olacaklari hissetme merhaba, ben olacaklari az yada cok sezinleyebiliyorum ama kesinlikler fal kahve, su, cin, peri yoluyla degil. bazi sinyalleri aliyorum bazen yorumluyorum bazen yorumlayamiyorum. bazi ruyalarim cikiyor bazen icime doguyor. ayni durum ananemde de var ama onunki biraz daha degisik. bunu gelistirmenin bir yolu var mi? benim gibi olanlar var mi? |
Ynt: olacaklari hissetme evet bende de böyle bir durum var,hemde alakası var mı bilmiyorum ama telkinleri dinlediğimden beri ciddi ciddi apaçık gördüğüm şeyler başıma geliyor.hatta bi tanesi trafik kazasıydı.o sabah ağlayarak uyandım ve öğlen gerçekten çok kötü bir kaza oldu ama şükürki bişeyim yok ! insan kendini bi garip hissediyor rüyaları çıkınca ,inanılmaz bişey gibi geliyor bana ve kendime şaşırıyorum dusunhatta geçen günki düşen uçağıda gördüm allahım ne oluyor bana 96 işte böyle garip ama gerçek... bi açıklaması vardır elbet ama ne?????? |
Ynt: olacaklari hissetme baska bir scripti okurken fark ettim. bunun sebebi acilan bilincalti yollari olabilir. cunku orada herkesin bu tur yeteneklere sahıp oldugunu sadece farkında olmadıgımızı yazıyordu. |
Ynt: olacaklari hissetme evet ilginç! olabilir ,mantıklı geliyor dusun |
Ynt: olacaklari hissetme Beynimizin keşfedilmemiş bir çok özelliiği var.Suçluluk duyguları yada buna benzer olumsuz duygular günlük yaşamı etiklemesinin yanısıra bu özelliklerimizi keşfetmemizide engelliyor. Bazı kişilerde bu özellikler daha fazla.Telkinleri dinliyince bunların daha ön plana çıkması söz konusu olabilir... |
Ynt: olacaklari hissetme Bu konu biraz karışık olmasına rağmen şu anda bunun bilimsel açıklaması olrak "Ayna Nöronlar" tabiri kullanılmaktadır. Bu konuda netten gerekli bilgilere ulaşabilirsiniz. Ama özet ile: Beyinde bir grup yeni nöronlar yani sinir hücreleri keşfedildi son zamanlarda. Daha önceleri tam fonksiyonu bilinmeyen bu sinir hücrelerinin aslında karşımızdaki kişi/olayları aynen kopyalayarak bizde hayata geçirmesi olduğu düşünülmekte. Hatta daha ileri boyuta götürerek daha önce yaşamış kişilerin ruhları ile bağlantı kurulabileceği bile iddaa edilmekte.... Sevgi ve saygı ile.... |
Ynt: olacaklari hissetme Reklam ve film sahnelerine çoğu insanın beyni "gerçekmiş" tepkisi veriyor! Derleyen Nilgün Özbaşaran Gelişkin görüntüleme teknikleri sayesinde, sinirbilim araştırmalarında önemli gelişmeler kaydedildi. İsrailli bilim adamlarının yeni deneyleri, insanların sinema filmlerine ve reklamlara ne şekilde reaksiyon gösterdikleri hakkında önemli bilgiler veriyor. Hiç sinemada bir film izlerken, beynimizde nelerin yaşandığını düşündünüz mü? Salonda oturanlar aynı mı yoksa farklı reaksiyonlar mı gösteriyorlar? Ya da televizyonda ağızları sulandıran bir sucuk reklamını izleyen bir insanın kafasında hangi beyin bölgeleri etkinleşmekte? Tüm izleyiciler ya da okurlarda aynı reaksiyona neden olan konular veya öyküler var mıdır? Sinirbilimciler artık bu soruları yanıtlamaya adım adım yaklaşıyorlar. Duygu bombardımanı Beyin araştırmalarında uzun bir süredir son derece basit uyartılardan yararlanılıyordu. Beyindeki belli başlı bölgelerdeki uyartıların dağılımlarını öğrenmek isteyen bilim adamları, beyin tarama aygıtındaki deneklerine basit biçimler, renkler ve hareketler vs gösteriyorlar. Bu yöntemin avantajı, kontrol edilen uyartılara göre beyin bölgelerinin kesin bir şekilde belirlenebilmesidir. Tabii bunların gündelik yaşamla pek ilgisi yoktur. Oysa beynimiz her gün anlamlı bir şekilde işlenmesi gereken yoğun bir duygu akımıyla karşı karşıya kalır. Bunların arasında tabi ki televizyon reklamları ve sinema filmleri de var. İsrailli bir araştırma grubu, bir Clint Eastwood filmini izleyen deneklerin beyin etkinliklerini inceleyerek ilginç ve şaşırtıcı sonuçlar elde etti. İyi, Kötü ve Çirkin Weizmann Bilim Enstitüsü’nden Uri Hasson ve ekibi, deneklere basit uyartılar yerine Sergio Leone’nin "İyi, Kötü ve Çirkin" filminden 30 dakikalık bir bölüm izletirken, beyin etkinliklerini kontrol etmiş. İlk sonuçlardan biri şu: Filmin kahramanı Clint Eastwood yakın çekimde gösterildiğinde ya da silahlı çatışmaya girdiğinde, deneklerde aynı beyin etkinleri izlenmekte. Demek ki deneklerin beyni Clint Eastwood’un görüntüsüne karşı aynı reaksiyonu göstermekte. Üstelik etkinlikler sadece algılamalardan sorumlu beyin bölgesinde değil "daha gelişkin" olan ve ilişkilendirmelerden sorumlu olan beyin kabuğundaki (associative cortex) bölgelerde de meydana gelmekte. Gyrus fusiformis aktif Büyük beyin yüzeyinin neredeyse %30’u tüm izleyicilerde aynı şekilde işliyor, diyor bilim adamları. Hatta beyin etkinlikleri o kadar benzer ki, bunlara bakarak insanların hangi sahneyi izlediklerini söylemek bile mümkün. İncelemeler sırasında belirgin motifler saptanmış. Mesela filmde Clint Eastwood, Eli Wallach veya Lee Van Cleef’in yüzleri göründüğünde tüm izleyicilerde, yüzlerin algılanmasında önemli bir rol oynayan Gyrus fusiformis bölgesi aktifleşmiş. Barda veya sokakta çekilen sahnelerde ise etkinlik Sulcus collateralis bölgesinde ortaya çıkıyor. Daha önceleri fonksiyonel manyetik rezonans tomografi testleriyle yapılan incelemelerle bu beyin bölgesinin, yapı (bina) görüntülerinin işlenmesinden sorumlu olduğu anlaşılmıştı. Herkeste aktifleşen bölge Tüm izleyicilerde aynı zamanda harekete geçen diğer bir beyin bölgesi de Sulcuk postcentralis. Bilim adamları bu etkinlikleri kaydettikten sonra, film sahnelerini inceleyince dikkat çekici paralellikler saptamışlar. Bu sahnelerde film kahramanı ya silahını dolduruyor, sigara sarıyor veyahut da bardağına viski dolduruyordu ki bunların hepsi için ince hareketler gereklidir. Bilim adamları bu iç reaksiyondan ayna nöronların sorumlu olduğunu söylüyorlar. Diğer insanların davranışlarını izleyenlerde "ayna nöronlar" sanki o hareketi kendisi yapıyormuş gibi reaksiyon göstermekte. İç benzetim sistemi Demek ki ayna nöronlar sadece birini kollarımıza aldığımızda değil, bunu mesela reklamlarda da gördüğümüz zaman harekete geçiyorlar. Anlaşıldığı üzere içimizde diğer insanlarda izlediğimiz durumları yaratıyorlar. Yani diğer insanların hissettiklerini eş zamanlı iç simülasyonlar biçiminde yaşıyoruz. Ayna nöronlarla harekete geçen süreç, düşünmeden, konuşmadan kendiliğinden gerçekleşmekte. Buna göre iki sinema izleyicisinin beyni, algılanan görüntüler ve seslerdeki karmaşık motiflere aynı şekilde yanıt veriyor, yani bir tür nöronsal kukla oyunu tertipleniyor sanki. Düello sahnelerine ilgi Özellikle de dramatik düello sahnesi ya da sürpriz hareketler beyinde belirgin bir şekilde takip edilebiliyor. Bununla birlikte beyindeki tüm bölgeler her izleyicide eşzamanlı olarak hareket etmiyor. Bazı bölgeler herkeste aynı şekilde çalışırken, diğer bölgeler, kişiden kişiye tamamen farklı reaksiyon gösteriyor diye açıklıyor araştırmacılar. Bu sonuç, özellikle de reklamcılar için büyük bir önem taşımakta. Belli başlı kodların (öykülerin), davranışların veya sembollerin hedef kitlenin beyinlerini eşzamanlı olarak harekete geçirmeleri son derece ilgi çekicidir. Bunlar özellikle de belli bir (alt-) kültür için benzer anlamlar taşıyan kodlardır. Brain Fingerprinting Yukarıda ele aldığımız deney, son zamanlarda "nöronsal düşünce okuma" üzerine yapılan araştırmalardan bir örnek sadece. Sinirbilimciler, artık beyin etkinlikleri sayesinde deneklerin hangi resme baktıklarını ya da ne gibi davranışları yerine getireceklerini tahmin etme konusunda git gide ustalaşıyorlar. Beynin parmak izi, "Brain Fingerprinting" olarak da adlandırılan bu etkinlikler sayesinde Amerika’da kısa bir süre önce bir tutuklu serbest bırakıldı. Yetkililer tutuklunun beynini taradıklarında, suçlunun olay yerine karşı hiçbir tepki göstermediğini görmüşlerdi. Bu deneyler öte yandan bilim adamlarının "Locked In" hastaları olarak adlandırdıkları kişilerde de uygulanmakta. Bu kişiler tamamen felçli olmalarına bilinçleri tümüyle açıktır. Düşünce ile hareket Eğer bu insanların düşünceleri "okunabilseydi" yeniden iletişim kurabilirlerdi, diyen bilim adamları bu tür hastaların, düşünceleriyle bilgisayar faresini ya da tuşlarını kullanabilmeleri için araştırmalar yapıyor. Bu tür çalışmalarda elde edilen sonuçlar arasında reklamcılar için önemli olan, belli başlı sahneler, öyküler veya semboller karşısında beyinlerin aynı şekilde reaksiyon göstermesidir. Yani reklamcılar bu sonuçları değerlendirerek, tüm izleyicilerde aynı etkiyi bırakan reklam filmleri çekerek yeni tüketiciler yaratabilirler. Ama ne var ki sinirbilimciler bile ayrıntıları tam olarak çözebilmiş değiller henüz. Belki de bunları öğrenmek için kültür bilimlerinde uygulanan yöntemlerden (mesela objektif yorum bilimi/hermenötik) yararlanılabilir. Kaynaklar: Nature Reviews Neuroscience, Implicit Marketing, Science 303, 1634-1640. |
Ynt: olacaklari hissetme olacakları değiştremedikden sonra hissetmek pek işe yaramıyor smiliyface |
Ynt: olacaklari hissetme Aslında bu olacakları hissetmeyi sadece rüyalarda gelecek ile ilgili işaret almak ile sınırlandırmamak gerekiyor. Sezgilerin kuvvetli olması günlük yaşamınızda oldukça işinize yarayabilir. Bunun bir diğer adı da ileri görüşlülükdür... Yani net olarak gelecekte neler olacağını görmesenizde hislerinizi hesaba katarak kararlar alırsınız ve bunların ne kadar doğru kararlar olduğunu daha sonra anlayabilirsiniz. Bu bağlamda kendine güven için gerekli olan tamamlayıcı öğelerden bir tanesinin sezgilerin kuvvetli olması olduğunu söyleyebilirim. |
Ynt: olacaklari hissetme Bir kişi esnedğinde karşısında ki kişide esner.Bunun nedeni kesin olarak bulunamamıştı.Acaba ayna nöronlar sayesinde olabilir mi? |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 03:08 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.