Tekil Mesaj gösterimi
Alt 17-01-2012, 06:19 PM   #27 (permalink)
Işıldayan Safir
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili



1. SEVGİ DİLİ ONAY SÖZLERİ

On beş yaşındaki Brad ailesinin isteği üzerine bana gelmişti. Ayaklarına büyük gelen mavi ayakkabıları ve çelimsiz bedeninde bol cepli pantolonuyla karşımda oturuyordu. Tişörtünün üzerinde "Özgürlük dünyada istediğiniz bütün şekerlere sahip olmaktır." yazıyordu. Orada benimle olmak istediğinden kesinlikle emin değildim ama sorduğum soruları dikkatle dinlemesi, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaşması beni şaşırtsa da hoşuma gitmişti. (Ofisime sorularıma yanıt olarak sadece "Tamam" diyen bir sürü ergen çocuk da gelmişti.)

Brad'in ailesi onun asi davranışlarından şikâyetçi olduklarını, birkaç kez kendilerine öfkeyle çıkıştığını ve hatta bir keresinde onları evi terk etmekle tehdit ettiğini söylediler. Onu benimle konuşması için ikna etmelerinin sebebi de işte bu tehdit olayıydı. Brad'in evi terk etme düşüncesi ana babasını neredeyse bir bunalıma sürüklemişti. Babası endişesini şöyle dile getiriyordu: "Böyle bir şey yapabilecek bir çocuk o. Yabancı biriyle hiç karşılaşmadı. Sığınabileceği birini bulabilir ama bunu düşünmek bile beni dehşete düşürüyor." Brad'in annesi ise şöyle devam etti: "Brad'le konuşmaya çalıştık fakat ne zaman konuşmaya başlasak kendimizi bir tartışmanın ortasında buluyoruz. İçimizden birien sonunda kontrolünü kaybedip söylemek istemediği şeyler söylüyor. Sonra ondan özür diliyoruz ve konuşmaya devam etmeye çalışıyoruz ama aynı fikri paylaşmadığımız zaman Brad mantıksız bir çocuk oluveriyor."

Kısa bir girişten sonra Brad'i, benim rolümün ona ne yapması gerektiğini söylemek değil, ailesiyle onun birbirlerini biraz daha iyi anlamalarını sağlamaya yardım etmek olduğuna inandırmaya çalıştım. Ailesinin "kaygılı göründüğünü" ve bu yüzden de ikimizin bir araya gelmesini istediklerini belirttim. Başını sallayarak beni onayladı. Brad'le iletişim kurabilmek için geçmişi deşmek yerine bugün hakkında konuşmaya karar verdim ve "Annen ve baban evden ayrılmayı düşündüğünden bahsettiler. Düşünüyorum da belki biraz bu konuda konuşabiliriz" dedim.

Brad başını sallayarak, "Evden ayrılmayacağım." dedi. "Bunu annemle babamın beni dinlemedikleri ve benim de sinirden deliye döndüğüm bir gece söyledim. Bazen evi terk etmeyi gerçekten düşünüyorum ama bunu asla yapabileceğimi sanmıyorum."

Bunun üzerine ben "Evden ayrılmayı düşünürken ne planlıyorsun? Eğer ailen ile yaşamasaydın nasıl bir hayatın olsun isterdin?" diye sordum.

Brad "İstediğim her şeyi yapmakta özgür olacaktım." dedi. "Onlarla her konuda kavga etmek durumunda kalmayacaktım. Evde yaşamak istemeyişimin nedeni işte bu kavgalar."

Olumsuz kelimeler duymak Brad 'i fazlasıyla yaralıyordu. Onun temel sevgi dili onay sözcüklerinden oluşuyordu, bunu sezmeye başlamıştım. Ergenlerin karşısındakinden duydukları olumsuz sözlere kırılmaları, onların duygusal sevgi ihtiyaçlarının en etkili biçimde olumlu sözlerle karşılandığının işaretidir.

Daha sonra "Annenle babanın seni sevdiğini hissedebiliyor musun?" diye sordum. Brad bir an duraksadı ve sonra "Beni sevdiklerini biliyorum fakat bazen özellikle de son birkaç senedir sevildiğimi hissetmiyorum." dedi.

Sorumun yanıtını aldıktan sonra Brad'e başka bir soru yönelttim "Küçükken annenle baban sana olan sevgilerini nasıl gösteriyorlardı?"

Brad kıkırdayarak, "Bana ne kadar harika olduğumu söylerlerdi. Ama artık fikirlerini değiştirdiklerini düşünüyorum." dedi.

"Sana söyledikleri olumlu şeylerden hatırladıkların var mı?"

"Bir keresinde ben küçükler liginde futbol oynarken babam bana gördüğü en iyi futbolcunun ben olduğunu söylemişti. Eğer istersem ilerde gerçek bir futbolcu olabileceğimi de eklemişti."

"Lisede futbol oynuyor musun" diye sordum.

Brad onaylayan bir hareketle başını salladı, ardından, oynadığını ama daha başarılı olabilmek için eline geçen fırsatları iyi değerlendiremediğini, belirti: "İyi oynuyorum ama yeteri kadar değil." Annesinin ona çocukken söylediği güzel sözleri hatırlamaya çalışmasını söylediğimde aldığım cevap şuydu: "Annem her zaman 'Seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum' derdi. Her seferinde de üç kere ve gayet hızlı bir şekilde söylerdi. Bazen çok içten olmadığını düşünsem de çoğu zaman içinden gelerek söylediğini bilirdim."

"Sana hâlâ öyle şeyler söylüyor mu?" diye sordum.

Brad, "Son zamanlarda pek değil, bu aralar yaptığı tek şey beni eleştirmek" dedi.

"Seni eleştirirken neler diyor?"

"Mesela dün gece benim sorumsuz olduğumu ve eğer bu huyumdan vazgeçmezsem üniversitede asla başarılı olamayacağımı söyledi. Ayrıca dağınık ve saygısızmışım."

"Öyle misin?" diye sordum.

Yavaşça "Galiba dağınığım ama eğer sürekli tepemde olmasalar saygısızca davranmazdım." dedi.

"Annenle baban başka hangi konularda seni eleştiriyorlar?"

"Her şeyde. Telefonda çok fazla konuştuğumu, arkadaşlarımla çok zaman geçirdiğimi, onların istediği saatte eve gelmediğimi, geç kaldığımda arayıp haber vermediğimi, ev ödevlerime fazla zaman harcamadığımı ve okulu ciddiye almadığımı söylüyorlar. Dediğim gibi yani her şeyimi eleştiriyorlar."

"Peki yaptıkları bütün bu eleştirilerden sonra onlar için ne düşünüyorsun?"

Brad, "Bazen onlardan kaçmak istiyorum. Bu bitmeyen kavgalardan bıktım. Neden kendim olmama izin vermiyorlar? Ben kendimi o kadar da kötü görmüyorum. Beni biraz rahat bırakmalarını isterdim." dedi.

Bunun üzerine, "Peki eğer seni rahat bıraksalardı ne yapardın?" diye sordum.

"Herhalde sadece normal bir ergen olurdum. Uyuşturucu kullanmak, bir kızı hamile bırakmak ya da birilerini vurmak gibi aptalca şeylere bulaşmayı düşünmüyorum. Sanırım annemle babam televizyonda çok fazla şiddet seyrediyorlar. Crazies'i (Deliler) seyrediyorlar ve bütün gençlerin öyle olduklarını düşünüyorlar. Neden bana güvenemiyorlar?"

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla