Tekil Mesaj gösterimi
Alt 03-04-2013, 04:17 PM   #1 (permalink)
TR-ance
Yüzbaşı
 
Üyelik tarihi: Sep 2007
Mesajlar: 514
Tesekkür: 197
445 Mesajinıza toplam 3,041 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
TR-ance has a spectacular aura aboutTR-ance has a spectacular aura aboutTR-ance has a spectacular aura about
Standart Yoga'nın Felsefesi



Yoga Felsefesi Nedir?

Maddi enerji ruhi enerjinin somutlaşmış formudur. Ruhi enerji ebedi olduğu için maddi enerji de ebedidir. Ama ruhi enerji maddi enerjinin temelidir. Ruhi enerji kök, maddi enerji ise ağaçtır. Maddi evren ruhi evrenin yansımasıdır. Ruhi evren ebedidir, maddi evrenin ise yenilenmeye ihtiyacı vardır. Bu nedenle maddi evren doğum ve ölüm devirlerinden geçmek zorundadır. Bu devirler ebediyen tekrarlanmaktadır. Evrenin her doğuş devrinde gezegenler ve galaksiler yeniden tezahür etmekte ve gereken hayati dengeler kurulduktan sonra zeki canlı varlıklar gezegenlere indirilmektedir. Satyaloka adı verilen en yüksek gezegen sisteminde peydah olan ilk zeki canlı varlık, Brahma evrensel bilgileri diğerlerine aktarmaktadır. Bu bilgiler evrensel bilgi kaynağından gelmekte olup, kusursuzdur. Brahma tarafından aktarılan bilgilerin başında Yoga İlmi gelmektedir. Bu ilim zeki canlı varlıkların ruhsal huzur, zihinsel kontrol ve fiziksel sağlık kazanıp mükemmelliğin zirvesine ulaşmasına yardım etmektedir. Yoga Sistemi derin felsefe ve detaylı uygulama tekniklerine dayanmaktadır. Bu teknikler sayesinde birey maddeyi inceleyip kontrol altına alarak ruhu tecrübeden geçirmektedir. Haz ve acı, iyi ve kötü, zafer ve yenilgi, sevgi ve nefret, ebedi ve geçici gibi ikilikler insanı artık rahatsız etmemektedir. İnsan kendisiyle, başkalarıyla ve doğayla uyum, barış ve huzur içinde yaşamaktadır. Kendini geliştirip gizli potansiyellerini yüzeye çıkarmak için insan sağlıklı, güçlü ve temiz olmalıdır.

Evrenin başlangıcında verilen bilgiler dilden dile tüm gezegen sistemlerine yayılmıştır. Gezegenlerde bulunan zeki canlı varlıkların idrak etme kapasitesine göre Yoga bilgilerinin hacim ve içeriği farklıdır. Dünya gezegeninin ilk uygarlığında kitaplara ihtiyaç duyulmamıştır, çünkü o dönemlerde insanların hafızası o kadar güçlü olmuştur ki, bir kere duyduklarını hiçbir zaman unutmamışlardır. Bundan ötürü insanlar yazılı bilgiye, yani kitaplara gereksinim duymamışlardır. Yoga bilimi ağızdan nakil yoluyla üstattan öğrencilere geçmiştir.
İnsanoğlunun hafızası zayıfladıkça, bilgilerin defalarca tekrarlanmasına ihtiyaç doğunca bilgilerin yazılı şekilde bulundurulması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Yazılı bilgiye duyulan ihtiyaç arttıkça günümüzden tahminen 5-6 bin yıl kadar önce ilk kitaplar kaleme alınmıştır. Bu kitaplar Sanskrit dilinde yazılmıştır. Sanskrit sözcüğü “bilgili” veya “soylu” anlamına gelmektedir.

Her şeyden önce Veda adı ile bilinen dört temel kitap yazılmıştır. Veda kelimesi “bilgi” anlamını taşımaktadır. Bu sözcük Vid kökünden gelmektedir. Vid kelimesi “bilmek”, “anlamak”, “algılamak” veya “öğrenmek” demektir. Veda günlük yaşamımızda kullandığımız rutin bilgi değildir. Veda ebedi, sonsuz ve mükemmel bilgidir. Dört temel Veda kitabı şunlardır:

1. Rig Veda
2. Sama Veda
3. Yacur Veda
4. Atharva Veda

Bundan sonra dört Veda kitabında verilen konuları daha detaylı bir şekilde açıklayan Brahmana, Aranyaka ve Upanişada adı verilen kitaplar yazılmıştır. Daha sonra evrenin tarihini anlatan Purana ve dünya gezegeninin tarihini açıklayan Itihasa adlı kitaplar yazılmıştır. Bütün bu kitaplarda Yoga İlmi açıklanmaktadır. Ayrı bir konu başlığı altında olmadan Yoga Sistemi’ne dair bilgiler bütün bu kitaplarda bulunmaktadır. Yoga bilimine tam bir şekilde sahip olmak için tüm bu kitapları incelemek gerekir. Bu kitapları inceleyen felsefeciler insanların zihinsel ihtiyaç ve bilinç seviyelerine göre kitaplardaki bilgilerin özünü çıkararak altı Darşana, yani “felsefi bakış” öne sürmüşlerdir. Bu altı Darşana şunlardır:

1. Yoga
2. Samkhya
3. Nyaya
4. Vaişeşika
5. Purva Mimamsa
6. Uttara Mimamsa

1. YogaDarşanamadde ve ruhu detaylı bir şekilde incelemektedir. Maddi enerji nasıl ruhi enerjiden üremekte ve hareket etmektedir. Bireysel ruh nasıl Evrensel Ruh’tan ayrılmakta ve nasıl yeniden birleşebilir. Evren neden, nereden ve nasıl tezahür etmektedir. Evrenin doğum, yaşam ve ölüm evrimleri nasılsır? Ruh maddenin tuzağına nasıl düşmekte ve bu tuzaktan nasıl kurtulmaktadır. Civatma adı verilen “bireysel ruh” ve Paramatma adı ile bilinen 'Evrensel Ruh' incelenmekte ve onların birleşmesini sağlayan araçlar analiz edilmektedir. Teori ve pratik bir araya getirilerek düşünce ve hayat sisteminin dinamik açıklaması verilmektedir. Pratiksiz teori ve teorisiz pratik insanın gelişmesine yardım edemez. Teori ve pratik el ele yürümelidir.

2. Samkhya Darşana evrenin temelini oluşturan ve yirmi beş Tattva olarak anılan “esas elementi” incelemektedir. Ruhi enerji nasıl somutlaşarak maddi enerjiye ve bilinç yoğunlaşarak nasıl yirmi beş esas elemente dönüşmektedir? Evrenin başlangıcı ve yirmi beş elementten aşama aşama oluşumu detaylı bir şekilde açıklanmaktadır.

3. Nyaya Darşana mantık ve düşünce kurallarını incelemektedir. Mantıklı düşünme ve benzerliklere dayanmaktadır. Ruhun var oluşunu mantık ve anlam çıkarma yoluyla kanıtlamaktadır.

4. Vaişeşika Darşana uzay ve zaman, neden ve sonuç, ruh ve madde gibi konuları incelemektedir. Neden ve sonuç kurallarını kullanarak ruhun var oluşunu kanıtlamaktadır.

5. PurvaMimamsa Darşana tanrı kavramını incelemektedir. Törenlerin neden ve nasıl yapılmadığını açıklamaktadır. Evrensel Karma (etki tepki) kanununu anlatmaktadır. Tanrı’ya ulaşmak için yapılan tören ve faaliyetlerin önemini vurgulamaktadır.

6. UttaraMimamsa Darşana tanrı kavramını incelemekte ve Tanrı’ya törensel değil zihinsel yolla yaklaşmanın daha önemli olduğunu vurgulamaktadır. Cnana yani “bilgi” nasıl ve nereden alınmalıdır? İnsanoğlunun gelişmesinde törenden daha çok bilgiye önem vermektedir.

İleride bu altı Darşana, yani “felsefi bakış” hususunda ayrı bir kitap yazmayı düşünüyoruz.

Yoga bilimine tam bir şekilde sahip olmak için işaret edilen bütün bu kitapları incelemek gerekir. Zamanla bu iş çok zorlaştığı için günümüzden tahminen iki bin yıl önce Patancali isimli Yoga Üstat ve filozofu tarafından Yoga İlmi çok kısa bir şekilde Yoga Sutra kitabında açıklanmıştır.

Patancali Veda edebiyatında bulunan Yoga biliminin bir özetini hazırlamıştır. Yoga Sutra kitabında Patancali detaylara inmeksizin Yoga Sistemi’ni anlatmıştır. Yoga Sistemi bu kitapta Aştanga, yani sekiz basamaklı yol olarak aktarılmaktadır. Aştanga kelimesi iki sözcükten ibarettir. Aşta 'sekiz' Anga ise 'hisse' anlamına gelir. Böylece Yoga sekiz hisseden ibarettir. Yoga insanı geliştirerek yükselişe ulaştırdığı için Anga sözcüğü “basamak” gibi de yorumlanabilir. Böylece Yoga Sistemi sekiz basamaklı yol olarak adlandırılmaktadır. Bu nedenle Yoga Sistemi zamanla Aştanga Yoga diye adlandırılmaya başlanmıştır. Böylece Orijinal Yoga Sistemi’nin ismi Aştanga Yoga olmuştur. Bu gerçek Yoga Sistemi’nin ismidir. Günümüzde “aştanga yoga” adı altında yapılan hızlı fiziksel çalışmalar orijinal Aştanga Yoga sisteminden çok uzaktır. Günümüzde “aştanga yoga” adı altında sunulan sözde yoga çalışmalarına dikkat edilmelidir. Bazı dinci tarikatlar da kendilerini "aştanga yoga" olarak tanıtmaktadır. “Aştanga yoga” adı altında beyin yıkama programları düzenleyen dinci tarikatların gerçek Aştanga Yoga sistemiyle hiçbir ilgisi yoktur.

Yoga Sutra genel yöntemi ve son amacı açıklayan yönerge şeklinde yazılmıştır. Dört bölüm 195 metin içermektedir. Birinci bölüm Yoga teorisini anlatmaktadır. Zihinsel dengenin geliştirilmesi ve sağlanmasına ilişkin açıklamalar yer almaktadır. İkinci bölüm Yoga sanatını anlatmakta ve temel teknikleri açıklamaktadır. Üçüncü bölümde dahili disiplin ve Siddhi olarak tanımlanan doğaüstü güçlerin edinilmesi anlatılmaktadır. Dördüncü bölüm gerçek özgürlüğü anlatmakta ve maddi enerjinin zincirlerinden kurtuluş yolunu açıklamaktadır. Yoga Sistemi’nin sekiz basamağı tüm şekilde uygulandığında birey Evrensel Bilinç ile birlik haline ulaşmakta ve kendini beden, zihin ve fani egoyla bir tutmamaktadır. Bu Samyama, yani bütünleşme halidir.

Yoga Sutra kitabının ikinci, Sadhana Pada adlı bölümünün birinci metninde şöyle denilmektedir: “Tapah svadhyaya işvara pranidhanani kriya yoga”, “Ateşli çaba, kendini eğitme ve Mutlak Varlığı algılama Yoga faaliyetidir”. Bu metin Yoga yolunda ateşli çaba, kendini eğitme ve Mutlak Varlığı algılama gibi faaliyetlerin gerçekleşmesine vurgu yapmaktadır. Oysa günümüzde bazı kişiler “kriya yoga” adlı bir yoga türünün mevcut olduğunu iddia etmektedir. Bu sözde yoga türünde yapılanlar sadece Orijinal Yoga Sistemi’nin sekiz basamağından alıntılardır. Bu olayın en ilginç tarafı şudur ki bu kişiler, “kriya yoga çalışmalarına başlamadan önce birey Yama, Niyama, Asana, Pranayama ve Pratyahara uygulamalıdır” ifadelerini kullanıyorlar yani Yoga Sistemi’nin ilk beş basamağında bulunan çalışmaların yapılmasını öneriyorlar. Bundan sonra da verdikleri bütün teknikler Orijinal Yoga Sistemi’nden alıntılardan ibarettir. Bu durumda, bu çalışmalara neden başka bir isim verilsin ki? Cevap şudur ki bu kişiler kendilerinin farklı bir şey yaptıklarını göstermek isteği ve böylelikle insanların dikkatini üzerilerine çekmenin peşindedirler. Günümüzde bir hinduizm tarikatı kendini “kriya yoga” adı ile tanıtmaktadır. Bu tarikat Yoga kelimesini bir yem gibi kullanarak masum insanları dogmatik bir tapınma sistemine sürüklemektedir. “Yoga” adını taşıyan tarikatlara mutlak suretle dikkat edilmelidir.

Veda metinlerinde Aştanga Yoga bazen Raja Yoga adını almaktadır. Bu, sekiz basamaklı bütünleşme yolunun kral yolu olduğu anlamına gelmektedir. Sanskritçe Raja sözcüğü “kral” demektir. Oysa günümüzde “raja yoga” bir yoga türü gibi tanıtılmaktadır. Bu tam bir cahilliktir. Aslında bu usulle sözde yoga türleri üremektedir.

“Raja yoga” yaptıranlar Yoga Sistemi’nin ilk basamaklarını ihmal ederek insanlara hemen meditasyon yapmayı önermektedir. Meditasyon yapmak için zihinsel kontrol gereklidir. Zihin kontrol edilirse enerji de kontrol edilmektedir. Ancak, bu çok zor bir iştir özellikle de başlayanlar için. Zihni denetim altına almak, duygulardan ve egodan ayırmak çok zordur. “Raja yoga” yönteminde zihni ve düşünceleri bastırmak tavsiye edilmektedir. Bu çok tehlikelidir. Çoğunlukla bu çift kişiliğe ve farklı birtakım psikolojik rahatsızlıklara neden olmaktadır. Sözde yoga türlerinde birçok yanlış ve zararlı uygulamalara rast gelmek mümkündür. Oysa gerçek Yoga Sistemi’nde zihni zorlamak değil, eğitmek önerilmektedir. Zihin, düşünce ve istekler bastırılmamalıdır; arınmalıdır. Önce enerji akımları dengelenmeli ve kontrol altına alınmalıdır. Böylece zihin sakinleşmekte ve rahatlamaktadır. Huzurlu zihinle meditasyon yapmak çok daha kolaydır. Bu yüzden Yoga Sistemi’nde önce Pranayama (Nefes ve Enerji Kontrolü) sonra Dhyana (Meditasyon) yapılmaktadır.

Pratik uygulamalara başlamadan önce Puruşa ve Prakriti adlı iki evrensel prensibi anlamak çok önemlidir. Sanskritçe kelimesi kelimesine Puruşa sözcüğü “şahıs” ve Prakriti sözcüğü ise “üretici” demektir. Daha geniş felsefi anlamda Puruşa “evrensel ruhi prensip”, Prakriti ise “evrensel maddi prensip” anlamına gelmektedir. Evrensel ruhi prensip maddi doğayı veya evrensel maddi prensibi canlandırmakta ve harekete geçirmektedir. Evrensel maddi prensip Çit adı verilen “bilinç” ve üç Guna olarak nitelendirilen “nitelik” veya “evrim gücü” vasıtasıyla Manas denilen “zihin” ve Buddhi adlı “zeka” unsurlarını üretmektedir.

Puruşa ve Prakriti birlikte hareket ederek maddi evreni hayata getirmektedir. İkisi de başlangıç ve sonu olmayan sınırsız enerjidir. Evrensel maddi prensip Pança Mahabhuta olarak bilinen beş kaba elementten oluşmaktadır. Sanskritçe Pança “beş”, Maha “büyük”, Bhuta “element” demektir. Beş kaba element şunlardır:

1. Prithvi, yani “toprak”
2. Apas, yani “su”
3. Agni, yani “ateş”
4. Vayu, yani “hava”
5. Akaşa, yani “eter”

Bu beş kaba elementten tezahür eden ve Tanmatra adı verilen beş ince element mevcuttur:

1. Gandha, yani “koku”
2. Rasa, yani “tat”
3. Rupa, yani “form”
4. Sparşa, yani “temas”
5. Şabda, yani “ses”

Mahat-tattva, maddi doğanın harekete geçmemiş ilk temel başlangıç hali, kökü veya çekirdeğidir. Mahat-tattva, maddi evrenin tüm fenomenlerini ortaya çıkaran üreme prensibidir. Evrensel Bilinç bu üreme prensibine yansıyarak Mahat adı ile anılan “maddi kozmik şuuru” oluşturmaktadır. Maddi kozmik şuur, Sattva (erdemlilik), Rajas (ihtiras) ve Tamas (cehalet) olarak tanımlanan üç evrim gücünü harekete geçirmektedir. Üç evrim gücü beş kaba ve beş ince elementi etkileyerek beş Gyanendriya adını alan “algı organını” (kulak, burun, dil, göz ve cilt) ve beş Karmendriya ismi verilen “eylem organını” (bacak, kol, konuşma, boşaltım ve üreme) şekillendirmektedir. Ahamkara, veya “ego”, Buddhi, veya “zeka”, Manas, veya “zihin” Çitta adlı “maddi bireysel şuuru” şekillendirmektedir. Maddi bireysel şuur maddi kozmik şuurun kişisel yansımasıdır. Evrensel maddi prensip, beş kaba element, beş ince element, beş algı organı, beş eylem organı, zihin, zeka, ego ve evrensel ruhi prensip, yirmi beş Tattva olarak tanımlanan “temel elementi” teşkil etmektedir. Çömlek çömlekçi, ev mimar olmadan yapılamaz. Evrensel ruhi prensip, yani İlk Güç temel elementlerle temas etmeden evren tezahür edemez. Tüm mevcudiyet evrensel ruhi prensip ve evrensel maddi prensibin etrafında dolaşmaktadır.

Beden, algı ve eylem organları, zihin, zeka, ego ve ruhun birleşmesi hayattır. Beden ve ruh arasında zihin bir köprü gibi hareket etmektedir. Zihin hissedilemez, görülemez ve elle tutulamaz. Zihin yalnız bilinç aracılığıyla tecrübeden geçirilmektedir. Bilinç ruhun şuur niteliğidir. Zihin kontrol altına alındığında bilinç algılanabilir. Bilincin vasıtasıyla ruh yaşanabilir. Öz veya ruh istek ve zevklerini zihin ve beden aracılığı ile gerçekleştirmektedir. Zevk ve isteklere ulaşılmasında zihin bir ayna, beden ise bir alet gibi hareket etmektedir. Yoga Sistemi zihin aynasını ve beden aletini mükemmel hale getirerek ruhun tecrübe edilmesini sağlamaktadır.

Evrenin doğuşunda Atma adlı “ruhun” niteliği olan Çit, yani “bilinç” katılaşarak Ahamkara ismi verilen “ego”, Buddhi adı ile bilinen “zeka” ve Manas adlı “zihin” unsurlarına dönüşmektedir. Ego, zeka ve zihin unsurları kaba fiziksel bedenin içinde bulunan ince enerjetik astral bedeni oluşturmaktadır. Böylece bilinç unsuru düşünce, algılama ve eylem fonksiyonlarının kaynağıdır.

Hayat tekerliği döndükçe bilinç, Avidya denilen “cahillik”, Asmita adlı “bencillik”, Raga adı verilen “düşkünlük”, Dveşa ismini alan “nefret” ve Abhiniveşa isimli “hasret” ıstırabını tecrübeden geçirmektedir. İnsan devamlı olarak bu beş ıstırabı yaşamaktadır. Yaşanan ıstıraplar bilinci beş farklı hale sokmaktadır:

1. Mudha, yani “donukluk” hali
2. Kşipta, yani “duraksama” hali
3. Vikşipta, yani “kısmen kararlı” hal
4. Ekagra, yani “dikkatli” hal
5. Niruddha, yani “kontrollü” hal

Istıraplı bilinç Vasana olarak anılan “isteklerle” yakılan ateşe benzemektedir. İstekler artınca ateş de güçlenmekte ve insanı yakmaktadır. İstekler kontrol altına alınıp azalınca ıstırap veren ateş yavaşlamakta, sönmekte ve böylece bilinç temizlenmektedir. Bilincin temiz hali aydınlanmanın kaynağıdır. Yoga Sistemi, insanoğlunun bilincin temiz haline ulaşmasını sağlamaktadır.

Yoga Sistemi’nin Yama, Niyama ve Asana basamaklarında donukluk halinde olan bilinç arınmakta ve zihin canlanarak faaliyete teşvik edilmektedir. Asana ve Pranayama basamaklarında bilinç duraksama halinden arınmakta ve zihin sabitleşmektedir. Pranayama ve Pratyahara teknikleri sayesinde bilinç kısmen kararlı halden arınmakta, enerjisini bir noktaya toplamakta ve zihin dengelenmektedir. Dharana teknikleri bilinci daha da arındırmakta ve zihinsel konsantrasyonu artırmaktadır. Dhyana ve Samadhi teknikleri bilinci kontrollü hale eriştirmekte ve zihni sakinleştirmektedir. Zaman içinde bilinç arınarak bu beş hali aşmakta ve spiritüel hale ulaşmaktadır. Böylece birey Yoga Sistemi’nin basamaklarında yavaş yavaş ilerlemeli ve sistemin temelini oluşturan önceki basamakları ihmal etmemelidir. Günümüzde bazı kişiler sizi hemen Samadhi haline götürmeyi vaad edebilir. Böyle vaadlerin gerçek olmadığını herkes bilmeli ve bu tür kişileri ciddiye almamalıdır.

Bilinmeyen ruhun incelenmesi öncesinde birey bilinen beden, zihin, zeka ve egoyu araştırıp öğrenmelidir. Bilinen tam şekilde öğrenildikten sonra, nehirin insanı denize götürmesi misali bu bilgi de bireyi bilinmeyene taşımaktadır. Bu anda birey Ananda adını alan “mutluluğun” en yüksek halini yaşamaktadır.

Başta, Yoga Sistemi sağlık, güç ve bedenin fethedilmesiyle ilgilenmektedir. Sonra, beden ve zihin arasındaki farklılık perdesi ortadan kaldırılmaktadır. Son olarak, birey barış, huzur ve katkısız temizliğe ulaşmaktadır.

Yoga tam, etkili, verimli ve sistematik bir şekilde insana içindeki ruhu araştırma ve algılama yolunu öğretmektedir. Birey dışsal bedeni inceleyerek içsel öze ulaşmaktadır. Kendini algılama yolunda birey bedenden sinirlere, sinirlerden hislere, hislerden duyguları kontrol eden zihne, zihinden mantığı ve iradeyi yöneten zekaya, zekadan egoya, egodan bilince ve bilinçten gerçek öze, yani ruha ilerlemektedir.
Yoga Sistemi insana doğayla, diğer canlılarla ve kendisiyle barış ve uyum içinde yaşamayı sağlamaktadır. İnsan iyiliği kötülükten, erdemliliği mengenelikten, ahlaklılığı ahlaksızlıktan ayırt etmeyi öğrenmektedir. Doğru eylemin ayrıntılı kavramı veya görev ilmi Dharma adlandırılmaktadır. Dharma, evrensel düzeni oluşturan kanunlardır ve insanlığın manevi niteliklerinin temelidir. Dharma ırk, kast, sınıf ve inanca aldırmadan spiritüel hayat yaşamak için insanlığı desteklemekte, güç vermekte, yaşatmakta, yükseltmekte ve rehberlik etmektedir.
Dharma, Evrensel Ruh’tan gelen ve insan ruhunda bulunan ebedi doğru davranış kurallarıdır. Bu kuralları algılamayan ve onlara zıt hareket eden insan vicdan azabı çekmektedir. Vicdan, Dharma kurallarına zıt hareketin icrasını belirten ve içimizden haykıran ruhun sesidir. Bu kurallara göre hareket etmeyen insan hiçbir zaman huzur ve mutluluğa ulaşamaz. Olağan insan kendisiyle ve evrenle savaşmaktadır ve bu yüzden hiçbir zaman barış içinde yaşayamaz. Böylece Dharma'ya göre hareket etmek isteyen insan Yoga Sistemi’ne başvurmalıdır. Dharma kurallarına göre davranmak ve içindeki ruhu tecrübeden geçirmek için beden sağlıklı, güçlü ve temiz tutulmalıdır.

Yoga felsefesine göre, insanoğlu devamlı olarak maddi doğanın, Guna adlı, üç farklı etkisi altındadır. Peki Guna nedir? Sanskritçe Guna sözcüğü “kalite”, “nitelik” veya “karakteristik” demektir. Daha geniş felsefi anlamda ise Guna “hal” anlamına gelmektedir. Maddi enerjinin üç hali veya Guna'sı mevcuttur:

1. Sattva;
2. Racas;
3. Tamas.

Sattva-guna erdemlilik halidir. Bu hal zihinsel sakinlik, denge, aydınlık, temizlik getirmektedir.
Raco-guna ihtiras halidir. Bu hal hareketlilik, faaliyet, enerji kazandırmaktadır.
Tamo-guna cehalet halidir. Bu hal pasiflik, cahillik, hareketsizlik ve karanlık vermektedir.

İnsan her zaman maddi enerjinin bu üç halinin etkisi altındadır. Sattva-guna insanı gelişme ve yükselişe, Tamo-guna çöküntü ve inişe,Raco-guna ise ortalama hayata yöneltmektedir. İnsanın düşünce, istek, inanç, gaye, gıda, eylem ve işi bu üç Guna’nın etkisine göre çeşitlenmekte ve ayarlanmaktadır.

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

TR-ance isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla