Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07-12-2006, 10:00 PM   #2 (permalink)
hayatimdegisti
Administrators
Atakan Sönmez
 
Üyelik tarihi: May 2006
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 5,723
Tesekkür: 2,852
3,132 Mesajinıza toplam 17,384 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
hayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond repute
Standart Ynt: Telkinler Sindirim Sisteminizi Etkiledi mi Anketi

Bağırsaklar iyi çalışırsa ne olur?

Karaciğer iyi çalışır,
Tansiyon riski az olur,
Kalp ritmi düzenli olur
İdrar problemi daha az olur,
Gözler daha parlak olur,
Kulaklar daha iyi duyar.
Elimizin hassasiyeti daha fazlalaşır.
Öğrenci dersini daha iyi anlar daha iyi ders çalışır.
İş verimliliğini artırır.

Bağırsağı iyi çalışan bir şahsın, aynı yaşta, aynı boyda, aynı kilodaki bir kişiye oranla sağlığı daha iyidir. Bu çok önemli artı bir değerdir.



Kalın barsaklar nasıl çalışır?

Kabızlığın nasıl olduğunu anlamak için kalın barsağı (bazı yerlerde kalın barsak yerine “kolon” kullanılır.) nasıl çalıştığını anlamak lazım.
Kalın barsağın iki görevi vardır:
1)Su ve elektrolitlerin emilmesi
2)Geri kalan artık maddenin yani dışkının atılıncaya kadar depolanması.
Bu iki görev için de yoğun hareket gerekmediğinden kalın barsak hareketleri normalde çok yavaştır. Kalın barsak hem su ve minerallerin emilmesinini sağlayan boğumların kasılması ile mikser hareketi yapar, hem de içeriğinin ilerlemesi için kısa itici kasılmaları ve büyük amplitüdlü kaba itici hareketler yapar.
Bu kaba hareketler gün içinde sadece bir-üç kez olur, en çok kahvaltıdan sonraki ilk saatte yaklaşık 15 dakika kadar devam eder. Bu hareketlerle dışkı rektuma (kalın barsağın son kısmı) doğru itilir ve dışkılama hissini uyandırır.
Kalın barsakta dışkıya ileri iten en kuvvetli hareket olan bu kaba hareketler "gastrokolik" ve "duedonokolik" reflekslerle harekete geçer(gastro:mide, kolon:kalın barsak, duedonum: oniki parmak barsağı).
Yemek yedikten sonra kaba hareketlerin oluşması bu reflekslerle olur.Yemek sonrası mide ve duedonum (ince barsağın ilk kısmı)duvarları gerilerek, kalın barsak hareketlerini uyarır. Başka bir deyişle yiyecekler yukarıdan “ben geliyorum, bana yer aç” demektedir.
Kaba hareketler kalın barsak duvarının irritasyonu (tahriş olması) ile de uyarılabilir. Ülseratif kolitte hemen hemen sürekli devam eden barsak hareketlerinin nedeni budur.

Dışkılama refleksi: Dışkı rektuma indiğinde rektum duvarlar gerilir ve dışkılama hissi meydana getirir. Buraya kadar olan olaylar istem dışıdır. Tuvalet eğitimini almış bir kişi, eğer dışkılama için uygun bir ortam yoksa istemli çalışan dış sfinkter kasını kasarak dışkılamayı engeller. Eğer dış sfinkteri kasmaya devam ederse, birkaç dakika sonra dışkılama reflekleri kaybolacaktır. Ortam uygun olduğunda ise dışkılama refleksleri kaybolsa bile derin bir nefes alarak diyaframı aşağı iterek ve karın kaslarını kasarak karın basıncını arttırabilir böylece dışkıyı kalın barsağn son bölmüne iterek yeni refleksleri uarabilir. Bu şekilde oluşan refleksler hiçbir zaman doğal olarak oluşan refleksler kadar güçlü değildir. Bu nedenle sürekli doğal reflekslerini baskılayan kişiler veya doğal barsak hareketlerinin yerini alcak müshil ilaçlarını sıklıkla kullanan kişiler ileride ciddi kabızlık çekerler.

Eğer bir kişi, hayatının erken dönemlerinde düzenli tuvalet alışkalnlığ kazanırsa, ki genelde kahvaltıdan sonra gastrokolik ve duedonokolik reflekslerin kalın barsakta kaba hareketleri uyardığı zamanda tuvalete giderse, hayatın ileri dönemlerinde gelişebilecek kabızlığı önlemiş olur.





Kabızlığın sebepleri nelerdir?

Kabızlk daha önce de belirttiğimiz gibi bir hastalık değil belirtidir. Birçok hastalık, ilaç ya da bazı durumlar kabızığa sebep olur. Ama kabızlığın en sık nedeni düzensiz beslenme alışkanlıkları sonuc gelişen kabızlık ve çzüm olarak da kabızlık ilaçlarınn uygunsuz kullanılmasıdır. Aşağıda kabızlığın nedenlerinden bazları sralanmıştı:
-Diyette lifli beslerin yetersiz olması
-Günlük sıvı alımının yetersiz olması
-Sedanter yaşam, hareketsizlik
-Hareketsiz kalınan uzun seyahatler
-Dışkılama refleksinin sürekli baskılanması
-Hamilelik
-Yaşlanma
-İrritabl barsak sendromu(spastik kolon): Kabızlığın en sık nedenlerinden biridir. Altta yatan organik bir rahatsızlık olmamasına rağmen aralıklarla kabızlık ve ishalin görüldüğü, karın, ağrısı, şikinlik, gazın eşlik ettiği, stresle de artan bir hastalktır.
-Laksatiflerin (müshil ilaçlarının)kötüye kullanımı:Laksatiflerin uzun süre kullanılması barsak tembelliğine yol açar. Laksatifler zamanla barsakladaki sinirlere hasar vererek barsağın kendi doğal kasılmasını önler.
-Bazı ilaçlar:
Antiasitler:Alüminyum hidroksit ve kalsiyum karbonat içerenler
Antispazmotik ilaçlar
Antidepresanlar
Demir hapları
Antikonvulzan ilaçlar(epilepiside nöbetleri önleyen ilaçlar)
Bazı ağrı kesciler(özellikle kodein, morfin gibi opioid analjezikler)

-Bazı hastalıklar:
*Nörolojik hastalıklar: Bağırsağı hareket ettiren sinir uyarılarının
oluşmasını veya iletimini engelleyerek bağırsak hareketlerini azaltır,kabızlığa neden olur.Örneğin:Hichprung hastalığı, Multiple skleroz, Parkinson hastalığ, İnme, omurilik yaralanmaları
*Metabolik ve Endokrin hastalıklar: Diyabet (Şeker hastalığı),Tiroid bezinin yeterli çalışmaması, üremi, hiperkalsemi gibi bazı elektrolit bozuklukları
*Kurşun zehirlenmesi
*Skleroderma ve lupus gibi bağ dokusu hastalıkları
-Barsakların mekanik nedenlerden dolayı tıkanması:
*İltihabi yapışıklıklar
*Barsak kanseri: Kabızlığın nadir sebeplerinden biridir. Özellikle 40 yaş üzeri kişilerde, yakın zamanda başlamış açıklanamayan kabızlık, kilo kaybı, dışkıda kanın eşlik ettiği durumlarda gecikmeden doktora başvurumalıdır.
*Barsakların kendi üzerine katlanmas(volvulus)



Kabızlık daha çok kimlerde görülür?

Siz zannedersiniz ki bir tek kendiniz kabızsınızdır. Oysa toplumda
kabızlık tahmin edildiğinden daha fazladır. Hele gidin bakın dahiliye
servislerine gastroenterologlara müracaat eden kimselerin neredeyse yüz
kişide yirmi kişisi kabızlık şişkinlik gaz şikayetiyle baş vurmaktadır.
Bir de kadınlar ve çocuklarda erkeklere oranla daha fazla görülür.
Kabızlığa modern şehrin hastalığı da derler. Kırsal alanda yaşayan
sebze meyve gibi lifli yiyecekler tüketen kişilerde kabızlık çok daha az
görülür.
Bizler modern hayatla birlikte beslenme şeklimizi de değiştirmek
zorunda kalmış insanlarız. Yine iş yerlerinde hareketsiz ve stres yüklü ortam da sebepler
arasındadır.
Az hareket edebiliyoruz. Sinirli, titiz ve hırslı kişiler olup çıkıyoruz.
Kabızlık da daha çok böyle kişilerde görülüyor.
Sürekli seyahat eden, oturarak veya ayakta meslek icra eden kişilerde, herhangi bir nedenle sürekli olarak büyük aptes ihtiyacının giderilmesini erteleyen kişilerde bu durum daha sık olmaktadır.
Doğuştan gelen bazı hastalıklar da bebeklerde inatçı kabızlığa yol
açabilir.
-Ruhsal değişimlerin en yoğun yaşandığı büyüme ve ergenlik çağı,
sindirim sistemine bağlı fonksiyonel şikayetlerin sıklıkla görüldüğü
çağdır.
Özellikle öğrenime devam eden gençlerde sınav stresinin de eklenmesi
geçici fakat sıkıntılı kabızlığa neden olabilir.
-Yine multipl skleroz, parkinson hastalığı gibi kas ve sinir sistemini
tutan hastalıklar, omurilik travmaları, kurşun zehirlenmesi ve diğer
fonksiyonel nedenler bağırsağı hareket ettiren sinir uyarılarının
oluşmasını veya iletimini engelleyerek bağırsak hareketlerini azaltır,
kabızlığa neden olur.
-Omurilik yaralanmalarından sonra kalın bağırsağın refleks kontrolü
kaybolduğu için inatçı kabızlık görülebilir.


Dışkılama hissinin sürekli baskılanması kabızlığa neden olur.
-Çocukluktan itibaren tuvalet alışkanlığı kabızlğa sebep olabiliyor.
Örneğin, çocuk okulun tuvaletini evindeki kadar temiz bulmuyor. Tiksiniyor
ve tuvaletini evine kadar bekletiyor.
Yine büyük iş merkezlerinde, nice çarşı binalarında, nice görkemli lüks
alış-veriş alış merkezlerinde göze hitap eden yerlerdeki temizlik ve
titizlik tuvaletlere gösterilmiyor.
Bütün bunlar bağırsağın boşaltım sistemini bozan faktör oluyor.
Oysa, neler yapılabilir? Örneğin okuldaki tuvaletler bilinçli olarak en
az evlerimizdeki kadara temiz tutulmalıdır. Buna rağmen yine de genel
tuvalete gitmekten tiksinen aşırı hassa çocuklar varsa onlara annesi
çişini sabah kahvaltısından sonra evde yapıp öyle okula gidecek şekilde
düzen kurmaya çalışabilir.
İş yerlerinde ise, birincisi şu kolaycılık bir yana bırakıp, işin
sağlık
boyutunu da düşünerek, böylesi iş merkezlerinde tuvaletler de en az
vitrinler kadar temiz olmalıdır.
İkincisi de alafranga tuvalette temas nedeniyle hijyenik bulmayanlar için alaturka tuvaletler de bulunmalı.
Tabi ki, kilolu sorunu, bel fıtığı, dizinde kireçlenme vs gibi sorunu
olanlar için de alafranga tuvaletler olmalıdır. Ama en önemlisi her iki
tuvalet de en az vitrinler kadar temiz ve bakımlı olmalıdır.
Buna rağmen kimi insan, iş yerinde olsun, böylesi alış veriş merkezinde
olsun tuvalete gitmek istemiyor. Tuvaletini evinde yapmak üzere
erteliyor.
Bu da bağırsağı tembelleştiriyor, duyarsızlaştırıyor.


Beslenme alışkanlığı çok önemli

Sağlıksız beslenme deyince aklınıza eğer et, süt, tereyağı, bal, kaymak
yiyememe geliyorsa yanılıyorsunuz. Sağlıksız beslenme vücudun ihtiyacı
olan gıdayı zamanında ve yeteri kadar alamama demektir.
Örnek verelim, bulgur pilavını yemeyen insan sağlıksız besleniyor
demektir. Çünkü bulgurda bağırsakların çalışmasına yardımcı olacak
sellülozik madde vardır. Ama çok insan bulgur yemez.
Yine örneğin, hayatımıza “ekmek arası bir düzen” girdi. Yarım
ekmek döner, hamburger, dürüm vs gibi…
Sulu yemekler alışkanlığı neredeyse yok olacak.
Hepsinden önemlisi sofrada yemek yerine ayak üstü çabuk çabuk bir
şeyler tıkınıp sadece “karın doyurmak” mantığı.
Diyetimizdeki liflerin yeteri kadar olması gerekir, çünkü lifler emilmeyip su çekerek dışkı hacminin oluşmasına, ve dışkının yumuşamasını sağlar.
Kepek, lifin en önemli kaynağıdır. Ayrıca meyve ve sebzelerde de bol miktarda lif bulunur.
Ayrıca bol su, meyve suyu, ayran için. Kafein içeren kola ve kahve gibi içecekler dışkıdaki su miktarını azalttığı için mümkün oldukça az alınmalıdır.



Ne zaman doktora başvurmalıyım?

Uzun süre kabızlık çekiyorsanız ve sadece kabızlık ilaçları ile tuvalete çıkabiliyoranız bu kısır döngünün kırılması, kabızlığa neden olabilecek bir hastalık varsa bunun araştırılması için doktora gitmelisiniz.

Özellikle 40 yaşın üstünde olup yakın zamanda başlamış, nedeni açıklanamayan kabızlık ve kilo kaybı varsa,
Dışkılama ile birlikte kan gelirse,
Çabuk yorulma, halsizlik, soğuğa karşı toleranssızlık, ses kalınlaşması gibi şikayetleriniz varsa(guatr bezinin az çalışması neden olabilir)
Şiddetli karın ağrısı, kusma varsa,
Ayrıca ıkınmaya bağlı olarak makatta çatlak, yarık ya da basur varsa doktora başvurun.



Tedavi...

Barsak hareketlerinin yeniden düzenlenmesi için yapabileceğiniz en önemli üç şey;
BOL SU İÇMEK
BOL LİFLİ GIDA ALMAK
EGZERSİZ YAPMAK



Hafif kabızlığı olan birçok hasta yukardaki değişikliklerle tedavi olabilir. Buna cevap vermeyen hastalarda ek olarak bazı kabızlık ilaçları doktor kontrolünde geçici süre kullanılabilir. Kabızlık için kullanılan çeşitli ilaçlar vardır:
Kitle oluşturucu laksatifler: Bu gruptaki ilaçlar sindirilmeyen bitkisel kaynaklı maddelerdir. Bu maddeler su tarak şişer ve kitle etkisi oluştururlar. Diğer laksatfilere göre daha az bağımlılık oluşturduğu için daha güvenlidirler. Psylium, Kalsiyum polikarbofil, kepek, agar bu gruba aittir.
Ozmotik etkili laksatifler:Bu gruptaki ilaçlar sünger gibi su çekerek etki gösterirler. Etkileri daha çabuk başlar. Sorbitol, lakloz, mannitol, magnezyum ve sodyum içeren bileşikler bu gruptandır.
Stimulan laksatifler: Bu ilaçlar barsakta ritmik kasılma sağlarlar. Ayrıca barsak yüzeyi üzerinde tahriş edici etkisi vardır.Bu ilaçların uzun süre kullanılması barsak sinirlerinde zedelenmeye yol açabilir. Bisakodil, laktuloz,hint yağı bu gruptandır.
Yumuşatıcı laksatifler:kalın barsaktaki dışkıyı ve barsak yüzeyini yumuşatarak ve yüzey gerilimini azalarak etki ederler. Sıvı vazelin, sıvı yağlar, gliserin, dokuzat sodyum bu gruptandır.



Hamilelik ve Kabızlık

Hamilelik süresinde anne vücudunda bir takım hormonal değişiklikler olmaktadır. Bu hormonların bazıları sindirim sistemini de etkilemekte, mide, ince barsak ve kalın barsak da dahil olmak üzere tüm sindirim sisteminin hareketi azalmaktadır. Bu nedenle hamileliğin başlangıcından itibaren artan bir şekilde kabızlık görülür.Hamileliğin ilerlemesi ile büyüyen bebek ve rahim, karın içinde daha fazla yer kaplar ve özellikle kalın bağırsağın son kısmı üzerinde baskı olur. Bu durum da büyük aptesti zorlaştırır. Hamilelikte ve doğum sonrası emzirme problemlerinde akupunktur tedavisi çok yararlıdır.

Akupunktur ve Kabızlık Tedavisi

Kabızlık, başta da belirttiğimiz gibi rahatsızlık olan vücudun verdiği en önemli işarettir. Bir sinyaldir. Dolayısıyla kabızlığın giderilmesi için kabızlığa sebep olan rahatsızlıkların tespit edilip giderilmesi lazımdır. Akupunkturla kabızlığın tedavisi o açıdan önemlidir. Akupunktur vücudu bir bütün olarak tedavi eder. Hormon dengesini düzenler, Bağışıklık sistemini düzenler, Bağırsağın kendi iç ve dış cidarının kanlanmasına ve beslenmesine sebep olur. Bağırsak boşaltım görevini daha sağlıklı yerine getirir. Sindirim sistemini düzenler.

Kaynaklar
1-Guyton&Hall:Textbook of Medical Physiology 1996,Gastrointesinal Physiology
2-eMedicine Journal :Constipation

__________________
http://www.hayatimdegisti.com
Hemen ücretsiz deneme telkinlerini indirmek içinse bu link.Suçluluk ego ve kendine güveni 2 gün dinleyin
https://www.dropbox.com/sh/b6youoq8m...vwFPsoEYa?dl=0
Dinledikten sonra etkiler ile ilgili anketlere bu linkten katilin.
http://www.hayatimdegisti.com/forum/...-anketlerimiz/
hayatimdegisti isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla