyen yanını ifade etmesini ve bu sırada tıklamasını öneririm.
Sigara içmeyi tercih ediyorum çünkü... İfadesini tamamlamasını, bunun detaylı düşünmemesini, aklına her ne gelirse önemli ve değerli olduğunu, bir yandan tıplarken, bir yandan sigara içmek için aklına gelen her olumlu nedeni ifade etmesini öneririm.

Bu şekilde bir kaç dakika boyunca hem tıklamak, hem de sigara içmenin faydalarına odaklanmak, kişiyi rahatlatır. Çünkü kendisinin sigara içmeyi seven ve isteyen yönü, sürekli çevresinden baskı gördüğü için, kendini ifade etme fırsatı bulamamıştır. Aynı zamanda, belki o zamana kadar bilinçli olarak farkına varmadığı nedenler, gün ışığına çıkar.

Öte yandan, bunları ifade ederken tıklamak, bu konulardaki birikmiş negatif duyguları gerginliği giderir. Bir süre sonra kişi, sigara içmenin veya içmemenin gerçekten kendi tercihi olduğunu ve sigara içmekle karşıladığı tüm ihtiyaçlarının da aslında farklı yollardan karşılanabileceğini fark eder.

Elbette, daha sonra, sigarayı bırakmakla ilgiyi çalışmayı devam ettirip tamamlamak gerekir. Ancak bazı kişiler, sigarayı bırakmayı önerdiğinizde bile sinirlenir, gerilirler ve aksine daha çok sigara içerler. Çünkü bu baskılarla, o insanın bir yönünü sürekli örselemiş, ona kendini ifade şansı vermemiş olursunuz.

Eğer bugün bahsettiğim tarzda bir giriş yaparsanız, bu gerginliği ortadan kaldırır ve sigarayı bırakmayı, yapılabilir bir şey haline getirirsiniz.

Benzer şekilde, bir soruna ilişkin içinizde ciddi çatışmalar olduğunda, bir yanınız doğru şeyi bildiğinde, ama diğer yanınız bu doğruya olanca gücüyle direndiğinde, önce bu direnen yanınıza iyice bir kulak vermek, önemlidir. Onun da size anlatmaya çalıştığı şeyler vardır çünkü.

Bugünün uygulama önerisi:

Eğer bu şekilde Psikolojik Ters Akımı tetikleyen, iç çatışmalarınızın yoğun olduğu bir sorununuz varsa, bir de "şeytanın avukatını" oynayarak tıklayın, bakalım neler öğreneceksiniz, içinizdeki şeytandan.

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-11-2010, 05:04 PM   #12 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: E-Eft Kursu

Bugün sizinle sadece sorunlarınızı aşıp, normal bir hayat sürmenin ötesinde, genel kişisel gelişiminiz ve hayallerinizi gerçekleştirmek için Duygusal Özgürlük Yöntemlerini kullanmakla ilgili bir şeyler tartışmak istiyorum.

Çok kişinin, Duygusal Özgürlük Yöntemleri ile tanıştığında, kafasında sadece bir sorun vardır ve eğer onu çözdü ise, sonra başka bir şey için onu kullanmaz.

Bu bir hatadır, ya da en azından eksiktir. Çünkü Duygusal Özgürlük Yöntemlerini, hemen her türlü sorun için kullanabilirsiniz. Eğer her gün düzenli olarak irili ufaklı her tür sorununuza Duygusal Özgürlük Yöntemlerini uygularsanız, birkaç ay veya bir yıl sonra çok daha fazla fayda görmüş olursunuz.

Öte yandan, duygusal özgürlüğü sadece sorunlara uygulamak da bir eksikliktir. Çünkü duygusal özgürlük, sizi sadece alıştığınız "normal" hayatınızda bir sorun olduğunda normal hayatınıza geri dönmek için değil, daha üst düzeyde başarılara, mutluluklara, sağlığa ve enerjiye ulaşmak için de kullanılabilir. Önümüzdeki günlerde de, bu yöntemlere örnekler vereceğim.

Bugün ilk tartışmak istediğim konu, onaylamalar... Mesela, özgüven öz değer eksikliği sorunu yaşıyorsanız (ki hemen herkes biraz daha özgüven ister), "Kendimi seviyorum" diye tekrar etmeniz, kendinize sürekli telkinde bulunmanız tavsiye edilir. "Her geçen gün her yönden daha iyiye gidiyorum" demek de, yaygın tavsiye edilen onaylamalar arasındadır. Veya para sorunları yaşıyorsanız "Ben zenginim, milyonerim, trilyonerim" diye tekrar etmeniz önerilir.

Yaygın teori şudur, siz bu sözlerle yavaş, yavaş bilinçaltınızı programlıyorsunuz ve bilinçaltınız da bunları gerçekleştirecek şekilde davranışlarınızı yönlendiriyor.
Ki bu doğrudur, en azından kısmen. Yani evet, sürekli tekrarladığınız düşünceleriniz, duygularınızı, davranışlarınızı ve hayatınızdaki sonuçları yaratır. Ve eğer bilinçaltı programlamanızı telkin yolu ile değiştirirseniz, hayatınızı da değiştirebilirsiniz.

Öte yandan bu biraz eksik kalan bir bilgidir. Bilinçaltı, aynı değişimi sevmez ve aynı görüşü sürdürme eğilimindedir. Yani eğer sizin şu andaki durumunuzla, onaylamanızda ifade ettiğiniz durum arasında uçurumlar varsa, mesela "ben zenginim milyonerim, trilyonerim" diyen insan boğazına kadar borca batmışsa… Bu onaylamaları tekrar ettikten sonra, içinizde bir ses "hadi oradan, kendini kandırıyorsun" der veya "evet ama ya o zaman şu olursa?" şeklinde başka negatif duygu ve düşüncelere kapılır ve asıl zihnimizi programlayan düşünce, onaylamadan sonra gelen negatif ekler olur... Ve bu negatif duygu ve düşünceler yine negatif davranışlarla, daha da durumunuzu kötüleştiren bir kısır döngü oluşturur.

Bunu kırmanın temelde iki yolu vardır.

Birincisi, başlangıçta, ilerleme sayılabilecek, ama inanılabilecek kadar küçük hedefler belirlemek. Boğazınıza kadar borca battıysanız, belki bu borçları biraz azaltmanın veya bir kısmının biraz vadesini ertelemenin bir yolu vardır. Belki biraz daha para kazanmanın bir yolu vardır, bugünden başlayabileceğiniz. Belki bu şekilde küçük adımlarla bir süre sonra borçlarınızı kapatabilirsiniz. Belki daha sonra, biraz birikim yapmaya başlayabilirsiniz. Belki o birikimler, sonra daha yatırımlara dönüşebilir ve sonunda bir gün bir bakmışsınız, milyoner olmuşsunuz.

İkincisi de, bu onaylamalardan sonra gelen negatif duygularınıza, tıklayarak, negatif duygularınızı ortadan kaldırabilir ve sizi sınırlayan önyargılarınızı ortadan kaldırabilirsiniz. Belki bu şekilde, biraz daha büyük adımlar sizin için inandırıcı ve mümkün olur. Ve belki bu şekilde, ulaşmak istediğiniz yere daha çabuk ulaşırsınız.

Elbette, en iyisi bu iki yöntemi bir arada kullanmak... İnanamayacağınız kadar iddialı hedefler ya da onaylamalar seçmemek, öte yandan, inanılmaz dediğiniz sınırları, imkansızlıkları, sürekli sorgulamak, Duygusal Özgürlük Yöntemlerini uygulayarak, zihninizdeki tıkanıklıkları açmak.

Tamam, yarın size piyangodan para çıkmayabilir. Ama yarın aklınıza gelen bir fikir, çok karlı bir işin tohumunu atabilir. Kim bilir?

Neyin gerçekten mümkün olduğunu, neyin imkânsız olduğunu, bugün imkânsızmış gibi görünen bir şeyleri denemeden bilemezsiniz. Çok değil 100 sene insanlar hala "allah uçmamızı istese bizi kanatlı yaratırdı" diyen insanlar, uçan bir makine yapılabileceğine inanmıyordu ve 500 sene önce dünyanın düz olduğuna ve evrenin merkezi olduğuna inanılıyordu.

Mümkün olan veya olmayan şeyler değişmedi, sadece insanların kafalarındaki düşünceler değişti.

Duygusal Özgürlük Yöntemleri, "zoru hemen başarırız, imkânsız biraz zaman alır" demek için harika bir araçtır. İşinizi çok kolaylaştırır.

Uygulama önerisi:

Elinizi attığınız her şeyde tamamen başarılı olacağınızdan emin olsaydınız, ne yapmak isterdiniz? Hayatınız başyapıtınız olsa, tamamen sizin kontrolünüzde olsa her şey, onu nasıl yaratırdınız?

Bunları eğer şimdiki zamanda, yani hayalleriniz şimdiden gerçekleşmiş gibi yazarsanız, bunlar onaylamalar olarak da kullanılabilir.

Bugün bunları düşünün ve günlüğünüze yazın. Aklınıza "ben bunu yapamam, çünkü..." gibi şeyler geldikçe, bunları ayrı bir yere not edin.

Bunlar sizin zihinsel engelleriniz. Bunların üzerine tıkladıkça, hayallerinizin o kadar da imkânsız olmadığını fark edebilirsiniz.

Onaylamaları tekrar ederken sürekli olarak tıplarsanız, bu negatif eklentiler gücünü kaybeder. Onaylamalarınız inanılır hale gelir. İnanarak tekrar ettiğiniz ifadeler, düşüncelerinizi, duygularınızı, davranışlarınızı, alışkanlıklarınızı, giderek hayatınızı değiştirir... Ve giderek bugünün imkânsız gibi görünen hayalleri, bir bakmışsınız, bir gün gerçek olmuş...
__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-11-2010, 05:07 PM   #13 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: E-Eft Kursu

Bugün sizlerle kişisel sorumluluk kavramını incelemek istiyorum. Birkaç gün önce sizinle "ikincil fayda" konusunu tartışmıştık. Bazı sorunların, ikincil faydalarından ötürü, "katlanılabilir" ya da hatta "istenebilir" olduğundan bahsetmiştik.

Pek çok sorunun ikincil faydalarından biri, kişisel sorumluluktan kaçmaktır. Özellikle Psikolojik Ters Akımın olduğu (depresyon, bağımlılıklar, kronik ciddi hastalıklar -kanser, aids, multiple sclerosis gibi-) durumlarda bu önemli ihtimallerden biridir. Kişi, kendisini "kurban" rolüne sokar ve "ne kadar da kötü değil mi?", "ben ne yapabilirim ki?" gibi kendisine karşı acıma, şefkat ve onaylanma ihtiyacını belirtir.

Oysaki hiç kimse %100 kurban değildir. Ne kadar kötü durumda olursa olsun, başına neler gelirse gelsin, her insanın, durumunu birazcık olsun iyiye götürmek için yapabileceği şeyler vardır.

"Ben kurbanım" demek, suçu dışarıda birilerine veya bir şeylere atarken, bununla birlikte gücü ve kontrolü de başka birilerine veya şeylere devretmek anlamına gelir. Bir "kurban" ın olması için, onu o konuma getiren, elini kolunu bağlayan, bir "efendi" olmalıdır bir yerlerde.

O nedenle hayatımızın kontrolünü elimize almak, zayıf yönlerimizi güçlendirmek, hayallerimizi gerçekleştirmek, her zaman için hayatımızın %100 sorumluluğunu almamızı gerektirir.

Bunu söylediğimde genellikle şu tepki ile karşılaşırım: "Nasıl yani? Bu savaşlar, deprem, felaketler, hepsi benim sorumluluğum mu? Bunların olması benim suçum mu?"

Şimdi, sorumluluk demek suçluluk demek değil. Bu bir gün kelimenin ingilizcesini düşünürken kafama dank etti: Sorumluluk (Responsibility) = Tepki Verme Yeteneği (Response Ability). Kısacası, elbette, tüm dünyaya, tüm evrene siz %100 hâkim değilsiniz. Elbette hayatınızda sizin iradeniz dışında gelişen iyi veya kötü şeyler her zaman olacak. Bu sizin suçunuz değil.

Öte yandan, sizin sorumluluğunuz, sizin tüm bu dış koşullara ve olaylara ne tepki verdiğiniz.

Dolayısı ile kendinizi her ne kadar kötü durumlarda bulursanız bulun, kendinize şu tür soruları sorun:

Bu durumu biraz olsun iyiye götürmek için, şimdi, burada, elimdeki imkânlarla, ne yapabilirim?

Bu durumu nasıl iyi bir şeye dönüştürebilirim?

Parasızlıktan yakınıyorsanız, bir lira daha kazanmak için birkaç fikir üretebilirsiniz.

Arkadaşsızlıktan yakınıyorsanız, birkaç kişi ile daha tanışabileceğiniz ortamlara girebilirsiniz. Ya da uzun süredir görmediğiniz eski arkadaşlarınızı arayabilirsiniz.
Mutsuzluktan yakınıyorsanız, biraz olsun gülmenizi sağlayacak bir şeyler yapabilirsiniz.

Günün uygulama önerisi:

Eğer duygusal özgürlük yöntemleri uygularken, çözemediğiniz bir Psikolojik Ters Akım varsa, bu gün okuduklarınızı da değerlendirerek tekrar tıklayın. Veya eğer bunları okurken aklınıza sorumluluktan kaçtığınız bir alan geldi ise, o konu için tıklayın.
__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-11-2010, 05:10 PM   #14 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: E-Eft Kursu

Duygusal Özgürlük Yöntemlerinin en önemli avantajlarından biri de, grupça uygulanmaya çok uygun olmasıdır.

Başka pek çok yöntem, tek, tek herkesle kişisel olarak ilgilenmeyi gerektirir. Bu nedenle, ne kadar büyük grup olursa, tek, tek herkes daha az fayda görmüş olur.

Bu durum Duygusal Özgürlük Yöntemlerinde tam tersine işler. Yani, kalabalık gruplarla çalışmak, Duygusal Özgürlük Yöntemlerinde, bir avantajdır. Çünkü sahnedeki birkaç kişi ile birlikte, bütün grup tıklayabilir. Ben sahnede birkaç kişi ile ilgilenirken ve onlara yardımcı olurken, grubun kalanı da aynı sırada tıklayabilir ve onlarla özel olarak ilgilenmesem de, epeyce fayda göreceklerdir.
Çünkü onların sorunlarına özel olarak odaklanmasak ve onlara özel hatırlatıcı ifadeler oluşturmasak bile, tıplarken bilinçaltı onların kendi sorunlarını seçer, ortaya çıkarır ve tıklamakla da bu negatif duygular çözülür.

Aynı zamanda biz vücuttaki duygusal enerji sistemi ile çalıştığımız için, aynı odadaki insanların birlikte rahatlaması, atmosferi değiştirir, herkesin olumlu duyguları birbirine bulaşır.

Bunda öyle çok da gizemli veya mucizevî bir şey yoktur. Herkes neşeli insanların arasına girdiğinde kendisini neşeli, üzgün insanların arasına girdiğinde üzgün hissetme eğilimindedir. Duygular, bilinç halleri, duygusal enerji, bulaşıcıdır.

Bu nedenle, eğer mümkünse, duygusal özgürlük yöntemlerini tek başına değil, birkaç kişi de olsa, grupla uygulamanızı tavsiye ederim.

Uygulama Önerisi:

Etrafınızda, sorunları sizinle benzer olan birkaç arkadaşınızla, bir Duygusal Özgürlük çalışma grubu kurun. Örneğin, sizinle birlikte sigarayı bırakmak isteyen 3 arkadaşınız olabilir. Düzenli olarak bir araya gelin. Mesela haftada bir şu gün şu saatte buluşalım gibi bir anlaşmanız olsun. Duygusal Özgürlük Yöntemlerini birlikte uygulayın ve deneyimlerinizi paylaşın.

Bu şekilde çalışmak, özellikle çözülmesi zor sorunlarda, tek başına çalışmaya göre, kat kat daha etkilidir.

Böyle bir grup düzenlemenin ek bir faydası daha var, o da yarının konusu.
__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-11-2010, 05:12 PM   #15 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: E-Eft Kursu

Hayatta en başarılı insanlara baktığınızda, onların sıradan insanlara göre pek çok farklı alışkanlıkları olduğunu görebilirsiniz. Erken yatıp erken kalkmaktan, hedef belirlemeye ve plan yapmaya, egzersiz yapmaktan, sağlıklı beslenmeye, başarının pek çok faktörü, olumlu alışkanlıklar edinmeye bağlıdır. O kadar ki, başarı bir sonuç değil, bir alışkanlıktır denebilir.

Fakat pek çoğumuz, alıştığımız "rahatlık çemberi"nin dışına çıkmayı sevmeyiz, değişimin olumlu olduğunu bilsek bile. Sabah yarım saat erken kalkıp egzersiz yapmanın bize faydalı olduğunu bilsek de, o yarım saatlik uyku vazgeçilmez olabilir bizim için. Hâlbuki pek çok başarılı insan için bu o kadar da önemli bir kayıp değildir.

O halde, bu ataleti nasıl yenebilir, yeni olumlu alışkanlıklar nasıl elde edilir, hatta yeni alışkanlıklar edinmek, nasıl kolay, doğal ve keyifli bir süreç haline getirilebilir?

Şimdi sizlerle bunu tartışacağım.

Yeni bir alışkanlık edinmek için 21 gün gerektiğini ilk okuduğumda, şöyle düşünmüştüm: "Tamam, tek yapmam gereken, aynı şeyi kesintisiz 21 gün boyunca yapmak"

Mesele şu ki gerçekten geliştirmek istediğim, ama biraz zorlandığım alışkanlıklarda, bu kesintisiz 21 gün hiçbir zaman dolmadı. Bazen 3. bazen 10. bazen 15. günde kesinlikle aksattım.

Kısacası, bu yöntem iradem olmadığına karar vererek kendimi daha kötü hissetmekten başka bir işe yaramamıştı.

Daha sonra, bilinçaltının, canlı bir şekilde hayal edilen bir olay ile gerçek arasında ayrım yapmadığını okuduğumda şöyle düşündüm: "Çok şükür, kesintisiz 21 gün yeni alışkanlığımı uygulamam gerekmiyor, 21 gün sadece yeni alışkanlığımı zihnimde canlandırabilirim ve gerisini oluruna bırakabilirim".
Ve bu işe yaramaya başladı. Hakikaten, 21 günlük zihinde canlandırmanın sonunda, yeni alışkanlığı uygulamak, uygulamamaktan daha doğal ve kolay geliyordu. Günde 15–20 dakika zihinde canlandırma yeterli idi.

Öte yandan, bu günde 15–20 dakikayı da ayırmakta zorladığım, çok yoğun olduğum dönemler oldu. Bu dönemlerde, yeni alışkanlıklar geliştirmeye odaklanamıyordum. Hâlbuki uzun vadede bu yeni olumlu alışkanlıkları geliştirmek, benim kalıcı başarıya erişmem için gerekli idi.

Sonra Duygusal Özgürlük Yöntemleri ile onaylama ve zihinde canlandırma egzersizlerini bir arada uygulamaya başladım. Bu sayede daha kısa sürede, daha iyi sonuç almaya başladım. Onaylamaları tekrar ederken ve zihnimde yeni alışkanlıklarımı canlandırırken tıklamak, daha önceden 15–20 dakikada ulaşabildiğim konsantrasyon, netlik, ve duygusal yoğunluğa, 5 dakikada ulaşabilmemi sağladı.

Bu sayede, günün içindeki küçük boşluklara yeni alışkanlıklarımı zihinde canlandırma egzersizlerini sıkıştırabilmeye başladım. Ne kadar yoğun olursanız olun, siz de bir yerlerde bir 5 dakika mutlaka bulabilirsiniz.

Ve biraz daha rahat olduğum zamanlarda da, bir tek alışkanlık yerine, 3–4 alışkanlığı birden geliştirebilmeye başladım. Böylece, hayatımda istediğim yeni alışkanlıkları, çok daha hızlı geliştirmeye başladım.

Uygulama Önerisi:

Hayatınızda geliştirmek istediğiniz bir alışkanlık seçin. Örneğin, 30 dakika daha erken kalkıp, 15 dakika egzersiz, sağlıklı bir kahvaltı ve 5 dakika meditasyon (sakince oturup derin nefes alıp vererek gevşeyin, bunu karmaşık bir bilim haline getirmeyin) ile güne iyi başlama alışkanlığı edinmek istiyorsunuz diyelim ki. Bu alışkanlığı tarif eden, şimdiki zamanda yazılmış onaylamaları, her gün 5 dakika boyunca okurken, tıklayın. Bu sırada özellikle, bu alışkanlık sayesinde edineceğiniz pozitif sonuçlara ve duygulara odaklanın. Buna da en az 21 gün boyunca (veya daha rahat geliyorsa bir ayın başından sonuna) devam edin.
Sonunda bu alışkanlık, bilinçaltınıza yerleşecek ve siz de kolaylıkla ve keyifle yeni bir alışkanlık edinmiş olacaksınız.
__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-11-2010, 05:14 PM   #16 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: E-Eft Kursu

Daha önce sizlerle, rahatlık çemberi kavramından ve nasıl genişletileceğinden bahsetmiştim. Dün de yeni alışkanlıklar geliştirmekten bahsettim. Bugün de hedeflerden bahsetmek istiyorum. Çünkü bunlar aslında ilişkili konular.

Hedef belirlerken en önemli şeylerden birisi, gerçekten sizi heyecanlandıran bir şeyler bulmak. Şu soruya ciddi bir yanıt verin:

Mutlaka başarabileceğinizden emin olsaydınız en çok neyi başarmak isterdiniz?

Genellikle böyle şeyler düşününce, aklımıza bir hayal gelir "ben hep şarkı söylemek isterdim" gibi ve hemen sonrasında da "ama bunun için artık çok yaşlıyım" gibi bir bahane eklenir.

Gerçek şu ki, hayalinizi gerçekleştirmenize engel olan bu tür bahaneler, çoğunlukla tamamen zihninizdedir. Rahatlık çemberiniz, neyi yapabileceğiniz ve neyi yapamayacağınızla ilgili bu sınırı belirler.

İşte tam da bu tür bahaneler "ama yapamam çünkü..." dediğiniz her şey, üzerinde Duygusal Özgürlük Yöntemlerini kullanarak etkisini ortadan kaldırabileceğiniz negatif bir düşüncedir.

Ve eğer bu tür bahaneleri birer, birer ortadan kaldırırsanız, yavaş yavaş o "büyük hayalleriniz" yapılabilir şeyler olmaya başlarlar. Aklınıza en azından atılabilecek bir ilk adım gelir. Dersiniz ki, "belki amatör bir Türk Sanat Müziği Korosu'na katılabilirim..."

Elbette sizin hayallerinizin şarkı söylemek olup olmadığını bilmiyorum, bu aklıma ilk gelen, basit bir örnek. Ama hayalleriniz ne olursa olsun, sizi engelleyen negatif duygu ve düşünceleri Duygusal Özgürlük Yöntemleri ile aşabileceğinizi biliyorum.

Uygulama Önerisi:

Çok istediğiniz bir hayalinizi yazın. Daha sonra, ona eşlik eden bahanelerinizi not alın. Bu bahanelere, birer, birer Duygusal Özgürlük Yöntemlerini uygulayarak, onlardan kurtulun. Kendinizi hazır hissettiğinizde, hayallerinize doğru, ilk adımı atın.
__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-11-2010, 05:21 PM   #17 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: E-Eft Kursu

Dün duygusal özgürlük ve hedefler konusunu tartışmıştık. Bugün buna biraz daha devam etmek istiyorum.

Dün hayallerimizle bizim aramızda bize engel olan çeşitli "ama yapamam çünkü.." şeklindeki zihinsel engellerden bahsetmiş, ve bunlara duygusal özgürlük yöntemlerini kullanarak, şu anda imkansız gibi görünen hayallerin, ulaşılabilir hedefler haline dönüşebileceğini söylemiştim.

Şimdi bunu biraz daha detaylandırmak ve somutlaştırmak istiyorum. Örneğin, sadece "hoş bir hayal" den, "somut ulaşılabilir hedef" haline gelene kadar, arzularımız çeşitli aşamalar geçirir.

Bunlardan birincisi "gerçekten istediğim bu mu?" aşamasıdır. Pek çok zaman, insanlar "yapmaları gerektiğini düşündükleri" hedefler koyarlar, gerçek istekler yerine. "Herkes evleniyor, benim de evlenmem lazım.", "Yaşım geldi, artık çocuk yapmam lazım." gibi şeyler genellikle bizim gerçek isteklerimizi yansıtmayan, toplumsal şartlanmalardır. Öncelikle, başkalarının bizden bekledikleri ya da istedikleri şeyler yerine kendi isteklerimizi ve ihtiyaçlarımızı görmemiz daha sağlıklı bir durumdur. Eğer kendi istediğinizi yaparsanız, eşinizin, ailenizin, ya da başkalarının kırılacağını düşünüyorsanız, bu tür kaygılarınıza tıklayın.

İkincisi, "bunun bedelini ödemeye hazır mıyım?" aşamasıdır. Pek çok insan, milyonlarca, milyarlarca lira parası olsun ister, ama bunun için gerekenleri yapmayı istemez. Bu yüzden piyangolar ya da "var mısın yok musun" tarzı yarışmalar çok popülerdir. Ama gerçek şu ki, para, sadece karşılığında aldığınız paradan daha değerli ürün ve hizmetler sunduğunuz insanlar tarafından size gönüllü olarak verilir. Bu da, pazarlamadan tutun, insanlara satılabilir değer yaratacak belirli uzmanlıklar, beceriler edinmeye kadar, çeşitli çabalar sarf etmeyi gerektirir. Eğer bir hayali gerçekleştirmeyi istiyorsanız, ancak bedelini ödemeye hazır hissetmiyorsanız, bu kararsızlığınıza tıklayın. İki şeyden biri olabilir: Ya bedel ödemeye hazır hale gelirsiniz, ya da o kadar önemli bir hayal olmadığını düşünüp, gerçekleştirmekten vazgeçersiniz.

Hayallerinizi gerçekleştirmek için ne gerekiyorsa yapmaya hazırsanız, bir sonraki aşama, hayalinize bir son tarih belirleyerek, onu bir hedef haline getirmenizdir. Bu noktada iş gerçekten ciddileşmektedir. Bir tarih belirleyene ve yazana kadar, hayalinizi sonsuza dek ertelemenizi engelleyen bir şey yoktur. Ama bir tarih belirlediğiniz hedefe doğru, bugünden itibaren bir adım atma yükümlülüğünüz doğar. İlla tam o tarihte hedefinizi gerçekleştirip gerçekleştirememeniz ölüm kalım meselesi değildir. Sonra tarihi tekrar değiştirebilirsiniz, sonraki bir tarihe tekrar aynı hedefi koyabilirsiniz. Ama bir tarih konmuş hedef artık hayal olmayı aşmıştır. Eğer tarih belirlemekten ya da yetiştirememekten korkuyorsanız, onun için ayrıca tıklayabilirsiniz.

Tarihi konmuş bir hedeften sonraki aşama, taslak bir plan yapmaktır. Diyelim hedefiniz 3 sene içerisinde 1,000,000$ para kazanmak. Ama ömür boyu sabit maaşlı işlerde çalışmış bir emeklisiniz. Bildiğiniz şekilde maaşlı işlerden bu parayı kazanamayacağınızı biliyorsunuz. Bildiğiniz pek çok zengin insan kendi işinin sahibi. Sizin de kendi işinizi kurmanız gerektiğini düşünüyorsunuz. Belirli alanlarda bilgi ve becerileriniz de var, ama bunları nasıl bir işe dönüştürebileceğinizi bilmiyorsunuz. Bu durumda sizin taslak planınız, örneğin, kafanızdaki muğlak fikirleri biraz daha olgunlaştırmak, girişimcilik, pazarlama gibi konularda kitaplar okumak, seminerlere katılmak, ilk 6 ay içerisinde bir iş fikrini iş planı haline getirdikten sonra, 2 sene boyunca tüm kaynaklarınızla işi senede 250,000$ veya daha fazla kar eder hale getirmek ve sonra da 1.000.000$ veya üzeri bir fiyata satmak olabilir.

Elbette, bu taslak plan, ilerledikçe çok daha detaylandırılması gereken bir plandır ve yine elbette, sonraki aşamalarda, planda değişiklikler de yapabilirsiniz. Sonunda uyguladığınız şey, ilk düşündüğünüzden çok farklı olabilir, bu doğaldır. Ama bir taslak plan, şimdiden hedefe yönelik harekete geçebilmenizi sağlar.

Özellikle planlama aşamasında "mükemmel bir plan yapmam lazım" "o kadar çok şey bilmiyorum" gibi gerginlikleriniz oluyorsa, bunlara tıklayın. Bildiğiniz kadarı ile yapabildiğiniz kadar iyi bir plan yapın. Sonra deneyim kazandıkça düzeltirsiniz.

Bir sonraki aşama da harekete geçmek ve sonucu elde edene kadar durmamaktır. Eğer harekete geçmekte tereddüt ediyorsanız veya bir engelle karşılaştığınızda vazgeçmeyi düşünüyorsanız, bu tür olumsuz duygularınıza tıklayın. Attığınız her adım sizi hedeflerinize yaklaştırdığı sürece, eninde sonunda hedeflerinize ulaşacağınız kesindir.

Uygulama Önerisi:

Kendinizi heyecanlandıran bir hayali, hedefe dönüştürmek için, buradaki tavsiyeleri uygulayın ve en önemlisi, en küçük adımla da olsa, harekete geçin! Unutmayın, en büyük yolculuklar, küçücük adımlarla başlar.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-11-2010, 05:23 PM   #18 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: E-Eft Kursu

Son birkaç gündür, sizlere hedeflerden, rahatlık çemberini genişletmekten, onaylamalardan bahsediyorum.

Tüm bu çalışmaların yaptığı önemli bir şey var: Kanalınızı ayarlamak.

Beyninizde "Retiküler Aktivasyon Sistemi" denilen bir yapı var. Fasulye büyüklüğündeki bu gri topak, beş duyunuzdan her saniye gelen milyonlarca bilgi parçasından hangilerinin sizin bilincinize geçeceğine karar veriyor. Ben bu "retiküler aktivasyon sistemi"ne kısaca "kanal" diyorum.

Psikolojide yaygın olarak bilinen "algıda seçicilik" kavramını üstlenen organ o. Tüm algılanan bilgiler arasında, en önemli birkaç şeyi bilinç düzeyine çıkarıyor.
Buna bir örnek vermek gerekirse, yeni bir araba aldığınızda her yerde aynı model arabadan görmeye başlarsınız. Ya da saç modelinizi değiştirdi iseniz, sizinle aynı veya benzer model saç yaptırmış kadınlar dikkatinizi çeker.
Tıpkı televizyonunuzun kanalını değiştirdiğinizde gördükleriniz değiştiği gibi, siz de kendi kanalınızı, zihinde canlandırma, onaylama, hedef belirleme ve belirlediğiniz hedeflere odaklanma çalışmaları yaptıkça, farkına vardığınız şeyler değişir.

Eğer sürekli sorunlara odaklanmak yerine, istekleriniz, hedefleriniz doğrultusunda, çözümlere odaklanırsanız, giderek, her durumda çözümleri daha rahat görürsünüz. Başkalarının sorun gördüğü şeyler, sizin için fırsatlara dönüşür.

Duygusal Özgürlük Yöntemleri'nin bu tür çalışmalara kattığı değer ise, negatif duygu ve düşüncelerinizin, çabucak farkına varıp, ortadan kaldırmanıza ve istek ve hedeflerinize tekrar odaklanıp küçücük de olsa bir adım atmanıza yardım etmesidir. Zira günün başında ve sonunda onaylamalarınızı tekrar etseniz de, hedeflerinizi gözden geçirseniz de, sinirinizi bozan bir küçük olay kafanızı saatlerce meşgul ediyorsa, en iyi performansınızı sergileyemezsiniz.

Bu nedenle hedeflerinizle, isteklerinizle paralel olmayan duygu ve düşüncelere kapıldığınızı hissettiğinizde, bir an önce Duygusal Özgürlük Yöntemlerini kullanarak, bu negatif duyguyu ortadan kaldırın. Hedeflerinize tekrar odaklanın ve çalışmalarınıza kaldığınız yerden devam edin.

Günün uygulama önerisi:

Bugün için, en önemli üç hedefinizi, 30 saniye içinde yazın. Bugünün sonuna kadar, sizi bu üç hedeften uzaklaştıracak herhangi bir duygu veya düşünce içinde bulursanız kendinizi, derhal DÖY uygulayın. Sonra kaldığınız yerden, hedeflerinize yönelik çalışmaya devam edin. Bunun yarattığı pozitif değişimi günlüğünüze not edin.
__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-11-2010, 05:26 PM   #19 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: E-Eft Kursu

Bugün sizlerle sınırlayıcı inançlar konusunu tartışmak istiyorum. Çünkü bir süredir onaylamalar, hedefler ve zihninizi programlamakla ilgili mesajlar aldınız ve eğer bunları uyguluyorsanız, mutlaka bir noktada sınırlayıcı inançlarla karşılaşırsınız.

Nedir sınırlayıcı inançlar? Sınırlayıcı inançlar, sınırlayıcı düşüncelerin, son derecede pekiştirilmiş, farklı deneyim ve duygularla desteklenmiş halidir. Öyle ki, sınırlayıcı inançlarınız, sizin hayatınızdaki gerçekleri algılamanızı engelleyen birer filtre görevi görürler. Eğer karşılaştığınız bir olay, sizin inançlarınıza aykırı ise, onu fark edemezsiniz.

Sınırlayıcı inançların güzel bir örneği öğrenilmiş çaresizliktir. Hiç sirklerde filleri izlediniz mi? Filler en büyük ve güçlü hayvanlardan biridir. O kocaman yetişkin filleri ince bir iple bağlarlar. Yetişkin fil o ipi rahatlıkla koparabilecek güçte iken, bunu hiçbir zaman denemez. Çünkü o fil, daha çocukken o ipi koparamayacağını, denemenin boşuna olduğunu öğrenmiştir. Nasıl mı? Sirkteki fil terbiyecisi, yeni doğan yavru fili, çok sağlam zincirlerle, kalın, derin çakılmış, demir bir kazığa bağlar. Hayvan ne yaparsa yapsın bu zincirden kurtulamaz. Bir süre sonra denemekten vazgeçer, çünkü denemenin boşuna olduğunu öğrenmiştir.

Elbette, fil büyür ve güçlenir ve giderek tahta bir kazığa ince bir iple bağlanır. Ama fil çocukken o ipi koparamayacağını çok iyi öğrendiği için, ipi ve bağlı olduğu kazığı gördükçe, koparmayı hiç denemez. Buna öğrenilmiş çaresizlik denir. Bu öğrenilmiş çaresizliğin temelinde de, o ipi ne yaparsa yapsın koparamayacağına olan sınırlayıcı inancı vardır.

Şimdi, fili bırakalım ve sizi sınırlayan inançlara gelelim.

Sizin ne yaparsanız yapın aşamayacağınızı düşündüğünüz ne gibi sınırlar var?
En çok ne kadar para kazanabilirsiniz?
En çok ne kadar koşabilir, ya da şınav çekebilirsiniz?
En çok ne kadar sağlıklı olabilirsiniz?
En çok ne kadar kendinize güvenebilirsiniz?
En çok ne kadar neşeli olabilirsiniz?
En çok ne kadar sevebilir, ne kadar sevilebilirsiniz?
En çok ne kadar mutlu olabilirsiniz?
Biraz daha mutlu, zengin, sağlıklı, başarılı olmanızı engelleyen ne?
Acaba sizi sınırlayan bir inancınız olabilir mi?

Uygulama Önerisi:

Eğer, şu satırları okurken, fark ettiğiniz belirli sınırlayıcı inançlarınız var ise, bunların üzerine Duygusal Özgürlük Yöntemleri ile gidin. İnançlar çok derinleşmiş, farklı deneyim ve duygularla güçlenmiş düşünceler oldukları için, o inanca dayanak olan farklı alt başlıklara, deneyimlere, duygu ve düşüncelere birer, birer tıklayın. Eğer bu şekilde sınırlayıcı inançları ortadan kaldırabilirseniz, yepyeni içgöçüler elde edeceksiniz ve eski sınırlarınızı rahatlıkla aşacaksınız.
__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-11-2010, 05:28 PM   #20 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: E-Eft Kursu

Dün sizinle sınırlayıcı inançlarımızı tartışmıştık.

Sınırlayıcı inançlar, fark edildikten sonra, Duygusal Özgürlük gibi yöntemlerle onlardan kurtulmak nispeten kolaydır. Ancak, daha zor olan şey, bu sınırlayıcı inançların farkına varmaktır. Neden? Çünkü sınırlayıcı inançlar, dünyayı görüşümüzü engelleyen filtreler gibidir. Uzun süredir gözlük takıyorsanız, gözünüzde gözlük olduğunu unutabileceğiniz gibi, sınırlayıcı inançlarınızı da, çoğu zaman göremezsiniz. O nedenle, bazen, eğer ilerleyememenizin nedeni, farkında olamadığınız sınırlayıcı bir inanç ise, bunu aşmak zorlaşır. Bu bir hayaleti aramak gibidir.

Çok şükür, görünmez sınırlayıcı inançları da aşmanın, kolay bir yolu var. O da, zihninize, geliştirici inançları programlamak. Çünkü zihninizde, aynı anda, birbiri ile çelişen iki inanç birden olamaz. Bunu denemek isterseniz, kendinizin bir insan olarak, aynı anda hem değerli, hem değersiz bir insan olduğunuzu düşünün. Bunu yapmak mümkün değildir. Çünkü bilinçaltınızın en önemli önceliği, tutarlı bir dünya görüşünü korumaktır.

Peki, olumlu, geliştirici inançları bilinçaltınıza nasıl programlarsınız?

1)Programlamak istediğiniz inançları belirleyin.

Diyelim zengin olmak, milyonlarca, milyarlarca YTL'lik servet edinmek istiyorsunuz. Bu nedenle, bir milyonerin inanç sistemini kendi bilinçaltınıza programlamak istiyorsunuz. Önce bu inançları belirlemeniz lazım. Örneğin, bir milyoner, para ile ilgili olarak şunlara inanıyor olabilir:

*Sahip olduğum zenginlik düzeyini, tamamen ben yaratıyorum.
*Bir milyoner ve daha fazlası olmaya kendimi adıyorum.
*Büyük düşünüyorum! Binlerce, on binlerce insana yardımcı olmayı seçiyorum.
*Sorunlar yerine fırsatlara odaklanıyorum.
*Zenginlere imreniyorum ve onları seviyorum. Çünkü ben de zenginlik yolunda ilerliyorum.
*Zengin ve başarılı insanları kendime örnek alıyorum. Onlarla temas kuruyor, zengin ve başarılı insanlardan bir çevre ediniyorum. Onlar başardı ise, ben de başarabilirim!
*Benim zengin olmam, başkalarının da zenginliğini arttırıyor. Çünkü her zaman karşılığında aldığım paradan daha fazla değer yaratıyorum.

Bu ve benzeri inançları belirlemek sizin için ilk adımdır. Sizin istediğiniz alandaki başarılı insanların inançlarını, bu şekilde kitaplardan, başarılı insanların yaşam öykülerinden, ya da tanıdığınız başarılı insanlarla konuşarak belirleyebilirsiniz.

Şu aşamada sizin bunlara inanmanız gerekmiyor. Sadece, istediğiniz olumlu, geliştirici inançları belirleyin ve yazın.

2)Bu geliştirici inançları onaylayın.

Yani, bu yeni inançları, sabah kalkar kalkmaz ve gece yatmadan önce okuyun ve bunu yaparken tıklayın. Bu şekilde, bu yeni inançlara karşı direnciniz ortadan kalkacak ve bu inançlar güçlü bir şekilde bilinçaltınıza programlanacak. Bunu en az 30 gün boyunca tekrarlayın.

3)Bu yeni inançlara uygun küçük davranışlarda bulunun.

Siz bu yeni inançlara odaklandıkça, aklınıza çeşitli yeni fikirler gelecek. Bunları uygulamaya koyun. Eylemden, harekete geçmekten daha önemli hiçbir şey yok. Küçücük bir adım bile, çok büyük bir yolculuğun başlangıcı olabilir.

4)Günlük tutun.

Her gün günlüğünüze yeni inançlarınız doğrultusunda, farklı yeni eylemlerinizi ve bunlar sayesinde, elde ettiğiniz sonuçları yazın. 30 gün sonra fark edeceksiniz ki, aslında çok büyük bir yol kat etmişsiniz.

Günün uygulama önerisi:

Sizin hayatınızda sizi en çok sınırlayan alan her ne ise, o alandaki olumlu inançları belirleyin ve yukarıda saydığım 4 adımla, bu yeni olumlu inançları bilinçaltınıza programlayın.
__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


E-Eft Kursu

Alternatif Kişisel Gelişim ve Eft E-Eft Kursu Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Psikolojik Ters Akımın (PTA), var olduğu zaman her tür iyileşmeyi (yani sadece Duygusal Özgürlük Yöntemlerinde değil, her türlü tedavi yöntemine engel olduğunu) daha önce ifade etmiştim. PTA, depresyon, bağımlılıklar ve kronik ciddi hastalıklarda çok yaygın (%90+) görülür. Bu sorunların çözümünün ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Eft telkin cd indir izle İstanbul Eft nerededir kimdir Eft çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Eft hipnoz Eft olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Eft hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Eft kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 02:46 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.