Tekil Mesaj gösterimi
Alt 30-04-2011, 07:29 PM   #263 (permalink)
Işıldayan Safir
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



"Her insan, doğuncaya kadar, imkânsızdır."
RALPH WALDO EMERSON

İş sosyal konulara ve dünya olaylarına gelip dayandığında, birçok insan kendini çok güçsüz ve önemsiz hisseder, kendisi özel hayatında her işini kusursuz yapsa bile kaderinin yine de başkalarının eylemlerine bağlı olduğuna inanır. Çete çatışmalarının, şiddet suçlarının, büyük bütçe açıklarının tehdidi altındaymıs gibi hisseder, evsiz barksızlara ve okuma yazma bilmeyenlere üzülür, dünya ikliminin
ısınmasına, dünyadaki pek çok canlı türünün yok olmasına kaygılanırlar. Bu tür insanlar genellikle şöyle düşünür: "Ben kendi hayatımı ve ailemin hayatını düzene soksam bile neye yarar ki? Yüksek mevkiye gelmiş bir deli her an yanlış düğmeye basabilir, hepimizi havaya uçurabilir nasılsa!" Bu tür bir inanç sistemi, kontrolün kendi elimizde olmadığını, herhangi bir önemli değişiklik yaratacak gücümüz olmadığını hissettirmekte, sonunda öğrenilmiş çaresizlik duygusuna yol
açmakta, sonu da, "Niye zahmet edeyim ki?" sorusuyla noktalanmaktadır.

Bir insanın eyleme geçme yeteneğine, bu öğrenilmiş çaresizlik kadar zarar veren bir başka duygu olamaz. Bu duygu bizim kendi hayatımızı değiştirmemizi, başkalarına da hayatlarını değiştirmeleri için yardım etmemizi engelleyen bir numaralı nedendir. Eğer bu kitabı burasına kadar okumuşsanız, benim hangi ana mesajı vermeye çalıştığımı da kuşkusuz anlamışsınızdır: düşünce biçiminizi, neler hissettiğinizi ve neler yaptığınızı şu anda değiştirecek güç zaten elinizdedir.

Belki de ömrünüzde ilk defa olarak Master Sistem'inizin kontrolünü elinize alma gücünü elde ettiniz, o güç sizi bilinciniz dışında bu noktaya kadar getirdi. Bu kitabı okuyarak ve egzersizleri yaparak edindiğiniz üstünlüklerle, kendi kaderinizin efendisi ve yöneticisi olduğunuz gerçeğini anlamış ve artık uyanmış olmanız gerekir. Sizinle birlikte, kaderi biçimlendiren o dev gücü, kararları keşfettik, neye odaklanacağımıza, nelerin ne anlama geldiğine, neler yapmak gerektiğine ilişkin kararlarımızın, hem bugünümüz, hem de yarınımız için kalite saptayıcı olduğunu anladınız.

Şimdi de sıra, toplumumuzu, ülkemizi, dünyamızı biçimlendirecek ortak kararların üstüne gitmeye gelmiş bulunuyor. Gelecek kuşaklar boyunca doğacak ve yaşayacak insanların hayat kalitesini saptayacak olan şey, bizlerin bugün vereceğimiz kolektif kararlarla, uyuşturucu bağımlılığı gibi, ticarette dengesizlikler gibi, etkisiz eğitim gibi, cezaevlerimizin eksiklikleri gibi yaygın zorlukların üstüne gitmemiz olacaktır.

İyi işlemeyen her şeyin üstüne gitmekle, odağımızı etkilere yöneltmiş oluyor, bu sorunların nedenlerini ihmal ediyoruz. Kaderimizi yaratan şeyin, sizin ve benim her gün verdiğimiz küçük kararlar olduğunu anlayamıyoruz. Bunun anlamı, bizim adımıza düşünme işini çevremizdeki diğer insanlara ve diğer faktörlere bırakmak, yaptıklarımızın potansiyel etkilerini düşünmeden hareket etmek, böylelikle belki de en çok korktuğumuz sorunları daha büyütmek demektir.

Kısa dönemde acıdan kaçmaya çalışırken, uzun dönemli acılar yaratacak kararlar veriyoruz, sonra nehrin daha ötelerine sürüklendiğimiz zaman da, bu sorunlar kalıcıdır, değiştirilemez, koşulların doğal sonucu bunlar, deyip duruyoruz.

Herhalde en inandırıcı sahte inanç, durumu tersine ancak bir süpefmenin çevirebileceği yolundaki, çoğumuzun paylaştığı inanç olsa gerektir. Oysa bundan yanlış şey olamaz. Hayat kümülatif bir şeydir. Hayatımızda aldığımız bu sonuçlar, bizim birey olarak, aile olarak, toplum olarak, canlı türü olarak verdiğimiz bir yığın küçük kararın bir toplamıdır. Hayatımızın başarılı ya da başarısız olması, bir tek büyük olayın, dünyayı sarsan kararın sonucu olarak ortaya çıkmaz. Bazen her ne kadar bize öyleymiş gibi görünse de, bu doğru değildir. Aslında başarıyla başarısızlığı saptayan şey, her gün verdiğimiz kararlarla her gün giriştiğimiz eylemlerdir.

Yine aynı şekilde, her birimizin bireysel düzeyde verdiği günlük kararlar, giriştiği eylemler, yüklendiği sorumluluklar, sakatlarımıza bakıp bakamayacağımızı, çevremizle uyumlu yaşayıp yaşayamayacağımızı saptayan şey olacaktır. Hem bireysel, hem de ortak kaderimizde büyük ve etkili değişiklikler yaratabilmek için, kendimizi sürekli ve sonu gelmez gelişmeye, CANI disiplinine adamak zorundayız. Uzun dönemde kalıcı olacak değişiklikleri ancak o yolla yaratabiliriz.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla